Sosyal Medya

Güncel

Abdurrahman Dilipak: Kaz gelecek yerden tavuk esirgenmez mi?

Abdurrahman Dilipak - Yeni Akit



Evet, daha önce yazmıştım. Ben burada “Ä°çimizdeki beyinsizlerin iÅŸledikleri yüzünden bizi helak eder misin Allahım” ikazı çerçevesinde hatırlatmalarıma devam edeceÄŸim. Çünkü sadece söylediklerimizden deÄŸil, söylememiz gerekirken söylemediklerimizden de hesaba çekileceÄŸiz.

Bakın ÅŸimdi “kaz gelecek yerden tavuk esirgenmez” diye birileri kesenin aÄŸzını açacaktır. Bunlara dikkat edin!. Onlar önümüzdeki günlerde daha görünür olacaklar.. Biz görmeyiz ama, bunlar “kaşığı belinde dolaÅŸan” adamlar. Dikkat! Yemek için fırsat kolluyorlar. 

Aday belirlerken kötüleri eleyin, bir de “çok iyi”leri iki kere inceleyin. Onların arasında öyle birileri gizlenmiÅŸtir ki, onlarda “Åžeytan tüyü” var. 40 yerden referans getirirler. Ä°ÅŸlerini ÅŸansa bırakmazlar.

Benden söylemesi. Karar sizin. Ya nasib! GöreceÄŸiz ne olacak. Sonuçta tencere yuvarlanacak ve kapağını bulacak. Hem zaten birileri nasıl cennete ve nasıl cehenneme gidecek ki.

Ben daha iÅŸin başında hiç olmazsa “zalimler konusunda sessiz kalanlardan olmayayım” diye, kalbimden onlara muhalefetimi ÅŸimdiden ilan edeyim diye bunları yazma gereÄŸi duydum.

Allah’a ve ahiret gününe iman edenler de susmasınlar. Ülkelerini ve partilerini zalimlerin oyuncağı yapacak müfsitler karşısında, onlarla ilgili olarak seslerini yükseltsinler. EleÅŸtirenler, eleÅŸtirilerinde samimi iseler, küsüp köÅŸelerine oturmasınlar, ötekilerden daha çok çalışsınlar. 

EÅŸi ve aile çevresinin olumsuz etkisine karşı direncine de bakmak gerek adayın. Megaloman,kibir, ihtiras hastalıklarından âri olmalı. Münafık karakterli, inkar batağına sapmış, iÅŸret alemine dalmış, heva ve hevesleri peÅŸinde koÅŸan, ezik, aÅŸağılık kompleksi olan, müfsit, fasık, ahlaki zaafları olan, yalan söyleyen tiplerden uzak duralım. Allah’ın dediÄŸi olacak, irademizi O’nun rızası istikametinde kullanırsak, sonuç ne olursa olsun, biz kazanacağız. DeÄŸilse, sonuç ne olursa olsun, biz kaybedenlerden olacağız. Unutmayalım, bize hayır gibi gelen ÅŸeylerde ÅŸer, ÅŸer gibi gelen ÅŸeylerde Allah hayır murat etmiÅŸ olabilir. Bir de bu ÅŸekilde düÅŸünelim.

Bırakın sandığı, Allah siz nasıl bir tercihte bulunursanız ondan razı olur?. Bu soruyu sorun ve cevabınızı verin. Kural 1-BilmediÄŸiniz ÅŸeylerin peÅŸine düÅŸmeyin. Allah cahillere yardım etmez. Kural 2- Ä°stiÅŸare ve ÅŸûra yapın, Kural 3- Zalimlere yardım etmeyin, oy vermeyin. Fasıklara, yalancılara, müfsitlere de. Kural 4- Oy verdiklerinizin size vekaleten iÅŸ yapacaklarını ve onların yaptıklarından sizin de sorumlu tutulacağınızı unutmayın. Kural 5- Seçtiklerinizin üzerinden gözünüzü ayırmayın, yanlış yaparlarsa uyarın, yanlışlarında ısrar ederlerse, onu kalbinizden silin ve dilinizle bunu söyleyin. Yoksa daha sonra yaptıklarından da mesul olursunuz. Kural 6-Sakın nefsi davranmayın. Küçük hesaplar peÅŸinde olmayın. Oy verdiklerinize diyet ödetmeyin, sizin haklı ya da haksız da olsa iÅŸinizi görmesini beklemeyin. Siyaset soytarılarına, cazgırlarına fırsat vermeyin.

Kimse nefsinden emin olmasın!. “Bizde yanlış olmaz, kibir olmaz, yolsuzluk olmaz” demeyin. “Ä°nni küntü minezzalimiyn” diyen Peygamberi hatırlayın. “Olmamalı” deyin, “dikkatli olmalıyız, birbirimizi uyarmalıyız” deyin.

