Sosyal Medya

Güncel

Hasan Sabbah kimdir? Alamut Kalesi neden bu kadar önemlidir?

Ayşe Atıcı Arayancan’ın 'Dağın Efendisi Hasan Sabbah ve Alamut' adlı kitabı, Hasan Sabbah kimdir, öğretisi nedir, Alamut Kalesi neden bu kadar önemlidir sorularına cevap veren önemli bir kaynak... Sedat Palut yazdı.



Hasan Sabbah Ortaçağın önemli liderlerinden biri… ÖÄŸretisi ve içinden hiç çıkmadığı iddia edilen Alamut Kalesi… Ä°smaili adlı mezhebi kurduÄŸu iddia edilen Hasan Sabbah kimdir, öÄŸretisi nedir, Alamut Kalesi neden bu kadar önemlidir? Bu soruların cevaplarını bulacağımız bir kitap var elimizde. AyÅŸe Atıcı Arayancan’ın yazmış olduÄŸu “Dağın Efendisi Hasan Sabbah ve Alamut” adlı kitap Yeditepe Yayınları tarafından basıldı.
 
Yazar Arayancan, kitabının başında dört halife dönemindeki ayrılıkları anlatmış. Özellikle Hz. Ali (ra) ve Hz. Muaviye (ra) dönemini… Ardından kitabın kahramanı Hasan Sabbah karşımıza çıkıyor. Yazar, Ä°smaillilerin Hasan Sabbah’a, “Seyyidina (efendimiz) Hasan” adını verdiÄŸini hatırlatıyor. Babası, ilmi seven bir kiÅŸi olarak, Sabbah’ın kelam, mantık, felsefe ve matematik eÄŸitimi almasını saÄŸlamış. Sabbah’ın çocukluÄŸunda din adamı olmak istediÄŸini öÄŸreniyoruz. Sabbah, yaşı ilerleyince Selçuklu veziri Nizamülmülk’ün yanında idari olarak görev almış. Lakin yazar, Sabbah ile Nizamülmülk’ün arasının mali iÅŸler nedeniyle bozulduÄŸunu söylüyor.  Zamanla Sabbah’ın okuma metinleri deÄŸiÅŸmiÅŸ ve Ä°bn AttaÅŸ’ın da onayıyla Ä°smaili mezhebine dâhil oluyor. Arayancan’ın belirttiÄŸine göre Ä°smaili eÄŸitimini geliÅŸtirmek için Mısır’a giden Sabbah, buradaki sünni âlimlerin büyüklüÄŸünü reddettiÄŸi için buradan kovulur, Ä°smailiÄŸi yaymaya çalıştığı için de sürgüne gönderilir. Yazar, Sabbah’ın yolunun Ä°ran’a düÅŸtüÄŸünü, burada Ä°smailiÄŸin propagandasını yapmaya baÅŸladığını belirtiyor.
 
Sabbah’ın destekçisi zaman içinde sürekli artar ve bu da Selçukluları rahatsız ettiÄŸi için Nizamülmülk tarafından takip edilmesi ve sonrasında da yakalanması istenir. Sabbah ise kaçar. Yazar burada ÅŸuna dikkat çekiyor. Birincisi, Sabbah çok iyi bir propagandacıdır. Ä°kincisi ise, Selçuklu yönetiminden memnun olmayanları kendi yanına çekmeyi baÅŸarabilmektedir. Yazara göre Sabbah, kendine baÄŸlı insanların artmasıyla beraber bir yerde ikamet etmek istemektedir. Bunun için de en uygun coÄŸrafya Alamut Kalesi’dir. Fakat kale bu dönemde Sultan MelikÅŸah’ın da onayıyla Hüseyin soyundan gelen Alevi-Mehdi adında birinin yönetimindedir. (S.35) Sabbah, kalede bulunan askerlerin bir kısmını zamanla kendi tarafına çeker ve ayrıca Ä°smaililerin de kaleye sızmasını saÄŸlar. Büyük bir güce ulaşınca da kendisi kaleye gizlice girer. Dehhuda adıyla bir süre kimliÄŸini gizleyerek yaÅŸamaya baÅŸlar. Mehdi ise Sabbah’ın gerçek kimliÄŸini öÄŸrendiÄŸinde ise iÅŸ iÅŸten geçmiÅŸtir. “Sabbah Alamut’un bedeli olarak üç bin dinarlık bir senet vererek, Mehdi’nin kaleden serbestçe ayrılmasına izin verir.” (S.36) Böylece Sabbah daha rahat propaganda yapar ve dört bir tarafa propagancılarını gönderir.
 
