Kürsü
Ä°brahim Tenekeci- Mecburi istikamet
Follow @dusuncemektebi2
Ä°brahim Tenekeci- Yeni Åžafak
Ortak ÅŸikâyetlerden, müÅŸterek dertlerden biri de saygı eksikliÄŸi. Saygısız insanların açtığı yaralar, yaptığı fenalıklar. Yollarda, iÅŸ ortamlarında, sosyal medyada. Günlük hayatımızın her ânında ve alanında. Emniyet ÅŸeridini kullananların çokluÄŸu, gittiÄŸimiz yeri göstermesi açısından bir fikir veriyor.
Saygısızlığın yanına bir de sevgisizlik gelirse ne olur? Özellikle son yıllarda, bunun nasıl bir ÅŸey olduÄŸunu hep birlikte görüyor ve yaşıyoruz. Sonuçlar üzücü.
Hemen söyleyelim: Saygı, sevgiden önce gelir. Sevgide kusur olur, saygıda olmaz.
Sevgi gönül iÅŸidir. Bazı kimseleri gönlümüz almaz. Kaderimizde, ömür serüvenimizde yoktur o. Yazılmamıştır. Bazılarını da sevmekten vazgeçmeyiz. Hatalarını, yanlışlarını gözümüz görmez.
Saygı, mecburi istikamettir. Takip mesafesini korumaktır. Sadece bizim hayatımız ve haysiyetimiz yok. Herkesin bir hayatı ve haysiyeti var. Tek dertli, sevinçli, bilgili veya istekli biz deÄŸiliz. Evet, mesafeyi korumak ve aradaki boÅŸluÄŸu baÅŸka bir ÅŸeyle doldurmamak. O boÅŸluk öylece kalsın, kalmalıdır.
‘Mecburi istikamet’ dedik. Uzak durduÄŸumuz, hoÅŸlanmadığımız insanlara bile saygı göstermek zorundayız. Saygı, herkesin hakkını ve hukukunu gözetmektir. Ortak buluÅŸma noktasıdır. Zalimler, hainler ve maneviyata hasımlık edenler hariç. Karıştırmayalım.
***
Sadece kendine çalışanların ödüllendirildiÄŸi bir ortamda, muhitte yaşıyoruz.
Ä°ÅŸini sevdiÄŸini söyleyen insanların baÅŸkalarına yaptığı eziyetlere çok sık ÅŸahit oluyoruz.
Korkudan kaynaklanan, menfaatten beslenen saygıyı artık tanıyoruz. Çünkü sürekli deÄŸiÅŸiyor. Çıkar kimde ve neredeyse, oraya dönülüyor. Övgü dolu sözler eÅŸliÄŸinde.
Altını çizelim: Saygıyı hep büyükler küçüklerden, üsttekiler alttakilerden bekliyor. Yukarda olan, aÅŸağıda bulunandan. Böyle bir saygı taliplisinin olsun.
Elbette büyükleri saymak, onların izzetini korumak ÅŸart. Büyüklerin de küçüklere özenle, rikkatle ve hakkaniyetli yaklaÅŸması gerekiyor. Bu da saygıdır. Sevgi tek taraflı olabilir, fakat saygı karşılıklıdır.
Gülü kokluyor, beÄŸenirse kırıp alıyor. SevdiÄŸi çiçekleri toplayıp demet yapıyor. Solup gidiyor hepsi. Ölüyorlar.
Büyüklerin küçüklere yaklaşımı çoÄŸunlukla ve maalesef böyle. Özellikle yazı dünyasında. Yolun sonunda, yalnızlıktan veya vefasızlıktan ÅŸikâyet etmeleri de manidar.
***
Daha saÄŸlam diye birçok ÅŸeyin eskisini arıyor ve alıyoruz. Eskiden kalma olan iyidir, kıymetlidir. Sözümüzün içini dolduralım: Sınanmış dostluklar, yıkılmamış gelenekler, bizi muhafaza altına alıp koruyan deÄŸerler. Evet, koruyan. Biz onları korumayız, onlar bizi korur.
Ä°stikamet ve itaat bahsini birbirinden ayıramayız. Bütün bu yazdıklarımıza raÄŸmen, saygı ve sevgi de öyledir.
‘Saygısız ağız anahtarsız açılır’ derler. Her konuda fikri olan, durmadan hesap soran bir kimseden saygı bekleyebilir miyiz? Her ÅŸeyi biliyor, yalnızca haddini bilmiyor. Artık sevgi de uzağında kalmıştır.
Saadettin Acar iyi yazmış: “Hesap sormadan evvel, hesap vermeye hazır olmalıyız.” (Ä°lim ve Ä°rfan dergisi.) Ä°ÅŸte buna herkes yanaÅŸmaz. Olgunluk, buradan baÅŸlıyor gibi.
Saygı, emeÄŸi incitmemeyi öÄŸütler bize. Hemen yıkmaya, karalamaya giriÅŸmeyiz.
KonuÅŸanları dinler, susanları rahatsız etmeyiz. Nihayetinde saygı duyulan, sevgi gösterilen bir ÅŸeydir.
Her daim ‘hürmet’ diyoruz. Bu kelimeyi çok sık kullanıyoruz. Saygı ve sevginin bir araya gelmesi, beraber olması, hürmetin kapısını açar. Bir derinlik oluÅŸur. En güzeli budur.
Hürmet ederim efendim.
Henüz yorum yapılmamış.