Sosyal Medya

Kürsü

Helen bizim neyimiz olur?

Abdurrahman Dilipak- Yeni Akit



Helenistik Dönem, Anadolu’nun Büyük Ä°skender’in istilalarıyla baÅŸlayan Eski Dünya›da Balkan / Makedon / Trek etkisinin doruÄŸa ulaÅŸtığı dönemdir.
 
Helenistik Dönem, Büyük Ä°skender’in istilalarıyla baÅŸlayan Antik Dünya’da Grek etkisinin doruÄŸa ulaÅŸtığı dönemdir. Helenistik Dönem, Klasik Grek Dönemini izlemiÅŸtir ve Helenistik Dönem’in ardından, Klasik Grek egemenliÄŸindeki bölge Roma Cumhuriyeti hakimiyetine geçmiÅŸtir.
 
Mesela Kallipolis’e “Gelibolu” deyince yerli ve milli mi oluyor!? Ya da Hz. Musa ile Hızır AS’ın denizden çıkıp üzerinde balık yedikleri kayanın bulunduÄŸu için dindar kavimlerin o gün oraya inÅŸa ettikleri mabedden dolayı “Simondağı” mabedi dedikleri mekanın adını “Samandağı” yapınca yerli ve milli mi oluyor!? “Gavur Dağı”nın adını “Nur Dağı” yaparak millileÅŸtirmiÅŸ mi oluyoruz. Biliyorsunuz oraya “Gavur Dağı” denmesinin sebebi, Peygamberlerine ihanet eden bir kavmin helak olduÄŸu bir mekanın en üst noktasında “Ahir dağı” ve Amanoslar bulunduÄŸu için oraya bu ad verilmiÅŸti. Onun önünde de bu gün Amik ovası denilen yerde de çok büyük bir bataklık vardı ve oraya da “Gavur Gölü” denirdi. Çünkü orası da Lut kavminin helak olduÄŸu o havzada bulunuyordu. Bu arada “Ahir” dağının adını da Ahır Dağı yaptık. Simon dağı, Samandağı olunca o samanları yiyecek keçilere bir de ahır gerekliydi!?
 
DışiÅŸleri Bakanı Mevlüt ÇavuÅŸoÄŸlu, Uganda’da 29 Ekim resepsiyonundaki tepki çeken görüntüler nedeniyle Türkiye›nin Kampala Büyükelçisi Sedef Yavuzalp’in Ankara’ya geri çaÄŸrıldığını açıkladı. 
 
Yavuzalp, Troya Antik Kenti’nin, UNESCO Dünya Mirası Listesi›ne giriÅŸinin 20. yılı olması münasebetiyle Türkiye Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından 2018’in «Troya Yılı» ilan edildiÄŸi, bu sebeple bu yıl 29 Ekim konseptinin “Troya Yılı” olarak düzenlendiÄŸini söylüyor. Dahası Truva 2018 etkinlikleri CumhurbaÅŸkanlığının himayesinde sürdürülüyor. Dahası da var: Bir süre önce (ÇOMÜ) Ä°lahiyat Fakültesi ve Çanakkale MüftülüÄŸü ortaklığıyla düzenlenen “Troia’dan Çanakkale’ye Ä°nsanın, Ä°nancın ve Mekanın Ä°nÅŸası: DeÄŸerler ve Åžehir Kongresi”nin açılış töreni Ä°lahiyat Fakültesi Ä°ÇDAÅž Kongre Merkezi 15 Temmuz Demokrasi Åžehitleri Salonu’nda gerçekleÅŸtirildi. 2018 Troya Yılı kapsamında, Çanakkale 18 Mart Üniversitesi Ä°lahiyat Fakültesi ve Çanakkale MüftülüÄŸü ortaklığıyla düzenlenen açılış törenine Diyanet Ä°ÅŸleri BaÅŸkan Yardımcısı Dr. Burhan Ä°ÅŸleyen, Vali Yardımcısı Ali Ä°kram Tuna, Çanakkale Belediye BaÅŸkanı Ülgür Gökhan, Rektör Vekili Prof. Dr. Ahmet Erdem, Cumhuriyet BaÅŸsavcısı Ömer Karışit, Gelibolu SavaÅŸları Tarihi Alan BaÅŸkanı Ä°smail KaÅŸdemir, Ä°l Müftüsü Arif Gökçe, Kültür ve Turizm Müdürü Kemal Dokuz, Milli EÄŸitim Müdürü Osman Özkan, Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Süha Özden ve Prof. Dr. Mustafa Görün ile siyasi parti temsilciler ile sivil toplum kuruluÅŸlarının temsilcilerinin yanı sıra öÄŸrenciler katıldı.
 
