Sosyal Medya

Kürsü

Halime Kökçe- Küre ittifakına ne olacak?

Halime Kökçe- Star



ABD BaÅŸkanı Trump, göreve geldikten sonra ilk resmi ziyaretini Suudi Arabistan'a gerçekleÅŸtirmiÅŸti. Ardından da Ä°srail'e geçmiÅŸti. Dünya medyasında bolca yer alan Kral Selman ve darbeci Sisi'nin olduÄŸu o meÅŸhur küre fotoÄŸrafı ve kılıç dansı da bu ziyarette gerçekleÅŸmiÅŸti. ABD'nin yeni OrtadoÄŸu tasarımının ÅŸekillendiÄŸi bu seyahatten önce, Trump'ın aynı zamanda danışmanı da olan damadı Jared Kushner, Suud ve BirleÅŸik Arap Emirlikleri'nin veliahtlarıyla Siyonist planın nasıl tamama erdirileceÄŸi ve petrol zengini bu ülkelerin nasıl soyup soÄŸana çevirecekleriyle ilgili toplantılar yapıyordu. ABD BüyükelçiliÄŸinin Kudüs'e taşınması, Filistinlilerin topraklarına geri dönüÅŸünü engelleyen Yahudi Ulus Devlet Yasasının çıkarılması vs, Trump'tan çok Suud ve BAE'nin sadece kendi ikbaline odaklanmış hırslı veliahtlarının yanında ABD ve Suudi Arabistan'ı velinimeti gören, halkının üzerine kurÅŸun sıkmış darbeci Sisi sayesinde mümkün oldu. Hepsinin ortak yönü, Filistin davasını ve Müslüman halkların Batı'ya karşı kolektif iradelerini esas alan Müslüman KardeÅŸler'e karşı kendi iktidarlarını muhafaza edebilmek için durmadan Batı'ya yaltaklanmaları. Ve tabii bunun neticesi olarak da Trump ne isterse vermek, halklarını fakirleÅŸtirmek adına ülkenin zenginliklerini Batı'ya peÅŸkeÅŸ çekmek... 
 
***  
 
Bu simbiyotik iliÅŸkinin hep böyle devam etmesi mümkün deÄŸil fakat. Bir darbe ile veliaht koltuÄŸuna oturan ve Prens Selman'ın ülkenin en saygın alimlerini ve hanedanlığın muhalif prenslerini hapse attırması, pek çoÄŸunun mal varlıklarına el koymak suretiyle ancak salıvermesi falan, malum çok tepki çekti. Kendince reformist bir portre çizmeye çalışsa da ne içeride ne dışarıda gerçek anlamda bir sempati oluÅŸturamadı. ABD'den baÅŸlayan ve yaklaşık bir ay süren PR gezisi de esasında iÅŸe yaramadı. Çünkü halkının iradesine deÄŸil petro-dolarlara ve ABD vesayetinin korumasına sırtını dayamış bu meÅŸru olmayan iktidar, bir gün mutlaka duvara toslayacaktı. 
 
***  
 
Cemal Kaşıkçı'nın evlilik iÅŸlemleri için gittiÄŸi Suudi BaÅŸkonsolosluÄŸu'ndan bir daha çıkmaması, olayın insani yönüyle vahametinin yanı sıra "küre ittifakında" da yeni bir döneme girildiÄŸini gösteriyor. 
 
Aynı gün Suudi Arabistan'dan özel jetle gelen istihbarat ekibinin hızlıca ülkeden çıkması, kameralarda içeriye girdiÄŸi görülen Cemal Kaşıkçı'nın binadan ayrıldığına dair hiçbir görüntünün olmaması, binadan çıkan siyah filmli arabaların akıbetinin belirsizliÄŸi, konsolosluk yetkililerinin ilk üç gün sırra kadem basması vs. tüm bunlar Kaşıkçı'nın öldürülerek dışarı çıkarıldığı, en iyimser yorumla ise canlı olarak kaçırıldığını gösteriyor. Sonuç her halükarda Suudi Arabistan için çanların çaldığını gösteriyor ama sadece Suud'daki yönetim için deÄŸil kürenin büyük ortağı Trump'ın da durumu pek iç açıcı deÄŸil. ABD basını olayın duyulduÄŸu andan itibaren "Trump'ın en iyi arkadaşı Prens Selman..." diye baÅŸlıyorlar lafa... Daha insaflı olanlar "Kaşıkçı'nın kaybolması Trump'ı düÅŸündürmeli" diyor. 
 
***
 
Olayın Türkiye'de yaÅŸanması ve Kaşıkçı'nın her ne kadar mevcut Suud yönetimine muhalif olsa da, Türkiye ile Suudi Arabistan'ın iliÅŸkilerinin önemine inanan bir gazeteci olması, yaÅŸanan hadisede bize dönük bir operasyon yüzü var mı sorusunu akla getiriyor. CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan'ın açıklaması saÄŸduyulu ve net; "Ülkemizde yaÅŸanmış böyle bir hadise karşısında sessiz kalmamız mümkün deÄŸil. Türkiye ilk andan itibaren tüm boyutlarıyla olayı soruÅŸturuyor." 
 
Tıpkı Hollanda ile yaÅŸadığımız hadisede de olduÄŸu gibi "Büyükelçiyi hemen sınır dışı edelim"cilerin ise yarın "Herkesle aramızı bozdu ErdoÄŸan" demeyeceÄŸine bahse girmeyecek var mı?

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.