Sosyal Medya

Kürsü

D. Mehmet DoÄŸan- Mesele hilafet meselesi...

D. Mehmet DoÄŸan- Karar



Ä°ÅŸ Bankası’nın sermayesindeki Mustafa Kemal PaÅŸa’nın payı konusu açıldığında sorulması gereken ilk soru ÅŸu: PaÅŸa bu meblağı nereden buldu?
 
Bu sorunun cevabı alınınca sıra ikinci soruya gelecek…
 
Hâfıza zafiyeti umumî karakterimiz… Yakın tarih konusunda hâfızamız daha zayıf. Çünkü bu dönemle ilgili olarak (hâlâ da) inkılap tarihi tedrisatından geçiriliyoruz. Ä°lk mektepten baÅŸlıyan yüksek tahsilde de devam eden zorunlu bir tedrisat bu. Nas hükmünde malûmat sürekli tekrarlanıyor ve zihinlere yerleÅŸiyor. Hakikate ulaÅŸmak okumakla mümkün. Türkiye’de kitap okuma oranının bir aralar on binde üç olduÄŸunu duymuÅŸtum. Yani sadece on bin kiÅŸide üç vatandaÅŸ kitap okuyor! Bu da seksen milyonda ÅŸu kadar kiÅŸi eder. (Galiba 24 bin kiÅŸi) Bunların kaçta kaçı bu konuyu dert edinmiÅŸ olabilir?
 
***
 
Ä°ÅŸ Bankası meselesinin aslını merak edenler de çıkabilir elbette. Bu mevzu karmaşık, bu mevzu derin… Bir ucu Hindistan Müslümanlarına gidiyor. Atatürk’ün Ä°ÅŸ Bankası sermayesindeki payı Hindistan Hilafet Komitesi’nin esir halifeyi kurtarmak maksadıyla toplayıp Mustafa Kemal PaÅŸa’ya ulaÅŸtırdığı para. Bu parayı PaÅŸa nedense BaÅŸkent Ankara’da ekonomik bir teÅŸebbüs için Ä°ÅŸ Bankası’na sermaye olarak yatırıyor. Vasiyetinde de “Mâlik olduÄŸum bütün nukut ve hisse senetleriyle Çankaya’’daki menkul ve gayrimenkul emvalimi Cumhuriyet Halk Partisi’ne âtideki ÅŸartlarla terk ve vasiyet ediyorum” diyerek kendi kurduÄŸu ve ebedî ÅŸefi olduÄŸu partiye bırakıyor. Tabiî bu meblağın nemasından bazı yakınlarına ve hatta (ve nedense) Ä°nönü’nün çocuklarının yetiÅŸtirilmesine de maaÅŸ baÄŸlanmasını kayda geçiriyor. Esas olarak da Dil ve Tarih kurumlarına kalan gelirin yarı yarıya paylaÅŸtırılmasını vasiyet ediyor.
 
Türkiye’de çok partili hayata geçilmemesi halinde bu vasiyetin bir hükmü olmalıdır. EÄŸer Atatürk bütün milletin ortak deÄŸeri ise, onun sadece Halk Partisi’ni gözeten vasiyeti anlamını kaybeder. Nitekim 1950’lerden itibaren bu konu ile ilgili düzenlemeler yapılmış, son olarak da 12 Eylül rejimi Dil ve Tarih kurumlarını resmî bir çatı altında toplayarak vasiyette söz konusu meblağın bu kurumlara aktarılmasını düzenlemiÅŸti.
 
Dönelim tarihe: Hindistan Müslümanları Ä°ngiliz boyunduruÄŸundan kurtulmak için Hilafet kurumuna merkezî bir konum atfetmiÅŸlerdi. Bundan sonrasınıTürkiye Cumhuriyeti Tarihine GiriÅŸ kitabımızdan aktarıyoruz:
 
“Hindistan Müslümanlarının hilafetin ilgası sonucunda Ä°slâm etkeninin bir kenara itilmesi karşısında duydukları infial kendi bağımsızlıkları yolunda önemli bir desteÄŸi kaybetmelerinden kaynaklanıyordu. O sıralar, Kızılay temsilcisi Antalya Mebusu Rasih Efendi Hindistan’dadır. Komite baÅŸkanı Muhammed Ali daha sonra Ä°ÅŸ Bankası’nın kurulmasında kullanılacak son nakdi yardımı verirken kararın gözden geçirilmesi teklifinin M. Kemal PaÅŸa’ya iletmesi arzusunu dile getirir. Rasih Bey, dönüÅŸünde bu arzuyu ifade edince, M.Kemal PaÅŸa sert bir ÅŸekilde artık bu meselenin gündeme gelebilmesinden rahatsızlığını dile getirir.
 
