Sosyal Medya

Özel / Analiz Haber

Tek Başına Gemi Zapteden Kahraman: Cezayirli Hasan

Gelibolulu Hasan, gemiler rampa eder etmez, elinde yatağanla karşı tarafa atlamış, ancak tek başına kalmıştı. Buna rağmen, düşman denizcilerinin 15’ini öldürdü ve kalanlarını da ambar ve kamaralara kilitleyip Cezayir’e ulaştı. Bu müstesna yiğit, daha sonra devlete büyük hizmetler verecek ve sadrâzamlık makamına kadar yükselecekti.



Gelibolulu Hasan, pazusu kuvvetli, görünüÅŸü heybetli, saçı sakalı gür, cenk ve cidalden korkmaz, ele avuca sığmaz, düÅŸman önünde yırtıcı kaplana benzer, imanı güçlü bir Anadolu yiÄŸidiydi. Denizcilerden pek methini iÅŸittiÄŸi, kahramanlar diyarı güzel Cezayir’e gitmek, magrip sularında cenk etmek onun epeydir gönlünde taht kurmuÅŸ bir özlemdi. Nihayet kararını verdi, harekete geçti. Åžimdi Cezayir’e yelken açan bir gemide, Akdeniz’in doyumsuz manzaralarını seyrederek magrip diyarına yol alıyordu.

cez01Aniden önlerine yabancı bandıralı bir gemi çıktı ve kendi gemilerine rampa ediverdi. Hasan’ın yiÄŸitlik damarları kabarmıştı. Tereddüt etmeksizin düÅŸman gemisinin güvertesine atıldı ve yatağınını saÄŸa sola savurmaya baÅŸladı. Ama, aksiliÄŸe bakın; rüzgârın ve dalgaların tesiriyle iki gemi birbirinden ayrılmış, Hasan, öte tarafta yalnız kalmıştı. Yaradan’a sığınıp çevresini saranlarla boÄŸuÅŸtu ve kısa sürede on beÅŸ kiÅŸiyi öldürdü. DiÄŸer mürettebatı da ambar ve kamaralara kilitlemeyi baÅŸararak gemiyi tek başına ele geçirdi. Kâfirlerin dili tutulmuÅŸtu. Hasan’a gelince, kaptan köÅŸkünde zaferini alkışlayacak tayfalarını arıyordu âdeta. Ele geçirdiÄŸi gemi, denizin ortasında, tek galip kumandanı ile dolaÅŸmaktaydı…

Nihayet Cezayirliler kendisini buldular, gıpta ve hayranlık hâlesiyle çevirerek götürdüler. Yaşı henüz yirmi beÅŸe ulaÅŸmamış bu Anadolu yiÄŸidinin cesaret ve ÅŸecaati dalga dalga Cezayir’e yayıldı. Herkes gelip onu görmek, tanımak, elini öpmek istiyordu. Cezayirliler, usulleri üzere zaptettiÄŸi gemiyi Hasan’a verdiler, bir de kahvehane hediye ettiler. Onu, ülke yönetiminde bir meclis niteliÄŸindeki Dayılar meclisi üyeliÄŸine tayin ettiler.

Gelibolulu Hasan, sonraki yıllarda Cezayirli Gazi Hasan PaÅŸa olarak ÅŸöhret bulacak vezirden baÅŸkası deÄŸildi. Cezayir ocağında geçen yılları dolayısıyla “Cezayirli”, heybetli görünüÅŸünden “Palabıyık”, Limni adasını düÅŸmandan kurtardığı için “Gazi” namlarıyla anılırdı. 18. yüzyılın ikinci yarısında, Osmanlı tarihinin seçkin vezirleri arasında, yeri güç doldurulur bir zattı.

Peki kimdi bu Cezayirli Gazi Hasan PaÅŸa? Åžimdi biraz kendisini tanıtmaya çalışalım.

Kasımpaşa Deniz Hastanesi'nin üst başındaki Cezayirli Hasan Paşa Çeşmesi'nin bugünkü hâli. Celî sülüs ile yazılmış kitabesindeki tarih 1781.

KasımpaÅŸa Deniz Hastanesi’nin üst başındaki Cezayirli Hasan PaÅŸa ÇeÅŸmesi’nin bugünkü hâli. Celî sülüs ile yazılmış kitabesindeki tarih 1781.

