Sosyal Medya

Kürsü

Ahmet Taşgetiren- Cumhur İttifakı gerekçesiyle...

Ahmet TaÅŸgetiren- Karar



Cumhur Ä°ttifakı CumhurbaÅŸkanlığı Hükümet Sistemi çerçevesinde yapılacak ilk seçimde Tayyip ErdoÄŸan’ın CumhurbaÅŸkanı seçilebilmesi için gerçekleÅŸti.
 
“Partili cumhurbaÅŸkanı” seçilecekti ve aday Ak Parti Genel BaÅŸkanı idi.
 
Böyle bir seçimde yüzde 50 artı 1’i bulma zorluÄŸu herkes tarafından kabul ediliyor ve Ak Parti kaçınılmaz olarak bu rakama göre oy eksiÄŸini tamamlayacak çareler arıyordu.
 
MHP, CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan’a bu imkanı saÄŸladı.
 
Ä°ki parti arasında  CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan ve MHP lideri Bahçeli’nin kürsü-meydan konuÅŸmalarına yansıyan ciddi görüÅŸ ayrılıkları vardı.
 
MHP açısından ErdoÄŸan’ın baÅŸkanlığına verilecek destek, bu görüÅŸ farklılıklarını askıya almak anlamına geliyordu.
 
Bahçeli gibi, bazı konularda oldukça net düÅŸüncelere sahip birisinin itirazlarını askıya alması ve destek vermesi, belli ki o itirazları aÅŸacak gerekçelere baÄŸlı olmalıydı.
 
Sonuçta ErdoÄŸan “BaÅŸkan” olacaktı ve MHP onun baÅŸkan seçilmesine destek verecekti.
 
Türkiye’nin demokrasi tarihinde bu, eÅŸine az rastlanır bir hadiseydi. Aynı parti içinde bile makamların kıyasıya çatışmaya sahne olduÄŸu bir zeminde, bir baÅŸka partinin liderini devletin zirvesine taşımak parti hesabını aÅŸan bir gerekçeye sahip olmalıydı.
 
***
 
Başından beri Bahçeli’nin sözlerine Cumhur Ä°ttifakı’nın evet, parti hesabını aÅŸan nitelikte yansıdığını söylemek mümkün.
 
Orada “Beka meselesi” deÄŸerlendirmesinin belirleyici olduÄŸunu gözlemliyoruz.
 
PKK tehdidi, 15 Temmuz, Suriye’deki geliÅŸmelerin Türkiye’ye yansıma ihtimali, ABD’nin PYD ile oynadığı oyun vs...
 
Bunlar Türkiye’nin karşı karşıya bulunduÄŸu risk haritasının parçaları idi.
 
Bu riskler “Beka meselesi” boyutunda mıydı?
 
Ve “Beka meselesi” söz konusu ise, bunun çaresi BaÅŸkanlık sistemi ve o çerçevede  ErdoÄŸan’ın baÅŸkan seçilmesi miydi?
 
Ak Parti’nin buna inanması tabii idi. Bir siyasi akış vardı ve Ak Parti bu akış içinde, Türkiye için hayati meselenin böyle bir deÄŸiÅŸim-dönüÅŸüm olduÄŸunu düÅŸünmekteydi. 
 
MHP nasıl bir düÅŸünce sirkülasyonu içinde bu noktaya gelmiÅŸti?
 
Bakıldığında Bahçeli’nin Cumhur Ä°ttifakı’nı sahipleniÅŸinin öyle kerhen filan olmadığını, aksine, kimi zaman Ak Partililerden daha coÅŸkulu bir sahipleniÅŸ içinde bulunduÄŸunu görebiliriz.
 
Hele mesela, yerel seçimle ilgili ittifak söz konusu olduÄŸunda, adeta Ak Partilileri de ikna etmeyi amaçlayan bir söylem söz konusudur.
 
Ona göre, Cumhur Ä°ttifakı olmazsa, ülke olarak Cumhur Ä°ttifakı ile elde edilen kazanımların kaybı bile söz konusu olabilir.
 
Mahalli seçimlerde baÅŸarının böyle bir anlam ifade ettiÄŸini, CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan ÅŸimdilerde Ak Parti’lilere anlatmaya çalışıyor.
 
Burada üzerinde durulması gereken husus ÅŸu:
 
Bahçeli, Cumhur Ä°ttifakı ile görünüÅŸte parti çıkarlarını aÅŸan bir angajmana girerken, nasıl bir deÄŸerlendirme yapmış olabilir?
 
“Nasıl bir deÄŸerlendirme” ifadesinin bir sonraki adımında Bahçeli’nin CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan’a ve onun yönetimine nasıl bir misyon yüklediÄŸini anlamak vardır.
 
Nasıl bir misyon?
 
Burada Bahçeli için “Bir dava adamı olarak gerekirse kendini, partisini aÅŸacak bir misyonun insanı” olduÄŸu deÄŸerlendirmeleri yapılabilir. Nitekim bu deÄŸerlendirmeyi çoÄŸu kere Ak Parti cenahı da kabullenmiÅŸtir.
 
Ancak gene de iki parti söz konusudur ve nerede bütünleÅŸiliyor nerede ayrışılıyor konusu, her iki parti için de önemsenmesi gereken sorudur.
 
Mesela benim gördüÄŸüm, Ak Parti’nin yola çıkışta toplumun farklı kesimlerini kapsamak ve devletin bu toplum kesimleriyle sorunlu pozisyonlarını tamir etmek gibi bir misyon belirlediÄŸidir. MHP bu noktada, daha keskin yargılamalara sahiptir. Birlikte yürüyüÅŸ içinde kim kime benzemiÅŸtir, sorusu sorulabilir.
 
Her halükârda Türkiye, Cumhur Ä°ttifakı ile eÅŸine az rastlanır bir tecrübe yaşıyor.

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.