Sosyal Medya

Kürsü

Abdurrahman Dilipak: Halkın Erdoğan’a güvenini daha fazla kullanmayın, istismar etmeyin

Abdurrahman Dilipak- Yeni Akit



Artık fiilen yerel yönetimler için baÅŸkan ve meclis üyeleri için aday belirleme süreci baÅŸladı. Ä°nÅŸallah yanlış isimler aday gösterilmez.
 
Bana kalırsa, ne mevcut, ne de geçmiÅŸte bakanlık yapanları Belediye baÅŸkanlığına aday gösterelim diye kendinizi zorlamayın.. O konudaki ehliyet ve liyakat durumuna bakmak gerek. En uygun aday o mu, ona bakalım.. Allah’ın razı olacağı bir aday. DeÄŸilse bırakın gitsin. Tamam, tanınıyorlar, tamam hizmetleri var diye birilerini aday gösterirseniz, bakarsınız o birileri onların etrafını sarar ve ne vali dinlerler ne teÅŸkilat.. Mahalle muhtarını bile emir komutalarına almak isterler.
 
“Åžeyh uçmaz mürit uçurur” derler ya, adamı da uçururlar. Kimse ulaÅŸamaz zat-ı devletlerine. 
 
Åžüphesiz hepsi böyle deÄŸil, ama tecrübe onu gösteriyor ki, bu hatırlatmam konusunda isterseniz bir kere daha düÅŸünün. Muhteris, megaloman birtakım adamlar ne hakim tanır, ne savcı. Emniyet müdürünü kendi emir subayı gibi kullanmak isterler.
 
Etrafında birtakım cemaatler, bir grub Prof., icabında birtakım ilahiyatçıları da alırlar yanlarına, kendi kafalarında, bir grub iÅŸadamı kılıklı malum tipler, ÅŸehir onlardan sorulur gayrı. TeÅŸkilatı da dinlemezler. Taban da bizar olur, sokaktaki insan da.
 
KulaÄŸa hoÅŸ geliyor aslında etiketli, markalı, kariyeri yüksek birilerini belediye baÅŸkanı yapmak.
 
Bir de hani ÅŸu “metal yorgunluÄŸu” meselesi var ya. Bir de oÄŸulları, kızları, onların ortakları, ÅŸirketleri var ya, hepsi halkın dilinde. Babalar oÄŸullarını, kızlarını bu adamlara oy verme konusunda zor ikna ederler. Yerel yönetimlerde aday, parti ve lider’den önce gelir. Bunu unutmayalım.
 
Merkezi hükümet ve yerel yönetimler aynı deÄŸil. Ama Ankara’daki siyasetçiyi ve bürokratı yerel yönetimlerin başına getirecek olursanız, söyleyeyim, Ankara da sıkıntıya girer. BaÅŸ edemezsiniz.
 
Haddinden fazla ÅŸiddet gayedeki hikmeti yok eder. Haddinden fazla yetki de öyle.
 
Demirel zamanında aday listesinde Prof. ve Müftü kontenjanı vardı. O devir geçti. Ä°yi bir Prof. her zaman iyi bir siyasetçi demek deÄŸildir. Hatta siyaset Prof.’u olsa bile.
 
KuÅŸkusuz bu çevrelerden gerçekten bu iÅŸe ehil insanlar varsa, nereden gelirse gelsin, niye olmasın. Ama geçmiÅŸ tecrübesi bana bu konuda dikkatli olmak gerektiÄŸini söylemeye mecbur bırakıyor.
 
Allah korusun, “ÅŸunun-bunun yakını” diye birilerine koltuk dağıtmak hem o kiÅŸiye, hem de topluma yapılmış en büyük haksızlıktır. “Filanı milletvekili yapmadık bir belediye baÅŸkanlığı verelim.” Anlayışı ile siyaset yapmak tehlikelidir. Tamam ehliyet ve liyakat varsa yap, ama deÄŸilse yapma kardeÅŸim. Allah’ın gücüne gider. Ne dendi bize, “Zalimlere yardım etmeyin, sonra ateÅŸ size de dokunur.”
 
Bakın yerel seçimlerde halk, partiden önce adaya bakar. Halkın ErdoÄŸan’a güvenini daha fazla kullanmayın, istismar etmeyin. Daha fazla zarar vermeyin. Fazla naz aşık usandırır hesabı, böyle giderse gün gelir, Milletvekili seçiminden daha ağır bir ceza ile cezalandırır sizi.
 
Bu bakanlar kurulu halkı tatmin etmedi. Bürokrat atamaları da öyle. EÄŸer bir de yerel yönetimlerde baÅŸkan ve belediye meclisi üyeleri arasında ÅŸaibeli isimler olacak olursa yazık olur. O zaman Mine Kırıkkanatlıgillere gün doÄŸar.
 
