Mansur Yavaş AK Parti'nin adaylık teklifine ne cevap verdi

Sözcü gazetesi Ankara Temsilcisi Saygı Öztürk, bugünkü yazısında Mansur Yavaş’la yaptığı görüşmeyi aktardı.

Saygı Öztürk, “Önce şunu belirtelim, Yavaş, ne CHP'ye, ne İYİ Partiye adaylık için başvurmadı. AK Parti'nin yaptırdığı ankette de önde çıktı. AK Parti’den adaylık düşünüp düşünmeyeceği konusunda görüşünü partinin önemli isimlerinden birisi sordu. Düşünmediğini söyledi” ifadelerini kullandı.

Mansur Yavaş’ın “Aday olmam halinde, seçimi kesin olarak kazanacağımı biliyorum. O konuda hiçbir tereddüdüm yok” dediğini aktaran Öztürk Yavaş’ın sözlerini aktarmayı şöyle sürdürdü:

“AKP'Lİ DE RAHATSIZ OLMAZ”

“Seçimi yüzde 100 alırım. Bu durum tetikçi, yandaş kalemlerin paniğinden de belli. Hepsi sözde CHP'yi düşünmeye başladı’ diyor. Adaylık konusunda karar vermediğini bunun da bazı tereddütlerinden kaynaklandığını belirtti. Gündemden düşmeyen siyasetçi Mansur Yavaş, Sözcü’ye şu çarpıcı açıklamaları yaptı: ‘Hiçbir partiye adaylık başvurusunda bulunmadım. Ancak konu Ankara olunca geçen seçimden dolayı akla direkt ben geldim. Televizyonlarda sürekli tartışıldım. Anketler de ortaya çıkmaya başladı. Şimdi hem CHP'den, hem İYİ Parti’den 'adayımız olsun' denilirken, bir de AK Parti anketinden de ismim önde çıktı. Yaptığım bir açıklamada, 'Ankara 23 yıldır tahrip edilmiştir. Bunun için partilerin bir araya gelip uzlaşmayla Ankara'nın yönetilmesini istemeleri gerekir. Çünkü, başkentimiz Ankara, başkent olmaktan çıkarıldı, kent olmaktan da çıkarıldı. Buna karşı itiraz eden kesimlerin iyi bir yönetim için bir araya gelmesi gerekir' dedim. Konu Mansur Yavaş değil, ortak noktamız Ankara olması gerekir. Aday kim olursa olsun, başkente layık bir Ankara için davranmalı. Rozetsiz başkan durumu ortaya çıkarsa Ankara'da başkan, projelerini daha rahat uygular. Bu görüşteyim. Bu aslında izah gerektirmeyecek bir konudur. Buna rağmen. ‘Canım böyle şey mi olur, rozetsiz başkan olur mu, seçilirse nasıl olsa rozeti çıkarır'itirazları oldu. Evet, belediye başkanı seçilince rozetini çıkarmalı. Melih Gökçek'le, Mustafa Tuna arasındaki fark, neden rozetsiz başkan olması gerektiğinin de en önemli göstergesi. Gökçek gittiğinden bu yana Ankara'da huzur var. Ancak, 25 yıldır Ankara'yı yönetenlerin, nasıl partizanlık yaptıkları, yandaşlarına rant sağladıkları ortadayken, seçilecek belediye başkanının tarafsız davranacağının garantisi yoktur. Acı bir tecrübe kazanılmıştır. Bu nedenle, birkaç partinin bir araya gelip 'Ankara büyükşehir belediye başkan adayımız şu kişidir'demesi halinde, ortak aday olarak ortaya çıkacaktır. Elbette ki bir partiden seçime girilecektir. Dolayısıyla seçimden sonra rozet çıkarılacağının garantisi de bu yoldur. Tüm kesimleri kapsar, bu durum AK Parti seçmenini de rahatsız etmez. AKP'nin son seçimde Ankara'da aldığı yüzde 40'a yakın oya rağmen, MHP ile ittifak arayışları ortadayken, diğer partilerin en son seçimde aldıkları oy oranına bakarak işbirliği istememesinin, karşı çıkmasının izahı yoktur. Ben, beklemeye başladım. Partilerin görüşmesinin sonucuna göre Ankara'da bir yol çizilecektir. Hiçbir partiye adaylık başvurum olmadı, ben de aday olup olmamakta gerçekten kararlı değilim. 2009 yılında MHP'den aday olduğumda seçimi kazanmış olsaydım, Beypazarı'nda yaptığım gibi en fazla iki dönem başkanlık yapacak, bu seçimde de ikinci dönemim bitmiş olacaktı. Yaş itibarıyla da tekrar böyle bir yarışa girmeyecektim. Ancak, Ankara'da partilerin bir araya gelip ortak aday çıkarmasının ne kadar mantıklı ve gerçekçi bir proje olduğu, bazı taraflı yazarların ve yorumcuların panik halinde olmalarından da anlaşılıyor.”

