Sosyal Medya

Güncel

Erdoğan'dan McKinsey çıkışı: Bunlardan fikri danışmanlık hizmeti de almayacaksınız

Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin Kızılcahamam'da gerçekleştirilen 27. İstişare ve Değerlendirme Toplantısı'nda konuşuyor.



Cumhurbaşkanı, partisinin Kızılcahamam'da gerçekleştirilecek 27. İstişare ve Değerlendirme Toplantısı'na katılıyor. 

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşması satır başlarıyla şöyle:

"Resmen kurulduğu 2001 yılı Ağustos ayından beri bu çatı altında her  seviyede sorumluluk üstlenmiş on binlerce, yüz binlerce kardeşimiz var. Her birine şükranlarımı, tebriklerimi sunuyorum. Burada bu büyük ailenin sadece küçük bir kısmıyla birlikteyiz. Gönül isterdi ki burada AK Parti'ye emek vermiş herkesle birlikte olabilelim. Ancak çağrımızı toplantımızı yaptığımız mekanların kapasitesiyle sınırlı tutmak mecburiyetide kalıyoruz. Esasen AK Parti ülkemiz içinde 81 milyon, ülkemiz dışında da yüz milyonları kucaklamaya çalışan, gönlüne girmeyi hedefleyen bir erdemliler hareketinin adıdır. Biz gönlüne giremediğimiz, oyunu alamadığımız her vatandaşımızı bir kayıp olarak gören ve onu kazanmayı şiar edinen bir partiyzi. Yıllardır girdiği tüm seçimlerde ortalama 2 seçmenden birinin oyunu almayı başaran bir partinin böyle bir hedefe sahip olmasından daha tabii bir şey olamaz. AK Parti hizmetkarlığına talip olduğumuz bu büyük milletin bizzat kendi partisidir ve öyle kalmaya da devam edecektir. Milletimizle birlikte kurduğumuz bu partiyi geleceğe de yine milletimizle birlikte taşıyacağız. İlk gündene itibaren bu büyük davaya hizmet vermiş herkes için AK Parti kendi öz evladı gibidir. Artık 17 yaşını geride bırakmış bir delikanlı olan AK Parti'nin daha uzun yıllar milletimize hizmet etmesini sağlamak istiyoruz. Bunun için bayrağı gençlere, yeni nesillere devretmenin çabası içindeyiz.

Buradan gençlerimize özellikle seslenmek istiyorum. Sizlerden kendinizi AK Parti'nin ve onunla birlikte ülkemizin geleceğine en iyi şekilde hazırlamanızı istiyorum. Maziden atiye kurduğumuz köprünün yeni emanetçileri sizler olacaksınız. Biliyorsunuz emanet sözcüğü emin kökünden gelir. Emin demek güvenilir, korku ve endişe duyulmayan demektir. Unutmayınız peygamber efendimiz 'el emin' sıfatı risaletinden önce vardı. Bizim gençlerimizin her birinin emin sıfatıyla mücehhez bir şekilde kendilerini yetiştirerek emanete sahip çıkacaklarına inanıyorum. Şunun da altını çizerek ifade etmek istiyorum ki, emanet duygusunun kaynağı doğrudan imandır. Eğer iman varsa eminlikten ve emanetten söz edebiliriz. Bunun için millet olarak, özellikle de yeni nesilller olarak evvela inancımızı, medeniyetimizi, tarihimizi, kültürümüzü, değerlerimizi çok iyi öğrenmemiz, hazmetmemiz gerekiyor. Bunlarla birlikte gençlerimizin iktisattan hukuka, mühendislikten  sağlığa kadar en iyiler arasına girmesi de önemlidir. O zaman huzuru kalple bu ülkenin geleceğini gençlere emanet edebiliriz. Gençler asımın nesli olarak emanete sahip çıkmaya önce hazır mıyız? Zaman bendedir ve mekan bana emanettir şuuruyla ülkemize, partimize, davamıza sahip çıkmaya hazır mıyız? Kükremiş sel gibi ülkemizin önüne kurulan bentleri aşmaya var mıyız? Tek millet,  tek bayrak, tek vatan, tek devlet yolunda tüm gücümüzle mücadeleye devam etmeye var mıyız? Rabbim hepinizden razı olsun. 

