Sosyal Medya

Güncel

'Suudi Arabistan'ın Suudi Amerika olduğu gerçeğiyle yüzleşmeliyiz!'

Sakarya’da faaliyet gösteren İkra İlim ve Kültür Merkezi, Cemal Kaşıkçı olayı bağlamında Suud’un bölgesel ve küresel düzlemdeki planlarına ışık tutan bir açıklama yayınladı.



Sakarya’da faaliyet gösteren Ä°kra Ä°lim ve Kültür Merkezi, Cemal Kaşıkçı olayı baÄŸlamında Suud’un bölgesel ve küresel düzlemdeki planlarına ışık tutan bir açıklama yayınladı.

 

Açıklamanın tam metni:

 

SUUDÄ° ARABÄ°STAN’IN SUUDÄ° AMERÄ°KA OLDUÄžU GERÇEĞİYLE YÜZLEÅžMELÄ°YÄ°Z!
 

Türkiye ve dünya gündemi, son üç haftadır Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı’nın Suudi Arabistan’ın Ä°stanbul BaÅŸkonsolosluÄŸu’nda öldürülmesi olayına kilitlendi.

 

Detayları netleÅŸmemekle beraber, süregelen gizemlilik açık ve net bir biçimde Suudilerin bir temizlik operasyonu yaptığını göstermektedir.

 

Bu baÄŸlamda hem Türkiye hem dünya kamuoyunda Suud’un bu pervasız ve cüretkar tavrına karşı gösterilen tepkiyi destekliyor, olayın örtbas edilmeyip ısrarla üstüne gidilmesini talep ediyoruz.

 

Her ÅŸeyden önce, ülkemiz kamuoyunda Suud eksenli sorgulamalara ÅŸehit olmak memnuniyet vericidir. Ancak bu sorgulamaların doÄŸru bir zemine oturması ve bilinçli bir tepkiselliÄŸe dönüÅŸmesi bakımından birkaç hususun altını çizmekte yarar vardır.

 

Suudi Arabistan, dünya patronluÄŸunun ABD’nin elinde olmadığı önceleri Ä°ngilizlerin yanında konumlanmış ve Osmanlı’ya karşı mücadelede iÅŸbirlikçi bir tutum sergilemiÅŸtir. ABD’nin ipleri eline aldığı Ä°kinci Cihan Harbi’ne müteakiben ise SoÄŸuk SavaÅŸ Konsepti’ne uygun biçimde OrtadoÄŸu’da ABD bayraktarlığı yapmıştır. Bu süreçte, özellikle Müslüman toplumların VarÅŸova karşısında NATO’ya destek olmaları için her türlü siyasal, enformasyonel ve askeri aygıtı kullanmaktan çekinmemiÅŸtir. Eski bir ABD ajanı ve ekonomi tetikçisi olan Perkins’in Suud’un SoÄŸuk SavaÅŸ dönemindeki rolüne dair itirafları bu baÄŸlamda ibretliktir. Perkins, Suud’un ABD’nin talimatıyla Müslüman gruplara milyarlar akıttığını itiraf etmektedir.

 

1989’da SoÄŸuk  SavaÅŸ’ın sona ermesi ve Batı blokunun yeni düÅŸman olarak Ä°slam’ı göstermesi Suud’un rolüne dair bir deÄŸiÅŸimi de beraberinde getirmiÅŸtir. Amerika açısından artık emperyalizme direnme potansiyele sahip Müslümanların beraberce bir güç olmasının önüne geçilmeliydi ve aralarında suni ayrılıklar üretilmeliydi. Bu baÄŸlamda da, Suud üstüne düÅŸen görevleri yerine getirerek Müslümanlar arasında mezhebi ayrılıkları kaşımıştır. Vahhabi mezhebine mensup olmalarına raÄŸmen, özellikle Sünni toplumlarda mezhepçilik dalgasını yükselten Suudiler, en ufak bir kitapçık baskısından, milyarlarca dolarlık silah ve para transferine varacak kadar her türlü imkanı seferber etmiÅŸlerdir.

