Kürsü
Abdurrahman Dilipak- Paradoks
Follow @dusuncemektebi2
Abdurrahman Dilipak- Yeni Akit
Paradoks görünüÅŸte doÄŸru gibi olan bir ifade ve/veya ifadeler topluluÄŸunun kendi içinde birtakım çeliÅŸkiler oluÅŸturmasına deniyor.
Her Çinliye bir yumurta satsan. Her yumurta 50 kuruÅŸ olsa, bir günde 750 milyon lira ciro yaparsın da, o yumurtayı nereden bulacaksın, insanlara tek tek nasıl ulaÅŸtıracaksın. Bazı ÅŸeyler kulaÄŸa hoÅŸ gelse de, bazılarının içi boÅŸtur.
Geçen gün bir HDP milletvekili bir yazılı açıklama yaparak, 63 yıl önce gerçekleÅŸen 6-7 Eylül olayları ile ilgili olarak, “bu olayların Özel Harp Dairesi tarafından organize edildiÄŸini” söylüyor. Ve devam ediyor: “Bu olaylarla henüz yüzleÅŸilmedi” diyor.
Evet, bu yüzleÅŸme olmalı. Bunu kim engelliyor. “Derin devlet” deÄŸil mi? Onların arkasında da yine bu derin yapılar yok mu?
Sahi, Sabancı’yı öldüren Fehriye Erdal, nerede, kimler tarafından niçin korunuyor? Bu tür derin gerçeklerle ne zaman yüzleÅŸeceÄŸiz. Mumcu’yu kim öldürdü, Sıvası ve BaÅŸbaÄŸlar’ı kimler tezgahladı, Hırant Dink’i kim vurdu? EÅŸref Bitlis’i, Cem Ersever’i kim niçin öldürdü. Faili meçhuller neyin nesi idi. Bütün bu gerçeklerle yüzleÅŸmemiz gerek. HDP’liler PKK, PYD gerçeÄŸi ile ne zaman yüzleÅŸecekler.
Birileri kasabının bıçağını yalayan koyuna benziyor.
Özel Harp Dairesi, SoÄŸuk SavaÅŸ döneminde Türkiye’de, Genelkurmay bünyesinde ABD›nin gizli servisi CIA ve NATO’nun yönlendirmesi ile ve kontrolünde kurulan gizli örgüt deÄŸil mi?
Aynı CIA ve ABD bugün de aynı gaye için PKK, PYD, FETÖ, DAEÅž, DHKP-C’yi kullanmıyor mu?
Bu zat HDP üyesi bir “milletvekili” deÄŸil mi?
Peki bu zat kimi suçluyor sözkonusu basın açıklaması ile? Tabii ki devleti. Hatta iÅŸi 1915’e götürüyor. O zaman darbe ile iktidara gelen kimdi? O içte Amerikalıların, Ä°ngilizlerin, Fransızların, Rusların, Ä°talyanların rolünü görmezden gelerek sadece devlete yüklenmek, vekili olduÄŸu millete karşı haksızlıktır. Ä°nsaf sahibi batılı tarihçiler bu konuda daha insaf sahibidirler.
O zata göre bunlar “resmi devlet politikası”. Ama sözün başında “Özel Harp” diyordu. Sonra sözü bu noktaya getiriyor. 63 yıl önce yaÅŸanmış bir olaydan yola çıkarak, tarihe ve devlete karşı, varolan gerçekler orta yerde dururken, akıl ve insafla baÄŸdaÅŸmaz.
Dini topluluklar giderek iÅŸbirliÄŸi içinde oldukları siyasi yapıların Truva atına dönüÅŸüyorlar. Ä°deolojik ve politik bir yapıya dönüÅŸüyorlar. Özellikle Hristiyanlık bu potada eridi gitti nerede ise. Sadece bir etnik ya da kültürel aidiyet olarak kaldı. Sosyalist akımların peÅŸine takılanlar ise ateistleÅŸtiler.. Ama bu grublar aynı zamanda tarihten gelen trajedileri de kullanarak birtakım çevrelere adeta mesaj vermeye çalışıyorlar.
Son zamanlarda Ä°slami kesimlerde de bu yönde bir yozlaÅŸma sözkonusu. Sivil akıl ve irade giderek siyasal toplumun kontrolüne giriyor..
Aslında batıda da bu durum böyle. Human Right Watch ya da Amnesty Ä°nt., Greenpeace, Konrad-Adenauer Vakfı, Friedrich Ebert Vakfı, Alman Friedrich Naumann Vakfı, Open Society Institute, Assistance Foundation ve daha niceleri. Bunların dışında birçok kuruluÅŸun üniversiteler ve localarla iliÅŸkileri var.