Büyükelçinin tek suçu o kıyafeti giymiÅŸ olması mı? Aslında o kıyafeti, Devlet Tiyatroları kostümerinden isteseler daha “şık” olurdu diyeceÄŸim ama, o zaman devlet tiyatrolarının da başı aÄŸrırdı. Büyükelçiyi alıyorsunuz da, 2018 Truva yılı ilan eden CumhurbaÅŸkanlığı Kültür Sanat danışmanını, DışiÅŸleri Bakanlığındaki ve Kültür Bakanlığındaki yetkilileri ve yukarıda adı geçenleri de merkeze çağırmayı düÅŸünüyor musunuz?
 
Bu iÅŸte kimin neye canı sıkılıyor anlayamadım. Mesela tanınmış bir ilahiyatçının oÄŸlu bir Müslüman ülkeye büyükelçi olduÄŸunda, bir Milli Gün resepsiyonunda içki sunulması mı, ya da toplantıya bir görevlinin gravatsız ve kot pantolonla gelmesi mi daha öncelikli bir sorun olarak görülmeli. Ya da mesela Lübnan büyükelçimiz, Milli Gün resepsiyonuna, Eti ya da Asur kıralı gibi giyinse sorun olur mu idi. Sorun “Yunan” takıntısı mı, “Din”i bir hassasiyet mi, “Milli” bir duruÅŸ mu anlayamadım.
 
Aslında “Yunan” diye bir dil, kültür, mitoloji, tarih, medeniyet yok. “Grek” deseniz, o Likyalı denizcilerin sıfatı, Grekçe Likca’nın avamicesi. Yunan mitolojisi deseniz, Kaf dağı, Babil ve Mısır mitolojisinden istinsah. Likya MuÄŸla civarında hüküm süren bir Anadolu uygarlığı.
 
 Bu tarihi Büyük Ä°skender’le baÅŸlatıyorsanız, O zat, “Zülkarneyn” AS olabilir. O zaman Eflatun ve Sokrat da “Hikmet sahibi” bir aziz olabilir. Hani, bari o zaman elçilikteki 1. Katip Eflatun kıyafeti giyseydi. Büyükelçi hanımefendi de Hz. Zekeriya’nın hanımı “Elisa” ya da “Elizabet” ne demek hiç düÅŸündünüz mü? “Eliza” “Cennet” demek, “Beth” “Kadın”. Elizabeth “Cennetlik Kadın” demek. Hz. Zekeriya’nın hanımının adı. Ya da “Ä°ÅŸa” olarak da anılıyor.
 
Eflatun Çanakkaleli idi. “Devlet” kitabı Urfa’da Haran Tıp ve Astronomi mektebine Büyük Ä°skender tarafından yaptırılan kütüphaneye “1” numara ile kayıtlı idi. “Yunanca” dedikleri dile Eflatun’un “Devlet” kitabı Arapçadan tercüme edildi. Aristo’nun felsefe mektebi de Antalya Serik’te idi. “Helen” deyince niye kızıyorsunuz ki, “Helen” de bir Anadolu uygarlığı. Her uygarlığın güzel zamanları da oluyor, kötü zamanları da.
 
Åžimdi ne yapalım. “Milli ve yerli” olalım diye Adana ve Kayseri’nin adını deÄŸiÅŸtirelim mi? Adana “Adanüs”ten, Kayseri Kayzeri’den mülhem. Bu arada bakarsınız Taksim anıtı  da kaldırılmış, bana ne iÅŸgalci Rus generallerinden. Niye çelenk koyup saygı duruÅŸunda bulunacakmışım. Taksim anıtındaki o baÅŸörtüsünü aÅŸağılayan subliminal mesaja ne demeli! Onu da deÄŸiÅŸtirelim mi bu arada!? Bana kalırsa büyükelçinin elbisesinden daha vahim bir hadise Taksim anıtı.
 
