Kürsü
Aydın Ünal- Aday belirlemek artık kolay değil
Follow @dusuncemektebi2
Aydın Ünal- Yeni Şafak
Aday listeleri herkesi memnun etmez. Açıklanan adaylara kulp takan çok olur. “Bu aday seçilemez” diyenler, “küstüm” diyenler, “daÄŸ fare doÄŸurdu”, “hayal kırıklığı”, “böyle mi olacaktı” diyenler çokça çıkar.
Seçmen farklı düÅŸünür. Parti ya da liderin sahaya sürdüÄŸü adaya güvenir, mührü basar. Seçilen aday da gösterdiÄŸi performansla genelde hakkında tezvirat yapanları yanıltır, mahcup eder.
Bugün siyaset sahnesinde olan isimlerin ekseriyeti 5 yıl, 10 yıl öncesine kadar hiç bilinmiyor, tanınmıyordu. Kendilerine fırsat verildi, çalıştılar ve kendilerini ispat ettiler.
AK Parti’nin aday belirleme tarzı biraz da “denize at, yüzmeyi orada öÄŸrenir” ÅŸeklinde gelenekselleÅŸmiÅŸtir. Kimi zaman boÄŸulanlar olsa da, çoÄŸunlukla denize atılan aday yüzmeyi öÄŸrenir ve oradan çıkmayı baÅŸarır. Adayı boÄŸulmaktan kurtaran çoÄŸu zaman kendi yeteneÄŸi, soÄŸukkanlılığı, hırsı, baÅŸarısıdır; kimi zaman da liderin ve partinin arkasında sapasaÄŸlam durmasından, kefil olmasındandır.
AK Parti kurulduÄŸu 2001 yılından bu yana her seçimde adaylar konusunda risk aldı ve bu riski baÅŸarıya tahvil etti.
Açıkçası, aday belirlemede klasik yöntemlerin ve geleneÄŸin iÅŸe yaramayacağı, riske girilemeyecek bir seçime gidiyoruz.
Adayı denize atıp, “acaba çıkacak mı, yoksa boÄŸulacak mı” diye bekleme, izleme lüksümüz yok.
7 Haziran seçimlerinde AK Parti yüzde 41 oy aldı. Tek başına hükümeti kuramadı. 5 ay sonra, 1 Kasım’da yapılan seçimlerde vatandaÅŸ çok net bir ÅŸekilde “sana bir imkân daha veriyorum, kendini gözden geçir” mesajıyla AK Parti’ye yüzde 49,5 oranıyla destek verdi.
24 Haziran seçimlerinde ortaya çıkan yüzde 42 sonucu, seçmenin 7 Haziran 2015 pozisyonuna yeniden geldiÄŸini gösteriyor. Üstelik 24 Haziran seçimleri sonrasında bir de ekonomide sıkıntılar yaÅŸanıyor.
Karşı karşıya kaldığımız tablonun verdiÄŸi mesaj son derece net: Seçmenin tolerans eÅŸiÄŸi düÅŸmüÅŸ, buna baÄŸlı olarak AK Parti’nin de hata marjı daralmıştır.
Ä°ÅŸler iyi giderken birçok hata görmezden gelinir, hoÅŸgörüyle karşılanır; iÅŸler sarpa sarınca en küçük hata bile büyük hadiseye, büyük meseleye dönüÅŸür.
Bin 398 belediye baÅŸkan adayı belirlenirken, 25 bine yakın meclis üyesi tespit edilirken, AK Parti, bugüne kadar gösterdiÄŸi hassasiyetin çok çok üzerinde bir hassasiyet sergilemek zorunda.
Kamuoyunda “kibirli” algısı yükseliyorsa, yersiz dedikodular çoÄŸalıyorsa, ithamlar, iftiralar, yalanlar eskiye nazaran daha hızlı yayılıyor ve ilgi görüyorsa, aday belirlerken çok daha dikkatli olmak gerekir.
FETÖ ile mücadelede sergilenen hassasiyetin ve “detaycılığın”, aday belirlerken esirgenmesi, özellikle Anadolu’nun küçük ÅŸehirlerinde, ilçe, belde ve köylerinde negatif hava oluÅŸturur. Böyle durumlarda sadece küçük bir mahalli birimin kaybedilmesi deÄŸil, Türkiye genelinde infial oluÅŸması riski ortaya çıkar. AK Parti’nin, “FETÖ üyesidir” diyerek masum insanların yarış dışı bırakılmasının, ya da FETÖ üyelerinin listelere sızmasının önüne mutlaka geçmesi gerekir.
Böyle hassas zamanlarda tek başına parti gücü ya da lider kefâleti adayın seçilmesi için yeterli olamayabilir. Seçmenin adayları ince eleyip sık dokuyacağını, geçmiÅŸte görmediÄŸi, görmezden geldiÄŸi kriterleri bu seçimde arayacağını, liyakate, tecrübeye, baÅŸarıya geçmiÅŸe oranla daha fazla odaklanacağını da hatırlatalım.
Seçmende hoÅŸgörü eÅŸiÄŸinin düÅŸmesi, AK Parti için de hata marjının daralması, sadece aday listelerinde deÄŸil, bundan sonra uygulanacak politika ve söylemlerde de azami dikkati zorunlu kılıyor.
Cumhur Ä°ttifakı’nın 31 Mart seçimlerinde de devam edecek olması kuÅŸkusuz hem AK Parti, hem de MHP için faydalıdır. Her iki partinin de buna ihtiyacı vardı. Ä°ttifakın sonuçları mutlaka sandıkta olumlu tezahür edecektir.
Ä°ttifakta bugüne kadar gördüÄŸümüz, “büyük balığın” küçük balığı yutmak gibi bir niyeti, gayreti yok. Tersi yönde de bir niyet ve gayret yok. Ancak yine de siyasetin tabiatı, “küçük balığın büyük balığı yutması” gibi bir riski barındırıyor.
AK Parti’nin, ittifak yaptığı partinin diline, söylemine, politikalarına ve ideolojisine yakınlaÅŸması kendisine zarar, ittifak yaptığı partiye fayda getirir. Her iki partinin de “kendisi” olarak kalması hayati derecede önemlidir. AK Parti’yi yüzde 50 oranlarına ulaÅŸtıran sır, “kendisi olabilmesi”, “kendisi olarak kalabilmesidir”.
31 Mart seçimlerine giderken, AK Parti’den beklenen, daha çok hassasiyetle, milletin taleplerini daha saÄŸlıklı okuyarak, en önemlisi de “kendisi” kalarak yeniden yüzde 50’yi zorlamasıdır. AK Parti bunu yine, yeniden yapabilir.
Henüz yorum yapılmamış.