Güncel
Kültürlerin kavşağında doğalın güzelliği: Dağıstan
Follow @dusuncemektebi2
Kolay geçit vermeyen Kafkas Dağları, enerji zengini Hazar Denizi, gür ormanları ve çevre cumhuriyetleri besleyen nehirleriyle Dağıstan...
Kolay geçit vermeyen Kafkas DaÄŸları, enerji zengini Hazar Denizi, gür ormanları ve çevre cumhuriyetleri besleyen nehirleriyle Dağıstan.. Rusya Federasyonu'nun en güney noktasındaki idari birimi. Binlerce yıl öncesine uzanan tarihinde Albanların, Hazarların, Arapların, Türklerin, Rusların ve hala üzerinde yaÅŸayan onlarca halkın evi.. Elli bin kilometrekare üzerine kurulu Dağıstan Ä°slam’la ilk tanışan bölgelerden. Cumhuriyet dahilinde dünyanın ilk camilerinden biri ve sahabe mezarları var. Dağıstanlılar bu tarihe emanet gözüyle bakıyor. KomÅŸu Azerbaycan, Çeçenistan, Ä°nguÅŸetya, hatta Gürcistan'dan bile bu kutsal mekanları görmeye gelenler senenin her döneminde Dağıstan'ı ziyaret ediyor.
Kafkas DaÄŸları’nın Hazar Deniziyle buluÅŸtuÄŸu; üzerinde onlarca halkın onlarca farklı dilde yaÅŸam sürdüÄŸü, tarihi paleolitik döneme uzanan Dağıstan. Rusya'nın en güney bölgesi olarak hem Azerbaycan, hem de Gürcistan'la sınırı bulunan; Çeçenistan ve Ä°nguÅŸetya'nın komÅŸusu.. Sahip olduÄŸu doÄŸal güzellikler ve enerji kaynakları kadar; terör eylemleriyle anılan; fakat bu kısır döngüyü kırmak için son yıllarda ataÄŸa kalkan bir tanıdık Cumhuriyet.
Tanıdık, zira yüzyıllardır Türkçe konuÅŸan halklara ev sahipliÄŸi yapmış, bir o kadar sakini çeÅŸitli dönemlerde Anadolu'ya göç etmiÅŸ bir ülke Dağıstan. Avarların, Lakların, Darginlerin, Lezgilerin, Tabasaranların, Nogayların, Tatların, dilleri Anadolu Türkçesine yakın kumukların ve daha nicesinin kardeÅŸçe yaÅŸadığı bu topraklar yedinci yüzyılda Hazar Krallığı'nın egemenliÄŸi altındayken Arap akınlarına boÄŸun eÄŸmek zorunda kalmış, bu vesileyle Ä°slam’la tanışmış.
Tatar MoÄŸol istilalarının yaÅŸandığı yıllarda Timur'un saldırılarına göÄŸüs geren Dağıstanlılar, Osmanlı'nın Ä°ran ve Rus imparatorluÄŸuyla yaptığı savaÅŸlar sürerken de bağımsızlığa olan tutkularını sık sık ortaya koymuÅŸ. Rus egemenliÄŸindeyken üç imamın öncülüÄŸünü yaptığı mücadele bölgeyi de aÅŸarak bağımsızlık arayan birçok halk için örnek olmuÅŸ.
Gazi Muhammed, Hamzat Bek ve nihayetinde Åžeyh Åžamil... 1834'de bir devlet kuran Dağıstanlıların savaşı 1859'da Rus ordusunun Gunip kalesini ele geçirmesiyle son bulur. Dağıstan Sovyetler'in ilanına kadar farklı isyanlara da sahne olur fakat Ekim Devrimi Ä°le birlikte tanınan yeni haklar, ardından gelen Ä°kinci Dünya Savaşı Dağıstan'ın rutin isyan sürecini gündemden uzaklaÅŸtırır.
Ä°kinci Dünya Savaşı’na Kızıl Ordu saflarında katılan Dağıstanlılar çok kayıp vermiÅŸ ama aralarından 52'si Sovyetler BirliÄŸi kahramanı ünvanını almış. Bugün merkezle cumhuriyet arasındaki baÄŸların sarsılmaz olduÄŸunu savunanların en fazla atıfta bulunduÄŸu yaÅŸanmışlık bu.
Kuzey Kafkasya hac misyonu baÅŸkanı Magomed BaÅŸarov Dağıstan'ın beÅŸ bin yıllık Dağıstan tarihi ve doÄŸal zenginlikleriyle sadece Rusya'nın deÄŸil dünyanın en deÄŸerli bölgelerinden biri olduÄŸunu ifade ediyor.
"Türkiye'den gelen misafirlerimize doÄŸal güzellikler ve tarih konusunda bir ÅŸey söyleyemem. Ülkeniz çok güzel ama bizim de geri kalır bir yanımız yok. Burada yerleÅŸik hayat geçiÅŸle birlikte ÅŸekillenmeye baÅŸlayan hayat hem bölge hem de çevre memleketler için örnek oldu. Sovyetler BirliÄŸi'nin ve Rusya'nın en önemli merkezlerinden biri oldu. Bence dünyanın en deÄŸerli bölgelerinden biri çünkü en eski medeniyetlere ev sahipliÄŸi yaptı"
Ä°slam'ın Dağıstan'daki yeri ve Dağıstan'ın Müslümanlar için önemi de BaÅŸarov'un dikkat çektiÄŸi baÅŸlıklardan. "Ä°mam Åžamil'in savaÅŸtığı daÄŸlar, o daÄŸlardaki köyler hala canlı. Ä°slam bu topraklara Anadolu'dan önce girdi. Peygamberimizin bir vasiyeti olarak alındı. Onlarca sahabe bu topraklar için can verdi. Biz de bu emanete sonsuza kadar sahip çıkacağız. GeliÅŸeceÄŸiz, cumhuriyeti daha da güçlendireceÄŸiz. Altyapıdan endsütriye kadar yapacağımız çok iÅŸ var. Bunu gerçekleÅŸtiriken de baÅŸta Türkiye olmak üzere dost halklarla yardımlaÅŸacağız"
Turizm Bakanlığı’nın derbent sorumlusu Polat Nametullaev ise, her geçen gün sayısı büyüyen ziyaretçiler için dini özelliÄŸi olan mekanların ayrı bir deÄŸer taşıdığını ifade ediyor.
"Sovyetler döneminde Dağıstan birliÄŸin turistik merkezlerinden birisiydi. Sonrasında bu özelliÄŸini kaybetti. Doksanlarda yaÅŸanan ÅŸiddet olaylarının da bunda payı var. Fakat son yıllarda yeniden hem Rusya'nın hem dünyanın ilgisini doÄŸal güzelliklerimizle çekmeye baÅŸladık. Verimli topraklarımız var. Üzümden domatese; nardan havuça kadar sebze meyve ürünlerimiz Rusya standardlarının çok üzerinde..."
