Kürsü
İslam dininin ilk vaiziydi Temîm ed-Dârî
Follow @dusuncemektebi2
Asr-ı Saadet'te vukû bulan birçok önemli hadisede ismi geçen Temim ed-Dârî (r.a) Medine’de, mescidin aydınlatılması, minberin yapılması gibi hizmetlerde bulunmuş. Ahmed Sadreddin yazdı.
Hizmetleriyle Hz. Peygamber'in (s.a.s) iltifatına mazhar olan Temim ed-Dârî, hicretten yaklaşık iki asır önce Yemen’den Beytü’l-Makdis/Kudüs’e göç eden Lahm kabilesinin Dâr kolundan imiÅŸ. Müslüman olmadan evvel ibadet ettiÄŸi Deyr isimli kiliseye izafeten “Deyrî” ÅŸeklinde de ifade edilmiÅŸ. Bununla birlikte dârî nisbeti denizci mânâsına da gelir.
Zengin bir tüccar olan Temîm ed-Dârî, yanı sıra Beyt-i Makdis'in de en meÅŸhur rahiplerinden biriymiÅŸ. Ä°slam'la tanışması Åžam'da bir gece yaÅŸadığı olay neticesinde gerçekleÅŸir. PeygamberliÄŸin ilanına rastlayan bir günde Temîm, ihtiyaçları için dışarı çıkar. Gece olunca kendi kendine, "Bu gece ben önemli bir vadinin koruması altındayım" ÅŸeklinde düÅŸünür.
Zorlukları aÅŸarak Hz. Peygamber'e (sas) vâsıl olur
Yatağına girdiÄŸinde ise, daha önce hiç görmediÄŸi bir varlığın sesini iÅŸitir. O varlık kendisine söyle seslenir: "Allah'a sığın. Çünkü cinler, Allah Teâlâ’ya karşı hiç kimseyi koruyamaz." Buna karşılık, "Ne söyleyerek Allah'a sığınayım?" der Temîm. O varlık da, Allah elçisi Muhammed Mustafa'nın (s.a.s) peygamberliÄŸini ilan ettiÄŸini, kendilerinin de Hacun'da arkasında namaz kıldıklarını ve Müslüman olarak O'na (s.a.s) tâbi olduklarını söyler. Cinlerin tuzağının yok olduÄŸunu, Temîm'in de Hz. Peygamber'e (s.a.s) giderek Müslüman olmasını ifade ederler.
Sabah olunca Eyyûb Kilisesi’ne giden Temîm ed-Dârî, başından geçenleri bir rahibe anlatır. Rahib de; "Sana doÄŸru söylemiÅŸler. Hz. Peygamber'i (s.a.s) Harem bölgesinden çıkmış olarak göreceksin. O, peygamberlerin sonuncusudur. Onun önüne geçilemez.” der. Bunun üzerine Temîm ed-Dârî, zahmetli bir yolculuk sonrası güçlükleri aÅŸarak Allah Rasûlü’nün (s.a.s) huzuruna gelir ve Müslüman olur.
Mescid-i Nebevî'yi kandillerle aydınlatır
Medine-i Münevvere'de yeni ÅŸehrinde yaÅŸamaya baÅŸlayan Temim ed-Dârî, tabir-i caizse cevvâl bir ÅŸahsiyettir ve adeta yapacak bir hizmet kollar. Mescid-i Nebevî o zamanlar hurma dalları yakılarak aydınlatılıyordur. Temim ed-Dârî de daha önceden bildiÄŸi bir yöntemi uygular. Åžam'dan yaÄŸ kandilleri ve ip getirir. Kandilleri iple astırır ve yaÄŸ koyarak fitil taktırır. GüneÅŸ battıktan sonra kandiller uyandırılır. Hz. Peygamber (s.a.s) mescidin aydınlanmış olduÄŸunu görür ve Temim ed-Dârî'ye iltifatlarda bulunur.
Hz. Peygamber (s.a.s), Temîm ed-Dârî'ye; "Sen Ä°slâm'ı aydınlattın, Allah da seni dünyada ve ahirette nurlandırsın!" buyurarak iltifat eder. Temim ed-Dârî'nin kandilleri asan hizmetçisinin de “Feth” olan ismini “Sirâc” olarak deÄŸiÅŸtirir. Hz. Peygamber Temîm’e dua ettikten sonra arkasından da, “EÄŸer bir kızım olsaydı onu seninle evlendirirdim.” buyurur. Bunun üzerine orada bulunan Nevfel ibn Hâris ibn Abdilmuttalib, “Ey Allah’ın Rasûlü, benim bir kızım var. Arzu ettiÄŸin ÅŸeyi ona yapabilirsin.” deyince, Hz. Peygamber (s.a.s) hemen orada bu kızı Temîm’e nikâhlar.
