Sosyal Medya

Güncel

Müftüoğlu: Müslümanlar olarak ilkeli hayatlar yaşamak yerine ikili hayatlar yaşıyoruz

Üstad Atasoy Müftüoğlu’nun Yeni Şafak Gazetesi’nde yayımlanan 19 Kasım tarihli yazısını iktibas ediyoruz



Atasoy MüftüoÄŸlu’nun Yeni Åžafak Gazetesi’nde yayımlanan 19 Kasım tarihli yazısını iktibas ediyoruz.
 
İslami farkındalığın yeniden inşası
 
DüÅŸünce çevrelerimizin, kültür ve ilahiyat çevrelerimizin, toplumlarımızda kapitalist/seküler/liberal dünya görüÅŸü ve hayat tarzı doÄŸrultusunda yaÅŸanmakta olan deÄŸiÅŸim ve dönüÅŸümü görmezden gelerek, böyle bir ÅŸey yaÅŸanmışormuÅŸ gibi davranarak, “yeni bir medeniyet inÅŸası” söylemini gündemde tutmaya çalışmaları, yüzeylere takılıp kaldığımıza iÅŸaret eder. Bugün, Müslümanlar olarak, ilkeli hayatlar yaÅŸamak yerine, maalesef, ikili hayatlar yaşıyoruz. Ä°nançlarımızı, ruhumuzu, kiÅŸiliÄŸimizi, karakterimizi kaybetme pahasına maddi zenginlikler kazanmaya çalışıyoruz.
 
FARKINDALIK KAYBI
 
Ä°slami baÄŸlamda ontolojik özgürlüÄŸe sahip olmadığımız için, romantik/nostaljik/folklorik yanılsamalardan ibaret hayatlar yaşıyoruz. Ontolojik emperyalizme bağımlı olduÄŸumuzu fark etmediÄŸimiz için, ontolojik özgürlük için hiç bir alanda hiç bir ÅŸey - hiç bir ÅŸey - yapmıyoruz. Bütün kayıplar Ä°slami farkındalığın kaybıyla birlikte baÅŸlıyor. Farkındalık kaybı bütün bağımlılıkları derinleÅŸtiriyor. Zihin ve bilinç dünyamızın etrafını kuÅŸatan sömürgeci çitin içerisine hapsedildiÄŸimiz, hayatlarımızı bütünüyle bu çitin içerisinde geçirdiÄŸimiz için, ontolojik özgürlüÄŸe/otoriteye/itibara/saygınlığa/meÅŸruiyete/iktidara/yaptırım gücüne sahip olmayan Ä°slam hakkında/etrafında soyut tartışmalar yapıyoruz.
 
Bütün tartışmaları bir yana bırakarak, Ä°slam’ın ontolojik özgürlüÄŸe yeniden nasıl ulaÅŸabileceÄŸini konuÅŸmamız gerekiyor.
 
Kronik/yapısal/hayati sorunları olan bir bünyenin, bu sorunlarla içtenlikle ve büyük bir dikkatle yüzleÅŸebilmesi için, öncelikle bu sorunların varlığını kabul etmesi gerekir. Toplumlarımız, entelektüel bir ikiyüzlülük ve tükenmiÅŸlik içerisinde bulunduÄŸu için, çoÄŸunluÄŸun görüÅŸlerini ve statükonun yaklaşımlarını doÄŸru telakki eden bir tür sürü içgüdüsü içerisinde yaşıyor. Ä°slam dünyası toplumları, tarihin son yüzyıllarını, yanlış bilinç yoÄŸunluklarının kontrolü altında geçirdi, geçiriyorlar. Bunun içindir ki, ontolojik özgürlük-bağımsızlık-otorite ve meÅŸruiyet mücadelesi hiç bir ÅŸekilde gündeme getirilemiyor. Kapitalist/seküler/liberal dünya görüÅŸü ve hayat tarzı doÄŸrultusunda bir deÄŸiÅŸim-dönüÅŸüme maruz kalarak, Ä°slami anlamda bütüncül-yapısal deÄŸiÅŸime yabancı kalan toplumların, ontolojik/paradigmatik bir bağımsızlık mücadelesi vermeleri beklenemez. Zira aziz Ä°slam, her durumda, pratik-somut hayat üzerine yoÄŸunlaÅŸan bir dünya görüÅŸü, hayat tarzı perspektifi-tecrübesi oluÅŸturmamızı ister.
 
DERÄ°N VE TUHAF SESSÄ°ZLÄ°K
 
Bizler, Ä°slam dünyası toplumları, bu toplumların düÅŸünce-kültür çevreleri olarak, özellikle Ä°slam’ın ontolojik özgürlüÄŸü konusunda, sömürgeci bilginin, bilimin, ontolojinin, epistemolojinin ve dünya görüÅŸünün ideolojik-politik-paradigmatik dayatmalarından kaynaklanan çok derin ve tuhaf, anlaşılması mümkün olmayan bir sessizlik içerisinde bulunuyoruz.
 
