Sosyal Medya

Kürsü

Tarık Buğra 100 yaşında!

D. Mehmet DoÄŸan- Karar / 15.10.2018



Erbab-ı tasavvuf tarikat ulularının, öldükten sonra da tasarruflarının devam ettiÄŸine inanır. Bu bizim sahamız deÄŸil; fakat büyük ÅŸairlerin, yazarların, fikir adamlarının tesirleri, tasarrufları vefatlarından sonra da devam eder. Tarık BuÄŸra bu anlamda tasarrufu süren edebiyatçılarımızdan; insanımıza, ülkemize, tarihimize dokunan eserler verdi bu yüzden hâlâ ilgiyle okunuyor. Yerli mi, yerli; millî mi, millî. Bir o kadar da âlemÅŸümûl, yani evrensel!
 
Tarık BuÄŸra 1918 yılında doÄŸmuÅŸtu. Ülkemizin en zor zamanında. Cihan Harbinin sonuna gelinmiÅŸ, bizim açımızdan maÄŸlubiyeti kabul anlamına gelen Mondros Mütarekesi o bir aylıkken imzalanmış…
 
Tarık BuÄŸra doÄŸduÄŸu günlerin, çocukluk döneminin romanını yazdı 1960’larda: Küçük AÄŸa. 1911’den beri savaÅŸan bir toplumun ÅŸiddetli sarsılışları, maddî kayıplar, manevî zayiat ve gelecekle ilgili belirsizlikler…Haçlı seferlerinden 7 asır sonra Anadolu’nun ortasındaki AkÅŸehir’de düÅŸman askerlerinin görünmesi. Tam bir iÅŸgal deÄŸil belki, fakat Ä°talyan askerlerinin AkÅŸehir Ä°stasyonunu kontrol altın almasının halkın zihninde nasıl bir tesir uyandırdığını düÅŸünün. Küçük Tarık, dünyadaki ilk yıllarında olup bitenleri, evlerinde sokaklarında yapılan konuÅŸmaları zihninde taşıdı on yıllarca. Onun için sonradan kitaplardan okunan bir dönem deÄŸildi Millî Mücadele. O yüzden okuduklarını kabullenemedi.
 
Yazarın çocukluk intibaları ile sanatkâr sezgisinin terkibi olarak Millî Mücadele gerçeÄŸine varırız Küçük AÄŸa’da. O tarihî roman yazarı deÄŸildir aslında, kendi yaÅŸarken tarih olanı yazmıştır. Yirmi yıl sonra Osmancık yayınlanır (1983). Yazar Osmanlı Devleti’nin kuruluÅŸ dönemini romanlaÅŸtırır. Tarık BuÄŸra Osmancık’ı yazmasa idi, bugün birçok yerde karşımıza çıkan Åžeyh Edebali’nin Osman Bey’e öÄŸüdünden mahrum kalacaktık. Asırlarca sonra bir edebiyatçı tarihe tam tetabuk eden bir metin oluÅŸturmuÅŸtur. Sade halk deÄŸil, okur yazarlar dahi Tarık BuÄŸra’nın metnini Edebali’nin sözleri olarak kabullendi. Sonunda türbesinin giriÅŸine de asıldı bu öÄŸüt!
 
Tarık BuÄŸranın hikâyeciliÄŸi, romancılığı, tiyatro yazarlığı, senaristliÄŸi…Hepsi birinci sınıf iÅŸler. ÅžiÅŸirme deÄŸil asla, gerçek bir büyük yazar.
 
Böyle bir deÄŸerin saÄŸlığında kadrini bilmek…
 
Türkiye Yazarlar BirliÄŸi 25 yıl önce bunu yapmıştı. TYB’nin kuruluÅŸunun 15. Yıldönümünde bir baÅŸlangıç yapmak istemiÅŸtik. “DeÄŸerlerimiz, büyüklerimiz geçmiÅŸe mahsus deÄŸildir, yaÅŸayan büyük edebiyatçılarımızı gündemimize almalıyız.” Bu konuda bir baÅŸlangıç yapmak için Tarık BuÄŸra’da ittifak ettik. Tarık BuÄŸra 75. Yaşındaydı, eserleriyle çoktan edebiyat tarihimizin mâl olmuÅŸtu. “Tarık BuÄŸra ile 75 Yıl” programı böyle tasarlandı ve 12 Ocak 1993’te icra edildi. Tarık BuÄŸra’yı Ankara’da iki gün misafir ettik. Bir gün boyunca çeÅŸitli yönleriyle tebliÄŸler sunuldu. Edebiyatçı dostları konuÅŸtu. Kendisi konuÅŸtu. Aslında tam da konuÅŸamadı. Hislendi…AÄŸlamaklı oldu…
 
O zamanın devlet bakanlarından Ekrem Ceyhun Tarık BuÄŸra’ya teÅŸekkür beratı takdim etti. Zamanın Kültür Bakanı (Fikri SaÄŸlar) hem Türkiye Yazarlar BirliÄŸi’nin 15. Yılını kutlayan, hem de Tarık BuÄŸra’nın önemine dikkat çeken yerli yerinde bir mesaj yayınladı.
 
Diyeceksiniz ki, “neden hep 25 yıl öncesinden bahsediyorsunuz, bugüne gelin bu büyük edebiyatçımızın 100. Yaşında ne yaptınız”.
 
Oraya gelsek mi, gelmesek mi?
 
Bizim açımızdan mesele yok. “Tarık BuÄŸra 100 Yaşında Bilgi Åžöleni”ni TYB Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi ile müÅŸtereken ve Anadolu Mektebi’nin katılımı ile gerçekleÅŸtirdi. 30 kadar bildiri sunuldu. Böylece vefatından 24 yıl sonra büyük yazarımızı çeÅŸitli yönleriyle ele alan zengin bir kitap muhtevası ortaya çıktı.
 
“Tarık BuÄŸra’yı 100. Yaşında anmak için bu kadarı yeterli mi?” Denilebilir. Elbette yeterli deÄŸil. Bu sene “Tarık BuÄŸra Yılı” olmalıydı. Sade Türkiye’de deÄŸil, türkçenin coÄŸrafyalarında büyük yazarımız anılmalıydı. Onu evrensel bir deÄŸer olarak bütün dünyaya tanıtacak faaliyetler yapılmalı, kitaplar yayınlanmalıydı. En önce de Tarık BuÄŸra’nın eserleri Ä°ngilizce ve Arapça baÅŸta olmak üzere dünya dillerine çevrilip yayınlanmalıydı…
 
Türkiye’nin siyaseten tanıtılması, turistik tanıtımı yetmez. Onun kültürel arka planı, edebiyatı, sanatı, müziÄŸi ile tanınması ve bilinmesi gerekir. Ancak o zaman kalıcı bir tanınma ve tesir söz konusu olur.
 
Åžu soruyu kimsenin sormamasına ne demeli: “Bu toplantıya mevcut Turizm (ve Kültür) Bakanımız katıldı mı, katılmadıysa mazeret beyan edip bir mesaj yayınladı mı? Hani hem Tarık BuÄŸra’nın 100. Yaşı hem de Türkiye Yazarlar BirliÄŸi’nin 40. Yılı dolayısıyla?”
 
Bu soru sorulmadığı için cevabı da verilmedi…

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.