Güncel
Atasoy Müftüoğlu: İslam dünyası direnme gücünü kaybetti
Follow @dusuncemektebi2
"37. Uluslararası İstanbul Kitap Fuarı"nın etkinlikleri kapsamında Atasoy Müftüoğlu'nun konuşmacı olarak katıldığı "Sahte Mutlakların Hükümranlığı" başlıklı söyleşi düzenlendi.
37. Uluslararası Ä°stanbul Kitap Fuarı kapsamında söyleÅŸi yapan Atasoy MüftüoÄŸlu, Ä°slam dünyasının direnme gücünü kaybettiÄŸini söyledi.
Ä°slam toplumunun bugün varoluÅŸsal, yapısal ve tarihsel sorunlarla yüzleÅŸmekten kaçtığına iÅŸaret eden MüftüoÄŸlu, "Bu sorunlarla ilgili nihai anlamda bir çözümleme yapmamız gerekiyor. Fakat biz çözümlemeyi bir yolunu bulup, hep erteliyoruz ve bu sorunlar tarafından bugün çok ciddi bir ÅŸekilde kuÅŸatılmış durumdayız. Bu sorunlarla yüzleÅŸmeyi baÅŸaramayan bir kültür, sahte iyimserliklere sığınarak günü kurtarmaya çalışıyor." diye konuÅŸtu.
MüftüoÄŸlu, insanların Ä°slami farkındalığını kaybettiÄŸini, bu yüzden de birçok sorunla karşı karşıya olduÄŸunu vurgulayarak, ÅŸöyle devam etti:
"Gerçek anlamda Ä°slami farkındalığı kaybettiÄŸimiz günden beri, bize dayatılan bir varoluÅŸ, düÅŸünce, tercih, tarz, üslup biçimini içselleÅŸtiriyoruz. Bu yanımız ortada ciddi bir takım patolojilerin olduÄŸuna iÅŸaret ediyor. Farkındalık kaybı hayatı, tarihi, dünyayı gereÄŸi gibi idrak edememek, algılayamamak gibi. Dolayısıyla gereÄŸi gibi algılayamadığımız bir dünyada da o dünyanın ya da tarihin gözdesi olamamak gibi sonuçlar doÄŸurur. Farkındalık kaybı ile birlikte sizi nesneleÅŸtiren sürecin bir parçası haline geliyorsunuz. Hiçbir kayıp, farkındalığın kaybı kadar hayati önemi haiz deÄŸil. Farkındalığı kaybettikten sonra da geriye sürünmek ve savrulmak kalıyor."
"Ä°SLAM DÜNYASI DÄ°RENME GÜCÜNÜ KAYBETTÄ°"
AA'nın aktardığına göre Ä°slam dünyasının son birkaç yüzyıldır savrulma içinde olduÄŸunun altını çizen MüftüoÄŸlu, "Asıl sorun, bizim içeride yaÅŸadığımız kayıplarla ilgilidir. EÄŸer Ä°slam dünyası büyük ölçüde zaafa düÅŸmemiÅŸ olsaydı, farkındalık kaybı yaÅŸanmamış olsaydı, dışarıdan her türlü direnme liyakatine sahip olacaktı. Ama böyle bir direniÅŸ söz konusu olmadı. Onun için bugün bizim hayatımızın bütün boyutları sahte mutlaklar tarafından fethedilmiÅŸtir. Gerçek mutlak bertaraf edilmiÅŸ, sahte mutlaklar bütün kavram ve kurumlarıyla, yasalarıyla, deÄŸer yargılarıyla somut olarak hayatımıza müdahale etmiÅŸtir." yorumunda bulundu.
Atasoy MüftüoÄŸlu, Ä°slami toplulukların farkındalığını kaybettikten sonra konformizme çekildiÄŸini söyleyerek, konuÅŸmasını ÅŸöyle sürdürdü:
"Ä°slami toplumlar, statükoya, geleneklere, göreneklere kapanmış ve konfor alanlarını kutsayan bir dil oluÅŸturmuÅŸtur. Bugün Ä°slam'a nispet edilerek ne yapılıyorsa, konfor alanlarının içinde cereyan etmektedir. Çünkü sahte mutlakların hükümranlığı, faÅŸizan tahakkümü hatta diktatörlüÄŸü, tayin ediciliÄŸinin yanında gerçek mutlakların böyle bir iddiası, kalkışması bile mümkün deÄŸil. Ä°slam'ın bir maneviyat biçimi olduÄŸu, Kitabü'l Kerim'in de bir ahlaki üretim olduÄŸu anlayışı dayatılmıştır. Bizde hiçbir zaman Ä°slami anlamda büyük özgürlükler gündeme getirilmemiÅŸtir. Çünkü biz karşı karşıya olduÄŸumuz müdahaleler sebebiyle hep küçük, biçimsel, yüzeysel özgürlüklerle ilgilendik. Bugün büyük özgürlükleri gündeme getirecek bir kadroya da sahip deÄŸiliz. Cumhuriyet Türkiye'sinde ÅŸu kadar zamandan beri büyük özgürlük sorununu gündeme getiren bir tek düÅŸünürümüz yoktur."