Dağıstan'ın Rusya için önemi büyük. Hem ekonomik hem de siyasi olarak iki merkezin birbiriyle iliÅŸkisi bölge adına büyük önem taşıyor. Polat Bey, bu iliÅŸkiyi tanımlarken coÄŸrafyanın etkisine vurguda bulunuyor: "Ülkenin en güney noktasındayız. Stratejik bir anlamı var bunun. Kırım ilhak edilene kadar Rusya'nın en eski yerleÅŸim birimiydik. Dünya için de bu bölgenin binlerce yıl ayakta kalması büyük deÄŸer taşıyor. Buraya Kafkasların Kudüs'ü denir. Çünkü burası da aynı Kudüs gibi her üç din için kutsal sayılabilecek özellikler barındırır. Yüzlerce yıl bu dinin mensupları barış içinde yaÅŸadı. Ziyaretçiler için bu da çok önemli.."
Sık sık tatbikatlarla ve enerji arayışlarıyla öne çıkan Hazar Denizi ise sunduÄŸu dinlenme fırsatlarının yanısıra ticaret için hayati önem taşıyor. GeçmiÅŸte yaÅŸanan ÅŸiddet olaylarının psikolojik etkilerinden sıyrılmak da Dağıstan'daki halklar için önemli. Hazar Denizi'nin temiz ve sakin ortamı bu yolculukta Dağıstanlıların en büyük yardımcısı. Denizin kıyısında balık avlayarak hoÅŸ vakit geçirenler gibi, aile bütçesine katkı saÄŸlayanlar da var..
"Bahar mevsiminin ortasında avlanmaya baÅŸlarız, sonbaharın ortalarına kadar. Kışın burada balık avlayan azdır. Hava sakinse bazen kayıkla açılırız, balık avı için. Ekonomik durum, kazancımız Rusya'nın büyük ÅŸehirleriyle karşılaÅŸtırılamaz. Ama geçiniyoruz, aç deÄŸiliz çok ÅŸükür"
Daha geniÅŸ bir zaman diliminde Hazar'ın tadını çıkaran Magomed ise bahsi edilen krizi umursamadığını söylüyor: "Yaşıyoruz ve mutluyuz. Her ÅŸey mükemmel. Ne ekonomik ne de sosyal kriz olduÄŸuna inanmıyorum. Hayatın tadını çıkarıyorum"
Genç nüfus parklarda; ısınan havanın, açan çiçeklerin keyfini çıkarıyor. Mezuniyet törenlerini bir bir gerçekleÅŸtiren öÄŸrenciler mutlu anlarını fotoÄŸraf karelerinde biriktiriyor. "Her mevsim ayrı güzel burada. Yazın deniz olduÄŸu için güzel, kışın da karlı daÄŸlarımız var. Snowboard yapıyoruz, kayakla uÄŸraşıyoruz. Herkese önerebileceÄŸim güzel bir ülkemiz var"
Emekliler ise kahvelerde. Domino taÅŸlarıyla oyun bazen bir mesai süresini tamamlıyor.
Dağıstan'da tarihî ve kültürel önemi bulunan anıtların sayısı onbeÅŸbine yaklaşıyor. UNESCO'nun tarihi miras listesine aldığı kutsal mekanlar ve narın kala ise sadece Dağıstan için deÄŸil, Rusya ve dünya için büyük kıymet taşıyor. Bu nedenle bölgede gerçekleÅŸtirilen yeni inÅŸaat ve altyapı çalışmaları çevrecilerin takibinde. Hızla büyüyen ÅŸehirlerde imar kontrolünü kaybetmek istemeyen yerel idareciler de hem Mahaçkala hem de Derbent'de giderek hızlanan yaÅŸama uyum saÄŸlamanın telaşında.
Resul Hamzatov gibi ÅŸairlerin, Åžeyh Åžamil gibi direniÅŸçilerin, Aliverdiyev gibi bilim adamlarınıni olimpiyat ÅŸampiyonlarının memleketi Dağıstan sıkıntılı günleri geride bırakma umuduyla, Hazar Denizi'nin ve Kafkas DaÄŸları’nın havasını solumak isteyen misafirlerini bekliyor.
Köklü bir tarihe ve dünyaca ünlü bir coÄŸrafyaya sahip olan Dağıstan bugün hem geçmiÅŸin yaralarını sarmaya, hem de doÄŸal güzelliklerinden daha fazla istifade etmeye çalışıyor. Bir yandan turizme dönük hamleleri için gereken altyapıyı kurmaya çalışan Dağıstanlılar, diÄŸer yandan cumhuriyetle ilgili önyargıları yıkmaya çalışıyor.
Son yıllarda daha fazla göç almaya baÅŸlayan Dağıstan'da yerel idareciler yaÅŸanan bu hareketliliÄŸi yeniden yapılanma sürecinde deÄŸerlendirmeye çalışıyor.
Rus kamuoyunda sık sık bütçeden aldığı pay, petrol gelirlerinin paylaşımı ve ifade özgürlüÄŸüne dönük müdahalelerle gündeme gelen Dağıstan'ın gerçek gündemi Rusya'nın büyük ÅŸehirlerinde göründüÄŸü gibi deÄŸil. Doksanlı yılların karmaÅŸası ve ikibinli yılların başındaki terör dalgası birçok Dağıstanlı için geride kalmış, ya da bu koÅŸullarla yaÅŸamaya dönük bir alışkanlık belirmiÅŸ. Mahaçkala'daki iÅŸkadınlarından meryem Tailova Cumhuriyet’in dışarıdan yatırımla ve Dağıstan'ı görmek isteyen yabancılarla daha güvenli bir boyuta geçeceÄŸi inancında
"Dağıstan genelinde gezilecek ve görülecek yerler çok fazla. Ama aynı zamanda ciddi iÅŸ imkanları da var. Burayı ziyarete gelenlerin mevcut ortamı deÄŸerlendirmesi ve fırsatları iyi okuması gerekiyor. DoÄŸal güzelliklerden gün geçtikçe daha fazla faydalanma imkanı ortaya çıkıyor. Devletin de son zamanlarda gerek teÅŸviklerle, gerek yeni projelerle bu süreci desteklediÄŸini görüyoruz. Ä°nsanlar da bu hareketliliÄŸe uyum saÄŸlıyor. Zaten konuksever bir milletiz. Dağıstan'daki geliÅŸimle birlikte daha fazla misafirin gelecek olması bizi heyecanlandırıyor"
Dağıstan'ın Türkiye ile hem tarihi baÄŸları var, hem de akrabalık. ÇeÅŸitli tarihlerde toplu göçlerle Anadolu’ya gelen Dağıstanlılar memleketleriyle kurdukları bağı daha da saÄŸlamlaÅŸtırma niyetinde.
