Sosyal Medya

Kürsü

Yasin Aktay- Adalet aleyhimize bile olsa kaçınmamak kitabımızın bize öğrettiği ilkedir

Yasin Aktay- Yeni Åžafak



Kaşıkçı cinayeti Türkiye’de iÅŸlendi ama kısa süre içinde bütün dünyanın meselesi haline geldi. Kaşıkçı’nın S. Arabistan konsolosluÄŸu içine girip çıkamaması ile birlikte baÅŸlayan ilgi ve sorular 22 gündür dünyanın en önemli gündem konusu. Dünya bu süreç içinde olayla ilgili bütün detayları büyük bir merakla takip etmeye çalışıyor.
 
Varlık sebebi vatandaÅŸlarına hizmet etmek olan bir konsolosluk binası içinde kendi vatandaşını vahÅŸice katletmiÅŸ olma ihtimali baÅŸlıbaşına korkunç, dehÅŸet verici ve bir o kadar da ilgi çekici. Olayın uluslararası iliÅŸkileri, dengeleri ve hukuku ilgilendiren boyutları herkesin bu olaya yaklaşımında farklı hesaplarını da devreye sokuyor tabi.
 
Ortaya çıkan her bilgi ilgiyi daha da artırıyor, soruları cevap vermek yerine baÅŸka soruları tetikliyor. Bu süreç içinde Türkiye’nin kamuoyunu bilgilendirme ve soruna ortak etme tarzı, hiç kuÅŸkusuz çok kendine özgü bir yol açmış oldu.
 
Durum hassas. BaÅŸka ülkenin toprakları da sayılsa kendi sınırlarında cereyan etmiÅŸ olan böyle bir olaya kayıtsız kalamazdı Türkiye. Var olan iyi iliÅŸkiler hatırına kendi topraklarında böylesi bir çok boyutlu cürmün iÅŸlenmiÅŸ olmasını kabul edemezdi.
 
Ancak iÅŸin başında kimseyi peÅŸin peÅŸin zan altında bırakmadan ilerlemek gerekiyordu. Hukuk aklının gerektirdiÄŸi ÅŸey buydu. Kimseyi peÅŸin peÅŸin suçlamak gerekmiyordu elbet, ama ortaya çıkan ağırlıklı zanlılar vardı ve peÅŸin peÅŸin onları da aklamak gerekmiyordu.
 
Cinayeti fiilen iÅŸleyenlerin nitelikleri ve bütün baÄŸlantıları ortaya çıkarıldı ve bunlar kamuoyuyla paylaşıldı. Paylaşılan veriler dolayısıyla dava neredeyse bütün boyutlarıyla uluslararası kamuoyuna mal olmuÅŸ oldu. Kimsenin bu paylaşılan verilerin gerisinde kalma imkanı olamazdı.
 
Türkiye Uluslararası kamuoyu nezdinde baÅŸtan itibaren sorunu idare etme tarzı ve ustalığı bakımından büyük bir takdir ve beÄŸeniyle izleniyor. Neticede ortada sadece bir cinayet yok, küresel boyutları olan uluslararası bir kriz var ve Türkiye’nin bu krizi adalet duygusu da zedelenmeden idare etme konusunda sergilediÄŸi sorumluluk ve ustalık yabancı medyada her vesileyle dile getiriliyor, ama o ölçüde de atacağı her adım büyük bir merakla bekleniyor ve geniÅŸçe yorumlanıyor.
 
O yüzden CumhurbaÅŸkanı Recep Tayyip ErdoÄŸan’ın dünkü grup toplantısı, bu konuda yapacağını duyurduÄŸu açıklamalar dolayısıyla, bütün dünyada pür dikkat izlendi. CumhurbaÅŸkanının aÄŸzından çıkan her kelime, o kelimeyi sarf ederkenki ses tonu ve jest ve mimikleriyle birlikte özenle kaydedildi. Diyebiliriz ki, CumhurbaÅŸkanımız yine sorumlu devlet adamı niteliÄŸiyle bütün ustalığını konuÅŸturdu. Cinayetle ve cinayetin öncesiyle-sonrasıyla ilgili ulaşılmış sonuçları ortaya koyduktan sonra olabilecek en özenli ve en dikkatli çaÄŸrıyı yaptı.
 