O “yamyam” taifesi de ayağını denk alsın. Bu gemi batarsa kendileri de batar. Ve gün gelir yediklerini de kustururlar. Ä°ÅŸtihalarına gem vursunlar ve otursunlar oturdukları yerde. Çünkü artık bu iÅŸlerin kokusu çıktı ve dedikodusu ÅŸüyu buldu. Ä°htiraslarına gem vurmayı bilmezlerse mevcudu da kaybedebilirler.
 
AK Parti yeni döneme “yeni isimler” ile girmeli. “Temiz”, bilgili, dürüst, çalışkan ve cesur. Korkaklarla bir yere gidemezsiniz. Korkuturlar adamı. Bilmeyen yüzüne gözüne bulaÅŸtırır iÅŸi. Kandırılır. 3 liralık iÅŸi 5 liraya yapar. Dürüst deÄŸilse zaten çalar. Tembelse iÅŸ yapmaz. Risk almaz. Sadece konuÅŸur.
 
Kesinlikle AK Parti, bir iç denetim merkezi kurmalı. Ve tabi DDK bürokrasiyi, siyasileri ve yerel yönetimleri sürekli denetlemeli. Tamam, güvenmek güzeldir, ama kontrol etmek daha da güzeldir. Hatta yerel yönetimler kendi içlerinde ve bölgesel olarak iç denetim mekanizmaları oluÅŸturmalılar. Çünkü içeride, göreve devam eden bürokratların bir kısmı birçok hastalıkla malul kiÅŸiler.
 
Dün FETÖ bu denetimsizlik yüzünden devletin bütün kademelerine sızdı. Bugün de baÅŸka menfaat çeteleri, Cemaat grubları aynı ÅŸekilde sızmaya devam ediyorlar. Yine denetim yok. Sanki ders almamışız gibi. Tek başına FETÖ ile mücadele yeterli mi? Geriden gelen bir sürü FETÖ’cükler var. Hatta AK Parti içinde ErdoÄŸan sonrası partiyi ele geçirmek isteyen AK FETÖ’cüler var. Hani ÅŸu AK Parti içindeki AKP’liler var ya, onlar. Bu çevrelerden isimlerin yerel yönetimlerde kesinlikle aday gösterilmemeleri gerek. CiÄŸeri kediye teslim edersiniz sonra.
 
FETÖ’cü diye aldığınız belediye baÅŸkanlarının yerine genellikle onlardan biri ya da ipi onların elinde veya o tıynette birileri de gelmedi mi? FETÖ’cünün malına el koyup, kayyım diye yine onlardan birini tayin eden birileri var. Onlardan birilerini terfi ettiren birileri var. Onlarla mücadele eden birini görevden alan, onların mutemet adamını terfi ettiren adamı yerinde tutan birileri var.
 
FETÖ davasını sulandıran birileri var. Kim bunlar, bilinmiyor mu?
 
Bu adamlar yerel seçim sathı mailine girdiÄŸimiz ÅŸu günlerde yine devrede. Kıraldan faza kıralcı olacaklar. Bütün ÅŸirinlikleri ile ortaya çıkıp, mesela benim bu yazdıklarımın kendilerine zarar verdiÄŸini söyleyecekler. “Kim bu adam”, “nasıl böyle konuÅŸuyor” diyecekler. La yüs’el olduklarını sanıyor bazıları. Halk ÅŸikayet makamındadır. Müfsit birtakım kiÅŸiler dışında, iddia gerçekse soruÅŸturulmalı. Yaptıklarımız kadar yapmamız gerekirken yapmadıklarımızdan da hesaba çekileceÄŸiz. Ya da 3 liralık iÅŸi 10 liraya yapıyorsanız, yaptığınız iÅŸ, yemenin bahanesi olmuÅŸ demektir. Birilerinin ellerinden gelse herkese kendilerini alkışlatacaklar. “One minute” diyen herkesi susturacaklar da, ellerinden bir ÅŸey gelmiyor. Ä°çerideki hainlerin dışarıdaki hainlerden bir farkı yok. Hain haindir! Açıkça da ortaya çıkamıyorlar bunlar. Hem bir ÅŸeylerin arkasına saklanırlar. Korkaktır adamlar bunlar! Ama ÅŸükürler olsun ki, her ÅŸeyi gören, duyan, bilen bir Allah var ve mazlumların intikamını alacak olan da O’dur. O kurtlar. kuzu postuna bürünseler de Allah onların içlerinde gizlediklerini bilir. Endülüs’ü yıkan dış düÅŸmanlardan önce içerideki gafiller ve hainlerdi. Hüküm Allah’ındır. La galibe Ä°llallah!
 
Bu adamların siyasetten, bürokrasiden, merkezi hükümetten, yerel yönetimlerden ve teÅŸkilatlardan temizlenmeleri gerek. Dikkat edelim, yetki verdiklerimizden ve koruduklarımızın yaptıklarından da sorumluyuz. Unutmamak gerekir ki, “def-i mazarrat, celbi menafiden evladır.
 
Selâm ve dua ile.

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.