Rusya genelinde yaÅŸanan emeklilik, sosyal yardım, saÄŸlık sistemi sorunları Dağıstan'da mevcut. Genç nesil sadece Rusya Federasyonu'nu gördüÄŸü için kıyaslama yapmaktan uzak. Fakat Dağıstan'ın yaÅŸlı nüfusunda eskiye özlem var. Günün imkanlarına ÅŸükrediyorlar ama "Sovyetler BirliÄŸi baÅŸkaydı" demekten de kendilerini alamıyorlar. Ä°ÅŸte emekli Dağıstanlıların hislerinden örnekler:
"Sovyetler döneminde ortaklık vardı, birbirini kollardı millet. Åžimdi her koyun kendi bacağından asılıyor. Çok ÅŸükür saÄŸlıkla ilgili sıkıntılarımız gideriliyor. Ama yüzlerce yıl birlikte dostça yaÅŸayan halklar birbirine ÅŸüpheyle bakmaya baÅŸladı. Hayat koÅŸulları zorlaÅŸtı. Birlik olmadan yaÅŸamaya çalışmak zordur. Evet Sovyetler döneminin kendine göre baskılı bir ortamı vardı ama ortak bir hedefte buluÅŸuyorduk. Åžimdi neredeyse her köy kendi bağımsızlığını ilan edecek. BirleÅŸmek ve birleÅŸtirmek lazım. Bir olmak lazım"
"Eskiden halkalrın birbiriyle iliÅŸkisi daha fazlaydı. Ermeni azeri kumuk avar hep birlikte yaÅŸardık. Rus komÅŸularımız daha fazlaydı. Ama her dönemin kendine göre koÅŸulları var. Allah’a ÅŸükür yine iyiyiz. SaÄŸlıkla eÄŸitimle ilgili bir sorunumuz yok. Turistik açıdan da büyük geliÅŸme var"
Yeni nesil ise daha neÅŸeli; mevcut durumu beÄŸenenler, çok ÅŸikayet etmeden Dağıstan'ın tadını çıkaranlar çoÄŸunlukta: Her mevsimin ayrı bir güzelliÄŸi olduÄŸunu düÅŸünüyorlar. Yazın deniz olduÄŸu için güzel, kışın da karlı daÄŸlar... Snowboard'dan kayak turlarına birçok alternatife sahip, herkese överek önerebilecekleri bir ülkelerinni olduÄŸu inancındalar.
Rusya Federasyonu'na geçiÅŸle birlikte yaÅŸanan sistem deÄŸiÅŸikliÄŸi kırsal kesimde tarım ve hayvancılıkla uÄŸraÅŸanları zor durumda bırakmış, farklı iÅŸ sahalarına sevketmiÅŸti. Yeni döneme uyum saÄŸlayamadığı için göçenlerin sayısı da fazlaydı. Fakat geçen yıllar içinde Dağıstanlılar yeni sisteme uyum saÄŸladı. Bugün Dağıstan'ın komÅŸu ülke ve cumhuriyetlerle ticareti genel ekonomik krize raÄŸmen büyüyor. Rusya'nın en güney bölgesinde yer alan Dağıstan kremlin'in Kafkaslar için kurguladığı planların baÅŸrol oyuncularından.
Rusya Federasyonu'nun en güneyinde bulunan Dağıstan cumhuriyeti ikibinli yılların başından itibaren aşırı grupların güç kazanmaya baÅŸladığı bir bölge olarak dikkatleri çekti. Çeçenistan'daki savaşın sona ermesiyle faaliyetlerini Dağıstan'a ve Ä°nguÅŸetya'ya kaydÄ°ran militanlar, sonrasında ilan edilen Kafkas emirliÄŸi'yle terör eylemlerini Rusya geneline yayma iddiasını öne çıkarmıştı.
Suriye'de yaÅŸanan iç savaÅŸla birlikte Dağıstan'da aşırı grupların faaliyetleri boyut deÄŸiÅŸtirmeye baÅŸladı. IŞİD bölgede varlık sahibi olduÄŸunu gösteren eylemlere giriÅŸti, OrtadoÄŸu'daki savaÅŸa Dağıstan'dan savaÅŸçı yollamaya baÅŸladı. Kafkas EmirliÄŸi'nin başındaki isim Doku Umarov'un da operasyonlar sonucunda ölü ele geçirilmesi bölgedeki yasadışı enerjinin daiÅŸ saflarında toparlanmasına yardımcı oldu. Fakat iki yıl önce yaÅŸanan yönetim deÄŸiÅŸikliÄŸi Dağıstan'da farklı bir dönemin kapısını açtı. Terör tehdidi yine var, fakat halkın gündeminde üst sıraları iÅŸgal etmiyor.
IŞİD'e baÄŸlılığını ilan eden Kafkasyalı gruplar sık sık Rusya'ya dönük tehdit videoları yayınlıyor. Militanların hem Dağıstan'da hem de Rusya'nın büyük ÅŸehirlerinde sivillere ve hükümete karşı saldırılar düzenleme noktasındaki kararlılığı yerel idareyi de Kremlin'le daha sıkı iÅŸbirliÄŸine zorluyor. Rusya Federasyonu milli güvenlik akademisi Dış Ekonomik Ä°liÅŸkiler BaÅŸkan Yardımcısı Talat Çetin, cumhuriyet genelinde yaÅŸanan olumlu deÄŸiÅŸikliÄŸi büyük ölçüde yeni baÅŸkan Ramazan Abdullatipov'a baÄŸlıyor.
"Dağıstan'da son birkaç yıldır gözle görülür bir sükunet, turizmde ve diÄŸer alanlarda sıçrama mevcut. Bunda BaÅŸkan Abdullatipov'un etkisi büyük. Kendisi hem Rusya'nın önemli bilimadamlarından, hem de Dağıstan halkında karşılığı olan biri. GördüÄŸü sevgi ve saygı kendisinin bölgede tesis etmeye çalıştığı düzende büyük pay sahibi. Dağıstan'da terör gündemden kalkmıştır. Åžimdi halk gerçek gündemine yönelebiliyor, artarak büyüyen misafirler de doÄŸal güzelliklerle ilgilenebiliyor. Kremlin'in de bölgedeki geliÅŸmeye verdiÄŸi destek aynı ölçüde artıyor. Parlak günler cumhuriyetin geleceÄŸinde.
Farklı halklardan oluÅŸan Dağıstan'da çok kültürlülüÄŸün benimsendiÄŸini ifade eden yerli halk ise aşırı grupların bölgede tutunamayacağı noktasında hemfikir: "ÅŸehrin hiç bir sorunu yok. herkes istediÄŸi gibi yaşıyor. Hayatımızdan memnunuz"
"Biz sadece kendi içimizde yaÅŸamıyoruz ki, Rusya'nın her yerinden misafirlerimiz geliyor. Ben kuzey Dağıstan'da yaşıyorum mesela; bölgemizde terör tehdidi yüksek denir. Ama bize gelen misafirler böyle bir tehditle karşılaÅŸmadıklarını söylüyor. Hele ki derbend gibi yerlerde bu tehlike neredeyse sıfıra yakın”
Dağıstan'ın güvenlik tedbirleri çerçevesinde denetim, ağırlıklı olarak yerel polisin kontrolünde. Operasyonel güç ise federasyona ait özel kuvvetler tarafından gerçekleÅŸtiriliyor. Ä°stihbari planda karşılıklı yardımlaÅŸmayı esas alan tarafların cumhuriyetteki yönetim deÄŸiÅŸikliÄŸinden sonra daha verimli bir iÅŸbirliÄŸine gittiÄŸi belirtiliyor.