ÇocukluÄŸu, GençliÄŸi

Osman AÄŸa’nın çocuklanyla birlikte yetiÅŸen, Hasan, kavgadan uzak durmayan, gözü pek küçük Hasan; efendisini bıktırmıştı. Ancak, Osman AÄŸa’nın hanımı onu çok sever, kendi evlatlanndan ayırmaz ve satılmasına mani olurdu. Hasan 17-18 yaÅŸlarına geldiÄŸinde, Gelibolu delikanlıları arasında nam salmıştı. Osman AÄŸa, sonunda onu azat ederek, ticaret iÅŸlerine yöneltti, ticaret gemileriyle bazı yerlere yolladı.

Hasan, daha sonra, mizacına uygun bir mesleÄŸe, askerliÄŸe girdi, yeniçeri ocağına yazıldı. Karakullukçu olarak, 1738’de Belgrad seferine katıldı. Morava ve Hisarcık seferlerinde gayret ve cesaretini isbatladı, ÅŸöhret kazandı. Sonra Gelibolu’ya dönerek, eski efendisinin kızı ile evlendi.

Cezayir’de

Yukarıda bir nebzecik anlattığımız gibi, maceralı bir yolculuk sonunda Cezayir’e giden Hasan, kısa süre sonra Tlemsen Beyi oldu. Akdeniz’i tanıdı, birçok gazada bulundu. Cezayir’de dayıların kıskançlık ve nefretine maruz kalıp hayatını tehlikede görünce, Ä°spanya ve Napoli yoluyla Ä°stanbul’a geldi. Cezayir Beylerbeyisi, onun Tlemsen hâzinesinden para alıp kaçtığını Ä°stanbul’a bildirmiÅŸti. Mallarına el kondu. Ancak daha sonra bunun iftira olduÄŸu anlaşıldı.

Bahriye’de Hizmetleri

Hasan Bey, denizcilikle ÅŸöhret bulduÄŸundan, Ä°stanbul’da Nisan 1761′de kaptan olarak göreve alındı ve emrine bir gemi verildi. 1762’de riyâle, 1766’da patrone, bir yıl sonra kapudâne oldu. 1768-1774 Osmanlı-Rus savaşında Akdeniz’de önemli deniz cenklerine katıldı. Ege Denizi’ne kadar gelen Rus donanması ile Koyun Adaları mevkiinde çarpıştı.

cez02Kendi kalyonuna yanaÅŸtığı sırada, gemisinin halatlarını kestirdi. 30 cengâver yiÄŸidiyle düÅŸman gemisine atladı. Çarpışmada yaralandı ise de, bunu belli etmedi. Sonra kendi gemisine geçti. ÅžaÅŸkına dönen Moskoflar, cephaneleri ateÅŸlediler. Hasan Bey, yataÄŸanı aÄŸzında sulara atladı, bir kayıkla kurtuldu. Rus amiralinin ve Hasan Bey’in gemileri yanarak battı. Bu arada ÇeÅŸme limanına gelen Osmanlı donanması, 6 Temmuz 1770’te Ruslar tarafından yakıldı. Hasan Bey, Çanakkale BoÄŸazı ’na gelerek durumu devlete bildirdi, BoÄŸaz’ı korumaya çalıştı. Kendisine mirimiranlık rütbesi verildi.

Ruslar ÇeÅŸme faciasından sonra, 10 Temmuz 1770’te Limni adasını iÅŸgale çalıştılar. Derhal yardıma gitmesi istenen Hasan PaÅŸa, bulabildiÄŸi bin kiÅŸi ile harekete geçti. Bunların çoÄŸu dalkılıç, fedai insanlardı. Adaya gizlice çıkılarak, düÅŸman eline geçmek üzere olan kale kurtarıldı. Ruslar, Türkler’in 12 bin kiÅŸilik bir kuvvetle geldiklerini sanıyorlardı. Limni adası’nın kurtarılması baÅŸarısından ötürü Hasan PaÅŸa’ya vezirlik ve “Gazi” unvanı verildi (Ekim 1770). Az sonra Deryakaptanlığı (Kaptan-ı deryalık), ardından BoÄŸaz SeraskerliÄŸi görevi tevcih edildi. Hasan, Anadolu valiliÄŸi payesiyle Rusçuk Seraskeri olduÄŸunda, III. Mustafa’nın ölümünü müteakip Kaptan-ı deryalıktan azledildi. Küçük Kaynarca AndlaÅŸması’ndan sonra, 1774′te ikinci defa Kaptan PaÅŸalığa getirildi. 1789’a kadar, 15 yıl bu makamda kaldı. ÇeÅŸme’de yakılan donanmanın yerine yeni bir donanma kurulmasını gerçekleÅŸtirdi. Bahriyede birçok ıslahatı bu dönemde yaptı. Sultan I. Abdülhamid’in güvenini kazanmış, nüfuzlu bir vezirdi.

