Hürriyet'ten ayrılan Ayşe Baykal Oda Tv'de yazmaya başladı
Hürriyet'ten ayrılan Ayşe Baykal İslam ve Müslümanlar hakkında çirkin yayınlar yapmakla eleştirilen Oda TV'de yazmaya başladı.
AyÅŸe Baykal'ın Oda TV'de kaleme aldığı ilk yazı ÅŸöyle;
Bundan yaklaşık beÅŸ yıl önce çok istedim yazar olmayı. Yazmayı hep seven biri olmuÅŸtum ama yazdıklarımı paylaÅŸma arzusu da peÅŸimi bırakmamıştı. Ben yazarsam ve paylaşırsam dünyanın daha güzel olacağına inancım büyüktü. Eksik kalan cümleleri tamamlamalıydım; zira cümleler, hep eksikti.
Ä°ÅŸte bu duygular içinde çırpınırken yazar olan bir büyüÄŸüme bu isteÄŸimi söyledim. Bana “Emine Hanım’la konuÅŸ, yardımcı olur belki” dedi.
KonuÅŸamadım, yapamadım. Ne geçmiÅŸ günlerin hatırına borç çıkarmak ne de gelecek adına borçlanmak istedim. Oturdum, gazetelerin genel yayın yönetmenlerine mail attım; aradım, randevu istedim… Geri dönen olmadı.
Haklıydılar belki de… Tecrübesi olmayan birine neden yer versinler ki?
Bir gün beni sadece maillerimden tanıyan ErtuÄŸrul Bey “Hürriyet- Sosyal’de bir köÅŸen var artık, yazdıklarının sorumluluÄŸu senin, ne istersen yaz” dedi. Bu cevap karşısında “Acaba Hürriyet okuru, beni kabullenebilir mi?” endiÅŸesini yaÅŸamadım deÄŸil. EndiÅŸemi kendisi ile açıkça paylaÅŸtığımda ise “Kendin ol, gerisini düÅŸünme” dedi, ErtuÄŸrul Bey.
Kendim oldum. Oldum ama iÅŸin garip tarafı, kendim olduÄŸum yazarlık dünyasında yazılarımı okuyan beni kabullendi, okumayan kabullenemedi.
Eli kalem tutan hemen herkesin yaşadıklarını ben de yaşadım. Eleştirildim, sevildim, sorgulandım vs.
Uzatmayayım; kısacası düÅŸe kalka bugünlere geldim. Tercih yapmam gereken o gün geldi, çattı. Her tercihin bir vazgeçiÅŸ olacağı bilinciyle, baÅŸlangıçta yaptığım gibi “kendim olmayı” tercih ettim.
“Tarih tekerrürden ibarettir.” demiÅŸ ya atalarımız; iÅŸte benim de ÅŸahsi tarihim tekerrür etti ve yazmaya ilk baÅŸladığım günlere döndüm. Medya kulislerine uzak bir dünyam var. Bu, iyi mi kötü mü bilmiyorum ama gözlemlediÄŸim kadarıyla bağımsız yazarlık, yazarlık dünyasında makbul deÄŸil. Dün “ifade ve düÅŸünce özgürlüÄŸü”nün mücadelesini birlikte verdiÄŸim arkadaÅŸlarımın, bugün bu mücadeleyi “taraf olma özgürlüÄŸü” olarak algılaması da iÅŸin garip tarafı.
Velhasıl; dün Hürriyet’in bana açtığı kapıyı bugün OdaTV açtı. Soner Bey’le telefonla görüÅŸtüÄŸümüzde de kendisine üç ÅŸey sordum;
- BaÅŸörtülü olmam sorun olur mu?
- Yazılarıma herhangi bir müdahale olur mu?
- Tayyip Bey’i seviyor olmam sizi rahatsız eder mi?
Bana verdiÄŸi cevapta ÅŸu sözler vardı:
“Ne baÅŸörtünüz bizi rahatsız eder, ne de kimi sevdiÄŸiniz. Yazılarınıza da hukuki bir sorun olmadığı müddetçe karışmayız.”
Sonuç olarak; prensipte anlaÅŸtık. Allah mahcup etmesin.
Farkındayım, biraz uzattım ama son söz olarak eklemek istediÄŸim birkaç cümlem daha var. Kimseye kırgın filan deÄŸilim lâkin bir sitemimi dile getirmek istiyorum. DesteÄŸe ihtiyacı olduÄŸu her zaman ve her koÅŸulda yanında olmaya çalıştığım Tayyip Bey’in, benim de ihtiyacım olduÄŸunda aramasını ve destek olmasını beklerdim.
Bu ülkenin, dürüst ve sorumluluk sahibi bir vatandaşı olarak bunu beklememin hakkım olduÄŸuna inanıyorum.
AyÅŸe Baykal
Ökkeş Kul
Kasım 16, 2018 Cuma 17:50
Sizin desteğe ihtiyacınız olduğundan acaba Tayyip Beyin bilgisi var mıydı? Onu bilgilendirmenize rağmen mi kayıtsız kaldı?