Son yıllarda terör tehdidinin azalmaya baÅŸladığı Dağıstan'da doÄŸal güzellikler daha sık öne çıkıyor. Rusya'nın mısır'ı yasaklamasından sonra Türkiye turlarını devredışı bırakması; Bulgaristan'la da gergin bir döneme girmesi Ä°spanya ve Yunanistan seçeneklerini pahalı, Tayland ve Hindistan gibi örnekleri de uzak bulan yerli turisti zor durumda bıraktı.
Hükümet yeni ilhak edilen ama yaptırımlar altında sıkışan Kırım'a hareketlilik kazandırmak adına yarımadaya turları teÅŸvik ediyor. Soçi de Turizm Bakanlığı’nın sık sık dile getirdiÄŸi destinasyonlardan. Fakat doÄŸal güzelliÄŸiyle bu iki seçenekten de geri kalmayan Dağıstan aynı sıklıkta gündeme gelmiyor. Son iki yıldır hem merkezi hem de yerel hükümet blgede turizmi teÅŸvik için harekete geçti. Zira turistik altyapı büyük ölçüde yenilenmeye muhtaç.
Dağıstan'a hava ulaşımını saÄŸlayan mahaçkale havalimanı da turizme dönük hamelelerin merkezinde duruyor. Kapasitesi geniÅŸletilen havalimanı yıl içinde tamamen deÄŸiÅŸecek. Havalimanı müdürü arsen primagomedov, Dünya Gündemi'ne yeni projenin maketi üzerinde öngörülen deÄŸiÅŸikliÄŸi anlattı
"Aslında tüm bu deÄŸiÅŸiklikler sadece turizmde atılım adına yapılmıyor. Üç milyonluk nüfusumuz ve bölgeye yeni yeni gelmeye baÅŸlayan yatırımcılar için de artık kaçınılmaz hale gelen bir deÄŸiÅŸiklik. Burada yolcu taşımacılığı kadar kargo taşımacılığını da düÅŸünmek gerekiyor. Ayrıca yeni projede havalanına yürüme mesafesinde büyük bir otel de planlıyoruz, ki gördünüz denize de çok uzak deÄŸiliz. Yani burada kısa süreli konaklayanlar için önemli bir seçenek"
Dağıstan diasporası hem Rusya içine hem de Rusya dışına dağılmış, sayısı yüzbinlerle ifade ediliyor. Türkiye ile uzun bir aradan sonra baÅŸlayan doÄŸrudan seferler yakınlarını görmek isteyen Dağıstanlılar için hayati önemde. Primagomedov bu adımın kültür alışveriÅŸine yeni bir vesile olacağı inancında:
"Türkiye'de büyük bir Dağıstan diasporası var. Burada birçok insan tanıdığı ya da henüz tanışmadığı akrabasını görmek için Türkiye'ye gidiyor. Özellikle izmir ve yalova'da Dağıstanlılar çok fazla. Aramızdaki mesafe kısa ama doÄŸrudan uçuÅŸ olmadığı için bazen Stavropol, bazen de Moskova üzerinden hem yolu hem maliyeti uzatarak gitmek zorunda kalıyordu insanlar. Åžimdi bu ortadan kalktı. Türkiye ile doÄŸrudan uçuÅŸlarımız yakında her gün gerçekleÅŸtirilecek yoÄŸunluÄŸa ulaÅŸacaktır"
Dağıstan turizmde yeni yıla hızlı bir giriÅŸ yaptı. Yılın ilk beÅŸ ayında yarım milyona yakın turisti ağırlayan cumhuriyet, toplamda 4000 yatak kapasitesini haiz 116 otele sahip. Sovyetler döneminden kalma sanatoryumlar da yenileniyor. Åžu an ikibin altı yüz yatak kapasitesine sahip mekanlarda iki katı büyüme hedefleniyor. Bunların dışında kalan 52 tatilmerkezinde ise onbinin üzerinde bir kapasite mevcut. Dağıstan'da yaÅŸayanlar memleketleriyle ilgili büyük ÅŸehirlerdeki algıdan rahatsız, tatil yapılacak yer sıkıntısı çeken Rus vatandaÅŸların Dağıstan'ı es geçme lüksüne sahip olmadıkları vurgusu yapılıyor. Mahaçkale'deki sahilde okul saatini bekleyen sura bu çeliÅŸkiye dikkat çekme ihtiyacı hissediyor.
"Televizyonlar Dağıstan'ın güzel yüzünü göstermiyor ki. Hep terör olayları olduÄŸunda Dağıstan'dan haber veriyorlar. Buradaki doÄŸal güzellikler saymakla bitmez. Sadece bilmeyenlere biraz anlatılması lazım"
Sovyetler döneminden sonra eÄŸitimin bölgedeki merkezi haline gelen Dağıstan'da sosyal yaÅŸam ikibinli yılların baÅŸlangıcıyla beliren durgunluÄŸu da üzerinden atıyor. Cumhuriyette yaÅŸanan yönetim deÄŸiÅŸikliÄŸinden sonra da mevcut havanın psikolojik etkileri olduÄŸu deÄŸerlendirmesi yapılmış, sosyal hayatın özellikle canlandırılması hedefi belirlenmiÅŸti. Yeni turizm hedefleri canlılığın saÄŸlanması için Dağıstanlılar için hayati deÄŸerde.
Kızılyar, Derbend ve Mahaçkala çevreden aldığı göçün de etkisiyle her geçen gün mevcut sınırının dışına taşıyor, nüfus yoÄŸunluÄŸu artıyor. Bölgeden büyük ÅŸehirlere dönük göç Rusya genelinde yaÅŸanan ekonomik krizin de etkisiyle yavaÅŸlamış durumda. Buna mukabil cumhuriyet hem kendi içinde daimi bir mobilizasyon yaşıyor, hem de Azerbaycan, Gürcistan, Çeçenistan ve Ä°nguÅŸetya'dan göç alıyor.
Rusya'nın diÄŸer ÅŸehirlerinde pek göze çarpmayan kahvehane alışkanlığına Dağıstan'da rastlanabiliyor. Derbend merkezindeki Ä°stambul kafe bir yaklaşık sonuçla Türkiye'nin en büyük ÅŸehrine özlemi ifade ediyor. Kafenin adında tashih yok, gerçekten de Ä°stanbul deÄŸil Ä°stambul. Rusların stambol, Türklerin Ä°stanbul dedediÄŸi ÅŸehir için bir ara formül bulunmuÅŸ sanki.
