Konsolosun binası Kaşıkçı'ya kabir olarak tahsis edilsin

Mısır'daki Devrimin Yarını Partisi Lideri Dr. Eymen Nur, Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı'nın öldürülmesine iliÅŸkin, "Onun ardından bir cenaze namazı kılınsın istedik. Medine'de bir kabri olsun, ona dua edelim istedik. Fakat bizi bundan mahrum bıraktılar. Konsolosun binasının Cemal Kaşıkçı'ya kabir olarak tahsis edilmesini istiyoruz." dedi.

Türk Arap Medya DerneÄŸi ve Cemal Kaşıkçı Dostları DerneÄŸi, Ä°stanbul BüyükÅŸehir Belediyesi Ali Emiri Efendi Kültür Merkezi'nde Kaşıkçı'yı anma etkinliÄŸi düzenledi.

Etkinlikte Cemal Kaşıkçı Dostları DerneÄŸi adına konuÅŸan Nur, "Cemal ilk kez kendi evinin dışında uyuyor. Ancak evlerinin tamamını deÄŸiÅŸtirdi. Dünyanın her yerine Cemal Kaşıkçı'yı seven ve onunla dolu olan kalplere yerleÅŸti. Arap dünyasında, Türkiye'de, Batı'da ve DoÄŸu'da insanların tüm evleri ve kalpleri Cemal'in ikametgahı oldu." diye konuÅŸtu.

Nur, Kaşıkçı'yla 35 yılı aÅŸkın dostlukları olduÄŸunu belirterek, ÅŸöyle devam etti:

"Ben 40 gündür dostumu arıyorum. Dostumu aradığımı sanıyordum meÄŸerse o hepinizin dostuymuÅŸ. ÖzgürlüÄŸü ve adaleti arayan herkesin dostuymuÅŸ. 'Ä°nsanlık kayboldu.' denilen bir zamanda herkesin dostuymuÅŸ. Bu davanın ÅŸahsi bir mesele olduÄŸunu zannediyordum ama çok daha büyük bir davaymış. Cemal'in resmi gözümün önünden gitmedi. Karakteriyle Hazreti Yusuf'u andıran biriydi o. Cemal 40 gündür sadece bizim hafızamızdan kaybolmadı aksine dünyanın hafızasında kaldı."

Elem ve keder içinde olduklarını dile getiren Nur, bu acının sonunda bir rahmetin ve zaferin ortaya çıkacağını söyledi.

Eymen Nur, Kaşıkçı'nın deÄŸerlerini taşıyan ve benimseyen insanlar için zaferin geleceÄŸini aktararak, "Onun ardından bir cenaze namazı kılınsın istedik. Medine'de bir kabri olsun, ona dua edelim istedik. Fakat bizi bundan mahrum bıraktılar. Konsolosun binasının Cemal Kaşıkçı'ya kabir olarak tahsis edilmesini istiyoruz. Cesedinin, vücudunun parçası orada bulunuyor. Türkiye hükümetine bu çaÄŸrıyı yapıyoruz. Orayı satın alacağız. Suçlu ve yalancı konsolosun evinin ve sokağının 'Cemal Kaşıkçı' olarak isimlendirilmesini, bu evin bize tahsis edilmesini veya satılmasını istiyoruz."

 "DEAÅž'a benzer bir yöntemle bu suçu iÅŸlediler"

Nobel Barış Ödülü sahibi aktivist Tawakkol Karman ise Kaşıkçı'nın öldürülmesinde Suudi Arabistan'ın egemen makamlarının tamamının parmağı olduÄŸunu ileri sürerek, "Net olarak söyleyebiliriz ki Suudi Arabistan'ın resmi kurumları bir ÅŸekilde bu suça dahil oldu. DEAÅž'a benzer bir yöntemle bu suçu iÅŸlediler. Suudi Arabistan ahlaki ve siyasi anlamda da büyük bir baskı altına girdi. Bir devlet nasıl bir terör organizasyonu geliÅŸtirebilir ki?" diye konuÅŸtu.