Kızılay heyeti ile Hindistan’a giden Rasih Efendi TBMM mensubu olduÄŸu için heyecanla karşılanır. Büyük miktarda yardım toplanır. Rasih Efendi Delhi’de Cami-i Kebir’de Cuma namazı kıldıracaktır. Hutbeye baÅŸladığı anda Ä°ngilizler Hilafet’in ilga edildiÄŸi haberini yaymaya baÅŸlarlar. Her kafadan bir ses çıkar, bazıları Türk heyetinin üzerine yürür. Müslüman cemaatinin galeyanından heyeti Ä°ngilizler kurtarır.
 
Hindistan müslümanlarının Türkiye’de yürütülen Millî Mücadeleye yardımları ve bu yardımların kullanılış ÅŸekli tartışmalara yol açmıştır. Hind müslümanları, bu yardımları açıkca Osmanlı Hilafeti’nin ve hatta Saltanatı’nın kurtarılması için yapmışlardır. Mustafa Kemal de Millî Mücadele boyunca bundan baÅŸka bir ÅŸey söylememiÅŸtir. Hind müslümanları büyük bir samimiyet ve ümitle müslüman olmayan kesimleri de etkileyerek mitingler düzenlemiÅŸler, boykotlar yürütmüÅŸler, böylece Ankara yönetimine siyasi destekle birlikte, çok ciddi miktarda para yardımında da bulunmuÅŸlardır.
 
***
 
Son sadrazamlardan Ahmet Ä°zzet PaÅŸa’ya göre,
 
“Büyük bölümü senet ve resmî muamelelere baÄŸlanmadan güvene dayalı olarak, bu din ve millet fedaisine (!) teslim edilen çok miktardaki akçenin bir bölümü ülke için harcanmış olsa bile, asıl önemli bölümü PaÅŸa’nın elinde kalmış ve arzu ve ihtiraslarını uygulamak ve bu yüzden ortaya çıkması kaçınılmaz olan muhaliflerini kırmak için muhtaç olduÄŸu bendeler çevresini oluÅŸturmak için kullanılmıştır.”
 
A. Ä°zzet PaÅŸa, “Kuvvetle rivayet olunduÄŸuna göre Ä°ÅŸ Bankası bu para ile kurulmuÅŸ ve sırdaÅŸlar, önemlerine göre, bankanın hisse senetleriyle taltif edilmiÅŸlerdir” diyor ki, Ä°ÅŸ Bankası’nın kurulmasında Hind müslümanlarının gönderdiÄŸi paranın kullanıldığı bugün artık bilinmektedir. Ä°zzet PaÅŸa ÅŸöyle devam ediyor:
“Daha sonra hilafet ve diyanetin kaldırılması ve zayıflatılması bu çevrenin eseri olduÄŸuna göre, müslümanların gönlünden kopmuÅŸ olan bu cömertce yardımların tamamen amaçlarına aykırı yerlere harcandığı görülür… Hind Ä°slâm Cemaati lideri Mevlana Muhammed Ali merhum -ki para yardımı onun aracılığıyla yapılmaktaydı- cemaata hesabını vermek üzere, Ankara’ya giderek gönderdiÄŸi paraların makbuzunu isteyince, vermekten kaçınılmış ve Millî hareketin baÅŸarısı için tasavvurun üstünde çaba gösteren bu biçare namuslu adam da, bu darbenin etkisiyle az zaman sonra vefat etmiÅŸtir.” (Ahmet Ä°zzet PaÅŸa’nın hatıraları: Feryadım C. II,  sf. 216) 
 
Ä°kinci soru ve cevabı bir sonraki yazımızın konusu…

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.