MüftüoÄŸlu, Ä°slam dünyasının tarih boyunca iki büyük kırılmayla karşı karşıya geldiÄŸini ifade ederek, "Birisi içeriden maruz kaldığı bir kırılmaydı. Bir diÄŸeri de dışarıdan maruz kaldığı kırılmadır. Ä°çeriden maruz kaldığı kırılma Ä°slam'ın içe ve geçmiÅŸe kapanmasıyla baÅŸladı. Ä°çe ve geçmiÅŸe kapanan bir bünye, dışarıda ne olduÄŸunu merak etmeyen, dışarıyla ilgili de hiçbir önlem, öneri, eleÅŸtiri gerçekleÅŸtirme ihtiyacı duymayan bir bünyedir. GeçmiÅŸe kapandığı için de bugüne, zamana yeni bir önerisi, deÄŸerlendirmesi yoktur. Bunları yapmadığı için sürekli geçmiÅŸe atıfta bulunur. Bugün ilahiyat, Ä°slam'ın geçmiÅŸte ne yaptığını anlatırken, bugün ne yapması gerektiÄŸine dair tek sözcük sarf etmiyor. 21. yüzyılı nasıl anlayabiliriz, etkileyebiliriz, neler söyleyebiliriz diye bir ÅŸey yapmıyor. Çünkü bunu yapabilecek bir entelektüel bir birikim yok." görüÅŸünü dile getirdi.
"BUGÜN MÜSLÜMANLARIN HAYATA, TOPLUMA, TARÄ°HE Ä°LÄ°ÅžKÄ°N HÄ°ÇBÄ°R Ä°DDÄ°ASI YOK"
MüftüoÄŸlu, dünyada ÅŸu an toplumlar üzerinde Avrupa merkezli ırkçı bir insan algısı ve tarih felsefesi perspektifi oluÅŸturulduÄŸuna vurgu yaparak, sözlerini ÅŸöyle sürdürdü:
"Ä°slami kültür, düÅŸünce ve felsefe hayatı, tarihten itibaren ortaya çıkan bilginin, siyasetin, tarihin sömürgeci ve ırkçı mahiyetine nüfuz etmekte, analiz etmekte çok geç kalıyor. Yani tarihe çok geç kalıyoruz. Sürekli geçmiÅŸe bakan tarafımız sebebiyle tarihe geç kalmaya devam ediyoruz. Geç kaldığımız için de tarihi etkilemek gibi bir birikime sahip deÄŸiliz. Bu yüzden batının sömürgeci ve ırkçı mahiyetine büyük bir farkındalık kaybı yaÅŸadığımız için farkına varamıyoruz. Ä°slam bugün modern zamanlarda ontolojik ve epistemolojik özgürlüÄŸünü kaybetmiÅŸtir. Çünkü seküler ontoloji, seküler epistemoloji belirleyici ve tayin edici hale gelmiÅŸtir. Bugün bilimin otoritesi üzerinde bir otorite yok. Çünkü dinin otoritesi, o ontolojik kaybı sebebiyle sadece sembolik bir baÄŸlama indirgenmiÅŸtir. Bu yüzden Müslümanların hayata, topluma, tarihe iliÅŸkin hiçbir iddiası yok. Bu iddiayı gündeme getirecek dediÄŸim gibi bir kadro da yok. Ä°slam, bugün bu ontolojik kayıp sebebiyle de sadece ve sadece ulus devlet çıkarları için araçsallaÅŸtırmak üzere hatırlanır."
Ä°slami farkındalığın yeniden inÅŸasının gerçekleÅŸtirilmesi gerektiÄŸini hatırlatan MüftüoÄŸlu, bu bakımdan sahte mutlakların hükümranlığıyla hesaplaÅŸan yeni bir düÅŸünce hayatının kurulmasının lazım olduÄŸunu sözlerine ekledi.
Henüz yorum yapılmamış.