16 Nisan halk oylaması ve 24 Haziran seçimleri milletimizle aramızdaki o güçlü ilişkiyi, hasbi irtibatı bir kez daha görmemize vesile oldu. Bilindiği gibi 16 Nisan halk oylamasında yüzde 51.4 oranına denk gelen 25 milyon 157 bin oy aldık. 24 Haziran Cumhurbaşkanlığı seçiminde yüzde 52.6 oranına karşılık gelen 26 milyon 330 bin oya ulaşmayı başardık. Buna karşılık 24 Haziran'da milletvekili seçiminde yüzde 42.6 oranını ifade eden 21 milyon 338 bin oy elde ettik. Bir önceki milletvekili seçiminde, yani Kasım 2015'te bu sayı 23 milyon 681 bin; ondan önceki Haziran 2015 seçiminde ise 18 milyon 867 bindi. 2014 Cumhurbaşkanlığı seçiminde de 21 milyon oy almıştık. Görüldüğü gibi AK Parti geçtiğimiz 4 yılda 19 milyon ile 26 milyon arasında bir oy sayısıyla milletimizin teveccühüne mazhar olmuştur. AB ülkelerinin dörtte  üçünün nüfusundan daha kalabalık bir büyüklüğü ifade eden bu sayılar önemlidir.

Bize inanan, bugününü ve geleceğini bize emanet eden milletimize layık olmak için daha çok çalışmalıyız. Bizim milletimize sadece vefa değil can borcumuz da var. Bunun için sadece partimize oy verenlere değil, milletimizin tamamına en iyi hizmetleri sunmanın boynumuzun borcu olduğuna inanıyoruz. Yeni yönetim sistemimizi işte bu amaçla hayata geçirdik. 

'2 ayı bulmadan durumu büyük ölçüde kontrol altına aldık'

Türkiye tarihinin en büyük ekonomik saldırılarına maruz kalmasına rağmen 2 ayı bulmadan durumu büyük ölçüde kontrol altına aldık. Döviz kurunun bir anda böyle bir artış göstermesini sadece ekonomik sebeplerle izah mümkün değildir. Bunu söylemekle asla sorumluluktan kaçmaya çalışmıyoruz. Yaptığımız sadece bir durum tespitidir. Ekonomide eksiklerimiz, sıkıntılarımız, çözmemiz gereken sorunlarımız elbette var. Seçimlerin hemen ardından zaten kolları sıvamış ve ekonomik reformlar için hazırlıklara başlamıştık. Bu gerçeklerle yaşadıklarımız arasında büyük orantısızlık var ki ister istemez işin altında başka şeyler aramak durumunda kalıyoruz. Bunların olduğunu da görüyoruz. Nitekim krizin kaynağı konumundaki kaynakların yaptıkları açıklamalar sorunun farklı sebeplere ve saiklere dayandırılarak tırmandırıldığını açıkça gösteriyor.

Şu gerçeği hiçbir zaman aklımızdan çıkarmamalıyız. Her kriz beraberinde birçok fırsatı da getirir. Devlet yönetimi olarak bu krizin üstesinden gelmek için normal şartlarda yıllara sari olarak yapabileceğimiz büyük reformları ve köklü değişimleri hızla hayata geçirdik, geçiriyoruz. Unutmayın bizler ilk göreve geldiğimizde hatırlayın ülkemizin hali ekonomik olarak neydi? O krizlerden aldığımız Türkiye'yi çok kısa sürede nereye getirdiğimizi unutmayın. Onun için biz bu konuda, bu işin sıkıntılarını, hastalığını da  tedavi yollarını da biliyoruz. Dolayısıyla kısa zamanda bu işi  toparladık ve yolumuza devam ediyoruz. 