Minberi de Temîm ed-Dârî yapmış
Temîm ed-Dârî Mescid-i Nebevî'ye birçok hizmetlerde bulunur. Hz. Peygamber (s.a.s) Efendimiz, hutbe irâd ederken ayakta duruyor ve bir kütüÄŸe yaslanıyormuÅŸ. Malum hadiseyi bilmeyenimiz yoktur. KütüÄŸün yerine konulan minberi yapan da yine Temîm ed-Dârî'dir. Yine Åžam'da gördüÄŸü bir minber yapmayı Efendimize (s.a.s) teklif eder ve olumlu cevap alınca Hz. Abbas'ın hizmetçisiyle yardımlaÅŸarak bir minber yaptırır ve bugünkü yerine yerleÅŸtirir.
Temîm ed-Dârî (r.a) teknik hizmetlerin yanı sıra, öÄŸreticilik hizmetlerinde de bulunmak ister ve ilk olarak Hz. Ömer (r.a) devrinde vaaz etmek isteÄŸini iletir. Ä°lk seferler Hz. Ömer Efendimiz (r.a) kendisini reddeder. Birçok kereler daha talepte bulununca Hz. Ömer (r.a) ne anlatacağını sorar. Temîm ed-Dârî’de (r.a), "Onlara Kur'an-ı Kerim okuyacağım; hayrı, iyiliÄŸi emredecek, kötülükten nehyedeceÄŸim" der.
İslam'ın ilk vaizi ve teravih imamı
Hz. Ömer’de (r.a), "Bu hayvan boÄŸazlamak gibi zor ve tehlikeli bir iÅŸtir!" diyerek uyardıktan sonra, Cuma günleri kendisi hutbeye çıkmadan evvel vaaz edebileceÄŸini söyler. Zaman zaman kendisi de bu vaazları dinler. Temîm ed-Dârî (r.a) bir gün, "Âlimin hatasından, ayağının kaymasından sakının!" der. Hz. Ömer (r.a), erken ayrılması gerektiÄŸi için Ä°bn Abbas'a ne kastettiÄŸini sormasını rica eder. Temîm’de (r.a) bu sözü ÅŸöyle açıklar: "Âlim, yanlış bir ÅŸey söylediÄŸi zaman, insanlar onu alır ve uygular. Âlim kiÅŸinin yanlışını düzeltmesi, günahından tevbe etmesi mümkündür. Ama dinleyen insanlar o yanlış bilgiyi ömür boyu devam ettirirler."
Kur'an-ı Kerim'in, Hz. Peygamber (s.a.s) dönemindeki bir araya toplanması çalışmalarında da görev alır Temîm ed-Dârî. Kur'an-ı Kerim'i gür bir sesle okur ve süratli tilavet eder, onunla çok meÅŸgul olurmuÅŸ. Hz. Peygamber'in (s.a.s) dönemindeki Kur'an-ı Kerim'in tamamını ezberleyen on kiÅŸi arasında Temîm ed-Dârî'nin de ismi geçer. Yanı sıra Temîm ed-Dârî, Kur'an-ı Kerim'i Kâbe'de hatmeden dört kiÅŸiden birisiymiÅŸ. Temîm (r.a), Kur'an-ı Kerim'i yedi-sekiz günde bir hatmedermiÅŸ. Yanı sıra Hz. Ömer'in (r.a) halifeliÄŸi döneminde Temîm ed-Dârî, Übeyy ibn Kâ'b ile birlikte erkeklere teravih namazı kıldırmak üzere imam tayin edilmiÅŸ.
Hayatı boyunca birçok hizmetlerde bulunan Temîm ed-Dârî (r.a), hicretin 40. yılında, miladi 661'de Filistin'de âlem-i cemâle göçmüÅŸ. Kabr-i ÅŸerifi Kudüs ile Gazze arasındaki Beytülcibrîn köyündedir.
Ahmed Sadreddin Dunyabizim
Henüz yorum yapılmamış.