Kürsü
ABD’nin İran’a yaptırımları kime ne yaptırıyor?
Follow @dusuncemektebi2
Yasin Aktay- Yeni Åžafak
ABD’nin Ä°ran’a uygulayacağı yaptırımları açıklamasıyla Ä°ran meselesinde (daha doÄŸrusu ABD’nin Ä°ran dansında) yeni bir safhaya geçilmiÅŸ oldu. Esasen Obama yönetimi Ä°ran’la imzalanan bir antlaÅŸma ile bu ülkenin nükleer programını bir ölçüde kontrol altına almış ve buna karşılık ülkeye uygulanan ambargolarda da kısmî bir rahatlama saÄŸlanmıştı.
BaÅŸkan Trump, baÅŸkanlık kampanyası boyunca Ä°ran’la imzalanan antlaÅŸmanın yanlışlığından bahsederek, seçilmesi halinde, bu anlaÅŸmayı yürürlükten kaldıracağını söylemiÅŸti. Trump’ın bu ateÅŸli politikasının en önemli destekçisi ise Ä°srail BaÅŸbakanı Netanyahu olmuÅŸtu. Obama yönetiminin anlaÅŸmayı imzalamasına da sert tepki gösteren Netanyahu Trump seçildikten sonra da ABD’nin Ä°ran’la imzalanan anlaÅŸmayı yürürlükten kaldırması yönünde kamuoyu yaratma çabalarını sürdürdü. Trump yönetimi de bu konuda zaten istekli bulunduÄŸu için süreç hızla ilerledi ve bugüne gelindi.
ABD yönetiminin almış olduÄŸu kararlar özellikle Avrupalı liderler tarafından hoÅŸ karşılanmıyor. Avrupa’nın periferisinde bulunan Ä°ran’ın marjinalleÅŸme eÄŸilimleri göstermesi ilk etapta Avrupa’da hissedildiÄŸi için Avrupalı liderler Ä°ran’ın küresel siyasete saÄŸlıklı bir biçimde angaje edilmesi gerektiÄŸini savunuyorlar.
DiÄŸer taraftan Ä°ran’a yönelik ambargo kararları Ä°ran’da Batı dünyasıyla angaje olma arayışı içerisindeki reformist kanatta moral motivasyon açısından kırılganlık yaratırken ülkeyi dış dünyadan tamamen yalıtılmış bir çeÅŸit savaÅŸ makinesi haline dönüÅŸtürmek isteyen kimselerin ekmeÄŸine ise yaÄŸ sürüyor.
Bu durumu Ä°ran’ın yönetici elitleri düzeyinde gözlemlemek mümkün. Bu çerçevede örneklendirme meselenin daha saÄŸlıklı anlaşılması açısından da ufuk açıcı olabilir.
5 yıldır Ä°ran DışiÅŸleri Bakanlığı yapan Cevad Zarif iyi bir diplomat. Colorado Üniversitesi’nden mezun olan Zarif reformistlerin önemli bir yüzü ancak son 2 yıldır gücü dramatik ölçüde azalmış gözüküyor.
Zarif’in azalan gücüne karşın gücü artan birisi var. Ä°ran’ın dini lideri Ali Hamaney’in dış politika konularında danışmanlığını yapan Ekber Velayeti. Batının Ä°ran’a meydan okuması, özellikle Trump yönetiminin almış olduÄŸu Ä°ran karşıtı kararlar Velayeti’yi güçlendirdi ve Cevad Zarif’in ÅŸahsında müÅŸahhas hale gelen Ä°ran dış politikasındaki açılımcı ve pragmatist yaklaşımın geri plana itilmesine sebep oldu.
Velayeti 1960’larda ABD’de Johns Hopkins University’de eczacılık eÄŸitimi almış birisi aslında. Ancak Zarif’ten farklı olarak Amerikan tarzı yaÅŸamı hiçbir zaman benimsememiÅŸ. 1981’de Åžah devrildiÄŸinde hemen hükümete katılmış. 1981-1997 arasında ise Ä°ran’ın DışiÅŸleri Bakanlığı görevini sürdürmüÅŸ.
1997’de reformistler Hatemi baÅŸkanlığında seçimleri kazandığında ise Velayeti Hamaney tarafından kiÅŸisel danışman olarak atandı. 2013’te ise BaÅŸkanlık seçimlerinde muhafazakarların adayı oldu.
Velayeti Joint Comprehensive Plan of Action ya da JCPOA diye bilinen nükleer anlaÅŸmayı 19. yüzyılda imzalanan ve Ä°ran’ın Dağıstan’dan ve Azerbaycan’dan çekilmesine sebep olan anlaÅŸmalara benzetti. Velayeti’ye göre anlaÅŸmanın bir diÄŸer eksiÄŸi farsça versiyonunun bulunmuyor olması. Tıpkı Golestan ve Türkmençay anlaÅŸmalarında olduÄŸu gibi. Her iki anlaÅŸmada da Ä°ran aÅŸağılanmıştı Velayeti’ye göre. Dolayısıyla Ä°ran’ın nükleer anlaÅŸmadan çekilmesi gerekiyordu.
Velayeti’nin Batı karşıtlığı üzerinden kurduÄŸu bu söylem düzeyi Trump’ın kararlarıyla birleÅŸtiÄŸinde ortaya ülkede marjinalleÅŸme eÄŸilimlerini arttıracak bir tablo çıkmış gözüküyor.
University of Maryland tarafından yapılan bir araÅŸtırmaya göre Ä°ranlıların Cevad Zarif’e destekleri 2016’dan 2017’ye % 78’den % 43’e düÅŸmüÅŸ. DiÄŸer taraftan Kasım Süleyman ve Kudüs Ordusuna destek ise % 61’e yükselmiÅŸ durumda.
Burada dikkat çeken husus Velayeti’nin söylemini ABD karşıtı deÄŸil müdahale karşıtı kuruyor olması. Åžöyle diyor: “Paris’in etkisine Moskova’nın etkisinden daha açık olmamalıyız.”
Burada Ä°ran tarihinde millî bir kahraman olarak hatırlanan Musaddık’ın yaklaşımına benzetilmeye çalışılan, Ä°ranlıların milli duyguları ile dinî duygularını meczeden bir bağımsızlıkçı, üçüncü dünyacı söylemin belirgin olduÄŸu da söylenebilir.
Bu söylem düzeyini mümkün ve meÅŸru kılan politikalar izleyen Trump yönetiminin bölgeye dönük projeksiyonları ve politikaları çoÄŸu kez doÄŸrusal sonuçlar doÄŸurmuyor iÅŸte.
Ä°ran’a yaptırım politikaları bunun tipik bir örneÄŸi haline gelmiÅŸ durumda. Sonuçta Ä°ran’a yaptırım söyleminin, kararının veya siyasetinin kime ne yaptırdığı gün gibi ortada.
Bu nihai “yaptırımlar” bilinerek ve gözetilerek bu siyaset izleniyorsa ÅŸapka çıkarıp kimin kiminle nasıl bir ittifak içinde olduÄŸunu yeniden gözden geçirmekte fayda var.
Ya deÄŸilse...
Orasını da ABD düÅŸünsün.
Henüz yorum yapılmamış.