Selçuklular ve Alamut Kalesi
 
Peki, Sabbah neden özellikle bu kaleyi istemiÅŸtir? Yazar kalenin iki bin metreyi aÅŸan kayalar üzerine kurulduÄŸunu, daÄŸlar ile kuÅŸatıldığını, dışa kapalı ve verimli bir vadi üzerinde bulunduÄŸunu belirtiyor. Ä°sminin de “Kartal Yuvası” anlamına gelen “aluh” ve “amut” kelimelerinden meydana geldiÄŸini ekliyor. Yazarın belirttiÄŸine göre Sabbah, kaleye surlar ve su kuyusu yaptırıyor. Kaleyi dış saldırılara karşı güçlendiriyor. “Nitekim MoÄŸol hükümdarı Hülagu kaleyi ele geçirdiÄŸi zaman kalenin yıkımı için birçok asker ve devÅŸirme görevlendirmiÅŸ, ancak duvarlara kazma iÅŸlemeyince, önce evlerin damlarını, daha sonra da duvarlarını yıkmak için uÄŸraÅŸmışlardır.” (S.39)
 
“Selçuklular ve Alamut Kalesi” baÅŸlıklı bölümde yazar, Ä°ran ve Afganistan coÄŸrafyasının bu dönemde tam olarak zerdüÅŸtlüÄŸün etkisinden kurtulamadığını ve Sabbah’ın da Ä°smaililiÄŸi yaymak adına bunu kullandığını belirtiyor. Bu döneme kadar Sabbah’ı çok önemsemeyen Selçuklu Sultanı MelikÅŸah ise Sabbah’ın bu çalışmalarının ardından Nizamülmülk’ü bu konuyla ilgilenmesi için görevlendirir. Vezir önemli bir orduyla kaleyi kuÅŸattırır. Günlerce süren kuÅŸatmanın ardından açlığa dayanamayacak noktaya gelen halk Sabbah’tan yardım ister. Sabbah ise sabretmelerini söyler. Ardından kaleyi kuÅŸatan Emir YoruntaÅŸ’ın ölmesiyle kuÅŸatma kaldırılır. Halk bunu Sabbah’ın kerametine baÄŸlar. “Sultan MelikÅŸah, Hasan Sabbah’ı yeni bir din icat etmek ve cahilleri kandırmakla suçlar ve eÄŸer kendisine itaat edilmez ise kalelerini yerle bir edeceÄŸini bildirmek üzere elçi ile bir mektup gönderir. Hasan Sabbah ise bu mektuba karşılık olarak Müslüman olduÄŸunu, Abbasilerin hilafeti gasp ettiÄŸini, hilafetin gerçek sahibinin Fatımi olduÄŸunu söyleyerek sultanı Nizamülmülk’ün entrikalarına karşı uyarır ve Selçuklu Devletini tehdit eder.” (S.49)
 
Peki bu sürecin devamında ne olur? Yazar, Ä°smaillilerin gayretleriyle Nizamülmülk’ün suikast düzenleyerek öldürülmesi ve Selçuklu tahtından MelikÅŸah’ın ölümünün ardından Muhammed Tapar ve Berkyaruk arasında iktidar mücadelesinin baÅŸlamasıyla Ä°smaililerin rahatladığını ve Sabbah’ın büyüdüÄŸünü söylüyor. Bu süreçte Sabbah, saray ve ordu içine sızmıştır. Kendisi ile ilgili tüm olaylardan haberdar olur. Selçuklu askerlerinin önemli bir kısmını kendi yanına çeker. “Ä°smaililere karşı olan komutanlar ve vezirler, evlerinden dışarı zırh giymeden ya da koruma almadan çıkmaya cesaret edemez hale geldiler.” (S.55)
 
Mehmet Tapar iktidara geçtikten sonra, Hasan Sabbah’a ciddi bir darbe vurmak istemektedir. Bu sebeple Ä°smaililere ait Åžahdiz Kalesi ele geçirildi. Lakin Sabbah’ın adamlarının saraya kadar girmesi hükümdarı iyice tedirgin etmiÅŸtir. Bu tedirginliÄŸe raÄŸmen Tapar, Alamut Kalesi’ni kuÅŸatmıştır. KuÅŸatma esnasında Tapar’ın ölmesi, “Ä°smaililer için yeni bir kurtuluÅŸ kapısı olurken moralleri yükseltmiÅŸtir.” (S.72)
 