'Milletimizi fırsatçıların insafına terk etmeyeceğiz'

Değineceğim bazı hususlar var. Önemli olan bu. Özel sektörümüzün bu krizi fırsata çevirecek maharete sahip olduğuna inanıyorum. İnşallah 2 aylık aradan sonra yeniden bir toplarlanma ve yükseliş dönemine girdiğimizi görüyorum.  Tabii bazıları krizi fırsata çevirmekle fırsatçılığı birbirine karıştırıyor. Döviz kuruyla hiçbir işi olmayan pek çok sektörde bir anda büyük fiyat artışları yaşandığına dair yoğun şikayetler alıyoruz. Ekranları başında bizi izleyen milletimez sesleniyorum. Bunun adı fırsatçılıktır. Milletimizi fırsatçıların insafına terk etmeyeceğiz. Bunu böyle bilsinler. Serbest piyasa ekonomisi kuralları içinde bu fırsatçılarla mücadele edecek ve kendilerine gereken yaptırımları da uygulayacağız.

Faiz-kur-enflasyon şeytan üçgeni

Türkiye'yi faiz-kur-enflasyon şeytan üçgeninden çıkartana kadar gereken her tedbiri alacağız, her adımı atacağız. Bizim ekonomi reçetemizde üretim vardır, tasarım, teknolojiyi geliştirmek, ihracat, istihdam, refahın tabana yayılması vardır. Hiçbir mağduru ve mazlumu sahipsiz bırakmamak vardır. AK Parti bugünlere bu anlayışla yaptığı hizmetlerle gelmiştir. Bundan sonra da bu anlayışla devam edecektir.

Türkiye borcuna sadıktır

Türkiye'yi hala ekonomik ve siyasi vesayetin temsilcisi uluslararası kuruluşların kucağına itmek isteyenleri cevabımızı bu şekilde veriyoruz. Ülkemizi kendi reçetelerimizle, kendi çözümlerimizle, kendi programlarımızla hedeflerimize ulaştıracağız. Elbette her  türlü yatırıma, desteğe, katkıya açığız. Yeter ki bunun bedelini bize egemenliğimize ve geleceğimize göz dikerek ödetmeye çalışmasınlar. Türkiye borcuna sadıktır, yeter ki işi diyet borcuna dönüştürmesinler. İşte o zaman külahları değişiriz. AK Parti döneminde ülkemizi diyet borçlarından kurtarana kadar çok mücadele ettik. Yeniden Türkiye'nin aynı cendereye sokulmasına müsaade etmeyiz. 

McKinsey tartışmalarına cevap verdi

Son günlerde finansal danışmanlık alınan bir şirket üzerinden yapılan tartışmalar,  güya bizi töhmet altında bırakarak ülkemizi yeniden aynı cendereye sokma girişiminden ibarettir. Ama biz bu oyuna gelmeyiz. Bu can bu tende oldukça hiç kimse Türkiye'yi yeniden uluslararası kuruluşların boyunduruğu altına sokamaz.

Kılıçdaroğlu'nu eleştirdi

Ana muhalefetin başındaki zat şunu çok iyi bilsin, sınırlarımız dahilinde, bayrağımızın dalgalanması, ezanlarımızın okunmasında ne kadar kararlıysak bu konuda da aynı hassasiyete sahibiz. Onu seninle de paylaşmayız böyle bilesin. Bize bu konuda ders vermeye kalkma, bu millet seni çok iyi bilir, bizi çok iyi bilir. Biz bu göreve geldiğimizde IMF'ye olan borcumuz 23.5 milyar dolardı. Ey Kılıçdaroğlu senin bundan haberin yok demek ki, 2013'te IMF'ye olan borcumuzu sıfırladık. Merkez Bankamızın döviz rezervi 27.5 milyar dolardı. Başbakanlığım  döneminde 135-136 milyar dolara kadar çıkardık. Tamam bir düşüş yaşadık ama bu böyle devam edecek diye bir şey yok. Biz bu tırmanışı inşallah devam ettireceğiz. Ekonomik bağımsızlık olmadan siyasi bağımsızlığın olmayacağını çok iyi biliyoruz. Kendi ayakları üzerinde yükselttiğimiz Türkiye'ye hiç kimse yeniden diz çöktüremeyecektir. Aksi yöndeki tüm dedikodular, iftiralar, yalanlar, FETÖ'cü hainlerin, PKK'lı katillerin, varlıklarını ülkemize ve milletimize düşmanlık üzerine bina etmiş kifayetsiz muhterislerin eseridir. 