Fakat yeni nesilde can sıkıntısını giderebilmek için kahvelerin etki gücünden fazlasına ihtiyaç var. Hazar Denizi'nden faydalananlar; geniÅŸ parklarda vakit geçirenler göze çarpıyor. Fakat bundan da önemlisi Dağıstan genelinde sayısı artan eÄŸitim merkezleri, sanat kursları ve sayısı artan fakülteler.. Genç nesilin enerjisini sokaklara meydanlara parklara ve sahillere sevkeden bu eÄŸilim ciddi bir hareketliliÄŸin önünü açıyor. Dağıstan devlet üniversitesi, pedagoji bölümü mercan lavarslanova kültürel çeÅŸitliliÄŸe vurguda bulunuyor ama Türkiye'nin yeri belli ki ayrı;
"Okulumuzda farklı milletten öÄŸrencilerin örnek bir uyumu var. zaten Dağıstan'ın doÄŸal güzellikleri öÄŸrencilerin ders dışında da iyi vakit geçirmesini saÄŸlıyor. Türk diline de özel bir ilgimiz var. Hem Türkiye'deki akrabalarımız nedeniyle, hem de azerbaycan yakın olduÄŸu için hemenher fakültede Türk dili derslerinin olduÄŸunu söyleyebilirim. Gençlerimiz de tatillerini Türkiye'de geçirmeye çok hevesli"
ÖÄŸrenciler de ders dışında çalışmak deÄŸil gezmek hevesinde. Ä°çinde bulundukları çevrenin doÄŸal güzelliklerini doÄŸru yaÅŸlarında tanımak ve yaÅŸamak istiyorlar.
"Dersi sadece derste yaparız. Ders bitti mi gezmeye çıkarız, arkadaÅŸlarla eÄŸlenceli vakit geçiririz. Ülkemizin doÄŸal güzellikleri çok fazla. Hele de yaz gelince dersler ikinci plana düÅŸüyor açıkçası. Tabi öÄŸretmenlerimiz çok iyiniyetli, onlar da havalar güzelleÅŸince bizi hoÅŸgörüyorlar. Amerika'dan bile öÄŸrenci var bizde. Ve yabancılar da bizim gibi çok mutlu"
"Bizde hem daÄŸların ve ormanın yeÅŸili, hem Hazar denizinin mavisi ve uzun kumsallar var. Ä°ÅŸini iyi bilen hocalarımız var. Okumak için burayı seçen öÄŸrencileri yanlış karar almadıklarına ilk günden inandırıyorlar"
Uluslararası firmaların ortalıkta gözükmediÄŸi Dağıstan birçok alanda kendi markalarını üretmiÅŸ. Mahaçkala ve Derbend'de sayısı giderek artan eÄŸlence ve alışveriÅŸ merkezleri kendine has mekanlarla büyüyor.
Birkaç sene öncesinde Dağıstan'da araç trafiÄŸinin günlük yaÅŸamı etkilemesi tartışma konusu bile olamazdı. Fakat hem mahaçkale, hem de derbend'de araç sayısı artıyor. Onyıllar önce planlanmış dar yollar hızla büyüyen ÅŸehre cevap vermekte zorlanıyor. Hem trafik, hem de park sorunu yakın gelecekte Dağıstanlıların günlük dertleri arasına girecek gibi görünüyor.
GeniÅŸ coÄŸrafyasında tarıma elveriÅŸli alan açısından sıkıntı yaÅŸayan Rusya; bu noktadaki açığını kapatak adına eski sovyet ülkelerine olduÄŸu kadar güney bölgelerindeki cumhuriyetlerine de büyük ihtiyaç duyuyor. Batıyla yaçanan gerginlik sonrası hareket alanı kısıtlanan Rus tüketicisi, kısa süreli de olsa Türkiye'den bu ihtiyacı karşılama yoluna gitmiÅŸ. Fakat uçak krizi sonrası bu seçenekten de mahrum kalmıştı. Bu geliÅŸmelerden sonra baÅŸta rostov ve krasnodar olmak üzere güney bölgelerine ağırlık veren Rusya için Dağıstan'ın önemi büyük.. Halk pazarlarındaki üreticilere kulak veriyoruz:
"Patates, soÄŸan ve havuç konusunda fazlamız var eksiÄŸimiz yok. Elma, kayısı ve çilek gibi ürünlerde daha fazla yatırım ve daha fazla emek lazım. Fakat genel olarak Dağıstan toprakları her türlü sebze ve meyvenin yetiÅŸtirilmesi için idealdir. Ä°klim de buna uygun. Farklı ülkelerle, uzak Rus ÅŸehirleriyle alışveriÅŸimiz var. Bu da üreticiyi daima hareketlendiriyor. Tabii ki hem nakliye, hem de fiyat sebebiyle burada yaÅŸayanlar daha lezzetli ürünü daha ucuza yiyor. Kriz döneminde olduÄŸumuzu söylüyorlar ama ben geçmiÅŸle bugün arasında pek fark hissetmiyorum"
"Fiyatları konuÅŸuyorsunuz ama buradaki lezzeti aslında parayla almak mümkün deÄŸil. Krizden önce tabii ki dışarıya daha fazla mal yolluyorduk, ÅŸimdi biraz daha yerli tüketiciye çalışıyoruz. Patatesin kilosu 30 ruble. Mevsimine göre büyük ÅŸehirlerde bu fiyatın iki hatta üç katına çıktığı oluyor. Moskova'nın patatesi belaRus'tan geldiÄŸi için bazen oradan da ucuza temin edebiliyorlar"
Dağıstan pazarlarında sebzeden meyveye; et ürünlerinden süt ürünlerine birçok ürün köylerden geliyor. Tüketiciler de büyük ÅŸehirle kıyaslamayı önce bu ayrılcalık üzerinden gerçekleÅŸtiriyor.
"Domates de salatalık da daÄŸlardaki köylerden geliyor. Bizde salatalık iri ve lezzetli; hem de 40 ruble. Moskova'da çok daha incesi bu fiyatın iki katına satılıyor. Domates de aynı ÅŸekilde. Bu domatesi büyük ÅŸehirlerde 100 rubleye bulmanız mümkün mü?"
BaÅŸta moskova ve sen petersburg olmak üzere Rusya'nın büyük ÅŸehirlerinde artan hayat pahalılığıyla birlikte daha derinden hissedilen ekonomik kriz Dağıstan'da yerel üretim sayesinde ufak sıyrıklarla atlatılıyor. Halkın genelinde bir iyimserlik hakim:
"Åžu kalabalığı görüyorsunuz, böyle birt ortamda ekonomik krizden bahsedilebilir mi? Alıcılar memnun, satıcılar memnun. Çünkü ürün lezzetli ve fiyatler gerçek. ÅžiÅŸirilmiÅŸ fiyatlar yok burada. Moskova'da dolar geçer, bizde ruble. Orası tüketir biz üretiriz. En kötü ihtimal ürettiÄŸimizi yeriz. Bu nedenle de krizi çok hissetmeyiz"
"Sürekli çalıştığımız için günlük hayatta kriz var mı yok mu, çok anlamıyoruz. Ama buradan görüldüÄŸü kadarıyla herhangi bir kriz yok. Burada insanlar yiyeceÄŸi ürünü daha yakından görüyor. Zaten marketlere de malı biz veriyoruz. Orada daha pahalıya alacaklarına bizden ucuza alıyorlar. Meyve sebzede dışarıdan ürün geldiÄŸi oluyor ama et ve tavuk ürünleri bize sadece köylerden geliyor"
"Biz zaten tarım ve hayvancılığa dayalı yaÅŸayan, bu alanda çalışmayı seven bir toplumuz. Devlet de son zamanlarda bu iÅŸlerin üzerine daha fazla eÄŸilmeye baÅŸladı. Kendi ürünlerimizi kendi topraklarımızda ürettiÄŸimiz için en lezzetlisini en ucuza yiyebiliyoruz. Beslenmenin insan yaÅŸamındaki önemini düÅŸündüÄŸünüzde bu çok büyük bir avantajdır"
Fakat iÅŸsizlik de “çalışmak isteyene iÅŸ çok” diyerek içinden çıkılabilecek bir düzeyde deÄŸil. Halkların birbirine yakınlığı, ailevi iliÅŸkiler ve bireysel tarım seçenekleri sayesinde; büyük ÅŸehirlerde olduÄŸu kadar can yakmasa bile çözüm bekleyen büyük sorunlardan.
