Sosyal Medya

Kürsü

Hayrettin Karaman- Bir güzel insanımız daha gitti

Hayrettin Karaman- Yeni Åžafak



Müslüman olmak ne büyük bir nimet, ahirete iman ne eÅŸsiz bir teselli kaynağı! Bunlar olmasaydı insan, can gibi yakınlarını kaybettiklerinde nasıl yaÅŸarlardı ve imansızlar nasıl yaşıyorlar!
 
Güzel insan, adı gibi Allah kulu Abdullah Tivnikli kardeÅŸimizi 6 Kasım 2018 Salı günü ebedî âleme uÄŸurladık. Kendisi gibi bir güzel insan olan aÄŸabeyi Fahreddin Tivnikli’yi de birkaç yıl önce o da 59 yaşında iken uÄŸurlamıştık. O tarihte Abdullah Bey’e taziyede bulunduÄŸumda “Acaba bize de böyle bir ölüm nasip olur mu!” demiÅŸti; çünkü aÄŸabeyi kanserden vefat etmiÅŸ, beÅŸer ölçülerine göre güzel bir ölüm nasip olmuÅŸtu. Allah duasını kabul etmiÅŸ ki, kendisi de 59 yaşında kanserden vefat etti.
 
MeÅŸru savaÅŸ meydanında ölenler hakiki ÅŸehidlerdir, yıkanmazlar, kefenlenir, Hanefî mezhebine göre namazları kılınır ve defnedilirler. Amansız bir hastalığa yakalanıp kulca tedbir aldıktan sonra sabredenler ise hükmen ÅŸehid olurlar; yani normal ölenler gibi gerekli iÅŸlemler yapılır ancak ahiret muamelesi bakımından ÅŸehidler gibi olurlar. Bu konuda sahih hadisler vardır. Bunların ÅŸehid hükmünde olmaları, yakalandıkları amansız hastalıklar karşısındaki çaresizlikleri, su ve sel baskını, toprak kayması, zelzele gibi tabiî âfetlere karşı koyamamaları ve karşılaÅŸtıkları bu güçlüklere göÄŸüs germeleri, sabretmeleri sebebiyledir. Ä°ÅŸte Abdullah Bey de bu sebeple öyle bir ölüm istemiÅŸti, nasip oldu.
 
DeÄŸerli evlâdımız ve dostumuz ilim, fikir ve gönül adamı Recep Åžentürk Ä°SAM tecrübemizden de yararlanarak bir “Ä°slâm insanı yetiÅŸtirme projesini” yeni bir kuruluÅŸ ile hayata geçirme faaliyetinde yardımcı olmamı istedi. En önemli ve her bir problemin çözümü kendisine baÄŸlı olan “insan” yetiÅŸtirme iÅŸine gönül verdiÄŸim, elimden geldiÄŸince çabaladığım için büyük bir memnuniyetle kabul ettim. Daha önceki tecrübemizde bu faaliyetleri finanse eden ÅŸahıs ve kuruluÅŸların hem destek hem de köstek olduklarını gördüÄŸüm için hemen “deÄŸirmenin suyunu” sordum ve ilk defa Tivnikli ailesinin ismini onun aÄŸzından duydum.
 
Faaliyetin başında bu hayırlı iÅŸe (Ä°SAR Vakfı) emek ve gönül verecek kiÅŸilerle toplantılar ve müzakereler yaptık. Bu toplantılara iki kardeÅŸ Tivnikliler bütün meÅŸguliyetleri ve zaman darlığı problemlerine raÄŸmen katıldılar ve Abdullah Bey’i iÅŸte bu toplantılarda tanıdım. Gerek merhum Fahreddin Bey ve gerekse Abdullah Bey okumuÅŸ-yazmış, dini ve dünyayı öÄŸrenmiÅŸ, tasavvuf eÄŸitimi alarak edeb ve irfan sahibi olmuÅŸ insanlar oldukları için bu mübarek faaliyetin yalnızca harcama kısmını üstlenmediler, aynı zamanda fiziki varlığından nihai hedefe kadar, sahip oldukları fikir ve görüÅŸleriyle daima katkıda bulundular.
 
Ä°SAR dışında çaÄŸdaÅŸ insanlığın muhtaç olduÄŸu manevi rehberliÄŸin yegâne adresi Ä°slam olduÄŸu halde onu, bugünün dünyasında yaÅŸayan insanlara, varoluÅŸ çerçevelerini ve anlayabildikleri dili göz önüne alarak sunma konusundaki eksiÄŸimiz Abdullah Bey’i de dertli ettiÄŸinden bazı ilim ve fikir adamlarını davet ederek bir seri toplantılar tertip etti, benim de katıldığım bu toplantılarda “veda hutbesinden hareketle” Ä°slâm’ın insana ve onun haklarına nasıl baktığını sunmakla iÅŸe baÅŸlamanın uygun olduÄŸuna karar verdik, bu vadide çalışmalar yapıldı.
 
Toplantılara deÄŸerli oÄŸullarını da getirdikleri için onları bu toplantılarda tanıdım. Babalarının izinde gidecekleri, insanoÄŸlunun durumu ne olursa olsun “dünyadan nasibinin ne kadar az olduÄŸu” bilincine sahip olarak imkanlarını, Allah rızasını ve ebedî saadeti elde etmek için kullanacakları kanaatini edindim.
 
Abdullah Bey’i yüksek düzey ülke yönetimine getirseniz baÅŸarılı olurdu, bir iÅŸadamı olarak baÅŸarısını ispat etmiÅŸ bulunuyor, Allah Resulü’nün örnekliÄŸinde bir kul olmayı amaç edinmiÅŸ, iddiasız, gösteriÅŸsiz, ama gayretli olarak bu yolda yürüyordu, çok kazanmanın deÄŸil helâl kazanmanın peÅŸinde, fetva konularında benimle görüÅŸürken zaruret halleri dışında takvâyı esas almayı önceliyordu. KeÅŸke ülkemizde ve ümmetin içinde Allah’ın böyle kullarının sayıları daha çok olsa!
 
Öldükten sonra da defteri kapanmayan ve sevap hanesi iÅŸleyen bahtiyar insanlar “Hayırlı evlad, hayırlı bilgi ve karşılıksız hizmet sunan hayırlı tesisler bırakan” insanlardır. Abdullah Bey’in yaptıklarını ve bıraktıklarını düÅŸünürsek onun da bu bahtiyarlar zümresine dâhil olduÄŸu apaçık sabittir.
 
Ey Allah’ın güzel kulu! Çok sevdiÄŸini bildiÄŸim “En Büyük ÖrneÄŸin” yakınında ilâhî rıdvana nail olmanı dilerim!

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.