Özel / Analiz Haber
Kuran insan için ne anlam ifade eder?
Cahit EzerbolatoÄŸlu
Kuran insan için ne anlam ifade eder, sorusu kapalı gözüküyor. Hangi insan; zira her insan teki için ifade ettiÄŸi anlam farklı olabilir. Bu farklılık, onunla iliÅŸki de olup olmaması, iliÅŸkili ise iliÅŸkinin mahiyeti, deÄŸilse iliÅŸki kurmamasının nedeni gibi pek çok tutumdan kaynaklanır. Bunlar ise ya beyanla ya ÅŸahit olmakla bilinebilir. Geriye aynı havayı soluduÄŸumuz için kısmen bilme imkânımız olan insanlar üzerinden bazı kanaatler serdetmek kalır, fakat bu da malumu ilam olur.
Kendimizi mushafla sınırlayıp onun bizlere aktardığı farklı tepkiler bu açıdan yorumlanabilir. Söz konusu tepkilerden razı olunup olunmadığına dikkat kesilerek Kur’an’ın inanan insan için ifade etmesi gereken anlam tespit edilebilir. Bu yolla kendi anlayışını tashih edenin istikamet üzere olması mümkün olabilir. Mushaf için Kur’an ne ifade ediyorsa ona inandığını iddia eden insan için de aynı ÅŸeyi ifade etmesi aÅŸikâr olsa gerek fakat asıl mesele onun rehberliÄŸine ve mürÅŸitliÄŸine razı olunup olunmadığıdır çünkü kiÅŸinin ona verdiÄŸi anlamın rengini belirleyen budur.
Ali Bedir
Aslında burada, Kur'an, insan ve anlam kelimelerini bu yazı için anahtar kelime ve kavramlar olarak ele alırsak belki de daha doÄŸru bir düÅŸünce zeminine ulaÅŸmamız mümkün olabilir. Kur'an bir metin iken insan aklı, iradesi ve duyguları olan çetin bir varlıktır. Anlam ise tek başına nötr bir durumda olsa bile insan ve Kur'an ile birlikte anıldığında daha dikkat çekici bir önem kazanıyor. Kur'an için elbette her türlü güzel tanımlamaları ve nitelendirmeleri yapabiliriz. Ancak ondan yararlanması için onu aklı ve duygularıyla ihtiyaç hissetmesi gereken insandır. Zifiri karanlıkta el fenerine ihtiyacı olmadığını söyleyen için ışıktan ve fenerden söz etmek bu insana fenerin anlamını kavratmış olmaz. Önce insan aklı bunu kabullenip temel bir ihtiyaç kategorisine alarak kullandığında aydınlıktan duyduÄŸu zevki fark edebilir. GörüldüÄŸü gibi Kur'an'ın insan için ne anlam ifade ettiÄŸi insanın onu ihtiyaç bilmesi ve duyumsamasına baÄŸlıdır. Ä°ÅŸte o zaman insan belli bir anlam arayışının peÅŸine düÅŸerek bu mecrada yol alabilir. Böylece Kur'an da onun için hayatının dehlizlerini aydınlatıp ona bu yolda projeksiyon olacak bir kitap haline gelebilir. Sözün özü ihtiyaç hissedilmeyen hiçbir deÄŸer insana ne bir anlam katabilir, ne de insanı bir anlam peÅŸine sürükleyebilir ve ne de duygu dünyasında güzel bir tatmine yol açabilir.
Abdulaziz Tantik
Kuran, insanın hayatını yönlendiren ve onu belirsizlikten koruyan ve önüne örneklikler koyarak nasıl ve niçin davranışlar ortaya koyması gerektiÄŸini belirleyen bir hayat kitabıdır. Ä°nsan ise ağırlıklı olarak aklını kullanarak olup bitenin neliÄŸi ve nasıllığı konusunda bir fikir edinmek ve bu fikre göre tavır geliÅŸtirme yanlısıdır. Kuran, aklın kılavuzu ve ışığı olarak insanın hayatında yer aldığı zaman insan için hayatın anlamını billurlaÅŸtırır. Kuran ilahi hitap olması hasebiyle insanın Allah ile bir diyaloga giriÅŸini de kolaylaÅŸtırır. Akıl insanı sınırsızlığa tevdi eder ki bu da insanın hem kendine yabancılaÅŸmasını hem de ifsada yönelimini kolaylaÅŸtırır. Kuran, insanın aklının sınırlarını belirleyerek onun istikamet üzere oluÅŸunu temellendirir. Ä°ÅŸte bu temel üzerine insan hayatını istikamet üzere ve sınırları belirlenmiÅŸ bir ÅŸekilde yaÅŸamaya baÅŸlar. Kuran aynı zamanda insan için çok önemli bir ikramdır. Allah’ın insana verdiÄŸi en önemli desteÄŸini de iÅŸaret eder. Nübüvvet, insanın kuran ile nasıl bir diyalog ve etkileÅŸime geçmesi gerektiÄŸini öÄŸretir. Böylece insan, örneklik üzerinden öÄŸrendiÄŸi kuran ile örneklik üzerinden öÄŸreticiliÄŸini yaparak Allah ile hem yakınlığını hem de bağını güçlendirir.