“AKŞENER'LE GÖRÜŞMEDİK”

Kemal Kılıçdaroğlu ile 29 Ekim'de görüştüğünü belirten Mansur Yavaş, açıklamasına şöyle devam etti:

“Ona da isteklerimi belirttim ve 'Adayım' demedim. 'Geçen seçimden kalma bir takım tereddütlerim var. Gelişmeleri izleyelim' dedim. İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener'le görüşmem olmadı. Ancak Akşener basına yaptığı iki ayrı açıklamada 'Mansur Yavaş'ın partimizden aday olmasını isterim' dedi. İsmimin çok gündeme gelmesi, 2009 ve 2014 dönemi projelerimizin bir çoğunun farklı ve doğru olduğunun ortaya çıkması, bazılarının uygulanmaya başlaması ister istemez seçmende vaatlerimizi hatırlattı. Örneğin kartla yardım benim projemdi ve bugün birçok belediye ve kaymakamlıklar onu uyguluyor. Seçmen, 2014'te seçimi kazandığım halde şaibeler sonucu kaybettirildiğini de biliyor. 2014'te Kılıçdaroğlu bana milletvekilliği teklif etti, teşekkür ettim. Seçim bittikten sonra CHP'den istifa ettim. Bir yerde siyasete ara verdim. İstifamdan 1.5 yıl sonra istifa ettiğime ilişkin haberler yapıldı. Ayrılırken, karşılıklı nezaket içinde siyasete ara vermiştim. Ayrılıp da başka bir siyasi partiye geçmedim. Referandum ve seçimlerde muhalif durumum devam etti, açıklamalarım da ortadadır. Her ortamda siyasi görüşümü ve işbirliği yaptığımızı açıkladım. 'Başka partiden geldi' diye işbirliğimizi bir yandan eleştirirken, işbirliğinden yana olmayan, benim partide kalmamı beklemeleri de garip bir durum. Dışarıdan gelene 'Niye geldin?'diyorsun, gidince de 'Niye gitti' deniliyor. Bu durumu, parti içi muhalefet malzeme olarak kullanıyor.”

“AK Parti'DEN ADAYLIĞI DÜŞÜNÜP DÜŞÜNMEDİĞİM SORULDU”

Mansur Yavaş açıklamasını şu sözlerle sonlandırdı:

“Beraber hareket ettiğim arkadaşlarımla cumartesi günü toplanıp aday olup olmamayı konuştum. CHP ve İYİ Parti liderleri arasında yapılacak görüşmenin beklenmesine karar verdik. AK Parti'nin anketinde de ismim ilk sırada çıktı. AK Parti'den adaylığı düşünüp düşünmediğim soruldu. Sorana, iki ayrı siyasi partiden aday olduğumu, başka siyasi partiden aday olmamın beni makam sahibi yapacağını ama itibarımı düşüreceğimi söyledim. Aday olursam kazanamayacağım diye bir şüphem yok. Aday olmasam da proje ve her türlü desteği yapacağım. Kendimi asla partilerin üzerinde görmem söz konusu değil. Kaç yıldır siyaset yapıyorum ve siyasette bugün olması gerekenleri söylüyorum."