Sosyal Medya

Kürsü

Dini referans alan bir demokrasi mümkün mü?

Mehmet Ocaktan- Karar



Gerek Ä°slam siyaset tarihindeki örneklere, gerekse modern zamanlardaki Ä°slam dünyasındaki siyasi hareketlere baktığımızda demokrasi deneyimlerinin Batı dünyasındaki iÅŸleyiÅŸten oldukça farklı olduÄŸunu görürüz.
 
Bir kere Ä°slam dünyası Batı toplumlarının yaÅŸadığı reform ve aydınlanma sürecine benzer bir geleneÄŸi yaÅŸamamıştır. Batı’da reform, Katolik Kilisesi’nin kurduÄŸu tahakküme yanıttır bir bakıma. Oysa Müslüman dünyada kilise benzeri bir din adamı baskısından söz edemeyiz. Dolayısıyla Ä°slam toplumlarında dinin siyasetle olan iliÅŸkisi farklı temelde geliÅŸtiÄŸi için sekülerleÅŸmeye direnç daha fazladır. DoÄŸal olarak liberal demokrasiye geçiÅŸ çok kolay olmayacaktır.
 
Bu konuda Ä°slam dünyasındaki demokrasi ve siyasi hareketler üzerine çalışmalar yapan Amerikalı araÅŸtırmacı Åžadi Hamid “Ä°slami Kendine özgülük” kitabında ÅŸöyle bir tespitte bulunuyor: “Protestan Reformu’nun Aydınlanma’ya ve nihayetinde modern liberalizme zemin hazırlaması gibi, Ä°slami ‘reform’un liberalizmi ortaya çıkarması için özel bir neden yoktur.”
 
***
 
Dolayısıyla Ä°slam toplumlarında Ä°slam’ı dışarıda tutan, tepeden inmeci sekülerleÅŸme uygulamalarının sonuç vermesi mümkün deÄŸildir. Ayrıca unutmamak gerekiyor ki Ä°slam dünyasının önemli bir bölümü tarihin belli dönemlerinde Avrupa’nın gaddar kontrolüne girdi ve sömürgecilik travması yaÅŸadı.
 
Evet Ä°slam dünyasının demokrasi arayışında Ä°slam gözardı edilmemelidir, ama doÄŸrudan dini referans alan, daha çok da klasik Ä°slam kültürüne yaslanan bir demokrasi anlayışının modern demokrasinin deÄŸerleriyle buluÅŸmasında önemli sorunlar bulunmaktadır. Dolayısıyla dini yedeÄŸine alıp demokrasinin temel deÄŸerleri olan hukukun üstünlüÄŸü ve insan hakları konusunda çok fazla ‘ama’ları olan bir demokrasi doÄŸal olarak kendine münhasır bir demokrasi olacaktır. Ayrıca Ä°slam’ın evrensel kuÅŸatıcı mesajını bir rejim projesine indirgemek, çok doÄŸru sonuçlar üretmeyebilir.
 
Bir tespiti açıkça yapalım, klasik Ä°slam kültürünün oluÅŸturduÄŸu geleneksel yapıya sadık kalarak, modern demokrasinin Ä°slam toplumlarında geliÅŸmesi ne yazık ki pek mümkün deÄŸildir. Maalesef daha çok klasik anlayışla ÅŸekillenen Ä°slam dünyası, Ä°slam’ın evrensel mesajını her çağın ÅŸartlarında yeniden okumayı baÅŸaramadığı için dinin temelini oluÅŸturan hukuk, adalet, özgürlük ve insan hakları gibi kavramlarla arasındaki mesafe giderek açılmıştır.
 
Açıkça ifade etmek gerekirse, Ä°slam dünyasında dinle siyasetin iç içe olmasının demokrasinin geliÅŸmesinde önemli sorunlar yarattığı bir gerçektir. Zira kutuplaÅŸmanın derin yaÅŸandığı Ä°slam ülkelerinde siyasi aktörler kitleleri motive etmek ve otoritelerini pekiÅŸtirmek için dini hoyratça kullanmaktan çekinmemektedirler.
 
Özellikle demokrasi kültüründen gelmeyen toplumlarda yürütülen siyasi mücadelenin çok sert geçtiÄŸini, hatta yıkıcı sonuçlar doÄŸurduÄŸunu biliyoruz. Ä°ÅŸte böylesine kuralların çok fazla bir anlam ifade etmediÄŸi ortamda siyasi liderler siyaseten ‘ahlak dışı’ davranışlarını dini de kullanarak rahatlıkla ‘ahlaki’ bir kılıfa büründürebilmektedirler.
 
***
 
Bu çerçevede ÅŸu tespiti yapmakta yarar var, kutuplaÅŸmanın derin yaÅŸandığı toplumlarda karizmatik liderlerin önü her zaman açıktır. Ve gücü merkeze alan bu tür siyasi yapılarda çok seslilik bir zaaf olarak görülmektedir. Çünkü bu tür bir siyasi mücadele gücün takviyesi ve rakiplerin düÅŸmanlaÅŸtırılması esasına dayanmaktadır. En önemlisi de ‘onlara karşı biz’ söylemi popülist liderlerin baÅŸarıya ulaÅŸması için daha elveriÅŸli bir toplumsal ortam oluÅŸturmaktadır.
 
Hatırı sayılır ölçüde demokrasi deneyimine sahip ülkelerde bile maalesef otoriter eÄŸilimi güçlü olan siyasi liderlerin mücadelesi çok kıyıcı olabilmektedir. Çünkü bu güç oyununun aktörlerinin en önemli hedefi, bir bakıma toplum mühendisliÄŸi yoluyla bireyleri ÅŸekillendirerek yeni bir toplum inÅŸa etmektir.

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.