Abdurrahman Dilipak soruşturmasında flaş gelişme!

Akit TV'de katıldığı programda kenevir ekiminin yasaklanmasını eleÅŸtiren ve kenevir gerçeklerini anlatan Dilipak, Oktarcıların ÅŸikayeti üzerine, Küçükçekmece Savcılığı ifadeye çağırmıştı.

Dilipak, Küçükçekmece Adliyesi’nde ifade verdi. Kenevir Enstitüsü Grubu Abdurrahman Dilipak’ı yalnız bırakmadı.

Dilipak, savcılığa verdiği ifadesinde şunları kaydetti:

"Programın konusu hint keneviri ve hint kenevirinin çeÅŸitli ilaç, sanayi, tarım sektörlerindeki sayfalarını iletmemizdir.

Çalışmamda özet olarak kenevir bitkisinin ekiminin kontrollü olarak yaygınlaÅŸtırılması, tedavi ve saÄŸlık hizmetlerinde yaygın olarak kullanılması, ayrıca kenevirin doÄŸal bitki örtüsüne faydalarını özetledim."

Dilipak ayrıca, "Kaldı ki, sözlerim de suç olan bir ifade de yoktur. Sözleri, birçok ülkede genel kabul gören ilmi bir temele oturan tezlerdir" diye de belirtti.

Dilipak, ifadesine ek olarak içinde uluslararası sözleÅŸmeler, akademik çalışmalarında yer aldığı 43 sayfalık savunma metni verdi.

SAVCI KARARINI VERDÄ°

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Alper Yıldırım, Dilipak'la ilgili kovuşturmaya yer yoktur kararı verdi.

Savcı Yıldırım kararının gerekçesinde ÅŸunları kaydetti:

"Kayıtların baÅŸtan sona incelenmesinde; programa konuÅŸmacı olarak katılan Abdurrahman Dilipak'ın konuÅŸmalarında bir bütün olarak kenevirin sanayi, saÄŸlık, gıda ve tarım sektörlerinde çeÅŸitli faydalarının bulunduÄŸu, özellikle uyuÅŸturucu üretiminde kullanılmayan diÅŸi olmayan kenevir bitkisinin devlet kontrolünde üretiminin desteklenmesi gerektiÄŸi ancak uyuÅŸturucu olarak kullanılmasının önüne geçilerek üretiminin yapılması gerektiÄŸi, sigaranın biyolojik olarak kenevirden daha zararlı olduÄŸu, kontrollü kenevir üretiminin ekonomik olarak ülkeye faydalarından bahsettiÄŸi, programda kenevirin uyuÅŸturucu kullanımını özendirici nitelikte kullanılması gerektiÄŸine dair bir fikir beyan edilmediÄŸi,

Yukarıda yapılan açıklamalar, Abdurrahman Dilipak'ın Cumhuriyet BaÅŸsavcılığımızda alınan beyanları, beyan ekinde ÅŸikayet edilen konu hakkında sunmuÅŸ olduÄŸu çalışmaları, belgeler, program kayıtları bir bütün olarak dikkate alındığında; ÅŸikayete konu program içeriÄŸinde uyuÅŸturucu veya uyarıcı madde kullanımını özendirme niteliÄŸinde söz ve bu anlama gelebilecek yorum bulunmadığı, konuÅŸmaların bilimsel çalışmalar ve yorumlardan ibaret olduÄŸu, bu hali ile ÅŸikayet konusu programdaki konuÅŸmaların T.A. Anayasası'nın 25. maddesinde düzenlenen, 'Basın özgürlüÄŸü' kapsamında, düÅŸünce açıklama, bilgi verme ve eleÅŸtiri sınırları içersinde kaldığı, açıklanış ÅŸekliyle konusu arasında düÅŸünsel bir baÄŸ bulunduÄŸu ve nesnel bir açıklama ile desteklendiÄŸi, eleÅŸtiri ve deÄŸer yargılarının sert ve çarpıcı bir üslupla dile getirilmiÅŸ olsa bile belirtilen özgürlükler kapsamında hukuka aykırı kabul edilmesinin mümkün olmadığı, bu hali ile uyuÅŸturucu veya uyarıcı madde kullanımını özendirme suçunun unsurları bakımından oluÅŸmadığı, tüm soruÅŸturma evrakı kapsamından anlaşılmakla;

Kamu adına takibata mahal olmadığına..."