Ulusal gündeme terör saldırıları vesilesiyle gelen Dağıstan’da bu duruma gerekçe olarak gösterilen iÅŸsizlik, yerel yönetimin de üzerine en fazla ilgi gösterdiÄŸi baÅŸlıklardan. Rus medyasında savunulan görüÅŸlerde çok sık göze çarpan iddia, merkezden gelen kaynakların yerelde adaletli dağıtılmadığı yönünde. Buna ek olarak büyük Rus ÅŸirketlerinin de bölgede yatırım yapmaktan kaçınması Dağıstan’daki iÅŸsiz nüfusun artışına neden olarak gösteriliyor.
Kremlin de bölgedeki iÅŸsizliÄŸin siyasi sonuçlarını görüyor. Dağıstan’a ayrılan kaynağın yeni yatırımlarda ve teÅŸvik programlarında kullanılmasını önemsiyor, denetim mekanizmalarını sık sık bu noktada devreye sokuyor. Ülkenin doÄŸal zenginliklerini iÅŸleyerek komÅŸu cumhuriyetlere satan orta ölçekli sanayiciler krize raÄŸmen yeni iÅŸ imkanları için alan açabildiklerini belirtiyor. Küçük ve orta ölçekli iÅŸlerme sahiplerine göre çalışmak isteyen insan için iÅŸ çok
“Burada ürettiÄŸimizin bir kısımını Dağıstan içine, bir kısmını çeçenistan’a ve inguÅŸetya’ya yolluyoruz. Azerbaycan ve Moskova’yla da çalıştığımız oldu. LojistiÄŸi de biz saÄŸladığımız için insanlara her geçen yıl daha fazla iÅŸ imkanı sunuluyor. Ben Dağıstan’da iÅŸsizlik olduÄŸunu düÅŸünmüyorum. Çalışmak isteyen için iÅŸ var. hem de çok iyi ÅŸartlarda. Bakın ben bu ülkede yaşıyorum, rahat ve güvende yaşıyoruz. Terör sorunu olduÄŸunu düÅŸünmüyorum ki, iÅŸsizliÄŸin böyle bir soruna yol açtığını düÅŸüneyim”
Ä°ÅŸveren böyle diyor. Peki ya çalışanlar? Süt ürünleri tesisinde on yıla yakın süredir teknisyen olarak görev yapan Abdullah, iÅŸsizliÄŸin sorun olduÄŸunu kabul ediyor. Fakat eskisine göre daha rahat bir yaÅŸam sürüldüÄŸü düÅŸüncesinde..
“Ä°ÅŸsizlik tabii ki Cumhuriyet’in sorunu. Ä°ÅŸi olanlar mutlu, Dağıstan’ın güzel ikliminde rahat yaşıyorlar. Ama iÅŸsizler sıkıntılı. Onları da düÅŸünmek lazım. Yeni iÅŸ sahaları açılmalı. Nalçik de dahil olmak üzere bize uzak birçok yere ürün gönderiyoruz. Ä°ÅŸimizin çapı büyüdükçe daha fazla insan iÅŸ sahibi olacak. Bunu düÅŸünerek çalışıyoruz”
Ä°kibinli yılların başında yüzde 26’lara ulaÅŸan iÅŸsizlik oranlarının bugün yüzde 11’ler seviyesine düÅŸmesi bölgede yaÅŸayanları bundan sonrası için umutlu kılıyor. Ekonomistlere göre bölgenin doÄŸal gücü çerçevesinde tarımdan hayvancılığa kadar birçok alanda iÅŸ imkanları mevcut, buna Hazar denizinin bereketini de eklemek ÅŸart. Ä°ÅŸte o denizde fazla zaman geçiren bir Dağıstanlı’nın söyledikleri:
“Hazar Denizi’nden petrol de çıkar, uzun menzilli roket de buradan fırlatılır. Balığı da buradan tutarız. Demek ki burada her ÅŸey mümkün. Ä°ÅŸsizlik tabi ki büyük sorun. DiÄŸer Rus ÅŸehirlerine göre durumumuz daha zayıf. Moskova’da temizlik iÅŸçisinin kazandığını burada genel müdür alamıyor. Evet kira, yiyecek ucuz ama maaÅŸlar da aşırı düÅŸük”
Dağıstan’da yaÅŸanan iÅŸsizliÄŸin aşırı gruplara güç kazandırdığı iddiasını dillendirenler, büyük ÅŸehirlere göçün genç nüfus arasında yaygınlaÅŸtığını düÅŸünüyor. Fakat Derbend ve Mahaçkale’de sokakları dolduran gençler, yaÅŸadıkları memleketin doÄŸal güzelliklerinden duydukları memnuniyeti iÅŸsizlikle ilgili kaygıların üzerinde tutuyor.
“YavaÅŸ yavaÅŸ her ÅŸey yoluna giriyor. Devlet de birçok projeyi destekliyor, diÄŸer ülkelerde yaÅŸayan Dağıstanlı iÅŸadamları da buraya yatırım yapmaya baÅŸladı. Ä°ÅŸszilik sorun olmaktan çıkıyor. Zaten denizi, deniz kenarında yürümeyi, daÄŸlarımızı, ormanlarımızı çok seviyorum. Benim için iÅŸsizlik sorun olamaz”
“Ä°ÅŸsizlik tabii ki var. Paranız yoksa iÅŸ bulmanız zor. Ä°ÅŸ yapabilmeniz için para sahibi olmanız lazım. Ama turizm geliÅŸiyor, çevre ÅŸehirlerde de bir hareketlilik vart. Bunun biz gençlere olumlu yansıyacağını düÅŸünüyorum”
Peki enerji seçeneÄŸi iÅŸsizlik baÅŸta olmak üzere ekonomik sorunların çözmünde ne kadar fayda sahibi? Zira Kafkaslarda varlığı ispatlanan enerji kaynakları sadece bölgede yaÅŸayanların deÄŸil birçok farklı ülkenin ilgi alanında. Bölgede Rusya Federasyonu’na ait Dağıstan, hem yeraltı kaynakları hem de Hazar denizi vasıtasıyla büyük bir zenginliÄŸin üzerinde yer alıyor. Azeri akademisyenlere göre Hazar denizi dünya petrol rezervlerinin yüzde üçüne, dünya doÄŸalgaz rezervlerinin ise yüzde yedisine sahip. Rus yetkililer ise 60 milyon ton petrol çıkarabilmek için 2 milyar dolar harcanması gerektiÄŸine dikkat çekerek Hazar denizindeki petrolün çok derinde bulunduÄŸunu, fiyatlama bu kadar düÅŸükken harcanan çabanın çoÄŸu zaman yetersiz kaldığını ifade ediyor.
