Sosyal Medya

Kürsü

Yasin Aktay: Bir tür Trexit’in AB’ye maliyetinin büyük olacağını görmek gerekiyor

Yasin Aktay: Yeni Åžafak



Avrupa BirliÄŸi Ä°ngiltere’nin Birlikten çıkışını ifade eden Brexit sürecinde son kavÅŸaÄŸa girilmiÅŸ olmasından dolayı bugünlerde geliyorum diyen bir atmosfer basıncını biraz daha ÅŸiddetli yaşıyor olacak.
 
KuÅŸkusuz AB’nin basıncını hissettiÄŸi tek konu bu deÄŸil. Trump baÅŸkanlığındaki ABD’nin ilan ettiÄŸi ticaret savaÅŸları ve bunun da ciddi katkıda bulunduÄŸu ekonomik sıkıntılar zaten var olan ekonomik durgunluÄŸu ciddi bir krize dönüÅŸtürme potansiyeli taşıyor.
 
Üstüne NATO’nun statüsü ile ilgili tartışmalarla birlikte gelen ve Kıta güvenliÄŸini tehdit eden sorunlar var. AB için ortak bir Avrupa ordusu arayışı var ve buna karşı Almanya’da Alman askerinden fazla asker barındıran ABD’nin gösterdiÄŸi sopa var. DiÄŸer yandan bu sopanın Rusya’ya karşı Avrupa’yı koruyamadığı gerçeÄŸi var.
 
Bir de baÅŸta Suriye olmak üzere dünyanın bütün kriz bölgelerinden Avrupa’ya kapağı atmaya çalışan, Avrupa’nın refahından pay isteyen mülteciler sorunu var.
 
Tabii daha önemlisi bütün bu sorunların üstüste binip üye ülkelerin hemen hepsinde aşırı sağı yükseltmesi ve AB projesinin kendisine karşı muhalefeti geliÅŸtirmesi sözkonusu.
 
Bütün bu geliÅŸmelerin oluÅŸturduÄŸu denklemin içinden AB’nin geleceÄŸi nasıl görünür?
 
Böyle bir AB’nin bir geleceÄŸi olacaksa, bunun büyük ölçüde Türkiye’yi denklemin içinden daha güçlü bir biçimde katarak çıkabileceÄŸi çok açık. AB projesini elbette zorlayan çok faktör var. BaÅŸta kendi içinde oluÅŸturduÄŸu demokratik katılım ölçütleri giderek karar alma mekanizmalarını felç etmeye doÄŸru gidiyor.
 
Alınan ve uygulanmak durumunda kalan kararlar bile projenin yani AB’nin aleyhine iÅŸlemeye baÅŸlıyor. BirliÄŸe sonradan katılan ve varlığını aslında büyük ülkelerin himayesine borçlu olan ülkelere tanınan üyelik hakları giderek bütün BirliÄŸin kaderini belirleyecek ÅŸekilde kullanıldığında ona karşı alınabilecek bir tedbir olmuyor.
 
Gerçi fiilen hami devletlerin küçük devletler üzerindeki kontrolü inkar edilemez ama bu kontrol bile çok pahalıya mal olabiliyor ve bu paha BirliÄŸin sürdürülebilirliÄŸini ileride engelleyebilir. Ä°ÅŸte Yunanistan ve Kıbrıs’ın durumu ve Almanya’nın onları kontrol altında tutabilmek için ödemek durumunda kaldığı bedeller.
 
DoÄŸrusu AB’nin içine girdiÄŸi krizler karşısında Türkiye adına “oh olsun, ne halleri varsa görsünler” tavrının belki psikolojik bir haklılığı olabilir ama makul olduÄŸunu söylemek mümkün deÄŸil.
 
Ä°ngiltere’nin AB projesinde kendi çıkarına bir ÅŸey görmüyor olması için kendine göre bir çok sebebi olabilir. DoÄŸrusu bu sebepleri de mutlak görmemek gerekiyor. Kanaatimce AB projesinden çıkmaya sevk eden motivasyonlar de rasyonel olmaktan ziyade duygusal ve ideolojiktir ve bu ayrılıktan iki taraf da zararlı çıkmış olacaktır.
 
Türkiye ise Ä°ngiltere deÄŸildir ve Brexit’ten kendisi için benzer gerekçeler ve söylemler üretmesi hem gerekmiyor hem mümkün deÄŸildir.
 
Bugün bir tür Trexit’in gündeme gelmesinin AB’ye maliyetinin tahminlerin çok ötesinde olacağını görmek gerekiyor. Belki Türkiye’nin varlığı, Ä°ngiltere’nin varlığından çok daha fazla AB’ye güç, geçerlilik ve deÄŸer katıyor. Elbette fayda iki taraflıdır. Türkiye’nin AB üyeliÄŸinden aynı ölçüde faydalandığını söylemek gerekmiyor bile.
 
Ayrıca AB’nin karşı karşıya olduÄŸu bütün bu sorunların üstesinden gelebilmek için en büyük ve en etkili desteÄŸi Türkiye’den alabileceÄŸini görmek gerekiyor.
 
AB’nin Türkiye’ye her zamankinden daha fazla ihtiyacı olduÄŸu çok açık. Bunu Avrupa içinden olaya daha saÄŸduyulu bakabilen herkes görüyor. Ancak Türkiye’nin AB içindeki dışlayıcı çatlak sesleri görmezden gelerek bu iliÅŸkiyi sürdürmesi elbette mümkün deÄŸil. AB’nin de yaklaşımını deÄŸiÅŸtirmesi gerekiyor. Ä°ÅŸin kötü tarafı AB’nin bu tavrını deÄŸiÅŸtirmesi için hareket kabiliyetinin çok zayıf olması. Çünkü hareket kabiliyetini azaltan, dolayısıyla siyasal alanını iyice daraltan sınırları var.
 
ÖrneÄŸin, Avrupa Parlamentosu adına Türkiye RaportörlüÄŸü yapan Kati Piri’nin hazırladığı ve Türkiye’nin AB üyelik baÅŸvurusunun tamamen askıya alınmasını önerecek olan Türkiye raporunun provokatif etkisi nasıl giderilecek? Korkarım buna dair bir çözüm yok.
 
Kate Piri bu raporu sunacak ve bu rapor Avrupa Parlamentosu tarafından saatlerce tartışılacak ve iki tarafı da birbirine karşı kışkırtacak bir atmosfer oluşacak.
 
Kati Piri’nin raportör olmasıyla ilgili süreç Avrupa Parlamentosu içinde herkese açık bir yolla belirleniyor. Yani Avrupa’daki demokrasi oyunun kaçınılmaz bir sonucu. AB’nin kaderini en saÄŸduyulu biçimde dert edinip onun yaptığı provokasyonu görenler bile ne yazık ki bu sürecin bu ÅŸekilde iÅŸlemesini engelleyemiyor.
 
Onun Türkiye’ye karşı önyargılı, kötü niyetli biri olduÄŸu bilindiÄŸi halde onun raportörlük talebinin kabul edilmesini engelleyen bir kural yok ve AB gibi devasa bir projenin geleceÄŸi böylesine bir kötü niyetin kurbanı olabiliyor.
 
Bunu da bilmek ve ne istediÄŸimize karar vermek, uygun tedbirler almak elbette bize düÅŸer.

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.