Kürsü
Yasin Aktay- Söylediğin her söz aleyhine delil olabilir
Follow @dusuncemektebi2
Yasin Aktay- Yeni Åžafak
KonuÅŸmak zorunda deÄŸilsin, susma hakkına sahipsin, unutma, söylediÄŸin her söz mahkemede aleyhine delil olarak kullanılabilir.”
Hollywood filmlerinde suçüstü yakalanan suçlulara bile polisin hatırlattığı, herkesin ezberine kazınmış bir sözdür bu. Suçüstü yakalanmışsa bile mahkuma, bir bakıma kendini savunmak, baÅŸka izahı zor görünen bir durumun içinden kendini aklayarak çıkabilmek için bir fırsat tanır. Bir bakıma da, zaten objektif bir durum sözkonusu, veriler en tarafsız biçimde toplanarak adaletin gereÄŸi yerine getirilecektir, sanığın söyleyeceÄŸi gereksiz sözlerle kendini daha fazla batırmaması saÄŸlanır.
Kaşıkçı cinayetinde suçüstü bir durum söz konusudur. S. Arabistan devletine ait bir mekanda, devletin en üst düzey yetkilerini kullanmadan hareket edemeyecek insanlar tarafından, yine devletin bütün imkanlarını kullanarak iÅŸlenmiÅŸ bir seri-cinayet sözkonusudur. Ama olayı soruÅŸturmakla ilgili devletçe görevlendirilen S. Arabistan BaÅŸsavcısı baÅŸtan itibaren cürmün en kuvvetle muhtemel sanıklarını bu iÅŸten ayırarak iÅŸe baÅŸlıyor. Böylece savcılık deÄŸil avukatlık rolünü üstleniyor. Avukat olarak da söylediÄŸi her söz bir süre sonra sanıkların aleyhine kullanılacak bir delile dönüÅŸüyor. Tabii ki onun sanık olarak belirlediÄŸi ve haklarında idam istedikleri aleyhine deÄŸil, daha çok alenen korumaya çalıştıkları aleyhine birer delile.
Cinayetten 44 gün sonra kameraların karşısına geçerek neredeyse cinayeti kendine göre tamamen aydınlatmış bir tuhaf özgüvenle konuÅŸuyor. SoruÅŸturmasını tamamlamış, iddianameye dönüÅŸtürmüÅŸ ve iddianamesinde kimin suçlu kimin masum olduÄŸuna bile karar vermiÅŸ. Kesin bir dille kimin bu iÅŸten masum olduÄŸunu söylüyor.
Hangi ara tamamlandı soruÅŸturma? Olayı aydınlatmak için ihtiyaç duyduÄŸu delillerin hepsi onda deÄŸil ki. Ä°stanbul Cumhuriyet BaÅŸsavcısıyla paylaşılmayan 18 kiÅŸinin ifadesinde ne var? Onların ifadeleri bile eldeki delillerle desteklenmediÄŸi sürece bir anlam ifade etmez ki. Bunlar kendi baÅŸlarına en ufak bir kararı alamayacak görevli insanlar. Onları kimsenin görevlendirmemiÅŸ olduÄŸunu, bu kadar feci, önceden bütün hazırlıkları bütün detaylarıyla yapılmış olan bir cinayeti kendi baÅŸlarına iÅŸlemeye karar vermiÅŸ olduklarını kendileri mi söyledi? Hiçbir baskı altında olmadan?
Hadi bunu onlar dediler, siz buna nasıl ikna olabildiniz? Devletçe kendilerine tahsis edilmiÅŸ uçaklara önceden yanlarında itinayla hazırlamış oldukları insan kesme, biçme ve yok etme alet-edevatlarını neden getirmiÅŸ olduklarını nasıl açıkladılar da siz nasıl inandınız? Amacı Kaşıkçı ile görüÅŸüp ikna etmek olan bir ekibin içinde adli tıp uzmanı ne arar diye soruldu mu?
Aslında, Kaşıkçı, ülkesini o kadar özlüyordu ve seviyordu ki, onu üst düzey bir yetkili bile rahatlıkla telefonla ikna edebilirdi dönmek için. Zaten hakkında yapılmış bir suçlama, bir mahkumiyet, bir arama kararı yoktu ki. Dönmek için niye ikna edilecekmiÅŸ? Kendisine yapılan iÅŸlemi Ä°stanbul BaÅŸkonsolosluÄŸu’nda deÄŸil de Riyad’da yapmak için mi?