Bir Yelkenli

Bir Yelkenli

Bazı İsyancıların Tedibi

Bu arada, bazı eyaletlerde karışıklıklar çıkmıştı. Gazi Hasan PaÅŸa buralara gönderilerek zayıflayan devlet otoritesini yeniden güçlendirdi, isyancıları hizaya getirdi. 1776’da Suriye’de Tahir Ömer isyanını bastırdı. 1779’da Mora’da Arnavutlar’ın fitne ateÅŸini söndürüp, huzur ve sükûnu saÄŸladı. 1779 Kasım’ında Mora Muhassıllığı’na getirildi. Fransızlar’ın ve Ruslar’ın kışkırtmalarıyla Mısır’da isyan eden yerli beylerden Murad Bey Ä°brahim’i yola getirmek üzere 1786’da Mısır’a gönderildi. 1,5 yıl orada kaldı. Mısır’da nisbî bir sükûn temin etti.

Rus Cephesinde

1787-1792 Osmanlı-Rus ve Avusturya savaÅŸları dolayısıyla Mısır’da fazla kalamayan Hasan PaÅŸa, Rus cephesine memur edildi ve donanma ile Karadeniz’e çıktı. Hâzinenin sıkıntısı dolayısıyla, Sultan I. Abdülhamid’in harb yardımı (iane-i harbiyye) talep ve iradesi üzerine, kendi servetinden 12 bin kese akçe altını tereddütsüz çıkarıp devlete verdi, Topkapı Sarayı’na gönderdi.

ÇeÅŸme vak’asında Hasan PaÅŸa’nın Kaptan PaÅŸa bulunmadığına herkes hayıflanırdı. O da, olayı hiç hatırından çıkarmaz, Ruslar’dan intikam almak isterdi. Bu bakımdan, Rus cephesine tayin edilmesine sevindi ve Özi kalesinin yardımına gitti. 1788’de yapılan Yılan Adası muharebesinde Rus donanmasını maÄŸlup etti. Ancak Özi’nin Ruslar eline geçmesini engelleyemedi. Ä°stanbul’da aleyhinde yürütülen faaliyetleri ise, eski kölesi Sadrâzam Yusuf PaÅŸa engelledi. I. Abdülhamid’in Özi’nin düÅŸmesi sonucu üzüntüden vefatı üzerine (1789), yeni padiÅŸah III. Selim tarafından Anadolu ValiliÄŸi ve Ä°smail SeraskerliÄŸi görevine getirilerek Kaptan-ı deryalıktan azledildi.

Gazi Hasan PaÅŸa’nın bir nutku

Cevdet Tarihi’nde (cilt 4, sayfa 51) yazıldığına göre, Gazi Hasan PaÅŸa, 1787-92 Rusya seferinde, Karadeniz’e gidiÅŸinden bir gün önce donanma-yı hümâyûn kaptanlarını yanına çağırıp, kendilerine ÅŸöyle hitap etmiÅŸtir: “Ben(im) nereden geldiÄŸim ve ne yaptığım cümlenizin malûmudur. Lâkin nam alacak ve din ü devlet uÄŸruna can verecek vakitler ÅŸimdidir. Niyetim düÅŸmanın hakkından gelmek veyahud ölmektir. Bunun içün bilcümle cariye ve kölelerimi azad edüb her birine hizmetlerine göre mükâfat eyledim. Ve borçlarımı kâmilen edâ eyledim. Ä°yâlimi dahi fi-mâbaad görmeyeceÄŸimi cezm ile veda edüb gidiyorum. Ve eÄŸer saÄŸ kalup da avdet eder isem, bu da Allah teâlâ hazretlerinin bir inayetidir. Sizi öteden berü yoldaÅŸ bilirim. Bu defa cümlenizi yanıma celb etmekten garaz, bu niyetimi söylemektir, içinizde cesaret edemeyüp de ölmekten kaçacak var ise, gücenmyüp kendüye derhal izin veririm. Yok eÄŸer cenk üzerinde iken gayretsizlik edüp de “hava muhalif idi, askere söz geçiremedim” gibi özür ve bahaneler ile emrimi dinlemeyen olur ise, PadiÅŸah başı içün bu makûleye aman ve zaman yoktur. Ama gayret ve hizmet edenlere memûlden ziyade mükâfat derkârdır. Bu ÅŸurût ile gitmeye razı olan kalsun” deyince cümle bahriye kumandanları kalkıp hayat ve mematta beraber olmak üzere yemin ve kasem etmiÅŸler ve bu niyet-i hâlisâne ile Karadeniz’e gitmiÅŸlerdir.”

