Kürsü
Hayrettin Karaman- Batı’nın bize dönük amacı hakkında
Follow @dusuncemektebi2
Hayrettin Karaman- Yeni Åžafak
MeÅŸhur oryantalist Hamilton Gibb (1895-1971), Ä°slâm tarihi, medeniyeti ve ıslahatçı Ä°slâmî hareketler konusunda önemli araÅŸtırmalar yapmış ve birçok eser vermiÅŸtir. Åžüphe yok ki, onun da amacı, Müslümanların medeniyet deÄŸiÅŸtirmelerine (BatılılaÅŸmalarına) yardımcı olmaktır.
İşte bu oryantalistin ibret ve tedbir almamız gereken bir tespiti var, diyor ki:
“Batı, uzun zamandan beri Ä°slâm ümmetini BatılılaÅŸtırmak için çabalıyor, çeÅŸitli teÅŸebbüslerde bulunuyor; bunu da ÅŸöyle gerçekleÅŸtirmek peÅŸindedir: Batı hukukunu uygulatmak, ekonominin merkezine faizi yerleÅŸtirmek, Batı eÄŸitim sistemine geçmelerini saÄŸlamak ve laikliÄŸi benimsetmek yoluyla küresellik sınırları içinde ümmeti asimile etmek ve eritmek.”
Gibb öte dünyaya göçeli 47 yıl olmuÅŸ, bu yarım asır içinde Batı, Ä°slâm dünyasını eritmek ve dağıtmak için uygun bulup gerçekleÅŸtirmeye çalıştığı bu dört tedbirde baÅŸarı elde etmiÅŸ midir?
Ne yazık ki, bu soruya “büyük ölçüde evet” diye cevap vermek durumundayız.
1. Batı hukukunun tamamen veya kısmen girmediÄŸi ve uygulanmadığı bir tek Ä°slâm ülkesi yoktur. Bizde bu mücadele 19. yüzyılın son çeyreÄŸinde Mecelle yapılırken su yüzüne çıkmış, ülkenin nâzırlarının bir kısmı bile Batı hukukuna taraftar olmuÅŸlardır.
2. Benden önce de vardı muhakkak, ben kendimi bildim bileli ülkemizde bir “maarif davası” vardır. Ve maarifimiz hiçbir zaman yerli ve millî olamadı. DiÄŸer ülkelerde de ya kendi sistemi içinde gerekli tecdidi yapamadan eskimiÅŸ bir usulde ısrar var veya BatılılaÅŸma var.
3. Hemen bütün Ä°slâm ülkelerinde (ÅŸeriatla yönetiyoruz diyenler dâhil) faizci bankalar mevcuttur. Ekonomimizin merkezinden önce zihniyetimize faizi öyle yerleÅŸtirdiler ki, birçok Müslüman okur-yazara göre “faizsiz ekonomi olmaz” cümlesi bir akide haline geldi. Ekonominin merkezine faizi öyle yerleÅŸtirdiler ki, faizsiz kurumlar faizli olanı ikame edecek yerde faizci olanlar onların içine sızmaya çalışıyorlar ve uygulama alanlarını da yok mesabesinde daraltıyorlar.
4. Devlet ve cemiyet hayatımızda laiklik sarsılmaz bir güç ve koruma tedbirleriyle yerleÅŸmiÅŸ, bireyler olarak Müslümanların hayatında ise dünyevileÅŸme (sekülerizm), dini hayatı kabuk (zarf da denebilir) haline getirecek güce ve yaygınlığa ulaÅŸmıştır.
Åžeriatla yönetildiÄŸi söylenen ülkelerde hukuki hayat bölünmüÅŸ, aile, miras gibi bazı sınırlı alanlar dışında Ä°slâm hukuku terk edilmiÅŸ gibidir. Uluslararası iliÅŸkiler ve devletler hukuku alanına geldiÄŸimizde ise durum daha iç yakıcıdır. Sözde Ä°slâm ulus devletleri dinimize, medeniyetimize düÅŸman olan ve varlıklarımıza göz dikmiÅŸ bulunan eski ve yeni sömürgeci Batı ülkeleriyle iÅŸbirliÄŸine gidiyor, birbirleriyle savaşıyorlar. Ümmet kavramı unutulmuÅŸ, Ä°slâm birliÄŸi hedefi ise resmi ve siyasi kurumların uzun ve kısa vadeli gündemlerinde yok olmuÅŸtur.
Genellikle yöneticiler ve bir kısım seçkinler Batı emellerine hizmet ediyor diye biz ümidi kesip Mehdi’yi mi bekleyeceÄŸiz?
Asla!
Ä°ÅŸ döner dolaşır kanaat önderleriyle bütünleÅŸmiÅŸ halka dayanır ve onların istemediklerini kimse yapamaz.
Ümidimiz adanmış kanaat önderleriyle onlarla bütünleÅŸen ümmet tabanında ve Allah Teâlâ’nın yardımındadır.
Henüz yorum yapılmamış.