Sosyal Medya

Kürsü

Abdurrahman Dilipak- MÜSİAD Fuarı

Abdurrahman Dilipak- Yeni Akit



MÜSÄ°AD EXPO ve 17. MÜSÄ°AD Uluslararası Ticaret Fuarı dün Ä°stanbul CNR’da baÅŸladı ve 24 Kasım’a kadar da sürecek. Ve tabii eÅŸzamanlı olarak IBF forumu da yapılıyor. Bu fuarda aynı zamanda bir de kitap fuarı var.
 
MÜSÄ°AD Fuarları başında beri, hem Türkiye, hem de Ä°slam dünyası için sıradan bir fuardan öte bir anlam taşıyor. Bir buluÅŸma, tanışma, kaynaÅŸma yeri.
 
Ben gelecek yıllarda bu iÅŸin yeniden ele alınması ve daha da zenginleÅŸtirilmesini düÅŸünüyorum.
 
Mesela, MÜSÄ°AD Fuarı aynı zamanda bütün yıl sürecek bir Cyber Fair, yani sanal fuar’a dönüÅŸtürülebilir ve mesela Aliexpress gibi katılımcıların ürünlerini toptan ve perakende satabildikleri bir sanal markete dönüÅŸtürülebilir..
 
Dahası, bu vesile ile mesela birçok Üniversite, Kültür-Sanat Merkezinde, sergiler, konferanslar, forumlar düzenlenebilir. Film haftaları gerçekleÅŸtirilebilir. EÅŸzamanlı Davos gibi bir forum niye düzenlenmesin mesela. Neden birtakım yarışmalar yapılıp, ödüller verilmesin.
 
Tamam, havaalanı açıldı. Sırada Kanal Ä°stanbul var. Ä°stanbul’un çok maksatlı bir podyuma dönüÅŸtürülmesi, bilim, sanat, teknoloji alanında dünyanın gözünün kulağının burada olması gerek. Buranın bir UluslararasıMedia Merkezi haline getirilmesi gerek.
 
Bizim iÅŸadamlarımız artık biraz Havass olmalı. Hani ÅŸu batıda Burjuva denen bir sınıf var ya, o yönde geliÅŸmeleri gerek. Parayı kazanmayı birazcık öÄŸrendik ama, hâlâ harcamayı tam beceremiyoruz.
 
Hatta global rekabete de çok açık deÄŸiliz. Katma deÄŸer, geliÅŸmeler düne göre daha iyi, doÄŸru yönde ileri doÄŸru olsa da birçok bakımından daha çok gerilerdeyiz. Mesela birçok iÅŸadamı, Aliexpress’in nasıl oluyor da Çin’den buraya “1 dolarlık bir çorab”ı gönderdiÄŸini bilmiyor. Hammadde, mamul madde, ambalaj, lojistik ve kâr hesabını yapamaz. Hatta bunu iktisad fakültelerinin pazarlama bölümündeki hocalarına sorun bakalım, size ne cevap verecekler.
 
MÜSÄ°AD Fuarı bir yandan Ä°slam dünyasının, öte yandan ülkemizin geliÅŸimini somut bir ÅŸekilde gösteren bir sergi. Aynı zamanda da Anadolu sermayesinin gücünü de görüyoruz burada.
 
BaÅŸkalarının yaptıklarını bizim de yapmamız yeterli deÄŸil. Öyle sadece Müslümanların kendileri için “Helal” bir piyasa oluÅŸturmasından öte hedeflerimiz olmalı. Biz alemlere rahmet olarak gönderilen bir peygamberin ümmetiyiz. Müslümanız, Müslümanlarla kardeÅŸiz, ama  “Müslümancı” deÄŸiliz.
 
Biz bugün daha çok baÅŸkalarının yaptıklarının bir benzerini yapıyoruz. Artık alameti farikalarımızı yani ayırt edici özelliklerimizi, farklılıklarımızı, üstünlüÄŸümüzü öne çıkaran yanımızı göstermeliyiz. Yoksa baÅŸkalarının peÅŸine takılıp gitmek, onların yaptıklarını onlardan daha iyi yapmak bizim için bir marifet deÄŸil.
 
Mesela bizim ekmeÄŸimiz nasıl olmalı. Onların hayat tarzı, beslenme alışkanlıkları, yaÅŸadıkları mekanlar bizim için örnek olmamalı. Biz baÅŸkalarına örnek olmalıyız.
 
MÜSÄ°AD’ın da bir 2023 hedefi olmalı. Aslında büyük hedef 2025, Dijital Devrim. 2025’de her ÅŸey deÄŸiÅŸecek, bilim, sanat, teknoloji, siyaset, her ÅŸey deÄŸiÅŸecek, hatta din algısı bile. Önümüzde fazla zaman kalmadı.
 