Mesela Türkiye’de Hristiyan tarikatların kolejleri var, ama Türkiye’deki tarikatlar, kendi isimleri ile bir kolej kuramazlar. Notre Dame De Sion, Saint Benoit, Saint Joseph, Saint Pulcherie, Saint Michel, Saint Georg kolejlerine baÅŸkalarını da ekleyebilirsiniz.
Zaten bir de eÄŸitim iÅŸin başında Fulbright omurgasına oturtulmuÅŸ. Bir yandan yerli ve milli olmaktan söz ediyoruz ama, eÄŸitim alanında baskın olan bütün yöntemler batı kaynaklı.
Bu okullardan yetiÅŸen çocukların akletme mekanizmaları farklılaşıyor. Rasyonalist, pragmatist, determinist bir kafaya sahip oluyor. Kariyeristik ve baÅŸarıya odaklı. Ben merkezci. Bakıyorsunuz zaman için de daha da farklılaşıyorlar. Kullandıkları kavramlar, referans aldıkları kurumlar deÄŸiÅŸiyor.
Bu çocuklar aydınlanma felsefesinin çocukları olarak yetiÅŸecekler. Aydınlanacaklar!? “Refah” ve “haz” peÅŸinde koÅŸacaklar, “mütrefin”lerden olacaklar. Oysa biz arif, zahid, muvahhid, münevver bir nesil hayal etmiÅŸtik.
Müslüman ya da ateist, gayrimüslim çevreden olsun, “yetiÅŸmiÅŸ”, daha doÄŸrusu “devÅŸirilmiÅŸ zihinler”le bizim bu olayların üstesinden gelmemiz mümkün deÄŸil.
BaÅŸlangıçta temel sapma fark edilmiyor aslında. Ama iÅŸler belli bir noktaya geldikten sonra geri dönüÅŸ de nerede ise imkansız. Gözleri var görmüyorlar, kulakları var duymuyorlar, kalpleri var ama hissetmeyecek.
Ä°ÅŸte yukarıdaki paradoksu birilerine anlatamıyoruz. CHP’lilere, HDP’lilere bunları zor anlatırsınız.
FETÖ’ye hayat veren akıl böyle hayat buldu. Kilise filozofları kafası ile Allah’ın varlığını delillendirmeye kalkarsanız iÅŸte böyle olur. Din diye biraz menakıb, biraz mefahir, biraz gelenek karıştırıp, ibadetleri ÅŸekilden ibaret hale getirip, ezoterik bir yapıya dönüÅŸtürdüler. Bu akıl bunu üretti. Onun için her seviyeden insanlar bu sapıkların peÅŸine takılıyorlar.
Sanırım geçmiÅŸimizle yüzleÅŸeceksek birbirimizle uÄŸraÅŸmaktan vazgeçmemiz gerek önce. Yoksa dostlar alışveriÅŸte görsün kabilinden iÅŸler peÅŸinde altı ay bir güz gideriz ama bir arpa boyu bile yol almayız.
Tüm dünyada toplum giderek agnostik hale geliyor. Ateizm insanların manevi yönünü tatmin etmiyor. Ama öte yandan içi boÅŸaltılmış bir din de bu tatmini saÄŸlamaktan uzak. Kapitalizm Hristiyanlığın içini boÅŸalttı. Katolizm ve Protestanlık yolun sonuna geldi. Ama öte yandan Ortodoksluk da paramparça. Åžimdi Rum Ortodoks, Türk Ortodoks, Ukrayna Ortodoks, Rus Ortodoks hepsi birbirine girdi. Din birleÅŸtirici diyoruz ama giderek mezhepler ve tarikatlar olarak ayrışıyorlar. Ortodosklukta din, siyaset, etnik kimlik iç içe geçmiÅŸ durumda. Rum Ortodoks, Ermeni Ortodoks, Süryani Ortodoks derken, bir yandan da Ermeni, Rum, Süryani Katolik ve Protestanlar. Ortodoksluk Bizantinist bir geleneÄŸe baÄŸlı olarak yaÅŸadı. Bizans sonrası Osmanlı bu birliÄŸi saÄŸladı. Osmanlı’nın yıkılması ile Hilafetle birlikte Ortodokslukta ağır bir darbe aldı ve batılı devletlerin baskısı ile ruhani kimliÄŸinden uzaklaÅŸmaya, Ä°slam coÄŸrafyasında batılı devletlerin Truva atı olarak kullanılmaya çalışıldı ve paramparça oldu. Osmanlı’nın çözülme süreci ve sonrası Ortodoks tarihinin de yeniden yazılması gerek aslında. Bunu da yabancılar deÄŸil, bu toprağın çocukları baÅŸarmalı.
Gerçek herkes için en iyi olandır. Selâm ve dua ile.
Henüz yorum yapılmamış.