Kürsü
Rasim Özdenören- Hukukta nedensellik bağı
Follow @dusuncemektebi2
Rasim Özdenören- Yeni Şafak
Nedensellik bağı (illiyet rabıtası) genel olarak her olayın bir nedeni bulunduÄŸu fikrini tazammun eder. Her olay bir nedene baÄŸlıdır ve bu neden bir önceki olayın sonucudur.
Nedensellik bağı, hukukta, sonuç ile sonucu ortaya çıkaran faktörlerin arasındaki iliÅŸkiyi belirten bir hukuk terimidir. Medeni hukukta da ceza hukukunda da, sorumlu tutulabilmek için uygun illiyet bağının varlığı aranır. Neden ile sonuç arasında böyle bir baÄŸ kurulamıyorsa sorumluluk oluÅŸmaz. Zaman dizisi içinde, biri olmadan diÄŸerinin de ortaya çıkamayacağı iki olay, görüngü ya da süreç arasındaki iliÅŸki bulunması zorunludur: örneÄŸin çocuÄŸun, yaÅŸça annesinden büyük olamayacağı... Bulut olmadan yaÄŸmurun yaÄŸmayacağı, ÅŸimÅŸek çakmadan gök gürültüsünün olmayacağı gibi durumlar... Veya birinin cebindeki paranın durduk yere bir baÅŸkasının cebine girmeyeceÄŸi... BoÄŸazı kesilmiÅŸ olarak bulunan birinin yanında bulunan bıçağın kendiliÄŸinden o boÄŸazı kesmeyeceÄŸi...
Nedensellik bağı hukukta, özellikle ceza hukukunda son kerte önem taşır. ÖrneÄŸin bir kiÅŸinin bir evden içeriye girdiÄŸi tanıklarla ve her türlü kanıtlarla biliniyorsa ve fakat o kiÅŸinin dışarı çıktığını gören yoksa baÅŸka delillerle de o kiÅŸinin dışarıya çıktığı kanıtlanamıyorsa, burada, ancak karinelerle sonuç çıkarılır. Ancak karine hiçbir zaman kesin kanıt yerini tutmaz. O kiÅŸi girdiÄŸi kapıdan çıkmamıştır da baÅŸka bir kapıdan veya pencereden çıkmış olabilir. KiÅŸi buhar olmamışsa ya içeridedir ya dışarıdadır. Sonuç hukukî kanıtlarla tespit edilmek zorundadır.
KarakuÅŸ Kadı’ya izafe edilen ilginç bir kıssa anlatılır:
Bir hırsız etrafı kolaçan ettikten sonra balkondan içeri girmeye karar verir. Biraz tırmandıktan sonra balkonun parmaklığını tutar, fakat parmaklık kopar ve hırsız düÅŸüp ayağını kırar. Bunun üzerine KarakuÅŸ’a gider ve:
-“Kadı efendi, soymak için bir eve girecektim; ama balkonun parmaklığı koptu ve düÅŸüp bacağımı kırdım, ev sahibinden ÅŸikâyetçiyim. Tamam, hırsızlık suç ama cezası balkondan düÅŸüp ayak kırmak deÄŸil” der.
KarakuÅŸ da ev sahibini çağırtır ve:
-“Be adam, niçin balkonunun parmaklığını saÄŸlam yaptırmıyorsun. SaÄŸlam yaptırsan bu adam düÅŸüp bacağını kırmazdı” der.
Ev sahibi:
-“Aman efendim; parmaklığı marangoz yapmış, benim günahım ne?” diye karşılık verir. Bu defa marangozu çağırtır ve sorar:
-“Neden saÄŸlam parmaklık yapmıyorsun?”
Marangoz:
-“Efendim, ben balkonun parmaklığını çakarken yeÅŸil baÅŸörtülü bir hanım yoldan geçiyordu. BaÅŸörtüsü o kadar parlak boyanmıştı ki gözüm ona takıldı. Çiviyi de boÅŸa çakmış olacağım” der.
KarakuÅŸ hemen emir verir, yeÅŸil baÅŸörtülü kadını huzuruna getirtir. Kadın KarakuÅŸ’un karşısında endiÅŸeyle:
-“Benim suçum ne, boyasın diye boyacıya verdim, o boyadı.” der. Bu defa boyacı çağırtılır.
KarakuÅŸ boyacıya çıkışır:
-“BaÅŸörtüleri göz alıcı renge boyuyorsun, sonra marangoz çiviyi boÅŸa çakıyor ve hırsız tırmanırken düÅŸüp bacağını kırıyor”.
Boyacı verecek cevap bulamayınca KarakuÅŸ hükmü verir:
-“Asın bunu!”
Biraz sonra cellât gelip:
-“Kadı efendi, bu boyacının boyu kısa geldiÄŸi için sehpaya yetiÅŸtirip asamıyorum” der.KarakuÅŸ:
-“Öyleyse git uzun boylu bir boyacı bul ve onu as.”
Nereden nereye?..
Ä°ÅŸte nedensellik bağı böyle bir ÅŸey: geriye doÄŸru sürgit götürülemez. GötürüldüÄŸü takdirde sonuçla iliÅŸkisi bulunmayan nedenlere yelken açılır. Bu kıssada, pekâlâ boyacı da: “Efendim ben boyayı kendim imal etmiyorum, boya imalatçısından alıyorum” diyerek zinciri uzatabilirdi. Ama o zaman da bu kıssa çığırından çıkarılmış olurdu...
Henüz yorum yapılmamış.