Güncel
Çin'in Doğu Türkistan politikalarına tepkiler
Çeşitli sivil toplum kuruluşlarının üyeleri, Çin'in Doğu Türkistan'da Uygur Türkleri'ne uyguladığı baskıya tepki amacıyla Fatih Camisi'nden Saraçhane Parkı'na yürüdü.
Ä°stanbul'da bazı sivil toplum kuruluÅŸları, Çin ile BM Ä°nsan Hakları Konseyi arasında gerçekleÅŸtirilecek "Çin'deki insan hakları ihlalleri görüÅŸmesi" öncesinde, Çin'in DoÄŸu Türkistan'da uyguladığı politikaları yürüyüÅŸle protesto etti.
Ä°nsan Hakları ve Adalet Hareketi (Ä°HAK), DoÄŸu Türkistan Maarif ve Dayanışma DerneÄŸi, Özgür DüÅŸünce ve EÄŸitim Hakları DerneÄŸi (ÖZGÜRDER) ile Ä°nsan Hakları ve Mazlumlar Ä°çin Dayanışma DerneÄŸi (MAZLUMDER) üyeleri, DoÄŸu Türkistan'da Uygur Türkleri'ne uygulanan baskıya tepki için Fatih Camisi'nden Saraçhane Parkı'na yürüdü.
YürüyüÅŸün ardından basın açıklaması yapan Ä°HAK BaÅŸkanı Cihat Gökdemir, 1949 yılında baÅŸlayan Çin baskısının, DoÄŸu Türkistan'da her geçen gün artarak devam ettiÄŸini söyledi.
Ä°nsanların can, mal, nesil, namus ve akıl emniyetinin kalmadığını ifade eden Gökdemir, "Çin tüm bunlara müdahale etti, nesillerimizi bozdu, canımıza, malımıza kastetti. Bunlar yetmezmiÅŸ gibi Çin, son yıllarda Hitler'in Nazi kamplarını andıran toplama kamplarında milyonlarca DoÄŸu Türkistanlı kadın, çocuk ve erkeklerimizin zihinlerini iÄŸdiÅŸ ediyor, iÅŸkence ediyor." dedi.
Çin ile BM Ä°nsan Hakları Konseyi arasında gerçekleÅŸtirilecek olan "Çin'deki insan hakları ihlalleri görüÅŸmesi"ne deÄŸinen Gökdemir, diplomatların, Çin'e yaptıkları için hesap sorması gerektiÄŸini belirtti.
DoÄŸu Türkistan Maarif ve Dayanışma DerneÄŸi Genel Sekreteri Abdulahad Abdurrahman da DoÄŸu Türkistan'dan ve DoÄŸu Türkistan halkından selam getirmek istediÄŸini ama onların selamını deÄŸil, "Ey Türk, ey Müslüman neredesin, ben ölüyorum, katlediliyorum." nidalarını getirdiÄŸini anlattı.
Çin'in DoÄŸu Türkistan'ı 1949 yılında iÅŸgal ettiÄŸini ve adını Sincan diye deÄŸiÅŸtirdiÄŸini dile getiren Abdurrahman, ÅŸöyle devam etti:
"Biz zulme uÄŸradık, iÅŸgal edildik, yurdumuzun, vatanımızın ismi deÄŸiÅŸti. Kimseden ses çıkmadı. Daha sonra 1956 yılından 1977 yılına kadar alimlerimiz katledildi, gençlerimiz hapse atıldı, kültürümüz yok edildi. Kimse sesini çıkartmadı. Daha sonra medreselerimiz, camilerimiz yıkıldı, insanlarımız dinsizliÄŸe sevk edildi. Kimsenin sesi çıkmadı."
Bölgede Müslümanların katledildiÄŸini aktaran Abdurrahman, baÅŸörtüsünün de yasaklandığını kaydetti.
Abdurrahman, DoÄŸu Türkistan'a sahip çıkılması çaÄŸrısında bulundu.
SÄ°NCAN UYGUR ÖZERK BÖLGESÄ°'NDEKÄ° KAMPLAR
Ä°nsan Hakları Ä°zleme Örgütü (HRW) yayınladığı raporda, son iki yılda Sincan Uygur Özerk Bölgesi'nde çok sayıda kiÅŸinin "önleyici polisiye tedbiri" adı altında suçsuz yere alıkonulduÄŸu ve siyasi açıdan tehlikeli olarak deÄŸerlendirilen bireylerin herhangi bir yargı kararı olmaksızın "siyasi eÄŸitim merkezleri" denilen gözaltı merkezlerine gönderildiÄŸi iddialarına yer vermiÅŸti.?
Avrupa BirliÄŸi (AB), Çin ile yapılan Ä°nsan Hakları DiyaloÄŸu toplantısında ise Sincan Uygur Özerk Bölgesi'ndeki "siyasi eÄŸitim merkezleri"nin endiÅŸe kaynağı olduÄŸunu vurgulamıştı.
Çin'in Sincan Uygur Özerk Bölgesi'nde, uzun zamandır uluslararası kamuoyu tarafından tartışılan ve Pekin yönetiminin varlığını kabul etmediÄŸi kamplarla ilgili Sincan Uygur Özerk Bölgesi'nde yerel meclis olarak görev yapan Halk Kongresi tarafından 11 Ekim'de yayımlanan yeni bir düzenlemenin yürürlüÄŸe girdiÄŸi ve düzenlemenin "aşırıcılıktan etkilenmiÅŸ kiÅŸileri eÄŸitmek ve dönüÅŸtürmek için mesleki eÄŸitim merkezleri gibi eÄŸitim ve dönüÅŸüm mekanizmaları kurulmasını" öngördüÄŸü açıklanmıştı.
Henüz yorum yapılmamış.