 
 

 

 
 
 

Ses Kapa

 

 

 

 

 
/

 

 

 
Yüklendi: 0%
Yükleniyor: 0%
 

'O teröristler bilsinler ki bunu en az 800 ile ödeyecekler'

8 şehidimiz oldu. 8 şehidimize şahsım, milletim adına Allah'tan rahmet diliyorum. Biz şuna inanıyoruz ki, bu topraklar şehit kanlarıyla yoğrulmuştur, biz buralara onlar  sayesinde geldik. İstiklal Marşımızın en kutlu dizelerine baktığımız zaman orada 'Toprağı sıksan şüheda fışkıracak şüheda/ Canı, cananı, bütün varımı alsın da Hüda, Etmesin tek vatanımdan beni dünyada cüda' diyerek bu yolda yürüdük. Tüm ailelerine ve milletimize başınız sağolsun diyoruz. Ama hep söyledik ya, bir ölür bin diriliriz evelallah. 8 şehidimiz mi var? O teröristler bilsinler ki bunu en az 800 ile ödeyecekler. Şu anda Gabar'da, Cudi'de, Tendürek'te her yerde kaçacak delik arıyorlar. O deliklerde inlerine gire gire bunları bitireceğiz. Kandil'de, Sincar'da bitireceğiz. Durmadan onlar kaçacak biz kovalayacağız. Bu milletin huzurunu, refahını yok etmeye bunların gücü asla yetmeyecektir.

Kılıçdaroğlu'na yüklendi

Hadi terör örgütlerinin ve Türkiye düşmanlarının hezeyanlarını anladık, bunu biliyoruz, Son yıllarda tüm terör örgütlerinin başını öyle ezdik ki ne yapsalar yeridir. Ülkemizin yaşadığı sıkıntılara adeta ateşin üzerine benzinle gider gibi yaklaşan anamuhalefet partisine ve onun başındaki malum zata ne diyeceğiz? Biz bu zatın iftiralarını yüzüne vurmaktan, eline tutuşturulan kağıt parçalarının belge değil paçavra olduğunu anlatmaktan yorulduk. Kendisini başbakanlığımız ve cumhurbaşkanlığımız döneminde belki bin kez rezil kepaze ettik. Ama bu zat aynı iftira vagonuna binmekten vazgeçmedi. Türkiye'de ne kadar terörist, ne kadar provokatör, ne kadar şaibeli tip varsa hepsi bu zat tarafından grup konuşmalarında baş tacı ediliyor, övülüyor, destekleniyor. Ankara’dan İstanbul’a yürüyüşte koluna kimlerin giridğini baktığımızda mesele tüm açıklığıyla ortaya çıkıyor. Teröristlerle el ele kol kola yürüyebiliyor. Son grup konuşmasında önce Kudüs meselesine girdi, sonra hızını alamayıp 'Erdoğan BM’de Filistinle ilgili tek söz etmedi' diyor. Ben buna nasıl cevap vermeyeyim. Biliyorum buna benim milletim inanmaz. Filistin denince akla AK Parti gelir, Gazze denince akla AK Parti gelir. Biz BM'de Filistin'i de Kudüs'ü de anlattık. Biz bunları İstanbul'da da anlatıp, onu BM Genel Kurulu'na getiren biz değil miyiz? Sen hangi bulutlarda dolaşıyorsun? Senin bu işlerde en ufak bir emeğin var mı? Kudüs'ün Filistin'in acısını hissettikleri için değil, bize yüklenmek için bu konuyu gündeme getirdiler. Ama orada da çuvalladılar.