Ä°ki günümüz birbirine eÅŸ olmadan ileri doÄŸru yürümek zorunda olduÄŸumuza göre, önümüzdeki 6 yıl son derece önemli.
 
Mesela gelecek fuarda, Ä°slam dünyası açısından Kenevir’i konuÅŸsak, Blockchain teknolojisini, sanal parayı, altın / gümüÅŸ karşılığı sanal parayı konuÅŸsak. EÅŸzamanlı olarak Enflasyon ve Riba konusunu yeniden konuÅŸsak.
 
Havass dedim de, aslında MÜSÄ°AD’ın batıda Fütürizm dedikleri, gelecek tasavvuru ile ilgili alanda da bir çalışması olması gerek. GeleceÄŸi düÅŸünmemiz, fırsatları yakalamak ve risklere, tehditlere karşı hazırlıklı olmak açısından bu önemli. Bizim bir gelecek tasavvurumuz olmalı. Ve bir de ciddi anlamda felsefi bir derinliÄŸe ihtiyacımız var. 19.YY sonu oluÅŸan kavram ve kurumlarla 21.YY açıklamak mümkün deÄŸil. Üretimi, paylaşımı, emeÄŸi her ÅŸeyi yeniden tartışmamız, bunların bilimsel ahlaki, ilmi, hukuki ve siyasi açıdan saÄŸlam bir zemine oturtulması için kafa yormamız gerek. Bu iliÅŸkileri ve süreçleri estetize eden bir sanatsal, estetik kaygılar içeren bakış açımız olmalı. EÄŸer biz yeni bir medeniyetin inÅŸasından söz ediyorsak, bunun baÅŸka bir yolu yok. Ödünç alınan kavramlar ve kurumlarla “Norm”larla medeniyet inÅŸa edilmez. BaÅŸkalarının hayat tarzının “Mode”lerinin peÅŸine takılanlar baÅŸka vadilere savrulurlar.
 
Eski hal muhal, ya yeni hal, ya izmihlal. Bizim vakıf, dernek, oda, sendika ne varsa her ÅŸeyimizi bu yeni duruma göre yeniden gözden geçirmemiz gerek.
 
Biz aynı zamanda Ä°slam dünyası için de model oluÅŸturuyoruz. Hatta alemlere rahmet olarak gönderilen bir peygamberin ümmeti olarak insanlık için adalet, barış ve hürriyetten yana yeni bir model oluÅŸturmamız gerek. Bu anlamda evrensel bir ittifak oluÅŸturmak zorundayız. Müslümanlarla müttehid, erdemli insanlar ve mazlumlarla müttefik, bize düÅŸman olmayan, deÄŸer üreten herkesle nimet ve külfet dengesine dayalı itilaflar gerçekleÅŸtirmeliyiz.
 
DeÄŸil mi ki biz, Allah’ın rızasının tecellisinin vesilesi olma iradesi ile cennete giden yola, sıratı müstakime ulaÅŸmak temel gayemizdir. Bu anlamda bütün insanlığın hayrına olmayan bir çözüm önerisi, bizim önerimiz olmamalı.
 
“Fuar” kelimesinin anlamı ve kökeni üzerine kısa bir not: “Fuar”, Latince “Feria” kelimesinden türetildi.. Feria, “manastır” ve/veya “kilise” yakınlarında kurulan dini festivallere ad olarak kullanıldı. Almanca’da fuar için kullanılan “Messe” de yaklaşık olarak aynı anlama gelir.. “Messe” Latin’ce “ibadet” anlamında kullanılan “Missa” kelimesinden üretilmiştir. Batıda ilk fuar, Kral Dagobert zamanında Paris yakınlarındaki St. Denis’de 629 yılında kurulan “Kutsal Denis Fuarı / Foire de Saint Denis”dir. Bu fuardan çok daha önce BaÄŸdat, Åžam, Ä°sfahan ve Medine de  “Medine Pazarı” benzeri Panayırlar vardı ve Ä°pekyolu üzerinde bu Bazar türü yerler MÖ 350’den beri kurulmaktaydı. Hicret 622’de gerçekleÅŸti. Medine pazarı bu anlamda St. Denis fuarından 7 yıl öncedir. Sahi biz Fuar yerine niye Sergi ya da Çarşı, Bazar demiyoruz. Aslında Panayır Likca’da (Yunanca dedikleri dil, Likca’nın avamicesidir) Panagiri ÅŸeklinde telaffuz ediliyor ve bayram, festival, kurultay, toplantı, büyük buluÅŸma, kalabalık, Pan+Agora ÅŸeklinde kullanılıyordu. Neyse, MÜSÄ°AD Fuarına bekleniyorsunuz. Selâm ve dua ile.

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.