Sosyal Medya

Kürsü

Üzgünüm ama sevinçleri kursaklarında kalacak troliçegillerin

Akif Beki- Karar



Karar’ın, üzerindeki baskı ve ambargoyu ifÅŸa eden zorunlu açıklaması kimisini sevinçlere gark etti, veda busesi zannettiler.
 
Kapanacakmış da önden mazeretini hazırlıyormuÅŸ gibi göstermeye bayıldılar. ‘Hadi inÅŸallah’ diye zevkten dört köÅŸe beklemeye koyuldular, heyecanlarını saklayamıyorlar.
 
Bu sinsilik bile nasıl bir suçluların telaşı içinde olduklarını ele vermiyor mu?
 
Demezler mi, e hani fikrine güvenen fikir hürriyetinden korkmazdı, ne oldu o özgüvene!...
 
Gazetesine güvenen, basın özgürlüÄŸünden korkar mı? Sırf, bir gazeteden kurtulma serabı gördüÄŸü için zil takıp oynar mı?
 
DurduÄŸu yerin saÄŸlamlığına inanan, eleÅŸtiriyi yok etmeye, ayrı telden çalan her mecrayı imhaya, tek bir aykırı ses bile bırakmamaya yeltenir mi?
 
Serbest tartışma, çoÄŸulculuk, fikir çeÅŸitliliÄŸi ve demokratik rekabet havarisi geçinen, bütün medyayı avucunun içine alacak bir tekelleÅŸmeye çanak tutar mı? Tek sesliliÄŸe götürecek bu medya kartelinin inÅŸasında paralı amelelik yapar mı, gözü kapalı savunur mu? Tekelden ayrışmayı, başına buyruk takılmayı fitne, fesat, proje diye itibarsızlaÅŸtırır mı?
 
‘Ne menem bir ruh halidir yahu bu’ dememe kalmadı, kraliçeden gizli komut geldi.
 
Çenemi boÅŸuna yormamamı söylüyor. Fuzuli’den bir beyitle de destekliyor buyruÄŸunu.
 
Åžöyle diyor beyit: “Eylesen tutiye talim-i eda-yı kelimat, sözü insan olur amma özü insan olmaz...”
 
DeÅŸifre edersek bizim kraliçe, ÅŸifreyle demek istiyor ki... PapaÄŸana kelimeleri kullanmayı öÄŸretsen, insan evladı gibi konuÅŸmayı ezberletsen de sözü insan olur ama özünde insanlık ne arar, nasibinde yok ki alsın vermek istediÄŸini...
 
Emir kulu militanlara, fanatik kurÅŸun askerlere ne desen boÅŸ yani.
 
Aklını kimseye el koydurmamanı, iradeni kimseye devraldırmamanı, hiçbir otoriteye körü körüne biat etmemeni, hiçbir rejime sorgusuz sualsiz baÄŸlılık bildirmemeni haykırırken de aslında tekmil tekrarı veriyordur çığırtkan amigolar.
 
Ne dediklerini biliyor olsalar önce kendi akıllarına mukayyet olmaları, önce kendi iradelerini kaptırmamaları gerekmez miydi?
 
‘Tut kelin perçeminden de kelde perçem bulabilirsen’ diye uyaran bir iç sese gel de kulak asma ÅŸimdi.
 
***
 
Kabe imamı El Sudeys kafasındaki kara propagandacıları yalancı çıkarmamak için bile deÄŸer be, ‘kraliçenin adamı’ karalamasını sineye çekmeye deÄŸer!...
 
Ne diyor fetvacı bozuntusu: “Kaşıkçı cinayeti suçlamaları, Ä°slam düÅŸmanlarının ve iÅŸbirlikçi münafıkların komplosu. Prens Selman, Allah’ın yüzyılda bir gönderdiÄŸi kurtarıcı ve ruhani lider olduÄŸu için hedefte. Onu desteklemek, emri altına girmek her Müslümana farzdır...”
 
Liderine eleÅŸtiri ve sorgulamayı, Allah’a karşı gelmekle bir tutuyor haÅŸa.
 
Boyunduruk altına girmeyen her gazeteye nifak projesi, her görüÅŸ ayrılığına Kraliçe’nin komplosu, Ä°ngiliz oyunu filan diyen, basmakalıp ağızlardan biri iÅŸte. En fenası da Allah’ı bile çıkarlarına alet etmekten çekinmemeleri.
 
Tezviratçıların bayık uydurmalarıyla söylersek kraliçenin emri baÅŸ üstüne, bir yere gitmiyoruz, üzgünüm ama sevinçleri kursaklarında kalacak troliçegillerin.
 
Karar, dokuz körün bir deÄŸneÄŸi gazete. YokluÄŸa da alışık zaten, varlık içinde çıkarılmıyor, para içinde yüzmüyor. Kan kussa da kustuÄŸu altın leÄŸen deÄŸil, koymaz yani.
 
Ayrıca tekellerle mücadelede de yeterince deneyimliyiz, pabuç bırakmayız evvel Allah.
 
İktidarın da muhalefetin de yanlışına yanlış, doğrusuna doğru demeye, mazluma kimliğini sormamaya devam.

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.