Arif Arcan
Aklın rehberliÄŸi bilinmezlikler karşısında acizdir. Bilinmezlikleri bilinir kılma noktasında ortaya atılan “bilebilme” iddiası, indirgemeci mahiyeti itibariyle ideolojiktir. Ä°deolojilerin indirgemeci mahiyeti ise hakikati parçalamakta, hakikatin tevhidi yapısına ÅŸirk koÅŸmaktadır. Vahiy ile iliÅŸkisini kesmiÅŸ olan bilginin taşıdığı eylemsel niyet, bu eylemsel niyet üzerinden yapıp etmelerin çıktıları, yanlışlanıncaya kadar kabul edilen bir doÄŸru olarak yürürlükte kalır. Eylemlerin meÅŸruiyeti yeni bir bilgi ile ortadan kalkıncaya kadar yapmış oldukları tesirlerin muhtemel tahribatlarının hesabını verme noktasındaki eylemsizlik durumu, olayları analiz etmede biricik mihenk taşı olan rasyonaliteye tam da bu noktada bir tür dokunulmazlık kazandırmaktadır. Hümanist aklın rasyonalite putu, eÅŸyanın ancak görünen yüzünü görebilecek kadar bir yetiye sahip olabilen insanın, görünen üzerinden yaptığı eylemlerinin cehaletini örtbas etmede metafizik bir zırh saÄŸlamaktadır.
Güya vahyin tahakkümden kurtulmaya çalışarak kendi fikrince özne olma yolunda ilerleyen bilebilen iddiasındaki insan için ortaya çıkan yeni yasalar; yeni tahakküm düzenekleri demektir. Her ÅŸeyin künhüne vardığını iddia eden insanın hata yapmaya hakkı var mıdır? Kur’an’ın “hüsran durumu” olarak ifade ettiÄŸi “mutlak hata” aklın cehaletinden baÅŸka bir ÅŸey deÄŸildir. Dünya sürekli deÄŸiÅŸiyor, iliÅŸkiler sürekli deÄŸiÅŸiyor, illiyetler sürekli deÄŸiÅŸiyor ve her bir deÄŸiÅŸimde zararlı çıkan geniÅŸ kitleler “mutlak hataların” kurbanı oluyor. Ve umut, istikbale yani ileriye baÄŸlanıyor; mevcuttaki insan hayatından sonra geleceÄŸi ilan edilen hep bir ilerisi. Hep bir ilerisini göstermek, esasında ilerisinin hiçbir biçimde gelmeyeceÄŸini saklamaktır.
Mustafa Öner
Ä°lahi bir kelam olduÄŸundan ÅŸüphe etmeden iman ettikten sonra hidayet kapılarını sonuna kadar açan rehberdir, kelam-ı kadimdir Kur’an. Kralların tanımları, yine kralların atadıkları din sınıfı güruhunca sınırlar belirledikleri, toplumları büyüleyen batıl tezgâhları Hakkı ikame ederek yok olmaya mahkûm bırakan bir kitaptır Kur’an. Kevni ayetler ile hayata dair ayetlerin buluÅŸturma rehberi olarak sahibin insanla konuÅŸması olmakla birlikte sonsuz itminana, tevhide davettir. Haddini bilmez, cahil, nankör, aceleci, neyin peÅŸine takılacağını bilemez, ilahlık taslama potansiyeli olan beÅŸer Âdem’e, insan âdem olma kapılarını açan kılavuzdur, sarılandığında kopmayacak bir iptir Kur’an. Ä°man edenlerin imanlarını artırırken, iman etmeyenlerin küfrünü azdıran sahici bilgi kaynağıdır. Kur’an ne Araplara has bir kitap, ne Kuran’cıların, ne sünnetçilerin, ne Sünnilerin, ne Åžiilerin kitabı deÄŸil, insanlığa hidayet rehberi olarak gönderilmiÅŸ “Müslümanların” kitabıdır…
Musa ÅžimÅŸekçakan
Kur’an, yaratıp ÅŸekil veren, ölçü koyup yol gösteren ve yeÅŸil otlağı çıkarıp sonra onu kupkuru hâle getiren Rabbin konuÅŸma ÅŸekillerinin en önemli örneÄŸidir. Ä°nsana kendisi ve çevresiyle ölçülü bir diyaloÄŸa girmeyi öÄŸretir. Düzen ve bunun doÄŸuracağı barış fikri de buradan neÅŸet eder. Hayata anlam katan ve insana sorumluluk yükleyen de budur. Zira hayatı okumaya çalışmadan hiç konuÅŸmayan sağır ve dilsizlerin bakış açısından kaos çıkar. Dünyanın bugünkü hâli de budur. Ä°nsanın âlemle bütünleÅŸmesini saÄŸlayan, sürekli deÄŸiÅŸimler arasında savrulmaktan kurtaran ve kötülük yapmak konusunda elindeki bütün mazeretleri buharlaÅŸtıran bir rehberdir o. Kur’an okumak, var olan her ÅŸeyle içinde bulundukları düzeni konuÅŸmaktır. Böylece insan kendi yerini ve konuÅŸmasının sahasını ve edebini öÄŸrenir. Ä°nsan için Kur’an okumak, nerede konuÅŸacağını ve susacağını bilmektir.
KAYNAK: DÜÅžÜNCE MEKTEBÄ°
Çerağ
Ekim 18, 2018 PerÅŸembe 10:44
Ders te çocuklar soruyor Hocam madem Kuran bu kadar etkiye sahip islam alemi neden bu kadar geri kalmış,neden hep savaş var , insanlar din diye okadar bidat ve hurafeler uydurmuş ki genç nesil sonuca bakıyor sebepleri inceleyecek kadar vakti Yok hayatı çok hızlı ve hazlı yaşamanın peşinde . İstifademize sunduğunuz değerli yazılarınızı okudum Allah razı olsun kıymetli hocalarım