Numan Kurtulmuş: 3'üncü dünya savaşı başladı!

KurtulmuÅŸ sempozyumda yaptığı konuÅŸmada, dünyada sadece ekonomik ve siyasi çatışmaların yaÅŸanmadığını dile getirerek, "Bugün dünyada sadece ekonomik ve siyasi çatışmalar yaÅŸanmıyor. Ya da çatışmalar, dünyanın bir tek bölgesinde yaÅŸanmıyor. Dünyanın her yerinde büyük altüstleri yaşıyoruz ve dünya ekonomisinin de, siyasetin de ve hatta toplumsal yapıların da yeniden dizayn edildiÄŸi bir dönemde geçiyoruz. Büyük resmi görerek, dünyada olup biteni anlamak zorundayız. Bugün dünya yeniden gerilimlerin, çatışmaların, karşılıklı kutuplaÅŸmanını eÅŸiÄŸine geldi. 1990 yılı sürecinde küresel barış arayışları ne yazık ki ÅŸimdilik rafa kaldırılmış görünüyor. Dünya sisteminin, bütün kurum ve kuruluÅŸlarının foksiyonsuz hale geldiÄŸi bir dönemdeyiz" dedi.

"Dünyadaki bu gerilimler, soÄŸuk savaÅŸa benzer iki yeni savaÅŸ türünü ortaya çıkardı" diye sözlerine devam eden KurtulmuÅŸ, ÅŸunları kaydetti:

"Bunlardan birisi vekalet savaÅŸlarıdır. Vekalet savaşı ne demek? Büyük güçler, ellerini sıcak sudan soÄŸuk suya sokmadan, maÅŸalarıyla OrtadoÄŸu'daki savaÅŸa girip, kendi güçlerini artırmaya çalışıyorlar. Hangi kiÅŸi, DEAÅž denilen terör örgütünün, hangi saikle, nasıl birkaç ay içerisinde kurulup, OrtadoÄŸu'ya yerleÅŸtiÄŸini anlatabilir? Amaç çok açıktı. Kurulan bu örgüt üzerinde Suriye ve Irak'ın sınırlarının deÄŸiÅŸtirilmesi, oradaki etnik yapıların deÄŸiÅŸtirilmesi isteniliyordu. Bir vekalet savaşının parçaları olarak, OrtadoÄŸu halkları arasına kin, nefret ve gözyaşı sokmak için terör örgütleri aracı olarak kullanıldı."

"EKONOMÄ°K SAVAÅžLARIN ETKÄ°LENECEĞİ BÖLGELERDEN BÄ°RÄ°SÄ°YÄ°Z"

3'üncü dünya savaşının baÅŸladığına dikkat çeken Numan KurtulmuÅŸ, konuÅŸmasını ÅŸöyle sürdürdü:

"Ortaya çıkan baÅŸka bir kavram ise ticaret savaÅŸları ve giderek büyüyen ekonomik savaÅŸlardır. Ä°çinizi karartmak için söylemiyorum; 3'üncü dünya savaşı çoktan baÅŸlamıştır. 3'üncü dünya savaşı, 2'nci Dünya Savaşı'nın aksine, önce ekonomik olarak ve arkasında siyasi olarak geliÅŸebilecek gibi görünüyor. Bu dönemde ne yazık ki Türkiye'nin üzerine düÅŸen payı fazlasıyla alacağı görülüyor. 24 Haziran seçimlerinin ardından baÅŸlatılmış olan kur saldırıları, bu ekonomik operasyonların arkasındaki temel nedenlerden birisi; Türkiye üzerinden özellikle geliÅŸmekte olan ülkelere haddini bildirme ya da safını belli ettirmek için yapılan bir tehdittir. ABD'deki birtakım karar mekanizmaları Türkiye üzerindeki bu operasyonla dünya ülkelerine diyor ki, 'Tarafını seç'. Önümüzdeki dönemde ekonomik savaÅŸların etkileneceÄŸi bölgelerden birisiyiz. Belki de etkilenecek ülkelerin başında gelenlerden birisiyiz."

Dünyadaki bölgesel ve kısmen küresel olan sorunların arkasında üç temel nedeni görmek gerektiÄŸini söyleyen KurtulmuÅŸ, "Bunlardan birincisi, küresel ölçekte gelir dağılımı adaletsizliÄŸidir. Bir diÄŸeri, çatışmalar ve demokrasi açığıdır. Türkiye'de farklılıklar içerisinde birliÄŸimizi koruyarak, kültürel kimlikteki farklılıklarımızı zenginlik olarak kabul ederek, dillerimizi, kültürlerimizi Türkiye'nin birliÄŸinin, dirliÄŸinin harcı olarak kabul ederek, demokrasimizi daha da geliÅŸtirerek, farklılıklarımızı ortaya koyacak ve yönetimimizi daha demokratik hale getirmek için de bütün dünyaya örnek teÅŸkil edeceÄŸiz. Üçüncü mesele ise iÅŸgaller ve dış müdahelelerdir" dedi.

"IMF, SÄ°YASÄ° REÇETELERÄ°YLE BÄ°LÄ°NEN BÄ°R KURULUÅž"

Son günlerde ABD'li danışmanlık ÅŸirketi McKinsey üzerinden yeni bir tartışmanın çıktığını anlatan KurtulmuÅŸ, "Daha önce de söz etmiÅŸtim; birileri aba altında sopa gösteriyor. Türkiye'yi IMF'ye muhtaç hale getirmeye çalışıyorlar. IMF ülkelerin durumu düzelsin diye deÄŸil, zor durumda kalan ülkeler, siyasi olarak da emir alacak duruma gelsinler diye kurulmuÅŸ olan uluslararası bir kuruluÅŸtur. Yoksa IMF üç kuruÅŸ para vererek, bu parayı borç iliÅŸkisi içerisinde banka gibi bir kuruluÅŸ deÄŸildir. IMF paradan daha çok, siyasi reçeteleriyle bilinen bir kuruluÅŸtur. Türkiye bir daha asla IMF'nin kapısına gelmeyecek, asla önünde diz çökmeyecek" diye konuÅŸtu.

DHA