Kürsü
Yusuf Ziya Cömert- 48 Dolarlık adamlar...
Follow @dusuncemektebi2
Yusuf Ziya Cömert- Karar
İnternetteki bedava servislere karşılık biz ne veriyoruz?
Latest Science and Technology News diye bir web site var. Yakından takip ediyorum. Orada ‘free’nin ne olduÄŸuna dair bir makale gördüm.
Seyahatteydim. Kaydedemedim.
Makale, en deÄŸerli ÅŸeyimizi verdiÄŸimizi söylüyordu, telefonumuzla internette dolaşırken, oyun oynarken, mesajlara bakarken, bir takım paylaşımlar yaparken, alırken, verirken...
Şimdi aradım, makaleyi bulamadım.
Aklımda ÅŸöyle bir cümle kaldı. Bana kalırsa, en büyük maliyeti bu cümle ifade ediyor:
“Son nefesimizi verirken eÅŸime dostuma, çocuklarıma, anneme babama yeterince vakit ayıramadım diye düÅŸünebilirsiniz.”
“Ama hiç kimse, son nefesini verirken, ‘akıllı telefonuma yeterince vakit ayıramadım’ diye yakınmayacak.”
Bu önemli bir ‘bedel.’
‘Ä°nsan’lığımızla ilgili ve çok ağır.
Fakat baÅŸka bedeller de var, salakça ödediÄŸimiz.
Ara sıra temas ederim. Bizler, mütedeyyin olabiliriz, çok milliyetçi, az milliyetçi olabiliriz, antiemperyalist olabiliriz, çok yerli ve çok milli olabiliriz, Amerika’ya veya baÅŸka bir yere çok zıt olabiliriz.
Kendi halimizde, hane halkımızla, eşimizle, dostumuzla sohbet sırasında bu istikamette fikirler serdediyorsak ve bununla yetiniyorsak bir diyeceğim yok.
Ama eÄŸer bu ilginç veya harika fikirlerimizi tebliÄŸ için Facebook’u, Twitter’ı, Google’ı, Instagram’ı vesaireyi kullanıyorsak, kimin kimi kullandığına iyice bir baktırmamız lazım.
Ne kadar kullanıyorsan, o kadar sermayesin.
Kullandığın nispette ucuzsun.
Kullandığın nispette karlısın, yani ‘Patron’a daha çok kazandırıyorsun.
Patron kim?
Patron, yukarıda isimlerini saydığım şirketler.
Hepsini tek isim altında cem etmek gerekirse, Patron, Amerika.
Resmi adıyla Amerika Birleşik Devletleri.
Yani, Twitter’dan ‘Kahrolsun Amerika’ diye Twitt attığın zaman bile, pantolonunun kemer yerine veya paçasına arkadan iliÅŸtirilmiÅŸ bir USA etiketi sallandığını aklında tutacaksın.
Küçük veya büyük, bu etiket hepimizde var.
SaÄŸcımızda, solcumuzda, köylümüzde ÅŸehirlimizde, yerlimizde millimizde, akıllımızda akılsızımızda, alimimizde cahilimizde, büyüÄŸümüzde küçüÄŸümüzde...
Hepimizde.
***
Buraya kadarını, baÅŸka kelimelerle de olsa, mutlaka daha önce anlatmışımdır.
Fakat dün, birkaç veriye rastladım, ‘sermaye oluÅŸumuz’ hakkında bilgi içeren.
Twitter’ın piyasa deÄŸeri 26,45 Dolarmış. Facebook çok daha deÄŸerli. 541,5 milyar Dolar. Instagram 100 milyar Dolardan fazla. You Tube 40 milyar Dolar. WhatssApp 20 milyar Dolar civarında. Google 400 milyar, Amazon 777,8 milyar Dolar.
Bunları aşağı yukarı biliyoruz.
Bana daha ilginç gelen veri ÅŸu:
2018 verilerine göre Twitter’da bir kiÅŸinin deÄŸeri 48 Dolarmış.
Çok ucuz!
Facebook’ta daha fazla para ediyoruz.
253 Dolar.
Google’da asgari ücreti geçiyoruz. Ä°yi para, 359 dolar.
Amazon’dakiler aÄŸa sayılır. 1793 Dolar.
AÄŸa sayılır diyorum, ‘hacı aÄŸa’ veya ‘züÄŸürt aÄŸa’ desek daha doÄŸru. Çünkü bu dolarlar, bahis konusu mecralarda cevelan eden aÄŸaların cebine girmiyor.
Oralarda bulunmanızın Amerikan ÅŸirketleri açısından parasal deÄŸeri bunlar.
Dolarlar, Amerikalıların cebine girmiş oluyor.
Yani, bir Twitter müdavimi için ’48 Dolarlık adamsın’ deseniz yalan olmaz.
Amerikalılar, gönüllü olarak bu mecralara teslim olan biz züÄŸürt aÄŸaların etinden, sütünden, yününden yararlanıyor.
Sadece reklam göstererek deÄŸil. Verilerini kullanarak, satarak.
Sen istersen cebinde hiç dolar taşıma.
Buradaki ‘milli’ twitlerin, ‘milli’ paylaşımların Dolara dönüÅŸtürülüyor.
Coca Cola’yı boykot etsen ne olur, etmesen ne olur.
Senede 100 Coca Cola içsen, adamların kazanacağı 10 Dolar, 20 dolar.
Facebook’ta gezerken 253 dolar koyuyorsun adamların cebine.
Twitter’da Dolar boykotu propagandası yaparken 48 Dolar.
Lafı uzatmayalım. Hepimiz, paçamızdan sarkan USA damgalı etiket kadar yerli ve milliyiz.
Henüz yorum yapılmamış.