Sosyal Medya

Güncel

Din kültürü dersi ve eğitim sorunu

Rasim Özdenören - Yeni Şafak



GeçtiÄŸimiz günlerde olay bir kez daha yaÅŸandı.

Bazı aileler kendilerinin Alevi veya ateist olduÄŸunu ileri sürerek çocuklarının “Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi” dersinden muaf tutulmasını istemiÅŸler.

Olayı Halkların Demokratik Partisi Ä°stanbul Mv. Ali KenanoÄŸlu’nun CNN Türk ekranında yapmış olduÄŸu açıklamadan öÄŸreniyoruz. KenanoÄŸlu, Millî EÄŸitim Bakanı Ziya Selçuk’un (29.10.2018 tarihinde) zorunlu din dersiyle ilgili açıklamada Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersinin anayasal zorunluluk olduÄŸunu belirtmesi üzerine ona Meclis kürsüsünden cevap vermiÅŸ.

Åžöyle ki:

Çocuklarının din dersinden muaf tutulmasını isteyen aileler bir üst mahkemeye baÅŸvurmuÅŸ, üst mahkeme Anayasa’nın 24. Maddesini gerekçe göstererek ilk mahkemenin dersin anayasal zorunluluk olarak okutulmasına iliÅŸkin kararını iptal etmiÅŸ. Ancak ilçe milli eÄŸitim müdürlüÄŸü, ilçe kaymakamlığı ve okul idaresi üst mahkemenin kararına uymuyormuÅŸ.

Biraz karışık gibi görünse de olay ÅŸu:

1. Bazı aileler çocuklarının din kültürü ve ahlak bilgisi dersini okumasını istemiyor,

2. Ancak Anayasa’nın 24. Maddesi bu dersin zorunlu olarak okutulması hükmünü getirmiÅŸ,

3. Talepte bulunan aile/ler mahkemeye baÅŸvurmuÅŸ, mahkeme de Anayasa hükmüne istinaden talebi reddetmiÅŸ,

4. Aile bu kez üst mahkemeye baÅŸvurmuÅŸ, üst mahkeme Anayasa’nın 24. Maddesi’ni gerekçe göstererek ilk mahkemenin kararını bozmuÅŸ,

5. Ancak ne ilçe milli eÄŸitim müdürlüÄŸü, ne ilçe kaymakamlığı, ne alt mahkeme üst mahkemenin hükmüne uymuÅŸ...

İmdi bu tablo muvacehesinde kim haklı kim haksız?

Yürürlükteki mevzuat esas alınacağına göre üst mahkeme dışında herkes haklı...

Üst mahkeme, din dersini zorunlu kılan Anayasa’nın 24. Maddesi’nin üçüncü fıkrasında yer alan “Kimse, ibadete, dinî âyin ve törenlere katılmaya, dinî inanç ve kanaatlerini açıklamaya zorlanamaz; dinî inanç ve kanaatlerinden dolayı kınanamaz ve suçlanamaz” hükmüne istinat ediyor. Ancak oraya atıfla alt mahkemenin kararını bozması yanlış... Yasa koyucu hem dersin zorunluluÄŸunu, hem de ÅŸimdi zikredilen hükmü aynı maddenin içinde hükme baÄŸlıyor. Yasa koyucu abesle iÅŸtigal etmeyeceÄŸine, edemeyeceÄŸine göre burada bir çeliÅŸki bulmak yorum tekniÄŸine aykırı olur. Ä°darenin tutumu yasaya uygun. Kaldı ki, kimse kimseyi ibadete, dinî ayin yapmaya vb. zorlamıyor...

Fakat aileler de haklı. Yasa açısından deÄŸil, kendi bilinçleri ve vicdanları açısından haklı...

Peki, haksızlık nerede? Haksızlık tedrisat programının düzenlenmesinde... Haksızlık, piyasanın ihtiyacını hiçe sayarak tepeden inmeci yöntemle, bütün tedrisat programının toptancı kafa yapısıyla merkezden düzenlenmesini öngören yasal uygulamada...

Bu uygulamaya göre bu ülkede özel okul açılmasının imkânı bulunmuyor. Özel okul adı altında açılmış olan okullar gerçekte özel kiÅŸiler marifetiyle iÅŸletilen devlet okuludur. Tedrisat merkezden düzenleniyorsa, orada özel okul yok demektir. Yürürlükteki eÄŸitim sisteminin temel handikapı buradadır.

Mevcut sistem uygulandığı sürece ne ailelerin taleplerini karşılamaya, ne piyasanın ihtiyaç duyduÄŸu elemanı yetiÅŸtirmeye, ne istihdam sorununun üstesinden gelmeye imkân bulunur. Ders sayısını ve saatlerini azaltıp çoÄŸaltmakla, o ders yerine bu dersi koymakla, halen Uzun Vadeli Plan’da öngörülen “modüler eÄŸitim sistemi” ile sistem sorununu düzeltmek mümkün deÄŸildir.

Sorun her kademedeki eÄŸitim düzeyinde (ilk, orta, yüksek) özel okulun önünü açmakla halledilir. Adının özel okul olması deÄŸil, tedrisatını kendi belirleyen ve bu tedrisatı piyasanın ihtiyacına göre hazırlayan eÄŸitim kurumlarına fırsat vererek sorun çözümlenir.

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.