Özel / Analiz Haber
İran’ın İttihatçıları, Jön Acemler
![](resimler/detay/170121.jpg?1540387666)
Tarihler 22 Haziran 1908’i gösterirken İran’ın başşehri Tahran’da yer yerinden oynuyordu. İran millet meclisi olarak hizmet veren Beharîstan Sarayı, çevresini saran topçu birlikleriyle delik deşik edilmekteydi. Bir kaç dakika öncesine kadar içeride hararetli tartışmalar yapan mebuslar, enkaz altında kalmamak için kendilerini dışarı attılarsa da bu sefer mevzilenmiş askerler tarafından yakalanıp kurşuna dizildiler. Ancak pek azı canhıraş İngiliz büyükelçiliğine sığınarak kurtulabildi.
Peki, böyle aniden geliÅŸen ve tarihinde kolay kolay görülmeyen bu olayın sebebi neydi? Halkın seçilmiÅŸ vekilleri neden toptan imha edilmek isteniyordu?
——————————————-
Ä°ran’da asırlar süren ÅŸahlık döneminden sonra ‘’Jön Acemler “ 19. yüzyılda esen rüzgârların tesiriyle birer ikiÅŸer yurtdışına kaçarak meÅŸrutiyet çalışmalarına baÅŸlarlar. O dönemde dünya gündemini belirleyen merkezlerden olan Ä°stanbul, 1876 Kanun-i esasîsi (anayasa) ile meÅŸrutiyete geçmiÅŸ ve meclis-i mebûsân’ı açmıştır. Bu geliÅŸmeden aldıkları feyiz ve uzun yıllar süren çalışmaların tesiri ile “ jönAcemler“ de Ä°ran Åžah’ı Muzafferuddin’i
bir meclis açmaya ve Kanun-i esasi(Anayasa) yapmaya ikna ve mecbur ettikleri tarih 30 Aralık 1906 olur. Fakat 5 gün sonra Åžah ölür. Yerine büyük oÄŸlu Muhammed Ali geçer. Ancak oÄŸul ’’vazıyeti siyasîyye’den hoÅŸnut olmadığı gibi eski sisteme dönmek tahayyülündedir…
1907 sonlarına gelindiÄŸinde meclis-i mebûsan’ın kapatılma ihtimali duyulunca huzursuzluklar artar. Durumdan iyice bunalan Åžah, seçimlerin yenilenmesini bahane ederek kendisine uyum saÄŸlayacak vekiller kadrosunu bizzat tespit yoluna gider. Fakat ülkenin her tarafını saran olaylar daha da müzminleÅŸince bu düÅŸüncesinden vazgeçerek anayasayı koruyup kollayacağına dair meclisin orta yerinde yemin eder. Dahası, önüne konulan Kuran-ı kerim’e de el basar.
Ancak bütün bu geliÅŸmelerden hiçbir ÅŸekilde memnun olmayan Åžah Muhammed Ali maiyetinde bulunan Rus subaylarından Albay Liyakof (Vladimir Liakhov) ile Anlaşır. Gayesi ’’Adam Olmazlar’’ diye gördüÄŸü meclisi toplu halde ortadan kaldırmaktadır. Ä°mha!
22 Haziran 1908’de günü Meclisin bütün Kapıları Dışarıdan Kapatılır. Çepeçevre askeri birliklerle sarılır. Binanın etrafına yerleÅŸtirilen topçu bataryalarıyla ateÅŸe tutulur. Bu hengâmeden kurtulanlar aÄŸaçlara çivilenir, ateÅŸte yakılır.
Olay, batıda derin akisler uyandırır. Basın, kamuoyuna meseleyi en acıklı boyutlarda takdim için birbiriyle yarışır. Dünya iyice doldurulur. Nitekimbatının da desteÄŸini alan karşı ihtifalciler, milli birlikler kurarak 1909 Temmuzunda baÅŸÅŸehri ele geçirirler.Rus konsolosluÄŸuna sığınan Åžah,tahtan indirilip sürgüne gönderilir. Tahtını ele geçirmek için 1911’de Rus yardımıyla tekrar Ä°ran’a girdiyse de baÅŸarılı olmayarak tekrar Rusya’ya döner.
Dönemin Osmanlı hiciv ustaları olayı ÅŸöyle dizelere dökerler ;
Mebusan’ı kırdı, periÅŸan eyledi milleti,
Ol kadar can yaktı ki şah kulun hayran eyledi.
Aferin Cengiz’i bıraktı gölgede !
Åžahı Ä°ran bir top attı, Ä°ran’ı viran eyledi…’’
Günümüz Türkçesi ile ;
Milletvekillerini Öldürdü, Halkı PeriÅŸan Hale Soktu,
O kadar can yaktı ki Şah kulu bile hayran kaldı ona,
Cengiz Han’ı Bile Bıraktı Gölgede!
Ä°ran Åžahı Bir Top Attı Ä°ran’ı Yıktı Yaktı
|
Tahran’da yaÅŸanan bu elim olaydan Ä°stanbul’daki Jönlerimiz ise gereken dersi çıkaramazlar. Zira dönemin hükümdarı Sultan Hamid, deÄŸil Meclisi topatutmak, 33 yılda bir tek idamın infazı müstesna hiç ölüm cezası vermemiÅŸtir.Ä°mzaladığı tek idam ise anne babasını feci ÅŸekilde öldüren biriyle ilgilidir.
Hâlbuki halefi Ä°ttihatçılar devrinde herkes ölüm korkusuyla yaÅŸamış, 10 sene gibi kısa bir zamanda onlarca faili mechul cinayet iÅŸlenmiÅŸtir.
Henüz yorum yapılmamış.