Güncel
Abdurrahman Dilipak / Suudi gazeteci
Abdurrahman Dilipak - Suudi gazeteci
Suudi Arabistan Ä°stanbul BaÅŸkonsolosluÄŸu’na 2 Ekim’de girmesinden sonra haber alınamayan Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı’nın öldürülüp cesedinin de parçalanması iddiası gündemdeki yerini koruyor.
Kaşıkçı ailesi Kayseri kökenli bir Suudi ailesi. Cemal Kaşıkçı ABD’de yaÅŸayan bir gazeteci.
Kaşıkçı deyince ilk akla gelen isim Adnan Kaşıkçı. Kamu, Kaşıkçı adını yeÄŸeni El Fayed’in, Lady Diana ile beraberliklerinin ardından suikasta kurban gitmesi ile duydu. Son kez Ä°stanbul’da yılbaşında BoÄŸazdaki terör eyleminde ölenler arasında da bu aileden biri vardı.
Peki, Cemal Kaşıkçı’nın dayısı Adnan Kaşıkçı kimdir? O 1935 yılında Mekke’de varlıklı bir ailenin çocuÄŸu olarak dünyaya geldi. Mısır’da iyi bir eÄŸitim aldı.. 17 yaşında ABD’ye gitti. Orada ekonomi okudu. 20 yaşında, ülkesinin ordusuna Amerikan kamyonları saÄŸlayan bir sözleÅŸmeye imza atarak bir yandan öÄŸrenimini sürdürürken ticaret hayatına baÅŸladı. Bu onun iÅŸ dünyasında yeni kiÅŸilerle tanışmasına zemin hazırladı. Ardından Amerikan otomobil sanayinin Suudi Arabistan ve Mısır gibi Arap ülkelerinde temsilcisi oldu. Ardından savunma sanayine el attı.
Chrysler ve Rolls Royce gibi markalar yanında Suudi Arabistan’da ve diÄŸer Arap ülkelerinde çok sayıda Amerikan ve Ä°ngiliz otomobil firmasının temsilciliÄŸini üstlendi. 25 yaşına geldiÄŸinde Soraya ile evlendi ve 5 çocuk sahibi oldu. Zaman içinde 50’ye yakın ÅŸirketi ile yüz milyonlarca doların sahibi oldu. Kaşıkçı’nın ilerleyen yıllarda çeÅŸitli rüÅŸvet olaylarına adı karıştı. Ä°lk hanımından boÅŸandıktan 4 yıl sonra Ä°talyan Lamia Biancolini ile evlendi ve ondan da bir çocuk sahibi oldu. Kaşıkçı, Ä°ran- Nikaragua/Contra olayı ile adından bir kez daha bahsettirdi. Bu olaydan sonra Filipinler’de baÅŸka bir kirli olaya adı karıştı ve ABD ile arası açıldı.
Hareketli hayatı ile jet sosyetede de adından söz ettiren iÅŸadamı Adnan Kaşıkçı yaÅŸadığı Londra’da 6 Haziran 2017’de 81 yaşında öldü.
Konu ile ilgili hâlâ net bir bilgi yok. Kuzeni Mutasım Kaşıkçı, ailesinin, Cemal Kaşıkçı’nın öldürüldüÄŸü yönündeki söylentileri yayan kiÅŸiler hakkında hukuk yoluna baÅŸvuracaklarını söylerken, Kaşıkçı’nın büyük oÄŸlu ve hukuk danışmanının, Kaşıkçı’nın niÅŸanlısı olduÄŸunu söyleyen Hatice Cengiz’i eleÅŸtirmesi dikkat çekici.
Kaşıkçı ailesi yaÅŸananlardan Suud hükümetini suçlama konusunda isteksiz davranıyor. Bunun aile fertleri ve onların servetleri konusunda risk oluÅŸturmasından korktukları söyleniyor.
Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı’nın niÅŸanlısı Hatice Cengiz, Amerikan Washington Post gazetesine yazdığı makalede, “Åžu bir gerçek ki Cemal o binaya girdi ve çıktığına dair hiçbir delil yok” diyor.
Daha bugünden olayla ilgili ABD, Ä°ngiltere, Ä°srail, BAE ve Mısır’ın adı geçiyor. Bu olayda asıl hedefin Türkiye olduÄŸunu söyleyenler var. Cinayet iddiası ile ilgili olduÄŸu düÅŸünülen iki özel jet geliyor ve daha sonra bunlar BAE ve Mısır’a gidiyor. Kaşıkçı ABD’den geliyor. ABD’deki Suud elçiliÄŸi Kaşıkçı’yı Türkiye’ye yönlendiriyor. Kaşıkçı ilk müracatında iyi karşılanıyor ve Ä°ngiltere’de iken aranıyor. Geldikten sonra da konsolosluÄŸa giriyor ve kendisinden bir daha haber alınamıyor.