AÄŸustos ayından söz ederken hiç canınız sıkılmıyor öte yandan. Augustus bir tanrı kıral! Size ne Augustus’dan da 30 AÄŸustos diye Roma’nın kıralının adını veriyorsunuz. Birinci katip, Augustos kıyafeti giyseydi yine karşı çıkacak mı idiniz? Augustus, Gaius Octavius Thurinus olarak doÄŸmuÅŸ ve MÖ 44 yılında evlatlık edinilmesinin ardından Gaius Julius Caesar Octavianus, adını almış olan, MÖ 27 - MS 14 yılları arasında hüküm sürmüÅŸ Kutsal Roma Ä°mparatorluÄŸu’nun ilk Ä°mparatoru.
 
Antik Roma Ä°mparatoru Hadrian, eÅŸcinsel sevgilisi Antinous’un ölümünden sonra onu tanrı ilan ederek heykellerini diktirdi, tapınaklar yaptırdı ve sikkelere bastırdı!. Roma’nın en güçlü imparatorlarından olan ve Edirne’ye ismini veren Hadrian. (MS. 76 yılında doÄŸdu. Ölümü 117) Tanrı kıral, kimine göre Tanrının kendisi, kimine göre yeryüzündeki gölgesi, temsilcisi, kimine göre oÄŸlu idi.
 
Gerçekten ÅŸimdi ne yapacağız? Rum kim biliyor muyuz! Mesela Noel Baba bizim neyimiz olur? Bana göre o Hz. Peygamberimizden önce yaÅŸamış hanif gelenekten gelen bir Ä°ncil hafızı. Yani bir “DerviÅŸ”.
 
Hijyenik derken, “Temizlik Tanrısı” “Higien”e bir selam gönderdiÄŸinizin farkında mısınız. Büyükelçi “Higien”e benzese sorun olmayacak mı idi? Mesela 1. Katip kendini “Hipokrat”a benzetse sorun olmayacak mı idi? Hani ÅŸu Tabib yeminindeki ana referans. Hipokrat bizim neyimiz olur!.
 
Kültür Bakanlığının desteklediÄŸi internet sayfasında Truva neymiÅŸ hadi birlikte okuyalım: “2018 Troia Yılı bu kapsamda tüm dünya ile stratejik bir iletiÅŸim kanalı kurabileceÄŸimiz, evrensel karşılığı olan çok güçlü bir kültür ve turizm hamlesidir. Troia, Büyük Ä°skender’den Julius Sezar’a, Fatih Sultan Mehmet’ten Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e dünyaya yön veren, tarihin seyrini deÄŸiÅŸtiren herkese ilham vermiÅŸ bir destandır. Troya’yı özgün kılan, savaÅŸ ve mücadele ile barış ve hoÅŸgörü kültürünün eÅŸsiz bir bileÅŸimi olmasıdır. Anadolu’nun en kadim deÄŸerlerinden olan Troya Destanı’nın beslediÄŸi kolektif ruh, Çanakkale Savaşı’nda ve milli bağımsızlık mücadelesinde olduÄŸu gibi Anadolu tarihinin farklı dönemlerinde tekrar tekrar karşımıza çıkmaktadır. Dünya üzerinde tüm kıtalara yayılarak kültürlere ilham vermiÅŸ çok az destandan biridir Troya. Troya’yı ete kemiÄŸe büründüren, düÅŸü gerçeÄŸe çeviren arkeolojik çalışmalar ise; bugün arkeoloji bilimi açısından çok önemli bir referans noktası olarak kabul edilmektedir. Kültür ve Turizm Bakanlığı, 2018 yılını resmi olarak Troya yılı ilan ederek, küresel ölçekte bir kültür ve turizm hamlesi çaÄŸrısında bulunuyor. Küresel sorunların tüm sektörleri ve toplum kesimlerini etkisi altına aldığı bir süreçte, Troya’nın binlerce yıl öteden gelen ve dünyaca bilinen ilhamı ile birlikte, Troya’nın dünyanın yedi kıtasına yayılmış olan uluslararası bilinirliÄŸinin stratejik bir iletiÅŸim aracı olarak konumlandırılması amaçlanıyor.” Bu iÅŸin aslı bu ise, niye bir büyükelçiyi böyle “günah keçisi” yapıyorsunuz ki! Selâm ve dua ile.

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.