Suudi BaÅŸsavcı konuÅŸtukça birbiriyle çeliÅŸen, her bir sözü korumaya çalıştıkları aleyhine delil olarak deÄŸerlendirilebilecek sözler sarf ediyor. Ortada bir deÄŸil birden fazla cinayet var. Tabiri caizse bir seri cinayet var.
Ölen tek kiÅŸi ama cinayetten önce ve sonra yapılan iÅŸlemler bir seri cinayetinki kadar vahim. Kaşıkçı’nın öldürülmesi bir cinayet, ama sonra onun cesedinin parçalanması, konsolosluktan çıkarılıp baÅŸka bir mekanda baÅŸka iÅŸlemler yapılması, sonra 12 gün boyunca onun ne olduÄŸuna dair söylenen yalanlar, cinayetle ilgili bütün delillerin herkesin gözü önünde karartılmaya çalışılması; bunların her biri cürme cürüm katan, cinayeti seriye baÄŸlayan eylemler.
S. Arabistan BaÅŸsavcılığı daha önce cinayetin önceden planlandığını kabul etmiÅŸti, ÅŸimdi ise kararın Ä°stanbul’a gelmiÅŸ olan 15 kiÅŸilik ekip tarafından aniden gerçekleÅŸtirilmiÅŸ olduÄŸunu söylüyor. Bu hikayeyi ilk etapta adına “arbede” diyerek anlatmışlardı ama kimseyi inandıramamış oldukları için kısa süre sonra bundan vazgeçmiÅŸ, onun yerine “önceden planlanmış cinayet” açıklamasını itiraf etmiÅŸlerdi. Åžimdi tekrar baÅŸa dönülüyor, neden?
Aynı ÅŸekilde cesedin nerede olduÄŸuna dair soruya DışiÅŸleri Bakanı Cübeyr’in “yerel iÅŸbirlikçi” açıklaması, baÅŸsavcı tarafından reddedilmiÅŸti. Hatta bunun Cübeyr tarafından söylenmediÄŸini, medya tarafından uydurulduÄŸunu söylemiÅŸ de kendisi bile bu açıklamayı ikna edici bulmamıştı. Åžimdi ise tekrar ve bu sefer resmen “yerel iÅŸbirlikçi” açıklamasına geri dönülüyor. Böylece çocukların bir çizgi filimde karşılaÅŸtığında bile saçma bulabilecekleri bir açıklamaya bir ülkenin baÅŸsavcısı inanmış da bizi de inandırmaya çalışmış oluyor. Yani bunca zahmetle ve büyük bir suç irtikap ederek iÅŸlenmiÅŸ bir cinayetin bedenini yolda geçerken, tanımadıkları bir adamla oracıkta anlaşıp ona teslim etmiÅŸ oluyorlar, öyle mi? Baksanıza, bu yerel iÅŸbirlikçinin kim olduÄŸunu hala kendileri bile bilmiyorlar ki, simasına yaklaşık olarak daha yeni ulaÅŸabilmiÅŸler.
Bu arada cinayetin tamamen sözkonusu ekip tarafından Ä°stanbul’da geliÅŸen durumla gerçekleÅŸtirildiÄŸi söylenerek sorumluluÄŸunun S. Arabistan’da baÅŸta Kahtani olmak üzere hiç kimseye bulaÅŸmaması saÄŸlanmaya çalışılıyor. Geriye suçlamak üzere infaz ekibinden baÅŸka kimse kalmıyor. Belli ki onlar sahipsiz, arkalarında herhangi bir kabile mensubiyeti veya desteÄŸi yok.
Neresinden bakarsanız dökülen, hiçbir inandırıcılığı olmayan bu hikayenin tek iyi tarafı söylenen her sözün ortaya koyduÄŸu çeliÅŸkilerin arkasındaki asıl sorumluları gizleme çabası. Bu açıklamalar çok aÅŸikar ki gerçek suçluyu gizlemeye çalışıyor ve bu da cinayetin asıl sorumlularını daha fazla açığa çıkarıyor.
Bana kalırsa daha fazla delil aramaya bile gerek kalmıyor. Az daha sabır, hikaye bütün netliÄŸiyle ortaya çıkacak.
Henüz yorum yapılmamış.