Siyaseti kiÅŸisel çıkar hesaplarına alet edenlerden uzak duralım. Seçime kadar neler olacak bilmiyoruz. Her hafta bir olay oluyor. Bu kargaÅŸa içinde fasıklar size bir haber getirirse araÅŸtırmadan hemen inanmayın. Çok öven ve çok sövenlerden uzak duralım. Havf ile Reca arasında bir yer bulalım kendimize, ama umudumuz korkularımızdan önce gelsin. Bürokrasi, güvenlik teÅŸkilatı, ekonomi ve yargı alanında sürpriz geliÅŸmeler olabilir. Bazı ihtimallere karşı hazırlıklı olalım. 

Birileri dini duyguları istismar ederek, bir kısmı dini çarpıtarak, din ile ilgili konularda yeni yeni tartışma alanları açarak, ortamı bulandırmak isteyebilir..

Yalancılara, iftira edenlere, rakiplerine hakaret eden, onları tehdit eden, onlar hakkında galiz sözler söyleyenlere iltifat etmeyelim. Siyaset, medya ya da sivil alanda bu tür insanlardan uzaklaÅŸmak gerek. 

Rekabetin de bir ahlakı olmalı. Kıskançlık insanı hasedçi yapar. Makam ve ÅŸöhret tutkusu kiÅŸinin gözünü döndürebilir. 

Payitaht Abdulhamid’de, bir “ders” vardı, görmüÅŸsünüzdür. Bir Siyonistin aÄŸzından ÅŸu sözler söylenir: “Aile hayatlarını yıkacağız. Gençleri ahlak yolundan saptıracağız. Edebiyatı müstehcen ve ÅŸehevi bir hale sokacağız. Hürmetle anılan bazı kiÅŸiler hakkında rezilane vakalar uyduracağız. Hudutsuz bir lüks, baÅŸ döndürücü modalar icat edip, halkı çılgınca sarfiyata teÅŸvik edeceÄŸiz. Mal sahipleri ile iÅŸçilerin arasını bozacağız. Grevler, sabotajlar tertip edeceÄŸiz. Hayat pahalılığını körükleyeceÄŸiz. Payitaht’ı elem, Ä±zdırap ve yoksulluÄŸa boÄŸacağız.” Sahi “Bizim”!? medyamıza bakın bakalım, neler oluyor çevremizde, o medya neye/kime benziyor! Bu arada Siyonist dedikleriniz “Åžeytanın iÅŸgüderi” deÄŸil mi? Unutmayın Åžeytan damarlarımızda dolaşıyor, nefsimize taht kurmuÅŸ oturuyor ve aramıza karışmış bize göz kırpıyor ve fazla mesai yapıyor!

Troller üzerinden siyaset, hedefine zarar verirken, o iÅŸi yapanları, onları örgütleyenlere de zarar verir. Bu, bir tür hastalıktır. Bu marazi kiÅŸiliklerden uzak durmak gerek.

Bu komplocular bulundukları yerlerde fitne ve fesat sebebidirler. Gün gelir birbirlerine düÅŸerler, kendi kendilerine zarar verirler. Bunların dünyasında ahlak, erdem, adalet yoktur. 

Ä°nternet medyasında dolaÅŸan bu tipler, çifte kiÅŸilikli zavallılardır. Kendi gerçek kimliklerini gizlerler. Korkak, bir o ölçüde saldırgan zavallı tiplerdir bunlar. Bunlarla tartışmamak gerek. Çünkü onlar da adam yerine konulmak için aslında bunu istiyorlar. Çirkefe taÅŸ atılmaz.

Bir itibarsızlaÅŸtırma operasyonunda piyon olarak kullanılan, “belhum adal”e aday, zavallı, insanımsı tipleri kullananlar da en az onlar kadar aÅŸağılık tipler olsa gerektir.

Yalan yanlış bilgilerle zihinleri bulandıranlar, baÅŸkalarını tehdit etmekten ve korkutmaktan zevk alanlar, namuslu insanlara iftira ederek çamur atanlar gün gelir o çamurda boÄŸulurlar. 

Her söz cevap vermeye deÄŸer deÄŸil. Mevlana öyle diyor ya: “SuskunluÄŸum asaletimdendir, yoksa her söze verilecek bir cevabım var. Lakin bir lafa bakarım laf mı diye. Bir de söyleyene bakarım adam mı diye!” Hak edilmedik servet, hak edilmedik makam, hak edilmedik iktidar ya da ÅŸöhret, o her ne ise, o, ona sahip olana hayır getirmez.

Adayınızı seçerken bakın bakalım, Kur’an-ı Kerim’in tarif ettiÄŸi, o insan tipine ne kadar benziyor. Resulün tarif ettiÄŸi, “Veresetül enbiya”ya ne kadar benziyor. Ya da o kiÅŸi daha çok kime benziyor.

OturduÄŸu koltuÄŸa ÅŸan verenleri seçin, oturduÄŸu koltuktan nam alacakları deÄŸil. Elbisesinin, ayakkabısının, çantasının, saatinin, arabasının, oturduÄŸu konsept evin markası kadar adam olanları deÄŸil. Hak yolda, halkın gören gözü, iÅŸiten kulağı, tutan eli, haykıran sesi olmak üzere, halktan vekalet talep edenlere, selâm olsun. Selâm ve dua ile.

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.