'Türkiye'de ekonomik kriz yok, manipülasyon var'

Ana muhalefetin başındaki zat Filistin'den girip rotayı ekonomiye çevirdi. Kriz diyor. Türkiye'de bir defa kriz yok. Önce bir ekonomiyi öğren. Türkiye'de ekonomiyle alakalı bir manipülasyon var, manipülatif bir hareket var. Bununla bir fatura kesmeye çalışıyorlar, sen de bu faturanın aktörleri arasında yerini alıyorsun. Türkiye'de ekonomik kriz yok, manipülasyon var. Bu konuda söyledikleri de aslında kendisinin meselenin ne kadar dıişında olduğunu gösteriyor. Ya ne kadar zavallısın. Resmi ziyaret yaptığımız ülkelere bize para verin diye yalvarıyormuşuz. Biz bu ülkelerden Türkiye'ye yatırımları konusunda destek istiyoruz. Biz para istemedik, istemeyiz. Kim kime yalvardı diye para verir? Biz gittiğimiz her yerde yönetimlere ve özel sektöre ülkemizin büyüklüğünü ve fırsatlarını anlatıp, yatırım davetinde bulunuyoruz. Yatırım daveti başka şeydir, para istemek başka şeydir. Kendilerinin SGK’yı nasıl batırdıklarını o dönemi yaşayan benim milletim çok iyi biliyor. Son Almanya seyahatinde, 5 yıl 10 aya mahkum olan sözde gazeteci vardı ya boşluğunu buldu oraya kaçtı, orada da rahat durmadı. Orada da kendisine sahip çıkacak olanları, sözde siyasetçileri buldu. Haber de bize gelince, 'Eğer bizimle beraber orada bulunacaksa biz müşterek bir basın toplantısı yapamayız. O zaman siz onunla basın toplantısı yaparsınız, daha sonra da biz onun olmadığı bir basın toplantısı yaparız.' diye haber gönderdik Eğer bizimle beraber orada bulunacaksa biz müşterek bir basın toplantısı yapamayız. Biz onun olmadığı bir basın toplantısını yaparız. 5 yıl 10 aya mahkum olmuş birini siz bu ülkede barındırıyorsanız bunun stratejik bir ortaklığa yakışan yanı yoktur. Aynı şey bizde olsa biz elinden tutar size teslim ederiz. Benim ülkemde mahkum olmuş bir sözde gazeteciyi orada barındıyorsanız, bunun ortaklığa yakışan bir durum yoktur.

McKinsey tırtaşması: 'Bunlardan fikri danışmanlık da almayacaksınız'

Dünyada kamu borcunun milli gelire oranı en düşük devletlerden biri Türkiye'dir. Biz ülkemizi faiz, enflasyon, kur şer üçgenine sıkıştırmaya çalışanların oyunlarını bozmakla meşgulüz. Cumhurbaşkanlığı külliyesiyle ilgili bunun iftiralarını dinlemekten bıktık. Hatırlarsanız külliyemiz ilk hizmete girdiğinde oraya gelmeyeceğini söylemişti. Altın klozetlerden falan bahsetti. Bunlar bu kadar iftira ile yetişmiş tipler. Dünyada başarı olarak gösterilen kamu-özel ortaklığı projelerini eleştirmesini mantıktan uzaktır. İşte üçüncü havalimanı, Bay Kemal, o da öyle. Üçüncü köprü, o da öyle. Bunlar nasıl yapılıyor, bunu öğren. Bay Kemal sen anlamazsın sen bu işten. SSK'yı da böyle batırdın zaten. Bunları biz kaynakları çeşitlendirerek hamdolsun yaptık ve yapmaya da devam ediyoruz. Türkiye'nin bu kadar kısa sürede bu kadar büyük yatırımları hayata geçirmesini hala anlamayan birine anlatmayı söz israfı olarak görüyorum. Kamu özel ortaklığını Türkiye nasıl başardı bunu anlatın dediler G-20 Toplantısı’nda. Bu zat ücreti mukabil tutulmuş bir danışmanlık şirketi üzerinden aklı sıra bizi köşeye sıkıştırmaya çalışıyor. Tüm  arkadaşlarımıza söyledim, bunlardan fikri danışmanlık hizmeti de almayacaksınız dedim. Gerek yok, biz bize yeteriz. Bu zata değil ama bu zatın hezeyanlarıyla aklı karışmış olan varsa izah etmek isterim. Evet, bir dönem Türkiye savunmadan tarıma herşeyini Amerika'ya teslim etmiştir. Türkiye bu felaketi tek parti CHP ve milli şefi İnönü döneminde yaşamıştır."

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.