Kürsü
Selahaddin E. Çakırgil- Sosyal çalkantılar karşısında, ‘istikamet’i yitirmemek..
Follow @dusuncemektebi2
Selahaddin E. Çakırgil- Star
Son zamanlarda bazı çevrelerde aynı mihver etrafında ve amma, karşılıklı suçlamalar ÅŸeklinde yapılan tartışmalar daha bir yoÄŸunlaşıyor. Geçen gün, bir m.vekili arkadaÅŸ bu konuya deÄŸinirken, ‘ArkadaÅŸlar, biz onların bizim inanç deÄŸerlerimize baÄŸlılık sözlerine inanmadığımız gibi, anayasa ve kanunlarla dayattıkları bazı resmî ideoloji sembollerine bizim mecburî itibar ediÅŸimize de onlar inanmıyorlar.’ dedi.
Yani, iki taraf da, inanmadığı halde karşı tarafa da gülücük dağıtıyor.
***
Bütün bir toplumun, Hitler veStalin örnekleri gibi, tek tip ve kurÅŸun asker olarak yetiÅŸtirilmeye çalışıldığı; karşı çıkanların dâraÄŸaçlarına çekildiÄŸi veya, ‘Ä°htimal ki bazı kelleler koparılacaktır!’ nutuklarıyla sindirildiÄŸi ve birilerinin, hâlâ, o döneme hasretlerini dile getirdikleri de unutulmamalıdır.
Ama, bu sosyal çalkantılardan dolayı karamsarlığa da gerek yok.. 100 yıl önce daha olumsuz bir durumdaydık. 40 yıl öncelerde, bugünlere ulaşılabileceÄŸine ihtimal vermiyorduk. Bugün, Cuma namazlarındaki cemaatin yüzde 60’dan fazlasını dünün tam tersine, 40 yaşın altındakiler oluÅŸturuyorsa, bu durum, toplumun büyük kesiminin nihaî tercihlerini ortaya koymak ÅŸeklidir de..
Bir asra yakın bir süredir, tek yönlü düÅŸündürülmeye çalışılan bir toplum bünyesi içinde bir takım savrulmalar varsa, bu da toplumun yaÅŸadığı ağır sosyal travmanın yaptığı tahribat yüzündendir. Bu konuda ErdoÄŸan’ın siyasetini kavramakta zorlananlar da oluyor elbette. Ama, emperial odakların topyekûn saldırısı karşısında bulunulan bir zaman diliminde, o ÅŸeytanî güçlerin içerde tahrik edebilecekleri bazı odakları teskin etmek de bir siyasettir. Hem, o, sadece kendisine oy veren yüzde 52’sinin deÄŸil, her kesiminin hemkanûnî ve hem de fiilî baÅŸkanıdır. Herkes onda, kendisinden bir ÅŸeyler görmek ister.
***
Nitekim, 17 Kasım günü, Ä°stanbul’da, Diyanet’çe tertiplenen ‘Mevlid-i Nebî’yi kutlama toplantısında konuÅŸan ErdoÄŸan da, kanûnî gerekler dışında, içindekini yansıtan kiÅŸidir.
Birkaç cümleyle özetleyecek olursak, ‘Peygamberimiz sadece Kur'an-ı Kerim'in vahyine aracılık etmemiÅŸ, aynı zamanda onu bilfiil yaÅŸayarak, geride bizler için bir örnek bırakmıştır. Siyer-i Nebî, bizler ve gelecek nesiller için bir referans kaynağıdır.’ diyen; insanların soyları, etnik kökenleri üzerinden üstünlük yarışına girdiÄŸi bir dönemde, Hz. Peygamber’in,’Siyah derili olanın beyaz derili üzerine, beyaz derilinin de siyah derili üzerine bir üstünlüÄŸü yoktur!’ ikazını hatırlatan bir ErdoÄŸan..
‘Bu ülkenin gençliÄŸine yapılacak en büyük kötülük onları medeniyet deÄŸerlerimizden koparmak olacaktır. Bu ülke maalesef uzun yıllar böyle bir zihniyetin boyunduruÄŸu altında kalmıştır. Allah- Allah nidalarıyla vatanlaÅŸtırılan bir ülkenin camileri, minareleri tam 18 yıl boyunca Ezan-ı Muhammedî’ye hasret bırakılmış, millet öz yurdunda garip, öz vatanında parya haline getirilmiÅŸtir..
Bu ülke ve bu millet ilim, irfan, hikmet sahibi âlimlerine zulmedildiÄŸi, Kur'an eÄŸitiminin dahi ancak gizli, verilebildiÄŸi karanlık yıllara ÅŸahitlik etti. Kız çocuklarının baÅŸörtüleri sebebiyle üniversite kapılarından geri çevrildiÄŸi, modernlik adına faÅŸizmin uygulandığı sahnelere ÅŸahit oldu. Peygamberimizin nûruyla aydınlanmayan bir kalbin varacağı yer, hergün yeni bir ambalajla sunulan sapkın ideolojilerin bataklığıdır’ diyen bir ErdoÄŸan..
‘Gençlerimizin olduÄŸu gibi, bizim de yanlışlarımızın, hatalarımızın, noksanlıklarımızın olması hayatın bir gereÄŸidir, gerçeÄŸidir. En büyük erdem yanlışta ısrar etmemektir.’ diyen ve GençliÄŸe, Vedâ Hutbesi’ni okumalarını tavsiye eden bir ErdoÄŸan..
***
Bu yazı, onun ÅŸahsına alkış tutmak deÄŸil; birileri, ‘Böyle cumhurbaÅŸkanı da görmemiÅŸtik..’ diye hınçla tepinirken; ona hayırlı yol ve iÅŸlerde destek olmak gerektiÄŸinin bir ifadesidir.
Henüz yorum yapılmamış.