 

21. yy’a gelindiÄŸinde ABD’nin Büyük OrtadoÄŸu/Yeni OrtadoÄŸu olarak isimlendirdiÄŸi ve OrtadoÄŸu’daki Müslüman devletlerin bölük pörçük hale getirilerek Ä°srail’in güvenliÄŸinin garanti alma projesinde de Suud baÅŸroldedir. OrtadoÄŸu’nun en diktatör devleti olmasına raÄŸmen Arap Baharı sürecinden nasiplenmemesi de dikkat çekicidir.

 

Arap Baharı sürecinde kaosun çıktığı tüm bölgelere hem asker, hem silah, hem de para transferi yapan Suud, muhalif hareketleri destekleyici bir politika izlemiÅŸtir. Arap Baharı, yıllarca arka bahçesi olarak gördüÄŸü Yemen’e sıçrayınca ise feryad figan koparmış ve  bu ülkeye direkt müdahale yolunu tercih etmiÅŸtir. Mart 2015’de girdiÄŸi Yemen’de ‘Amerika ve Ä°srail’e ölüm’ sloganıyla kendisine direnen Ensarullah’ı kontrolündeki medya aÄŸları üzerinden karalamış ve Ensarullah’ın Åžii kimliÄŸini öne çıkartmıştır. Ensarullah’ın ülkedeki Åžafiilerle omuz omuza Suud iÅŸgaline karşı savaÅŸtığını ve meselenin mezhep olmadığını gözlerden kaçırmıştır.

 

Yemen’de binlerce çocuk, kadın ve erkeÄŸi kahpece katleden Suud’un bu vahÅŸeti dünya kamuoyunda, ne hikmetse Arap Baharı kapsamında kaosa itilen diÄŸer bölgelerdekinin aksine yankı uyandırmamıştır. Maalesef ülkemiz kamuoyu da bu manipülasyona bir ÅŸekilde eklemlenmiÅŸtir.

 

Bugünlerde Cemal Kaşıkçı suikastiyle birlikte Yemen’deki katliamların sorgulanır olması, geç de olsa hayra alamettir.

 

KurulduÄŸu 1932’den beri Ä°srail’den sonra OrtadoÄŸu’nun en büyük hançeri olan Suudi rejiminin ihaneti artık görülmelidir. 86 senedir kimler tarafından kimlerin hayrına kullanıldığı basiret ve izanla tartılmalıdır.

 

Hepimiz biliyoruz ki, Mısır’daki Sisi darbesine destek verip Ä°hvan’ı terör örgütü ilan eden aynı Suudi Arabistan’dır.

 

Hepimiz biliyoruz ki, Hamas’ı terör örgütü ilan edip Ä°srail’le iÅŸbirliÄŸi yaptığını söylemekten gocunmayan aynı Suudi Arabistandır.

 

Hepimiz biliyoruz ki, 15 Temmuz’da iki gün sessiz kalıp darbe giriÅŸimi savuÅŸturulunca ses veren ve darbe giriÅŸiminden bir ay sonra Fethullah Gülen’i kendi devlet kanalı El Arabiya’da ağırlayan  aynı Suudi Arabistan’dır.

 

Kısacası, Suudi hanedanlığı mazluma, ezilene, mustafaza ve Müslüman’â karşı ABD’nin, Ä°srail’in bölgemizdeki sözcüsü ve en azılı iÅŸbirlikçisidir.

 

Bölgedeki Müslüman devletlerin ve baÅŸta Türkiye’yi yöneten siyasi iradenin bu gerçekliÄŸi fark ederek Suud’u safdışı bırakacak bölgesel denklemler kurmaya ön ayak olması elzemdir.

 

Ä°kra Ä°lim ve Kültür Merkezi

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.