Sosyal Medya

Kürsü

Akif Beki- Nerede kaldı şu Ankara kriterleri!

Akif Beki- Karar



AK Parti’nin yasakçı kafayla mücadelesi, demokratikleÅŸme reformları, dini ve etnik milliyetçiliÄŸi ayaklar altına alan açılımları çok ÅŸey deÄŸiÅŸtirdi Türkiye’de.
 
Ama bir şeyi değiştirmeyi başaramadı, o da zihniyet.
 
Ve ne yazık ki bu şey, diğer her şeyin başı...
 
CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan’ın vaktiyle sıkça yakındığı gibi, aslolan zihniyetleri dönüÅŸtürmeyi baÅŸarmaktı.
 
Zihniyeti değiştirmedikten sonra, yazılı kuralları değiştirmekle uygulama ve pratikler değişmiyordu.
 
Kanun koyucu Meclis’ten geçen reformlar, rejim koruyucu yargıya sökmeyebiliyordu.
 
Yargı, devleti vatandaÅŸtan korumaya ayarlıydı. Hak ve özgürlük taleplerini rejim aleyhtarı yıkıcı faaliyet gibi gördüÄŸünden direniyor, karşı koyuyordu.
 
‘Son kale’ romantizmiyle zırhlanmış bir yargı vesayeti, Nuh diyor da peygamber demiyor, ayak diriyordu deÄŸiÅŸime.
 
Resmi ideolojiye sadakatten ve kurulu düzeni muhafazadan ayrılmıyor, bildiÄŸini okuyordu yüksek mahkemeler.
 
Oysa yargının canla baÅŸla ayakta tutmaya çalıştığı statüko, artık topluma dar geliyordu, yıkılmaya mahkumdu.
 
DeÄŸiÅŸimi temsil eden AK Parti’nin önünde duramadı o yüzden, yıkıldı da...
 
Fakat anlıyoruz ki asıl yıkılması gereken bir ÅŸey yıkılmadı. O da eski düzenin dayatmacı, yasakçı, buyurgan, hak ve özgürlüklerden ölümüne korkan zihniyetiydi.
 
Her ÅŸeyi deÄŸiÅŸtirirken deÄŸiÅŸtirmeyi ihmal ettiÄŸi o kodlar, sağından solundan iktidara sızarak, güce nüfuz ederek canlanıyor, kaybettiÄŸi Ankara’yı yeniden ele geçiriyor ÅŸimdi.
 
‘Andımız’ marşı, mahkeme zoruyla okullara geri geliyorsa tek açıklaması budur. Eski Türkiye’nin tektipçi ruhu çekildiÄŸi mevzilere geri dönüyor, sinsice nüksederek yeni düzeni kendine benzetiyordur.
 
DönüÅŸtürülemeyen zihniyet, deÄŸiÅŸen ne varsa terse çevirip bir bir eski haline dönüÅŸtürüyor.
 
Eskinin reenkarnasyon gösterisi, yeniden diriliÅŸ ÅŸovu gibi bir ÅŸey...
 
***
 
2003’leri düÅŸünün...
 
Yenilikçi lider ErdoÄŸan “AB’den tam üyelik alamazsak dünyanın sonu deÄŸil. Kopenhag kriterlerinin adını Ankara kriterleri koyar, reformlara devam ederiz” diyordu.
 
DüÅŸünün ki...
 
O tarihlerde ErdoÄŸan, hak ve özgürlükleri AB istiyor diye savunmadıklarını, kendi insanımızın hayat standardını yükseltmek için savunduklarını söylüyordu.
 
2018’deyiz ve iddianame yüzü bile görmeden içeride yatanlardan biri Osman Kavala, hani güya AB’nin ‘içerideki adam’ı... AB’yle tekrar yakınlaÅŸmak için özgürlüÄŸünün pazarlık konusu yapıldığı imalarından çok rahatsız.
 
Yıldıray OÄŸur, yolladığı mektubu Karar’da yazdı. Aradığı hak ve adalet, ödün koparmak karşılığında AB’ye bir taviz, bir jest olarak verilecekse hiç verilmesin daha iyi diyor.
 
Tutuklu yargılama rejiminin deÄŸiÅŸmesi için Brüksel’den deÄŸil, Ankara’dan mesaj bekliyor.
 
Tam sırası; imdada yetiÅŸtirildi yetiÅŸtirildi Ankara kriterleri... YetiÅŸtirilmezse her yanı saracak baÅŸa dönüÅŸ virüsü. Yeninin Ankara’dan tasfiyesini durdurmak için daha da çok geç.

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.