Kürsü
Ahmet TaÅŸgetiren- O ve biz
Follow @dusuncemektebi2
Ahmet TaÅŸgetiren- Karar
O, yani Rasulullah sallallahü aleyhi ve sellem. Allah’ın elçisi. Biz, yani tüm Müslümanlar.
Kur’an’da, O bize “Üsve – Örnek” olarak sunuluyor. “Güzel örnek.” (Ahzab, 21)
“O ne verdiyse alın, neyden kaçındırdıysa ondan da sakının.” deniyor. (HaÅŸr, 7)
O, insanlara Allah’ın ayetlerini okuyan, insanları kötülükten arındıran, Kitap ve hikmeti, insana bilmediklerini öÄŸretendir, deniyor. (Bakara, 151)
O vahyi aldı ve yaÅŸadı. Adeta “Canlı Kur’an” oldu.
“Örnek”liÄŸi, Kur’an’ı anlaması, kendi hayatında yorumlaması, diÄŸer ifadeyle ete kemiÄŸe büründürmesi ÅŸeklinde oldu.
Müslümanlar ilk nesilden itibaren O’na bakarak, O’nu örnek alarak Müslümanlıklarını icra halinde oldular.
Oldularsa...
Mesele burada: Olmak veya olmamak, olamamak.
Bu, Ä°slam’ın hayat haline gelmesi veya gelememesi olarak gündeme oturuyor.
Acaba Kur’an’da Rasulullah söz konusu olduÄŸunda, “Örnek”liÄŸi en hayati diye nitelenebilecek vurgular var mıdır.
Evet vardır.
Kur’an’da Rasulullah’la ilgili iki ayet vardır ki, sanki onlar, insanlığın önüne Rasulullah’ın asla eskimeyecek önderliÄŸini koyuyor.
Ayetlerden birisi, Rasulullah’ın “yüce bir ahlak” üzere olduÄŸunu bildiriyor. “Sen elbette yüce bir ahlâk üzeresin.” (Kalem, 4)
DiÄŸer ayet ise Rasulullah’ın “Alemlere rahmet olarak gönderildiÄŸi”ni bildiriyor. “Seni ancak âlemlere rahmet olarak gönderdik.” (Enbiya suresi, 107
Gerek “Ahlak”, gerekse “Rahmet” vasfı yaÅŸanarak örneklenecek olan ÅŸeylerdir. Bizatihi insanın iradi hassasiyetine, gayretine baÄŸlıdır. Verili deÄŸildir.
Aslında Peygamberler özel seçilmiÅŸ insanlardır. Özel koruma altındadırlar. Ä°slâm fıkhında Peygamberlerde olduÄŸu ifade edilen “Ä°smet” vasfı “Günahlardan özel olarak korunmuÅŸluÄŸu” ifade eder. “Yüce bir ahlak” ve “Alemlere rahmet olma” vurgusu , söz konusu korunmuÅŸluk anlayışı içinde, insanlığın önüne konan Rasulullah’ın hayatında ete – kemiÄŸe bürünmüÅŸ olan önderliÄŸi simgelemektedir.
Yani ayetlerden ÅŸöyle analayabiliriz:
-Rasulullah, yüce bir “ahlak”a sahipti. Onun izinden gidenler de öyle bir ahlak duyarlılığı içinde hayatlarını tanzim edeceklerdir.
-Rasulullah “alemler” her ne ise tüm o varlığı kapsayacak bir “Rahmet insanı” idi, Onun izinden gidenler de böyle bir rahmet insanı olmak durumundadırlar.
“Kutlu doÄŸum” Türkiye’de iklimleri Rasulululah’ı tanıma seferberliÄŸine yöneltiyordu. Onu yok ettik. Åžimdi Mevlid-i Nebi’nin gündem oluÅŸturabilmesi ölçüsünde de olsa Rasulullah ile irtibat saÄŸlayabilirsek, O’nu hayatımıza taşıyacak temeller üzerinde durabiliriz.
“O ve Biz”in birlikteliÄŸi buradan kaynaklanıyor.
O, yüce bir ahlâkı temsil ediyordu. Bizde ahlâk ne durumdadır?
O “rahmeten lil alemin” idi, bizim rahmet vasfımız hangi noktalardadır?
Rasulullah’ı yadetmek demek, O’nun ÅŸahsiyet dokuları ile bizim kiÅŸilik standardımız arasındaki buluÅŸmayı ya da farklılaÅŸmayı görebilmektir.
Ahlâk Ä°slam’ın hayat alanındaki tüm görünürlükleridir. Onun da özünde “Yaratan’ı yüce bilmek ve yaratılanlara ÅŸefkat” duymak vardır.
Bu özellik, insanın dünyadaki tüm iliÅŸkilerinin Yaratan’la iliÅŸkisi olduÄŸu biglisinden hareketle “rahmeten lil alemin”le buluÅŸur. Öyleyse Ä°slam ahlakı, Yaratan’la baÄŸlılık idraki içinde yaratılana rahmet nazarıyla bakabilmeyi gerektirir.
Rasulullah’ı örnek alan Müslüman, bütün zamanlarda ahlak insanı olacak ve ahlakı, Yaratılana karşı merhametle kaynaÅŸmış bulunacak.
Rasulullah ile aramızdaki mesafe arttıkça, biz tek tek de, Ä°slam toplumları olarak da, baÅŸkalaÅŸmaya baÅŸlarız ve bizim ÅŸahsımızda Rasulullah’ın insanlığa örneklik vasfı temsil edilmemiÅŸ olur.
Bunun nasıl bir sorumluluk getirdiÄŸini “O ve Biz” muhasebesinde herkesin düÅŸünmesi gerekiyor.
Mevlid-i Nebi’yi idrak, hayatımıza güzellikler taşısın, diyerek bakalım yaÅŸadığımız geceye.
Henüz yorum yapılmamış.