Bölgede gerçekleÅŸtirilen petrol arama ve çıkartma çalışmalarında Dagneft ve Dagestan, Gazprom ÅŸirketleriyle varlık gösteren yerel idare son yıllarda enerjiden elde ettiÄŸi geliri arttırdı. Fakat düÅŸen petrol fiyatları hemen her petrol ihracatçısı ülkede olduÄŸu gibi Dağıstan’da da planları bozdu. Vietnam’dan Azerbaycan’a kadar birçok merkezle enerji arama çalışmalarına imza atan Dağıstanlılar, piyasadaki krizin geçici olduÄŸu düÅŸüncesinde. Günlük yaÅŸamda ihtiyaç duyulan enerji ise Rusya’nın büyük ÅŸehirlerinden daha ucuz.
Dağıstan’ın enerji alanındaki avantajı sadece petrol ve doÄŸalgazla sınırlı deÄŸil. Cumhuriyete Sovyetler döneminden kalan barajlar da hem bölgenin yükünü çekiyor, hem de çevre cumhuriyetlere elektrik saÄŸlıyor. Sulak nehri üzerine kurulu çirkey barajı Rusya’nın en uzun kemerli barajı. Sovyetler döneminin sembol altyapı projelerinden. 250 megavatlık dört türbine sahip olan baraj toplamda 100 megavat kapasiteye ulaşıyor. Dağıstan’ın daÄŸlık bölgelerinden geçen avar kaysu nehri üzerinde ise Irganay Barajı var. 20 kilometrelik alana kurulu rezerv tesisinde 700 milyon metreküp depolayabilen baraj Sovyetler sonrası bölgeye kazandırılan örneklerden.
Uzak cumhuriyetlerin merkezden aldıkları bütçe desteÄŸi sık sık Rus politikacıları tarafından gündeme getiriliyor. Mevcut durumu tek taraflı deÄŸerlendirerek iç politikada kendilerine alan açan poltikacılara zaman zaman akademisyenlerden de destek geliyor. Oysa sınırlı yatırımla maksimum enerji kaynağı sunmaya çalışan Dağıstan örneÄŸi, saÄŸladığı siyasi avantajlar da gözönüne alındığında uzak cumhuriyetlerin merkeze olan desteÄŸini açık ÅŸekilde ortaya koyuyor .
Dağıstan Cumhuriyeti’nin BaÅŸbakan Yardımcısı Magomed Ä°sayev, Rusya Federasyonu’nun kurulmasıyla birlikte idare mekanizmasında görev almaya baÅŸladı. Turizmden ekonomiye; Moskova ile iliÅŸkilerden yabancı yatırıma kadar birçok baÅŸlıkta kritik dönemlerin idaresini üstlendi. Dünya Gündemi’nde Dağıstan’la ilgili eleÅŸtirileri cevaplayan isayev ülkesinin terörle birlikte anılmasından rahatsız. Ä°ÅŸte isayev’in söylediklerinden öne çıkan ifadeler:
“Bölgedeki terör tehlikesiyle ilgili bakışım net. Paris’i alın, Avrupa’yı, Türkiye’yi ya da Rusya’yı. Birkaç yer dışında dünyanın neresine giderseniz gidin tam garanti altında deÄŸilsiniz. Elbette ki turist adrenalin ister, heyecan ister ama güvenlik de ister. Bu nedenle tüm dünyada olduÄŸu gibi bizde de güvenlik önelmlerine büyük önem verilir. Doksanlı yıllarda ağır dönemler yaÅŸadık. Hatta ikibinli yıllar da güvenlik açısından zor geçti. Ama ÅŸimdi size psikolojik planda, kültürel planda, ekonomik planda gördüÄŸümü söyleyeyim: Artık o tehlikeli günler geride kaldı. Bir örnekle açayım. Eskiden zafer bayramlarında sokaklar bomboÅŸ, alanlar kimsesiz kalırdı. Ä°nsanlar dışarı çıkmaya korkardı. Ama son zafer bayramlarında ÅŸehir sokaklara taÅŸtı. Büyük kalabalıklarla gerçekleÅŸtirdik kutlamaları. Yani Dağıstan yavaÅŸ ama güvenli bir ÅŸekilde hayata dönüyor”
“Dağıstan’ın rahata huzura ermesinden rahatsız olan kesimler var. Bu memleketteki güzelliklerin öne çıkması bu kesimleri kaygılandırıyor. Oysa burada görkemli daÄŸlarımız, tarihi mekanlarımız, uzun kumsallarımız var, bunları görmeliler. Ve unutmayın her ÅŸey daha ucuz. Bugün deniz kenarında bir otelde 20-25 dolara kalabiliyorsunuz. Dağıstan’ın lezzetli mutfağını çok hesaplı ÅŸekilde deneme imkanı buluyorsunuz.”
“Yabancı yatırıma daha fazla yöneldik. Rusya içinden olduÄŸu kadar komÅŸularımızdan da faydalanmaya çalışıyoruz. ÖrneÄŸin Azerbaycan. Hazır bekleyen projelerin sayısı yirmiyi buldu. Altyapı bizde eksiksiz. Azeri yatırımcı giderek daha fazla bölgede varlık göstereck. Sebze meyve baÅŸlığında ciddi hamleler gerçekleÅŸtirdik. SoÄŸuk hava depoları, nakliyat ve üretim gibi konularda yaptığımız yatırımları büyütüyoruz. Bunların hepsi iÅŸsizliÄŸi ertiecek güçte adımlar. Ä°ÅŸsizliÄŸin sosyal ve siyasal sonuçlarının yaÅŸattığı olumsuzlukları iyi biliyoruz. Sovyetler döneminde üretimin yıldızıydı bu topraklar. YavaÅŸ yavaÅŸ da olsa o günlerin hareketliliÄŸine dönmeye çalışıyoruz. Fakat tüm bunlar olurken Hazar denizi’nin kıyısında olduÄŸumuzu da unutmuyoruz. Endüstriyel hamlemizin ekolojik dengeye zarar vermesine müsaade etmeyiz, denetimlerimiz çok sert.”
