Sosyal Medya

Kürsü

İbrahim Kiras- İslamcılık tartışmalarının 'hülasa'sı

Ä°brahim Kiras- Karar



Bir süredir bu sütunlarda tartışmaya çalıştığımız Ä°slamcılık konusunun aslında masaya yatırılıp deÄŸerlendirilmesi gereken daha birçok boyutu var. Ancak her ne kadar yakın tarihimizde önemli roller oynamış bir fikir akımının ve son zamanlarda toptan aynı isim verilen toplumsal hareketlerin mahiyetini anlamayı ve yeniden anlamlandırmayı hedefleyen bu yazıların hemen hepsine her kesimden çok müspet tepkiler gelmiÅŸ olsa da “Müslüman sıfatı neyimize yetmiyor, Ä°slamcı lafı da nereden çıktı” veya “Ä°slamcılık iktidarda, bunun neyini tartışıyorsun” mealindeki ve seviyesindeki tepkilerin çokluÄŸu bu iÅŸin gazete köÅŸesinde yapılmasının zorluÄŸunu gösterdi bana.
 
Zorluktan kaçıyor deÄŸilim ama özellikle bugün artık iktidar mevkiinde bulunan egemen Ä°slam anlayışını yaratan tarihî ve sosyal dinamiklerin Osmanlı’nın son yıllarında ortaya çıkan fikir akımını var eden ÅŸartlarla ciddi anlamda bir ortaklık veya benzerlik taşımadığına iliÅŸkin tespitimi kayda geçirmiÅŸ olmam yeterli. Bunun için MeÅŸrutiyet devrinde devleti ayakta tutma ve milletin deÄŸerlerini ihya etme amacını paylaÅŸan bir grup aydının temsilcisi olduÄŸu fikir akımlarından birine verilmiÅŸ olan Ä°slamcılık adının Cumhuriyet devrindeki modernleÅŸmeye karşı belirli toplumsal reaksiyonu da adlandırmak için kullanılmasının sakıncalarının önüne geçmek için bu ikincisine “neo-Ä°slamcılık” denmesini önerdim.
 
Bu yazı dizisinde dile getirdiÄŸimiz diÄŸer görüÅŸ ve tespitlerimizi gözden geçirip hülasa etmek gerekirse…
 
Esasen modernleÅŸme karşıtı mahiyet taşıyan islamî kimlikli toplumsal tepkilerin Cumhuriyet öncesindeki modernleÅŸme sürecinin de bir gerçeÄŸi olduÄŸu malum. Bu baÄŸlamda özellikle Ä°kinci Mahmud devrinden itibaren toplumsal yeniliklere dini gerekçelerle itiraz eden kesimlerin varlığından uzun uzadıya gerek yok. Ne var ki bu mahiyetteki en güçlü itirazın yakın geçmiÅŸimizdeki en radikal reform hareketi olan Tanzimat sürecinde ve bilhassa Islahat Fermanı’nın getirdiklerine yönelik toplumsal reaksiyon olduÄŸunu ve bu itirazın ilke olarak modernleÅŸmeye taraftar olan bir aydınlar kesimince de paylaşılıp giderek MeÅŸrutiyet dönemi Ä°slamcılık akımını hazırlayacak anlayışın bu sırada ÅŸekillendiÄŸini söylemek lazım.
 
Ä°slamcılık fikriyatının sacayağı dediÄŸimiz öze dönüÅŸ, ittihad-ı Ä°slam ve hürriyetçilik ideallerinin ilk ÅŸekillerinin baÅŸta Namık Kemal olmak üzere Yeni Osmanlılar hareketi mensuplarınca ortaya konulduÄŸunu söylemiÅŸtik. Ä°slamcılık akımının bir diÄŸer ilham kaynağının veya rehberinin Cemaleddin Afgani olduÄŸunu da eklemiÅŸtik. “Gezgin Bilge”nin aynı zamanda yine MeÅŸrutiyet döneminde olgunlaÅŸacak olan Türkçülük fikrinin de ilham kaynaklarından biri olmasını komplo teorileriyle deÄŸil, Afgani’nin modernleÅŸme vizyonuyla açıklanması gereken bir husus olduÄŸunu savunmuÅŸtuk.
 
Özellikle Ä°ngiliz sömürgesi durumundaki Ä°slam ülkelerinde etnik milliyetçilikler, bölgesel ayrışmalar ve mezhep ihtilafları teÅŸvik edilirken Afgani etnik ve bölgesel alt kimlikleri birleÅŸtirecek bir milliyetçiliÄŸin propagandasını yapıyor ve milli birliÄŸini saÄŸlamış demokratik yönetimlere sahip toplumların -dahası Sünni ve Åžii ayrımını da aÅŸarak- ittihad-ı Ä°slam idealine ulaÅŸabileceklerini düÅŸünüyordu.
 
***
 
Ä°slamcılık akımının hem modern hem de modernist nitelik taşıyan bir fikir hareketi olduÄŸunu gözden uzak tutmamak geriyor. Bu hareketi kendisinden önceki ve kendisinden sonraki toplumsal reaksiyonlardan ayırt eden özelliÄŸi budur.
 
DüÅŸünün ki hem Namık Kemal hem de Cemaledin Afgani nesillerin dünyaya bakışlarını ÅŸekillendiren görüÅŸlerini medrese kürsülerinde veya cami minberlerinde deÄŸil gazete sayfalarında paylaÅŸtılar.
 
Malum, Namık Kemal her ÅŸeyden önce kudretli bir kalem. Hem ÅŸiirde hem de nesirde... Kitleleri etkileme gücünü kaleminden alıyor. Bir de tabii doÄŸru bir fikri doÄŸru bir zamanda savunuyor olmaktan. Yani aslında belirli bir kitlenin duygularına ve fikirlerine tercüman olmaktan.
 
Ancak Kemal’i toplumla iliÅŸkisinde seleflerinden daha avantajlı kılan modern bir enstrüman var: gazete. Åžerif Mardin’in tespitiyle, Tanzimat Çağı’ndan önce Osmanlı toplumunda mevcut olmayan “kamuoyu”nu yaratan iletiÅŸim aracı.
 
Tıpkı Namık Kemal gibi Åžeyh Cemaleddin de geniÅŸ Ä°slam coÄŸrafyasında sayılan ve sevilen meÅŸhur bir alim ve mütefekkir olarak sahip olduÄŸu etki gücünden çok daha fazlasını gazetecilik sayesinde elde etti. Zaten bir iki risale haricinde bilimsel eser de vermemiÅŸtir Afganlı bilgin.
 
(Her ikisinin de hem kiÅŸisel hem de entelektüel gündemlerinde Sultan Hamit figürünün hayati önem taşıması ise Ä°slamcılığın hürriyetçi/demokrat ideallerinin açıklaması baÄŸlamında bir baÅŸka önemli dinamiÄŸin ifadesi.)
 
***
 
Bir sonraki yazıda “hülasa”mızı 
bitirelim…

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.