Kürsü
Rasim Özdenören- İnceldiği yer af mıymış?
Follow @dusuncemektebi2
Rasim Özdenören- Yeni Şafak
Bir ilkeye veya ortak bir çıkar temeline dayanmayan birlikte yaÅŸama dileÄŸi veya dayanışma isteÄŸi en küçük bir sarsıntıyla veya bir üfürükle uçup gider.
Bu ülkede siyasal partilerin temeli, olması gerektiÄŸi gibi toplumsal altyapıya dayanmadığından, bilakis ideolojik telakki tarzları baÅŸat faktör sayıldığından, günübirlik çıkar oluÅŸumları ortadan kalkınca, birlikte yaÅŸama isteÄŸi de birden buharlaşıyor.
Bir kere daha söylemekten kaçınmayacağım. Bu ülkenin siyasal partilerle ilgili alt yapısı ne ciddi bir ilke temelinde varlık buluyor, ne partileri ortaya çıkaran sınıfların çıkar iliÅŸkisine... Onların varlık nedeni tümüyle ideolojik telakki farklılıklarında hayat buluyor. Bu nedenle de yelle gelen selle gidiyor, veya tersi...
1950’lerden bu yana siyasal alanda gelgeç çıkar dayanışmasına bel baÄŸlayarak oluÅŸturulmaya çalışılan siyasal partiler arasındaki iÅŸbirliÄŸinin hiç biri sürekli olmamıştır. Ne koalisyonlar saÄŸlıklı semereler vermiÅŸ, ne dayanışma arzuları...
Keza kiÅŸisel telakki farklılıklarına istinaden ana partiden ayrılıp müstakil hareket etmek isteyen, böylece yeni parti kurmak suretiyle varlık göstermek isteyen tali partiler de yaÅŸama ÅŸansı bulamamıştır.
Ana partiden ayrılıp yeni siyasal arayışlara giren partiler de yaÅŸama ÅŸansı bulamıyor. 1950lerde CHP’den ayrılan bir grup partilinin kurduÄŸu Hürriyet Partisi, 1969’da Adalet Parti’nden ayrılanların kurduÄŸu Demokratik Parti, keza CHP’nin farklı bir versiyonu olarak kurulmuÅŸ bulunan Güven Partisi, 90’larda MHP’den ayrılanların kurduÄŸu Büyük Birlik Partisi ilk akla gelenler... Bu sonuncusu halen varlığını sürdürüyor gibi görünmesine raÄŸmen, iÅŸte öyle... Bu partilerin hiç biri yaÅŸama ÅŸansı bulamamış; ilk seçimde gösterdikleri kısmi bir baÅŸarı ile yitip gitmiÅŸlerdir. Ä°yi Parti’nin daha kaç seçim ayakta kalacağını önümüzdeki seçimlerde göreceÄŸiz...
Partiler arasındaki dayanışma talepleri de kökende köklü nedenlerden ziyade günübirlik çıkar iliÅŸkilerinde hayat buluyor.
1950’lerden bu yana varlık gösteren partiler genel muhafazakâr çizgide yer alan teÅŸkilâtlar olmuÅŸtur: Demokrat Parti, Adalet Partisi, 70’li yılların Milli Selamet Partisi, Anavatan Partisi... Ancak bu partiler bir proje, bir misyon sahibi olma kimliÄŸini muhafaza edebilmiÅŸlerdir. Bu partilerin tamamı da darbe ile alaÅŸağı edilmiÅŸtir. Halen Ak Parti nezdinde gerçekleÅŸtirilmek istenen darbe teÅŸebbüsleri de gözler önünde...
Bütün bunları ÅŸimdi niye dile getiriyorum? Misyon sahibi bir parti ile tümüyle ideolojik temelde bir varlık ihraz etmiÅŸ iki partinin dayanışma sözleÅŸmesinin de reel dünyada bir karşılık bulması kolay deÄŸildi. Misyon sahibi parti kendi misyonunun gereÄŸini yerine getirme çabası güderken, ideolojik temelde varlık bulan parti günübirlik kısır taleplerle varlığını sürdürme çabası güdüyor. Afur tafurunun reel bir karşılığı yok. Karşılıklı dayanışma talepleri veya aynı caddede yürüyüÅŸe çıkma hevesleri ancak ilk mola yerine kadar devam edebilirdi... O mola yerine gelindiÄŸinde hedeflerin, menzillerin farklılaÅŸtığı, dayanışmanın inceldiÄŸi yer fark edilecekti. Edildi. Ve inceldiÄŸi yerden koptu. Olay bundan ibaret...
Henüz yorum yapılmamış.