Yazar, Tapar’ın ardından Sultan Sencer döneminde de Ä°smailiÄŸin devlet için bir tehlike olduÄŸunu belirtiyor. Sencer kendi döneminde de Ä°smaililer üzerine yürüdü. Ama Hasan Sabbah, saraydaki bir adamı vasıtasıyla Sultan Sencer’in odasına girerek yatağının altına bir bıçak koyup “eÄŸer ben sultanın iyiliÄŸini düÅŸünmeseydim, sert yere konmuÅŸ olan o bıçağı onun yumuÅŸak göÄŸsüne saplatırdım” notunu bırakması üzerine Sencer, Sabbah ile anlaÅŸmak zorunda kaldı. (S.75) Sultan, Sabbah’tan inançlarına davet etmemelerini, yolları tehdit etmemelerini, yeni kaleler yapmamalarını istemiÅŸtir. Yazara göre, bu antlaÅŸmanın ardından iki taraf da yeniden mücadele içine girmemiÅŸtir.
 
Hasan Sabbah nasıl öldü?
 
Yazar, “Hasan Sabbah’ın Ölümü” baÅŸlıklı bölümde kitaba konu olan kahramanı detaylandırıyor. 90 yaşında, 1124’ de ölen Sabbah, Alamut yakınlarında gömüldü. Fakat mezarı MoÄŸollar tarafından yıkılmıştır. (S.79) “Kendi davası uÄŸruna 35 yıl Alamut’ta yaÅŸamış ve rivayetlere göre kaleden aÅŸağı hiç inmemiÅŸ, ikametgahından sarayın damına gitmek için sadece iki kez çıkmıştır. Kendisini dünya iÅŸlerinden soyutlayarak, yaÅŸamını Ä°smaili davasına adamış, tüm zamanlarını ibadetle, kitap okumakla, ülke iÅŸleri ile uÄŸraÅŸarak geçirmiÅŸtir.” (S.80) Yazar, Sabbah’ın içki içmediÄŸini, ÅŸarap içen oÄŸlu Muhammed’i ise bu sebeple öldürdüÄŸünü belirtiyor.
 
Sabbah, Ta’lim doktrinini ÅŸöyle anlatıyor. “Allah’ı tanımak akıl ve düÅŸünceyle mümkün olmaz, Ä°mam’ın rehberliÄŸiyle olur. Çünkü dünyada yaÅŸayan yaratıkların çoÄŸunda akıl ve dini düÅŸünce vardır. EÄŸer akıl Allah’ı tanımakla yeterli olsaydı, hiçbir akıl sahibi diÄŸerinden farklı bir Allah mefhumuna sahip olmaz ve bu konuda görüÅŸ ayrılığına düÅŸmezdi. Onun için herkes aklının erdiÄŸi kadar dindardır.” (S. 144)
 
Yazar kitabının “Kıyamet Ä°lanı” adlı bölümünde Ä°smaililerin farklı konulardaki görüÅŸlerini paylaÅŸmış. Ä°smaililer, Ramazan’ın 17’sini kıyamet bayramı olarak ilan edip, o gün ÅŸarap içip, sazlı sözlü eÄŸlenceler düzenlemiÅŸtir. (S.149) Namaz konusunda ise ÅŸu ifadeleri kullanıyor yazar: “Artık ÅŸeriatın istediÄŸi 5 vakit namaz gereksizdir, kıyamet döneminde insanlar kalplerinde daima Allah ile birlikte olacaklardır ve gerçek namaz da budur.” (S.150)
 
Peki, Ä°mam kimdir? Ä°smaililere göre imamet, hem dini hem de dünya reisliÄŸi manasına gelen manevi bir kuvvettir. “Ayet ve hadislere istediÄŸi manayı verebilir. Onun öÄŸretilerine uyanlar namaz, oruç gibi mükellefiyetlerden kurtulur. Bu nedenle de tefsir ve hadis ilimlerine diÄŸer mezhepler kadar önem verilmez ve gerçek bilginin taşıyıcısı ve Kur’an’ı yorumlayan, anlamlandıran tek kiÅŸi imamdır.” (S.163)
 
AyÅŸe Atıcı Arayancan’ın “Dağın Efendisi Hasan Sabbah ve Alamut” adlı kitabı, kitabın kahramanını merak edenler için bir baÅŸucu kitabı… Bu önemli kitap, dönemin kaynakları esas alınarak hazırlanmış.
 
Sedat Palut/Dünyabizim

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.