Konfor alanlarında kalarak hiç bir birey, toplum ya da kültür, kendisini, kendi dünya görüÅŸü doÄŸrultusunda gerçekleÅŸtiremez. Konformizmle, statükoyla, taklit’e dayalı gelenekle bütünleÅŸmek, zihinsel intiharla sonuçlanır. Hangi toplumda olursa olsun, taklitçilik-konformizm, içi boÅŸ bireyler-insanlar üretir. Zihinsel intiharlar sebebiyle, Ä°slami dünya görüÅŸünün, insanın/hayatın/toplumun/tarihin her anına/boyutuna hitap ve nüfuz edebilecek ÅŸekilde somutlaÅŸtırılması gerektiÄŸi konusunu tartışmaya cesaret edemiyoruz. Bu nedenle de, Ä°slam, topluma, hayata, tarihe, siyasete, hukuka, ekonomiye müdahale iradesi elinden alınarak, bir tür maneviyatçılığa-muhafazakârlığa, Kur’an-ı Kerim de sadece ahlaki bir metne dönüÅŸtürülüyor.
 
Farkındalık-bilinç kaybının varoluÅŸsal bir kayba neden olduÄŸunu ısrarla hatırlamak-hatırlatmak gerekir.
 
Ä°slam dünyası toplumları ve kültürleri, içe ve geçmiÅŸe kapandıkları günden itibaren, varoluÅŸsal bütünlük algısını, bilincini ve farkındalığını kaybederek, dünyaya ve tarihe yabancılaÅŸtılar; anlam ve amaç kaynağının bütünlüÄŸünden uzaklaÅŸtılar. Bu yabancılaÅŸma ve uzaklaÅŸma bugün de büyük ölçüde devam ediyor.
 
Günümüzde, inançlarımızın sorumluluÄŸunu hayatın her alanına yansıtarak, her alanda bu sorumluluÄŸu ödünsüz bir ÅŸekilde somutlaÅŸtırarak, nitelikli bir mücadele baÅŸlatabiliriz. Niteliksel bir mücadele, her alanda varoluÅŸsal yoÄŸunluklar ister. Kontrolsüz-bilinçsiz duygusallıklarla, ancak, bugün yaÅŸadığımız gibi, yüzeyde/yüzeylerde kalarak yaÅŸayabiliriz. Umut, niteliksel mücadele ve varoluÅŸsal yoÄŸunluklarla birlikte yükselir. Yüzeylerde kalarak umut’a hak kazanamayız. Bilinç, sorunları bütün boyutları ve ağırlığıyla fark ettiÄŸimizde harekete geçer. Bir hamaset ve romantizm dünyasında yaÅŸamak, entelektüel güçsüzlük ve yetersizlikle ilgilidir. EleÅŸtirellikle bağımsız-özgün üretkenlik arasında yakın bir iliÅŸki olduÄŸunu hatırlamak önemlidir.
 
HAYSÄ°YET KAYBI TEHLÄ°KESÄ°
 
 
Farkındalık kaybının haysiyet kaybı anlamına geldiÄŸini görmek/anlamak gerekiyor. Günümüzde, aziz Filistin halkı, hayattan çok daha üstün hakikatler/deÄŸerler olduÄŸunu kanıtlamak üzere direniÅŸ mücadelesini sürdürüyor. Ä°slam dünyası toplumları Ä°slami farkındalığa sahip olsaydılar, ahlakdışı bir dünyada, ideolojik ve ırkçı doÄŸrulara dayalı emperyal dayatmalara itaati reddediyor olacaklardı. Emperyal-emperyalist dayatmalar, soyut kimi kavramlar aracılığıyla, somut mutlak kötülükler gerçekleÅŸtirerek, insanlığın sıfır noktasında bulunan bir dünyaya iÅŸaret ediyor. Ä°slami farkındalık ve bilinç, ideolojik baÄŸlamda belirlenmeye karşı direniÅŸi zorunlu kılıyor.
 
Evrensel farkındalık ve bilincin adı olan aziz Ä°slam’ın, yerel ve kısmi baÄŸlılık biçimlerine dönüÅŸtürülmesi kabul edilemez. Günümüzde, Ä°slami farkındalık, Ä°slam toplumlarının bir araya gelerek, siyasal bilinç temelinde bağımsız bir duruÅŸ gerçekleÅŸtirmeleriyle birlikte baÅŸlatılabilir. Küresel ölçüde geçerli siyasal bilincin örgütlenmesi için, düÅŸünsel/kültürel/entelektüel büyük bir seferberliÄŸe ihtiyaç olduÄŸu açıktır. Bu tür bir seferberlik, tarihsel-küresel sorunların farkında ve bilincinde olan, küresel sorunlara küresel yanıtlar verebilecek analitik düÅŸünürlerle yürütülebilir.

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.