Cumhurbaşkanı Erdoğan: 4 evladımız şehit oldu

"Gazi Mustafa Kemal ile birlikte ahirete irtikal eden tüm gazi ve ÅŸehitlerimize de milletim ve ÅŸahsım adına minnettarlığımı ifade ediyorum. Cumhuriyetimizin kuruluÅŸundan günümüze kadar ülkemizin geliÅŸip kalkınması, refahının büyümesi için mücadele eden herkese ÅŸükranlarımı sunuyorum. Yıl dönümleri bize anma yanında geçmiÅŸten bu yana kapsamlı muhasebeler yapma fırsatı da verir. Mesela pazar günü Paris'te 1. Dünya Savaşı'nın sona ermesinin 100. yılı törenlerine katılacağız. Biraz sonra Paris'e hareket ediyoruz. Bugün de Gazi'nin vefatının 80. yılını geride bırakıyoruz. Bu süreçte ülkemizin yaÅŸadıklarını ÅŸöyle bir gözümüzün önüne getirdiÄŸimizde Türkiye'nin nereye geldiÄŸini çok iyi görebiliriz. 1. Dünya Savaşı'nın ardından ülkemizi paylaÅŸma giriÅŸimlerine tanık olduk. Çanakkale'de, Kutül Amare'de ve daha pek çok cephede yüreÄŸimiz ve bileÄŸimizle savaÅŸarak kazandığımız zaferlere raÄŸmen ülkemizi böyle bir tehdidin altına girmekten kurtaramadık. Müstevlilere karşı önce ÅŸehir ÅŸehir ardından topyekün bir kurtuluÅŸ mücadelesi baÅŸlattık. Mücadelemizin zaferle sonuçlanmasının ardından yeni devletimizle tarih sahnesindeki yerimizi tekrar aldık.

600 yıllık bir çınarın devrilip epeyce küçülmüÅŸ olsa da özü itibarıyla aynı coÄŸrafya üzerinde taze fidanın boy vermesi elbette sıkıntısız yaÅŸanması mümkün deÄŸildi. Nitekim ülke ve millet olarak bu sıkıntıları her alanda çektik. DoÄŸrularıyla yanlışlarıyla, eksikleriyle fazlalarıyla bu dönemin deÄŸerlendirmesini milletimizin hafızası ve tarih yapmıştır, yapmaya da devam edecektir. Mesela Gazi Mustafa Kemal'in kendi iradesiyle baÅŸlattığı ama provokasyonlar yüzünden vazgeçmek zorunda kaldığı çok partili hayata geçme denemesini vaktinde baÅŸarmış olsaydık acaba ülkemiz nereye giderdi? Mesela o dönemde kendi uçağımızı, otomobilimizi üretmiÅŸ, sanayimizi geliÅŸtirmiÅŸ, ihracatımızı büyütmüÅŸ olsaydık, bugün nerede olurduk? Mesela gençlerimizin zihinlerini formatlamaya çalışmak yerine onları medeniyetiyle barışık özgür fertler halinde yetiÅŸtirecek bir eÄŸitim sistemi kursaydık, nasıl bir geliÅŸme gösterirdik? Bunun gibi pek çok soru zihinlerimizi meÅŸgul ediyor olmakla birlikte önümüzdeki vakıada ortadadır. 

Bugünkü gençler tek parti dönemlerini ancak tarih kitaplarından, gazete ve dergi sayfalarından görmek ÅŸansına sahipler. Çünkü bize yalan bir tarih öÄŸretildi. Türkiye ikinci dünya savaşına girmemiÅŸtir ama savaşın tüm yükünü sefaletini yaÅŸamıştır. 

Ülkemizi yönetenler milletimizi sadece maddi bir yükün altında ezmekle kalmamış deÄŸerlerinin üzerinde kurduÄŸu baskıyla da ezmiÅŸtir. 

Ülkemizde belirli bir kesim tek partili dönemden çok partili hayata CHPyönetiminin iradesiyle geçtiÄŸimizi iddia ederler oysa bu geçiÅŸ mecburi bir geçiÅŸtir.

Çok partili hayta geçiÅŸten hemen sonra yapılan açık oy gizli tasnif… ki sayıyı da ona göre kendileri belirleyecek. Bu yöntem aslında CHP anlayışının yönetim anlayışı ile ilgili bir fikir vermeye yeter. 

Yeter söz milletindir diyen Demokrat Parti bu dönemin ardından ezici bir çoÄŸunlukla yönetimi ele geçirmiÅŸtir.

Türkçe ezanın 18 yıl kamuoyu önünde savrulabiliyor olması bu husumetin bir iÅŸaretidir. Ezanın arapça okunması bir ÅŸeyin ifadesidir. Türkçe ezan dendiÄŸi zaman onu sadece biz anlarız. Ama Arapça olduÄŸu zaman bunun evrensel olduÄŸunun ifadesidir. Åžimdi bunu deÄŸiÅŸtirmek bizi deÄŸerlerimizden uzaklaÅŸtırmak anlamındadır. 

Aşık Veysel’i kılığı kıyafeti nedeniyle Ankara’ya almadılar. Aşık Veysel saf bir Anadolu insanı oradaki kıyafetiyle Ankara geldi. BeÄŸenmediler, almak istemediler Ankara’ya…

Zaten demokrasinin güzelliÄŸi burada deÄŸil mi, ayırt etmek ayrıştırmak yok. Bu kesim halkın sandığa yansıttığı zihniyeti gösterir. 

Hakkari'deki patlamada dört evladımız ÅŸehit oldu, 20 civarında yaralımız var.