Sosyal Medya

Kürsü

İbrahim Kiras- Muhalefetin neden ittifakta gözü yok

Ä°brahim Kiras- Karar



Seçim ittifaklarını siyasi partiler güle oynaya gerçekleÅŸtirmiyorlar. Parti demek ayrı, özerk yapı demek. Latincedeki bölmek, ayırmak anlamındaki fiilden (eskiden kullandığımız “fırka” da Arapçada aynı anlamdaki fiilden) türemiÅŸ bir söz bu.
 
Demek ki uzlaÅŸmak deÄŸil farklılaÅŸmak var doÄŸasında. Dolayısıyla bir siyasi partinin bir diÄŸer partiyle bir araya gelip iÅŸbirliÄŸi yapması harici bir etken sözkonusu olmadıkça kolay deÄŸildir. Bugünlerde seçim ittifakı çerçevesinde yürütülen çalışmaları ve partilerin tutumlarını bu gözle deÄŸerlendirmek lazım.
 
GeçmiÅŸte ittifak arayışlarında harici etkenlerin başında seçim sisteminin ortaya çıkardığı engellerin -özellikle de yüzde onluk barajın- aşılması zarureti gelirdi. Yeni seçim sisteminin ise ittifaksız iÅŸletilmesi adeta imkânsız. CumhurbaÅŸkanının iki turda ve “yüzde elli artı” oyla seçilme mecburiyeti ittifakları zorunlu kılıyor. Ä°ki turlu seçim zaten tabandaki “doÄŸal ittifak”ın kapısını zorunlu olarak açıyor ama 24 Haziran öncesi yapılan deÄŸiÅŸiklikle bu durum yasal hale getirildi ve ittifakın tabandan önce tavanda kurulması esas alındı.
 
Bu yeni düzenlemeye göre, bir arada yapılan CumhurbaÅŸkanlığı ve milletvekili seçimlerinde ittifaklara izin var, ancak belediye seçiminde ittifak yasal olarak mümkün deÄŸil. Seçim iki turlu olmadığı için tabanda ittifak da mümkün deÄŸil. (Aslında baÅŸkanlık sisteminin “felsefesi gereÄŸince” belediye baÅŸkanlarının da “yüzde elli artı” oyla ve iki turlu seçimle gelmesi icap eder. Meclisin dahi etkisiz hale geldiÄŸi mevcut sistem içinde kamu yönetimindeki aşırı merkeziyetçiliÄŸin sakıncalarını hafifletmenin baÅŸka yolu yok çünkü. Ama bu ayrıca tartışılması gereken baÅŸka bir konu…)
 
Bu durumda ister istemez tavanda kurulacak fiili ittifaklar çerçevesinde karşılıklı “jest”lerle partilerden birinin adayı etrafında uzlaÅŸmak yoluna gidilecek.
 
***
 
AK Parti ile MHP cumhurbaÅŸkanlığı ve milletvekili seçimlerinde gerçekleÅŸtirdikleri ittifakı yerel seçimde de sürdürecekler. Aradaki pazarlık süreci biraz sert geçmiÅŸ olsa da bozulması veya gözden çıkarılması düÅŸünülmeyecek, çünkü her iki tarafın da kazandığı rasyonel bir ortaklık bu.
 
Ä°stanbul ve Ankara gibi sembolik deÄŸeri çok fazla olan iki merkezin kaybedilmesi riskini düÅŸürebilmek için MHP’nin desteÄŸine karşılık AK Parti’nin sözgelimi Mersin, Osmaniye ve Manisa belediyelerinden vazgeçmesi hiç de mantıksız bir “alışveriÅŸ” sayılmaz.
 
Muhalefet bloÄŸunda ise durum biraz karışık. Millet Ä°ttifakı adı altında milletvekili seçimlerine kendi listeleriyle ama “oy pusulasında ittifak yaparak” giren CHP, Ä°YÄ° Parti ve Saadet aslında ittifak yapmış deÄŸillerdi. En baÅŸta cumhurbaÅŸkanlığı için ortak aday çıkaramamışlardı.
 
Buna mukabil 24 Haziran’da ortak aday çıkarmış ve seçimi kazanmış olan iktidar cephesi önümüzdeki yerel seçimde de -bu sefer lokal düzeyde bile olsa- ortak adaylar etrafında uzlaÅŸmayı baÅŸarmış görünüyor. Muhalefet bloÄŸundaki ortak aday üzerinde uzlaÅŸamama tavrı ise devam ediyor. Gazetelerde yazılıp çizilenler, kulislerde konuÅŸulanlar doÄŸruysa iktidar bloÄŸunun Ä°stanbul, Ankara gibi merkezlerle ilgili endiÅŸeleri belki de yersiz. Çünkü ortak adaylar üzerinde mutabakat oluÅŸturma iradesi gösteremeyen muhalefetin buralarda bir risk oluÅŸturabilmesi en azından bugünkü tabloda kuvvetli bir ihtimal gibi görünmüyor.
 
Peki neden? Siyasi partilerin de kendi özel çıkarlarıyla içinde yer aldıkları siyasi bloÄŸun ortak çıkarı her zaman örtüÅŸmüyor… Bazen bugünkü çıkarlarıyla yarınki çıkarları arasında bir tercih yapmaları gerekebiliyor. Daha doÄŸrusu yarınki büyük kazanç için bugünkü küçük beklentileri feda etmek siyasetin tabiatına uymayabiliyor... Bazen aynı parti içinde farklı grupların birbiriyle çatışan siyasi hesapları olabiliyor. Bazen liderler partilerine tam olarak hâkim olamadıkları için bu farklı hesapları tek bir politika olarak tevhit edemiyorlar...
 
Bir bölümü CHP’de bir bölümü de Ä°YÄ° Parti’de karşımıza çıkan bütün bu problemler siyasi kaderini bir baÅŸka partinin siyasi kaderiyle birleÅŸtirmek anlamına gelebilecek bir ittifak içinde yer almayı zorlaÅŸtırıyor. Bu grafiÄŸin karşı tarafında ise hem yeni sistemin hem de mevcut konjonktürün ittifakları zorunlu kıldığı siyasi tablo ve bununla baÄŸlantılı kamuoyu baskısı veya beklentisi var. Dolayısıyla muhalefet partileri arasındaki ittifak müzakerelerinin bir sonuca baÄŸlanması ihtimali son tahlilde bu konuda liderlerin gösterecekleri iradeye baÄŸlı görünüyor.

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.