Sosyal Medya

Kürsü

Ahmet TaÅŸgetiren- Kabe minberini kurtarmak

Ahmet TaÅŸgetiren- Karar



Kur’an tilaveti ile pek çok Türkiyeli hacının gönül dünyasında izler bırakan Kabe Ä°mamı Südeysi Cuma hutbesinde konuÅŸuyor:
 
“Kaşıkçı cinayeti suçlamaları, Ä°slam düÅŸmanlarının ve iÅŸbirlikçi münafıkların komplosu. Prens Muhammed bin Selman, Allah’ın yüzyılda bir gönderdiÄŸi kurtarıcı ve ruhani lider olduÄŸu için hedefte. Onu desteklemek, emri altına girmek her Müslümana farzdır...”
 
Ä°mam çözmüÅŸ Kaşıkçı cinayetini.
 
“Ä°slâm düÅŸmanları ve münafıkların komplosu.” deyivermiÅŸ.
 
Suud KonsolosluÄŸunda iÅŸlenen ve Suud yönetiminin kabul etmek zorunda olduÄŸu cinayeti böylesine bir meçhul kötülük dünyasına mal ediverme hünerine ne demeli?
 
Bitmiyor, cinayetle baÄŸlantılı olarak ismi tartışmaların odağındaki Veliahd Prense, “yüzyılda bir gelen müceddid ve kurtarıcı” payesini vermekte en küçük bir tereddüt göstermiyor.
 
Bir de onu desteklemenin her Müslümana farz olduÄŸu fetvası geldi mi, Ä°slam’ın bugünkü garipliÄŸi adına dört başı mamur bir felaket resmedilmiÅŸ oluyor.
 
Yer Kabe. Günlerden Cuma. Kürsü Kabe minberi.
 
Ä°mam “din adına” konuÅŸuyor.
 
Karşısında bütün dünyadan umre için gelen Müslümanlar bulunuyor.
 
Ä°mama göre, Veliahd Prensin kurtarıcı ruhani lider oluÅŸu, dünya müslümanlarını da ilgilendiriyor.
 
Ah Ä°slâm.
 
Merak ediyorum, nasıl bir halet-i ruhiye taşır bir insan Kabe minberinde bunları söylerken?
 
Peygamberin çıktığı kürsüdesin, biraz sonra O’nun geçtiÄŸi mihrabta mü’minlerin önüne geçeceksin, Allah görüyor seni, yarın O’nun huzuruna çıkacaksın...
 
Kabe bu, minber bu, mihrab bu...
 
Biraz sonra Kur’an’dan ayetler okuyacaksın, Rasulullah’tan hadisler söyleyeceksin...
 
Hepsi varıp, Muhammed bin Selman’ın “müceddid, kurtarıcı ruhani lider” olduÄŸu ifadesine monte olacak.
 
Suud’da ÅŸu yakın dönemde onlarca alim cezaevlerine kondu, bu biliniyor.
 
Südeys, bugüne kadar onlar için tek kelime etmedi.
 
Ama Kabe minberinde Suudi Arabistan’ın bugünkü güçlü adamı için methiyeler düzmekten geri kalmadı.
 
***
 
Bu olay o kadar kahredici ki.
 
Bir yandan 100 yıldır ümmetin mazlumiyetini konuÅŸuyoruz,  ümmetin çocukları mazlumiyet ikliminde büyüyor, her mahalde bu mazlumiyetten nasıl çıkılacağına kafa yoruyoruz, Ä°slam’ın insanlığa getireceÄŸi rahmeti arıyoruz ve Peygamber varisi ilim adamlarının açacağı çığıra umut baÄŸlıyoruz.
 
Sonra da bir adam, Kabe minberini, veliahd propagandasına alet ediyor.
 
Oysa o minberden insanlığa Ä°slam’ın rahmet iklimini anlatmak lazım.
 
Suud’un son dönemde, Körfez ülkeleri ve Mısır’la birlikte Ä°srail’li temsilcilerle, Trump’la al takke ver külah olması, bu çerçevede Ä°hvan-ı Müslimin’i terör örgütü ilan etme giriÅŸimleri, Yemen’de icra edilen cinayetler fecaatin siyasi boyutu. O boyut “Ä°slâm dünyası” dediÄŸimiz hadisenin canına okumak için tam bir 21’inci yüzyıl fitnesi.
 
Ama Kabe minberine “Ä°mam” hüviyeti ile bu siyaseti taşımak, emr bil maruf, nehy anil münker gibi Ä°slam’ın en temel murakabe sistemini devreye sokabilme umudunu veren ilim damarını katletmek anlamına geliyor.
 
Kabe, bir “kraliyet kürsüsü” mü Allah aÅŸkına?
 
Kısa süre önce Ä°stanbul’da Dünya Müslüman Alimler BirliÄŸi toplandı. 
 
Bugün tam da “Alimler Peygamberlerin varisleridir” hükmünün devreye gireceÄŸi bir durumu yaşıyoruz.
 
Suud’da cezaevlerinde akıbetlerinden haber alınamayan alimler için ses yükseltmek gerekiyor.
 
Kabe’nin Ümmet-i Muhammed’in kalb mekanı olması için, oradan insanlığa Ä°slam’ın cihanÅŸümul mesajlarının seslendirilmesi için ve en önemlisi küçük hesapların kürsüsü haline gelmesinin önlenmesi için ses yükseltmek lazım.
 
Åžimdi deÄŸilse ne zaman?

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.