Güncel
Yasin Aktay: Tek kesin bilgi Kaşıkçı’nın konsolosluktan normal yollarla hala çıkmamış olduğudur
Follow @dusuncemektebi2
Yasin Aktay- Yeni Åžafak
Cemal Kaşıkçı’nın S. Arabistan KonsolosluÄŸu sınırları içinde kayboluÅŸunun sekizinci gününe ulaÅŸtık. Bu süre içinde Kaşıkçı’nın başına neler gelmiÅŸ olabileceÄŸi ile ilgili farklı senaryolar ortaya konuldu. Bunların bir kısmı teyit edildi, bir kısmı teyit edilemedi. Bir kısmı da tamamen hayal gücünün eriÅŸebildiÄŸi sınırları zorladı.
Basına yansıyan ve emniyet mensuplarına dayandırılan bazı haberlerde Kaşıkçı’nın feci ÅŸekilde öldürülmüÅŸ olduÄŸu da yazıldı, ancak bunlar resmi kanallardan hala doÄŸrulanmış veya yalanlanmış deÄŸil.
Bir yandan da soruÅŸturmayı büyük bir gizlilik ve titizlikle yürüten MÄ°T, emniyet ve Ä°stanbul Cumhuriyet BaÅŸsavcılığının çalışmaları devam ediyor. Onların ulaÅŸtığı bulgular resmi bir ciddiyet ve kesinlikte “bilgi” olarak sunulmuÅŸ olacaktır.
O zamana kadar elimizde ÅŸu anda var olan tek kesin bilgi Kaşıkçı’nın konsolosluÄŸa girmiÅŸ, ama normal yollarla hala çıkmamış olduÄŸudur.
Yine eÅŸ zamanlı olarak konsoloslukta bulunup Kaşıkçı’nın konsolosluÄŸa giriÅŸinden iki saat sonra içi gözükmeyen araçlarla çıkarak konsolosluk residansına gitmiÅŸ, oradan da 4 günlüÄŸüne ayrılmış odalarında kalmayıp apar topar geldikleri özel uçaklarla ayrılan bir grubun varlığı var.
Resmi bir açıklama yapılıncaya kadar çok bilinmeyenli olayla ilgili hayal gücünün üretemeyeceÄŸi bir senaryo yok. Teorik olarak o alanda herÅŸeyi söylemek mümkün ama söylenen ÅŸeyler bir noktadan sonra gaybı (bilinmeyeni) taÅŸlamak mesabesindedir.
DoÄŸal olarak bilinenler arttıkça hayallere de sınırlar geliyor.
Tabi ihtiyatı elden bırakmamakta fayda var. Kaşıkçı’nın az da olsa yaşıyor olma ihtimali halen teorik olarak tüketilmiÅŸ deÄŸildir.
CEMAL KAÅžIKÇI’NIN DAVASI TÜRKÄ°YE VE S. ARABÄ°STAN Ä°LÄ°ÅžKÄ°LERÄ°NÄ° GELÄ°ÅžTÄ°RMEKTÄ°
Bu konuda Ä°htiyatın sürdürülmesi gereken bir nokta da, Türkiye ve S. Arabistan iliÅŸkileridir. Kaşıkçı’nın konsolosluk binasında kaybolmasıyla ilgili yapılan yorumlarda S. Arabistan’a verip veriÅŸtirmenin bir anlamı ve faydası yok.
Türkiye ve S. Arabistan birbirine mecbur iki halk iki ülkedir. Kaderleri birbirine baÄŸlıdır. Kaşıkçı’nın başına gelenleri sorgulayıp Suud makamlarından bunun açıklamasını beklemek asla S. Arabistan’a düÅŸmanlık anlamına gelmez.
Katıldığım bir Arap televizyon kanalında bu olayın iki ülkenin iliÅŸkisini nasıl etkileyeceÄŸi yönündeki soruya iki ülkenin kader ortaklığını vurguladıktan sonra ÅŸunları söyledim:
“Velev ki, bu olay basına yansıyan vehamette gerçekleÅŸmiÅŸ olsa bile topyekun S. Arabistan’ı töhmet altında bırakan açıklamalardan kaçınıyoruz.
Elbette devlet hukuksuz iÅŸler yapmaz, yaparsa o devlet deÄŸildir. Bu durumda halkını temsil eden bir devletin imkanlarını kullanan ve kendini derin devlet mesabesinde gören çetelerin iÅŸgali karşısındayız demektir. Devleti o unsurlardan temizlemek zaruridir.
Türkiye böyle bir ‘derin devlet’ tecrübesini yaÅŸamıştır. Devlet adına kanunsuz iÅŸler yapanların yakasına yine devlet adına yapışılmış ve devlet bu unsurlardan temizlenmiÅŸtir.”
Gerçekten de bugün hangi düzeyde devlet yetkileri kullanıyor olurlarsa olsunlar bir konsolosluk binasında bütün görevlileri özgür bir insanı kaçırmak, hele öldürmek gibi bir iÅŸ için organize edebilenler, her ÅŸeyden önce kendi devletlerine ihanet etmekte dolayısıyla kendi halkları ve devletleri için bir tehdittirler. Kendi devletlerinin devlet olma keyfiyetini yok etmektedirler.
Çünkü hukuka dayanmayan, kendi vatandaşının güvenliÄŸine tehdit oluÅŸturan örgütlenmeye devlet denmez.
Dolayısıyla bizim talebimiz S. Arabistan devletinin her ÅŸeyden önce, neticede Türkiye’ye ve bütün insanlığa karşı bir kusur irtikap eden bu kanunsuz yapıların ortaya çıkarılmasıdır. Hangi düzeyde olurlarsa olsunlar. Bunu yapmanın S. Arabistan için kolay olmadığını elbette biliyoruz. Nitekim Türkiye için de bunu yapmak kolay olmamıştır, ama gerçek bir devlet olmak için, veya devleti iÅŸgal etmiÅŸ çetelerden kurtarmak için bu bir zarurettir.
O yüzden Kaşıkçı’nın davasını gütmek asla S. Arabistan’a düÅŸmanlık deÄŸil, bilakis gerçek dostluÄŸun ifasıdır.
Esasen Kaşıkçı’nın en önemli davalarından biri de Türkiye ve S. Arabistan iliÅŸkilerinin bir kader olduÄŸunu vurgulamak ve bu iliÅŸkileri geliÅŸtirmekti.
Kendisiyle ilgili en çok hatırladığım ifadeleri, S. Arabistan resmi veya yarı resmi medyasında Türkiye aleyhine ne kadar söylem ve faaliyet olursa olsun, Türkiye’nin bunlara tepki vermeme olgunluÄŸunu ne kadar takdir ettiÄŸi ve bunun böyle devam etmesi gerektiÄŸi yönündeydi.
Kaşıkçı’nın başına gelenler elbette bu davasını geçersiz kılmıyor, bilakis bu konuda fazladan bir hassasiyet sergilemeyi gerektiriyor.
Henüz yorum yapılmamış.