Kürsü
Yasin Aktay: Türkiye'nin bu süreçte gösterdiği tavır takdir ve hayranlıkla izleniyor
Follow @dusuncemektebi2
Yasin Aktay- Yeni Åžafak
Kaşıkçı’nın katilleri için çember daralıyor derken, olayın üzerinden geçen 18 gün sonra Suudi Arabistan makamlarından Kaşıkçı’nın konsolosluk içerisindeki bir arbede esnasında yanlışlıkla öldürüldüÄŸüne dair bir itiraf geldi. Bu itirafın bu aÅŸamada gelmiÅŸ olması bir yerde malumu ilam tabi. Kaşıkçı’nın Konsolosluk binası içinde öldürülmüÅŸ olduÄŸunu artık bilmeyen kalmamıştı.
Olayla ilgili yeni ve bilinmeyen bir ÅŸey söylemeyen bu açıklamanın hala açıklamadığı en önemli ÅŸey, Kaşıkçı’nın öldürülmüÅŸ olan cesedine ne yapılmış olduÄŸuydu. Elbette yanlışlıkla da olsa öldürme itirafı geldiÄŸine göre kısa süre içerisinde bu bilgiye ulaÅŸmak da mümkün olacaktır. Nitekim cesedin akıbetinin belli olması da an meselesidir.
Arbede açıklaması ise ulaşılmış olan bilgilerin toplamına göre olayın hiçbir yanını açıklamıyor, bilakis daha fazla soruyu üretiyor. Tabi her biri koruma ve dövüÅŸ uzmanı genç yaÅŸlardaki 15 kiÅŸi ile 60 yaşında, tek başına ve savunmasız bir Cemal Kaşıkçı arasındaki “arbede”nin nasıl olmuÅŸ olabileceÄŸini insan düÅŸünmeden edemiyor.
DüÅŸündükçe de insan, sadece kendi aklıyla dalga geçildiÄŸini hissetmiÅŸ oluyor. Bu asimetrik “arbede”den sadece masum bir insanın linç edilmesi hikayesi çıkabilir. Kaşıkçı’ya karşı bu 15 kiÅŸilik grubun nefsi müdafa hikayesi çıkmaz herhalde.
Ä°kincisi bu kadar süre neden beklendiÄŸi sorusu. Åžu ana kadar Kaşıkçı ile ilgili söylenmiÅŸ olan yalanlar ayrı bir cürüm dosyası oluÅŸturacak boyuta ulaÅŸmış durumda. Kaşıkçı’nın konsolosluktaki iÅŸlemlerini yaptıktan kısa bir süre sonra ayrıldığı en üst düzey resmi makamlarca söylendi. Onun nerede olduÄŸunun bilinmediÄŸi söylendi.
Bu açıklamalar kapsamında Katar, Ä°ran ve Türkiye olay dolayısıyla suçlandı. Suudi Arabistan medyasında Turan Kışlakçı ve Hatice Cengiz ve ÅŸahsım hakkında inanılmaz kampanyalar yürütülerek neredeyse olayı bizim kafamızdan uydurmuÅŸ olduÄŸumuz söylendi.
Cengiz’in niÅŸanlılığı sorgulandı. Bizim ne ihvancılığımız kaldı ne de Suudi Arabistan düÅŸmanlığımız.
Oysa biz sadece hakikatin peÅŸindeydik, ÅŸimdi de tabii ki adaletin peÅŸindeyiz. Adalete inananlar gerçekten adaletin kestiÄŸi parmağın da acımayacağına inanırlar. Bu olayın peÅŸine düÅŸmek, bu olay dolayısıyla hakikatin ortaya çıkmasını istemek hiç kimseye özde düÅŸman olmayı gerektirmez.
Olaydan 4 gün sonra Bloomberg TV’ye demeç veren Veliaht Prens Muhammed bin Salman bizzat Kaşıkçı’nın iÅŸlemlerini yaptıktan sonra konsolosluktan ayrıldığını ve onun Türkiye’nin sorumluluk alanında olduÄŸunu söyleyerek Türk resmi makamlarının isterlerse konsolosluk binasına girip arama yapabileceklerini söyledi. Tabi bu davetteki meydan okumanın gereÄŸi bile ancak 9 gün sonra yapılabildi.
O zamana kadar konsolosluÄŸa göstere göstere girip çıkan temizlik malzemeleri ve ekiplerini gözü açık seyrettik. Veliaht Prensin o gün kendini savunmak için çektiÄŸi bu restin akabinde Türkiye’yi eleÅŸtiren sözleri niyeyse kimsenin dikkatini çekmedi. En iyi savunmanın saldırmak olduÄŸuna belli ki fazla inanmış olan bin Salman, ülkesinde muhaliflere, yazar, akademisyen, alim ve prenslere yönelik yaptığı tutuklamalar dolayısıyla aldığı eleÅŸtirilere Türkiye’deki tutuklamaları gündeme getirerek ve kıyaslama yaparak cevap vermeyi tercih etti.
Bin Selman, son 3 yıl içinde bu kapsamda tutukladığı 1.500 kiÅŸinin muhalefeti susturmak amacıyla deÄŸil ulusal güvenlik gerekçesiyle gözaltına alındığını savunarak “bu rakamın Türkiye’deki gözaltılarla kıyaslandığında düÅŸük kaldığını” söyledi.
Bu sözünü söylediÄŸi esnada Kaşıkçı’yı Ä°stanbul KonsolosluÄŸunda vahÅŸice katletmek üzere görevlendirilmiÅŸ olan 15 kiÅŸilik ekip görevlerini tamamlayarak evlerine ve görevlerinin başına dönmüÅŸtü bulunuyordu.
Türkiye’ye karşı bu piÅŸkince savunma-saldırı argümanı ise ne yazık ki, bu olayın tartışıldığı bir çok zeminde dile getirildi. Oysa bu olayla ilgili verilmesi sorulan hiçbir soruya doÄŸru dürüst cevap verilmiÅŸ deÄŸil. Konuyu dağıtmanın anlamı yok. Ancak konuyu dağıtma çabasının açığa çıkardığı psikolojiyi ise elbette bir kenara kaydetmeyi ihmal etmiyoruz.
Kaşıkçı’nın ölümüyle ilgili “arbede” argümanı ise, her ÅŸeyin bütün ayrıntılarıyla açığa çıkacağı an yaklaÅŸtıkça alelacele üretilmiÅŸ bir senaryo.
Ä°kna edici olup olmadığına maÅŸeri vicdan hemen karar verdi bile. Bunun üzerine farklı senaryolar ardı sıra gelmeye baÅŸladı.
Åžu kadar söyleyelim, olay bütün netliÄŸiyle ortaya çıkacaktır. Bu esnada kamu aklı ve vicdanını test eden savunmacı açıklamalar da art arda gelmeye devam edecektir.
Türkiye olayı siyasallaÅŸtırmadan, peÅŸin peÅŸin kimseyi mahkum etmeden, gerçeÄŸin örtbas edilmesine fırsat bırakmadan, bütün açıklığıyla ortaya çıkması ve tabii ki devamında adaletin tecellisi için çalışıyor.
Bu sürecin idaresinde ortaya koyduÄŸu tavır, izlediÄŸi yol bütün dünyada bir takdir ve hayranlıkla izleniyor.
Henüz yorum yapılmamış.