Sosyal Medya

Kürsü

Ahmet Taşgetiren- Geç kalmışlık sendromu

Ahmet TaÅŸgetiren- Karar



Türkiye ve Ä°slam dünyasının meselelerine gündelik gerilimlerle deÄŸil de, kalıcı perspektiflerle bakanlar, ana problemi görmekte gecikmiyorlar.
 
Dün iki mülakat okudum, ikisinde de böyle temel bir perspektif çabası vardı.
 
Birisi CumhurbaÅŸkanlığı sözcüsü Ä°brahim Kalın’ın Hürriyet’ten Ä°pek Özbey’e verdiÄŸi mülakat, diÄŸeri AYBÜ öÄŸr. ü. Dr. Merve Seren’in Star’dan Fadime Özkan’a...
 
Kalın’ın mülakatı, “Barbar Modern Medeni” isimli yeni çıkan kitabı baÄŸlamında gerçekleÅŸmiÅŸ. Dr. Seren’in mülakatı ise, Türkiye’nin stratejik iliÅŸkilerini irdeliyor.
 
Mustafa KaraalioÄŸlu’nun dünkü yazısında benim “100 yılın muhasebesi ve eÄŸitim” baÅŸlıklı yazıma atıfla, ÅŸu cümleler paylaşılmıştı:
 
“GecikmiÅŸ iÅŸler var. 
 
Dünya ile aramızda açılmış mesafeler var.   
 
GecikmiÅŸ iÅŸleri yapmak, açılmış mesafeleri kapatmak ve bu arada insan zayiatına izin vermemek.
 
Ben derim, bu iÅŸte biraz “Can havliyle” gayret etmek gerekiyor.” 
 
Ä°ÅŸte bu “Geç kalmışlık” problemini gördüm iki mülakatta ve farkedilmiÅŸliÄŸin yaygınlaÅŸmasından mutlu oldum.
 
H H H
 
Dr. Merve Seren, bunu ÅŸöyle ifade ediyor:
 
“Aslında savunma sanayii deÄŸil;  bilim-teknolojide ve buna baÄŸlı olarak Ar-Ge ve Ür-Ge yatırımlarında geç kalınmışlık yaÅŸandığı kabul edilmelidir. Bu geç kalınmışlık siyasi konjonktür ve karar alıcı mekanizmayla doÄŸrudan ilintili bir durum.” (Star, 26 kasım 2018)
 
Ä°brahim Kalın’da konu, daha medeniyet perspektifli bir noktaya evriliyor. Bu, doÄŸru da bir davranış aynı zamanda. Çünkü benim yaptığım gibi konu “100 yıllık” belki daha öte bir muhasebeyi içeriyor. Ben de o baÅŸlıktaki konferansı sunarken, Osmanlı’nın çözülüÅŸ döneminin muhasebesini yaparak Birinci Dünya Savaşı sonrasına geldim.
 
Ä°brahim Kalın “Batı dışı toplumlar ‘medeniyet’le meydan okumayı zamanında göremedi mi?” sorusunu cevaplandırırken ÅŸunları söylüyor:
 
“Geç kaldılar. O tarihi sürece nerede, ne zaman müdahale edeceklerini tespitte zorlandılar. Karşılarında hiç tanımadıkları yeni bir güç vardı. Ä°lk defa savaÅŸan ordularının yanında bilim adamlarıyla, sanatçılarıyla, tarihçileriyle, eÄŸitimcileriyle, hukukçularıyla gelip toplumu kategorize eden ‘Biz moderniz, biz ileriyiz, biz medeniyiz, siz henüz o noktada deÄŸilsiniz’ diyen yepyeni bir dünya ile karşılaÅŸtılar. Bu süreçte Türkler, Ä°ranlılar, Araplar, Çinliler bu meydan okumayı tam manasıyla kavrayamadılar. Çünkü pratik sorunlarla uÄŸraÅŸmak zorundaydılar. Avrupa büyük bir hamle yaparak, bu egemenliÄŸi ele geçirdi. Avrupalı olmayan toplumların bu tarihi süreci okumada büyük bir gecikme içinde olduklarını teslim etmek gerekir.”
 
Peki “Bugün durum ne?”
 
Bu soruyu cevaplandırırken Ä°brahim Kalın “Bugün Batı’nın medeniyet adına söyleyecek sözü tükendi” tespitini yapıyor. Ya alternatif bir medeniyet hamlesi?
 
Onu mesela Ä°slam dünyası yapabilecek mi?
 
Kalın’ın cevabı “Ä°slâm dünyası ise söyleyecek sözünü arıyor.” ÅŸeklinde.  Arıyor yani.
 
Devamında da ÅŸunlar var:  Batı’da özeleÅŸtiri geleneÄŸi güçlü bir ÅŸekilde devam ediyor:
 
“Ä°slam dünyası da çok güçlü bir medeniyet geleneÄŸine sahip olduÄŸunun, neredeyse 1000 yıla yakın dünyada kültür, sanat, medeniyet, bilim, ÅŸehircilik adına en büyük eserlerin bu coÄŸrafyada verildiÄŸinin farkında. Ama ÅŸu anda kendi gerçekliÄŸi bundan çok uzak.”
 
Problem ne?
 
“Bir ufuk daralması yaÅŸandı. Medreseler, çağın ihtiyaçlarını karşılayacak standartları yakalayamadılar. Kanaat önderleri dönüÅŸümün hızını tam manasıyla kavrayamadılar. Kavradıklarında da iÅŸ iÅŸten geçmiÅŸti.”
 
Ä°brahim Kalın “Ä°slam dünyası için ümit” sorulduÄŸunda “savaÅŸlar, terör, mezhep gerilimleri, iç sorunlar, cehalet, fakirlik…” gibi pek çok “kanayan yara”yı anıyor. “Ä°slam Dünyası kendi geleneÄŸini yeniden keÅŸfetme gayreti içinde.” diyor, “Fakat çok baÅŸarılı olduÄŸunu söyleyemem.” diyor. “Ä°slam dünyası bir taraftan da bugünün dünyasını anlamaya çalışıyor.” diyor.
 
Ben derim, ümit her zaman vardır. Siz yüreÄŸinizdeki enerjiyi tüketmemiÅŸseniz, iç didiÅŸmeleri bırakıp topyekün tırmanış duygusunu paylaÅŸabiliyorsanız yolları açarsınız. Yoksa yüz yıl daha geçer “geç kalmışlığı” konuÅŸuyor oluruz.

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.