“Ä°ÅŸsizlik dediÄŸinizde ÅŸahsi tecrübelerimden örneklerle cevaplamayı daha uygun bulutum. On yıllardır devlet hizmetindeyim. Ä°nanlar gelir ve devletten maaÅŸ alabileceÄŸi bir iÅŸ ister. Üretim yapayım, tarlamı ekip biçeyim diyene rastlamadım. Oysa cumhuriyetimiz doÄŸal kaynaklar açısından o kadar zengindir ki, her vatandaşımız hiçbir kötü iÅŸe sapmadan huzur içinde hayatını kazanabilir. Ama önce bunu istemesi lazım tabii ki”
“KomÅŸu bölgelerde çok büyük çatışmalar yaÅŸandı, savaÅŸa varan gerginlikler oldu. Hala da bu tehlikeyle yaÅŸayan komÅŸularımız var. Oysa biz burada onlarca farklı halk barış içinde yaÅŸamayı, Birbirimize saygı duymayı ve iktidarı paylaÅŸmayı biliyoruz. Bunu buraya gelenler görüyor, bundan sonrasında da misafir etmek istediÄŸimiz insanların bunu yerinde görmesini istiyoruz. Misafiri çok severiz. Hiçbir ÅŸeyin garantisi yok dedim ama bunun var. Allah korusun doÄŸal felaketler ve insan iÅŸi kazaların dışında hiçbir misafirimizin buradan kötü duygularla ayrılacağını düÅŸünmüyorum. Tabii ki turizm altyapısı olarak sizin ülkenizle yarışamayız. O kadar büyük tecrübemiz de yok. Ama misafir bizim için çok deÄŸerlidir. BaÅŸka yerde bulamayacakları sıcaklığı veririz, ruhumuzu açarız misafirimize.”
Yüzyıllardır farklı etnik gruplara evsahipliÄŸi yapan Dağıstan’da nüfus ağırlığı müslümanların. Bu ağırlık günlük yaÅŸamdan, devlet idaresine kadar her aÅŸamada göze çarpıyor. Üst düzey devlet görevlilerinin çalışma ofislerinde Mekke ve Medine’den getirilen tablolar, levhalar mevcut. Çalışma saatleri birçok yerde ibadet saatlerine göre ayarlanıyor. Fakat slav kökenli Ruslar için Kiliseler, Yahudiler için Sinagoglar da faaliyetlerini sürdürüyor.
Ä°slam’ın Rusya’ya ilk giriÅŸinin derbent üzerinden olması Dağıstan cumhuriyeti’nde yaÅŸayan Müslümanlar için gurur kaynağı. Ülkenin ilk camisinin Derbent’te bulunması sadece Rusya için deÄŸil, dünya Müslümanları için de kayda deÄŸer.
Camii görevililerinden Ferhat Bey ne Ä°slam içindeki mezhep farklılıklarının, ne de farklı dinler arasındaki muhtemel uyuÅŸmazlıkların bu tarihi gerçeklik karşısında önemi olmadığını savunuyor:
“Her milletten her dinden misafirimiz var. Burada hem Åžiiler hem de Sünniler namaz kılar. Arapçada söylendiÄŸi gibi ‘leys ül fark’ yani fark yok, olmamalı."
Ä°kibin metrekare üzerine kurulu camiide aynı anda 6 bin kiÅŸi namaz kılabiliyor. Sovyetler BirliÄŸi döneminde hapishane olarak kullanılan camii bünyesinde 600 yıl önce inÅŸa edilmiÅŸ medreseler de hizmet veriyor. Yüzde doksanından fazlası Müslüman olan Dağıstan'da beÅŸyüze yakın kuran kursu ve yüze yakın medrese bulunuyor. Çarlık döneminde 1700 camiye evsahipliÄŸi yapan Dağıstan, ibadet açısından Sovyetler sonrasında büyük bir rahatlama içine girdi
Bundan yirmi yıl önce inÅŸa edilen merkez camii 17 bin kiÅŸinin aynı anda ibadet etmesine yetecek alanıyla Avrupa’nın en büyüklerinden. Cemaat Türkiye'nin inÅŸa sürecindeki desteÄŸini unutmamış..
"Camiyi Türkler yaptı. Sovyetler'in çöküÅŸünden hemen sonraydı. Åžimdi ÅŸartlar farklı tabi. O zamanlar bu büyüklükte bir cami yapılacağını hayal dahi edemezdik. Türk kardeÅŸlerimize müteÅŸekkiriz. Buradan hacca giderken de antep'te konaklıyoruz. Bize büyük misafirperverlik gösteriyorlar. Rusya ile krize de çok üzüldük. Türkiye bizim için ayrı bir yere sahip"
"Ne eÄŸitim ne de ibadetle ilgili bir sıkıntımız yok çok ÅŸükür. Din adamlarımız da her zaman ve her koÅŸulda eÄŸitimin sürmesini büyümesini amaçlıyor. Bu yönde telkinlerde bulunuyor. Rusya ile Türkiye gerginliÄŸi bizi ilgilendirmiyor. Biz müslümanız, biz biriz. Olaylara bakışımız farklı deÄŸil"
Sayısı eskisi kadar fazla olmasa da Hazar Yahudileri Dağıstan'daki varlığını sürdürüyor. Derbend'in merkezinde bulunan sinagog herhangi bir protesto olayıyla karşılaÅŸmamış. Cemaatin büyük bir bölümü Türkçe konuÅŸuyor, hem Dağıstan kültürü hem de yahudi inanışına ait gelenekler sergileniyor. Merkezde çocuklar için yatılı bir bölüm de bulunuyor. Kültürel etkinliklerin yanısıra eÄŸitimin de öne çıkarıldığını belirten Salomon Azeroviç sinagogun onlarca yıllık hahamı.
"Burada halklar barış içinde yaşıyor. Biz de birlikte. Sovyetler döneminde bile din baskı altındayken ibadetimizi gerçekleÅŸtirirdik. Bayramlarımızı hep birlikte kutladık. Dağıtsan'da insanlar barışçıdır, sevecendir. Hiçbir ayrımcılık görmüyoruz"
Dağıstan'ın Araplar tarafından fethi hala bölge için büyük önem taşıyor. Zira bu sefer esnasında hayatını yitiren sahablerin mezarı da Derbend'de kırklar ismiyle bilinen mekan yurt dışından gelen ziyaretçilerin de ilgi odağında. Gün boyunca hiç bir karşılık beklemeden mezarların başında ziyaretçilere yardım eden magomed gençliÄŸinde Dağıstan'ın ünlü boksörlerinden biriymiÅŸ. EÅŸini ve çocuklarını bir kazada kaybettikten sonra sahabe mezarlarına gelmiÅŸ ve o günden sonra evine geri dönmemiÅŸ..
"Bu mezarlar bize emanettir. Peygamberimizin derbend'in alınmasıyla ilgili vasiyetini yerine getirmek için insanüstü bir çabayla savaÅŸtılar. Her biri elli-yüz kiÅŸilik gruplarla savaÅŸtı. Ä°nançlı insanlar için sahabe baÅŸka bir yerdedir. Bizim gibi deÄŸillerdir. Biz bu emanete canımız gibi bakmaya devam edeceÄŸiz"
Dağıstan'da tüm bu anlattıklarım olmasa; daÄŸlarını yaran nehirleri, Hazar denizi, gür ormanları olmasa, hatta Sibirya'nın insandan uzak milyonlarca kilometrekarelik boÅŸluÄŸunda bir yerde kaybolsa; yine de baÅŸtacıydı. Keza Dağıstanlının sıcaklığı, derinliÄŸi, kalender tavrı her türlü doÄŸal ve tarihi güzelliklerin üzerinde.
Henüz yorum yapılmamış.