Yabancı bir ya da birkaç ülkeden gelen birileri Ä°stanbul’a geliyor. Ä°ddiaya göre bir baÅŸka ülkenin konsolosluÄŸunda bir cinayet iÅŸleniyor ve bu cinayetin failleri ellerini kollarını saÄŸlayarak geldikleri gibi gidiyor. Kaşıkçı’nın niÅŸanlısını tanımıyoruz. S. Zaim Üni’de, uluslararası iliÅŸkiler okumuÅŸ. Umman konusunda çalışmış. Kaşıkçı’yla nasıl tanıştı bilmiyorum. Bu kız ve ailesi hakkında fazla bir bilgim de yok. Bu hanım aynı zamanda baÅŸörtülü.
Kaşıkçı Suudi rejimine muhalifti. Washington Post da yazıyordu. ABD bir yandan yönetimle iyi iliÅŸkiler içinde iken aynı zamanda bir muhalife de ABD’nin en tanınmış gazetesinde yazma fırsatı veriyordu.
ABD istihbaratı aslında Kaşıkçı’yı izlemiÅŸ ve dinlemiÅŸ. Suudiler bir ÅŸekilde Kaşıkçı’yı Suudi Arabistan’a göndermek/götürmek istemiÅŸler. Ama ne oldu ise, sonrası ne olduÄŸunu bilmiyoruz.
Bu konu Türkiye’de yaÅŸandı. Bu bir yandan da Türkiye’ye yönelik tehdit anlamı taşıyabilir.
Bakalım MÄ°T, Emniyet bu olayı çözebilecek mi? KuÅŸkusuz olay yerinin bir diplomatik merkez olması ciddi bir mesele.. Bu konuda somut bilgi ve belgelere ulaşılabilirse bu konuda Ä°nterpol de devreye girecektir. Olayın gerçeÄŸi ortaya çıktıktan sonra belki konu Uluslararası Ceza Mahkemesine de gidebilir.
Ankara’nın bu iÅŸin peÅŸini bırakmaması gerek. EÄŸer cesed bulunursa, cenaze namazı konusunda, eÄŸer Kaşıkçı dini açıdan sorun yoksa geniÅŸ bir katılımla cenaze namazı kılınabileceÄŸi gibi, yine eÄŸer Türkiye’de topraÄŸa verilecekse; mezarı bu vahÅŸeti mahkum etmek ve hafızalara kazımak için bir anıt mezara dönüÅŸtürülebilir.
Kaşıkçı olayı ile eÅŸzamanlı olarak Ä°nterpol’ün baÅŸkanı da Çin’de havaalanına indikten hemen sonra ortadan kaybolmuÅŸtu. Çin polisinin Çinli Ä°nterpol baÅŸkanını gözaltına aldığı anlaşıldı. BaÅŸkan gözaltında iken de görevinden istifa ettiÄŸini açıkladı.
Daha önce Rusya ve Ä°ngiltere arasında böyle bir suikast sorunu yaÅŸanmıştı. Bugün Türkiye ile Suudi Arabistan arasında böyle bir sorun yaÅŸandı. Yarın benzer olaylar baÅŸka ülkelerde de yaÅŸanabilirler.
Bu konuda daha bir sürü komplo sözkonusu. Biliyorsunuz bir Arap NATO’su konuÅŸuluyor. Arap NATO’su kime karşı olacak. Hiç ÅŸüpheniz olmasın, Ä°ran ile birlikte Türkiye hedefte olacak. ABD ve Ä°srail; Türkiye, Rusya ve Ä°ran’ı; Irak ve Suriye’de istemiyor. ABD burada Åžii koridoru ve Kürt koridoru deÄŸil, ÅŸimdi bir Amerikano Arap koridoru kurmaya çalışıyor ve bunu da Arap NATO’su dedikleri yapıyla gerçekleÅŸtirmek istiyor.. Bu askeri yapının insan kaynakları büyük ölçüde Mısır ordusundan karşılanacak. Bu ordu, Yemen’de de görev yapacak tabii. Bu ordunun hedefinde iki ülke daha var. Onlar da Katar ve Kuveyt. Bu iki ülke bir ÅŸekilde bu birliÄŸe katılmaya zorlanacak..
Bu Kaşıkçı olayının da bu anlamda Türkiye ile Suudi Arabistan arasında çıkarılmaya çalışılan krizlerden ilki olduÄŸu iddiası da söz konusu.
28 Haziran 1914’te Avusturya-Macaristan Veliaht Prensi Franz Ferdinand eÅŸi Sofia ile birlikte Saraybosna’da Sırp milliyetçisi Gavrilo Princip tarafından öldürüldü. Suikasttan birkaç hafta sonra da 1. Dünya Savaşı baÅŸladı. Bu süreç yarın siyasilere yönelecek olursa, yeni bir dünya savaşına uzayan krize dönüÅŸebilir.. Zaten öncü bazı suikastlar yaÅŸandı. Lider seviyesinde bir suikast, süreci içinden çıkılmaz ve geri dönülmez hale getirebilir. Bu durum “Tanrıyı kıyamete zorlamak” isteyenler için bir fırsat olabilir. Selâm ve dua ile.
Henüz yorum yapılmamış.