Cinayette dahli olanların bunu reddettiğini savunan Karman, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Oysa hepsi bu suça bir aÅŸamasında muhakkak dahil oldular. Bu anlamda onlardan bir adalet talep etmek mümkün deÄŸil. Ortaya sadece bir günah keçisi koyuyorlar. Alt düzeydekilerin isimlerini kullanarak üst düzeydekileri gizlemeye çalışıyorlar. Oysa ki bu adalet deÄŸil. Bu konuda kim emir vermiÅŸse bunun ortaya çıkarılması lazım. Uluslararası kamuoyu büyük bir ÅŸok yaşıyor. Suudi Arabistan'daki bu çeteleÅŸmeden dolayı ÅŸok yaşıyorlar. Suudi Arabistan suça dair ortaya çıkacak her ÅŸeyi kabul etmelidir."

Eski Tunus CumhurbaÅŸkanı Munsif el-Merzuki'nin bir video mesaj gönderdiÄŸi anma etkinliÄŸinde YeniÅŸafak gazetesi yazarı Kemal Öztürk, Mısır ve Tunus'un eski parlamenterleri de Kaşıkçı için adalet çaÄŸrısı yaptı.

Kaşıkçı'nın niÅŸanlısı Hatice Cengiz de anma etkinliÄŸine katıldı.

Öte yandan Cemal Kaşıkçı Dostları DerneÄŸi de etkinlik için bir bildiri yayımladı.

Bildiriden 

Cemal Kaşıkçı'nın öldürülüÅŸünün kırkıncı gününe gelindiÄŸine dikkati çekilen bildiride, ÅŸu ifadelere yer verildi:

"Ancak gerçeklerin parçaları halen eksik. Gerçeklerden kaçmak ise herkesin ortak tavrı oldu. Gerçeklere ulaÅŸmamamız için ise katillerin çevresi gittikçe geniÅŸliyor. Silahsız ve savunmasız bir insanın çağımızın en çirkin cinayetine uÄŸramasının üstünden kırk gün geçmesinin ardından ÅŸehidin arkadaÅŸları veya Arap medyacılar olarak bizler Cemal'le bir araya geldik. Çünkü o her zaman varla yok arası bir kahraman. Katiller, en çirkin cinayetin ardından cesedini yok etmiÅŸ olsalar dahi dünyanın her yerinde uçacak olan ruhunu yok edemediler. Çünkü onun ruhu katillerin ve çirkin cinayeti emredenlerin peÅŸini hiçbir zaman bırakmayacaktır. Bu kırk günü çok ağır geçirdik. Hatta 40 yıl bile geçse Cemal'i unutmayacağız. Gerçeklerin kaybolmasına izin vermeyeceÄŸiz. Cemal'in kanını katillerin elinde kaybetmeyeceÄŸiz. Bu cinayete ortak olan herkes ister azmettirici olsun isterse de katil olsun hepsi yakalanana dek gerçekleri talep edeceÄŸiz. Bu canilerin sonu bütün canilere veya caniliÄŸe teÅŸebbüs edenlere ibret olacak."

 Ilımlı çözümlerin kabul edilmeyeceÄŸine vurgu yapılan bildiride, ÅŸunlar kaydedildi:

"Sadece cinayeti iÅŸleyen alt tabanın yargılanmasıyla tatmin olmayacağız. Bu cinayeti emreden, takip eden, teÅŸvik eden daha sonra cinayeti bastırmaya çalışan o ana suçlunun yargılanmasına kadar susmayacağız. Bu konuda sürecin başından itibaren Türkiye'ye sergilemiÅŸ olduÄŸu çabadan dolayı teÅŸekkür ediyoruz. Cinayeti ve cinayeti iÅŸleyenlerin fotoÄŸraflarını, isimlerini, hareket yönlerini hızlıca açığa vurmasını ve cinayete teÅŸvik eden kiÅŸileri tespit etme konusundaki çalışmalarından dolayı Türkiye'yi tebrik ediyoruz. Bizler Cemal Kaşıkçı'nın dünyadaki dostları olarak sair araçlarla bu cinayete neden olan rejimi açığa vurmak için elimizden geleni yapacağız. Bu cinayete ortak olan diÄŸer rejimleri ifÅŸa edeceÄŸiz. Çünkü bu tür cinayetler tekrar iÅŸlenebilir. Bununla ilgili sair hükümet ve uluslararası kuruluÅŸlara haykırıyoruz. Bu katil rejimin derhal çevrelenmesi, yargılanması ve ayıklanması gerekmektedir. Bu ÅŸekilde deÄŸerleri, örf ve adetleri, insani ve uluslararası kanunları önemseyecek, kendi milletinin ifade özgürlüÄŸüne saygı duyacak, diÄŸer milletlerin sonunu belirlemekten vazgeçecektir."