Öncelikle cinayet süreciyle ilgili bazı konsolosluk görevlilerinin bir gün önce gelip Yalova ve Belgrad Ormanlarında keÅŸif yapmış oldukları bilgisini paylaÅŸtı ki, bu ÅŸimdiye kadar bilinmeyen bir ÅŸeydi ve bu cinayetin önceden planlanarak ve kast edilerek iÅŸlendiÄŸi yönünde zaten var olan bilgiyi daha da pekiÅŸtirdi. Öldürülmesi planlanan Kaşıkçı’nın nereye gömüleceÄŸi bile önceden planlanmaya çalışılmış.
 
Ä°kincisi, CumhurbaÅŸkanı S. Arabistan tarafının ÅŸimdiye kadar olayla ilgili kamuoyunu yanıltan hamlelerini ve açıklamalarını çok açık biçimde eleÅŸtirerek, ÅŸu aÅŸamada yapılan açıklamalara istinaden ortaya çıkan soruları seslendirdi: 15+3 kiÅŸi kendi başına mı hareket ettiler? Hiç kimseden talimat almadan bu eylemi yapmaları mümkün mü? Yanlışlıkla öldürüldüÄŸü söylenen Kaşıkçı’nın cesedini yok etmek veya gizlemek için neden bu kadar çaba sarf edildi? Cesedinin yerli bir iÅŸbirlikçiye teslim edildiÄŸi söyleniyor ki, bu kiÅŸi kimdir? Neden açıklanmıyor?
 
Üçüncüsü, CumhurbaÅŸkanı S. Arabistan’da devletin muhatabı olarak Kral Salman’ı alarak, onu adaleti tesis etmeye çalıştı, ancak bu olayı soruÅŸturmak için bütün okların iÅŸaret ettiÄŸi zanlının soruÅŸturma biriminin başına getirilmesinin saÄŸlıklı bir sonuç veremeyeceÄŸi uyarısını da yaptı. Elbette peÅŸin peÅŸin kimse mahkum edilmesin, ama olaya karışan bütün elemanların kendisinden habersiz tek bir adım atmayacağı bilinen Prens MBS’nın onları soruÅŸturma makamında olmasının hiçbir ÅŸekilde adalet getirmeyeceÄŸi uyarısını hem modern hukuka hem de Åžeriat hukukuna referansla yaptı.
 
Esasen bu adaleti talep etmek ve bunun gereÄŸini yerine getirmek kesinlikle S. Arabistan’ın yararınadır. Zira adalet mülkün, dolayısıyla devletin temelidir.
 
Bu olayda adaletin tesisi doÄŸrudan S. Arabistan’ın beka sorunuyla özdeÅŸlemiÅŸ bir konu olacaktır. Hangi seviyede olursa olsunlar, devlete bu cürümleri, suçları bulaÅŸtıran yapılardan kurtulmak zorundadır. Bunu yapan bir S. Arabistan kesinlikle bu olaydan yara alsa da uzun vadede güçlenerek çıkacaktır.
 
Aslında sayın CumhurbaÅŸkanımızın Kral Salman’ı muhatap alarak yaptığı bu çaÄŸrının somut bir adımı olarak olayın failleri olarak tutuklanmış olan 15 ÅŸahsın Türkiye’de yargılanması talebinin kabul edilmesi bir fırsat olarak deÄŸerlendirilmelidir. Kral Salman bu adımı atmaktan çekinmemelidir. Hem cürüm Türkiye sınırlarında iÅŸlenmiÅŸ olması dolayısıyla bu Türkiye’nin hakkıdır hem de Türkiye S. Arabistan’ın düÅŸmanı deÄŸil dostudur.
 
Adalet bizim ve yakınlarımızın aleyhine bile olsa tesisinden kaçınmamak kitabımızın bize öÄŸrettiÄŸi en önemli ilkedir. Adalet ihya eder. Bizi ihya edecek bir davete icabet etmekten geri durmamak gerek.

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.