Sadâreti

Rus cephesindeki FokÅŸan ve Boza bozgunlarından sonra görevden alınan Kefküde Hasan PaÅŸa’nın yerine Sadrâzam ve serdar-ı ekrem tayin olundu (3 Aralık 1789). Yeni sultan, yaşı 80′i geçen bu kahramanı adeta ödüllendirmiÅŸti. Hasan PaÅŸa’nın, sadareti sırasında sert ve ÅŸedit tedbirler aldığı, hatta kan dökücü olduÄŸu söylenir. Ancak bunlar, ÅŸüphesiz devletin hayrı içindi. Nitekim, savaÅŸta ihmali bulunanları ÅŸiddetle cezalandırdı. Akkirman’ı, karşı koymadan Ruslar’a veren Tayfur PaÅŸa’yı idam ettirdi. 3 ay 20 gün süren sadareti hep Rus cephesinde geçti. 30 Mart 1790′da, ordu merkezi Åžumnu’da Hakk’ın rahmetine kavuÅŸtu. Orada yaptırdığı tekkenin bahçesine gömüldü.

Siyaseti ve Hayratı

Yavru iken kendisine alıştırdığı bir arslanı daima yanında gezdiren Gazi Hasan PaÅŸa’nın ÅŸecaat ve kahramanlığı dillere destandı. Ä°manı saÄŸlam, yöneticiliÄŸi fevkalâdeydi. Cesur, gayretli, devlete ve padiÅŸahına sadık, sözünü esirgemez, hakikî bir Müslüman idi. Birçok gazadan alnının akıyla çıkmıştı. 18. yüzyılın ikinci yarısındaki en meÅŸhur vezirlerdendi. Eski kölesi ve kapı kethüdası Koca Yusuf PaÅŸa’yı sadrâzamlık mevkiine tayin ettirecek derecede de nüfuz sahibiydi.

Zengin bir kimse olan Gazi HasanPaÅŸa, servetini hayır iÅŸlerinde harcadı. Ä°stanbul tersanesinde, Kalyoncular kışlasını ve camiini inÅŸa ettirdi. Midilli’ye dört saat mesafeden su getirtti, çeÅŸmeler yaptırdı. Bakla’da çeÅŸme, Vize’de cami, hamam, üç çeÅŸme, Midilli’de PaÅŸa köÅŸkü ve büyük havuz, Çanakkale ve Åžumnu’da tekke, Çanakkale’de bir hisar, Limni, Sakız, Ä°stanköy ve Rodos adalarında çeÅŸmeler yaptırdı. Hanımına ait Öküz limanında yalı, KasımpaÅŸa’da bir konağı vardı. ÇeÅŸme faciasında mahvolan donanmanın yeniden inÅŸası için bütün masrafları kendisi karşılamıştı. Fakirleri, öksüz ve yetimleri, dul kadınları, evlenecek kimsesiz kızları gözetir ve korurdu.

I. Abdülhamid devri bilginlerinden Çâkerî-i Yemeni, Gazi Hasan PaÅŸa’nın, hatıralarını “Gazavât-ı Gazi Hasan PaÅŸa” adıyla yazmıştır. Bu eser henüz yazma halindedir.

Tanınmış tarihçimiz Cevdet PaÅŸa da, tarihinde Cezayirli Gazi Hasan PaÅŸa’nın ÅŸahsını ve devlete hizmetlerini övmekte, kadrini yüceltmekte ve ona “Vaktinin Hayreddin PaÅŸa’sı (Çandarlılara telmih) nazarıyla bakıldığını” anlatmaktadır.

 Yazan: Atillâ Çetin
(Tarih ve Medeniyet Dergisi, S. 8, Ekim 1994, s. 58-60.)

KAYNAKLAR

Çikeri, Gazavât-ı Gazi Hasan PaÅŸa, Süleymaniye Külüphanesi, Esad Efendi, no:2419/1.

Cevdet PaÅŸa, Tarih, Ä°stanbul, 1309, cilt 3, 4,5.

Ä°smail Hakkı Uzunçarşılı, Cezayirli Gazi Hasan PaÅŸa’ya Dair, Türkiyat Mecmuası VII-V1II/I, Ä°stanbul, 1942.

Ä°smail Hakkı Uzunçarşılı. Osmanlı Tarihi, cilt IV/I.

İsmail Hami Danişmend, Osmanlı Tarihi Kronolojisi, cilt 5.

Mahir Aydın, Cezayirli Gazi Hasan PaÅŸa, Türkiye Diyanet Vakfı Ä°slâm Ansiklopedisi, cilt 7, Ä°stanbul, 1993.

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.